• Sonuç bulunamadı

2. Nietzsche’nin Ahlak Anlayışında Bazı Kavramlar

2.3. Erdem

Erdem nedir? Ahlaki bakımdan her zaman ve sürekli olarak iyi olma eğilimi, iyi ve doğru eylemlerde bulunmaya yatkın olma durumudur. Erdem terimini felsefe- ye sokan Yunanca “arete” sözcüğünü her varlığın kendine özgü fonksiyonunu en iyi biçimde yerine getirme anlamının dışında insan ve insanın davranışları için kullanan Sokrates olmuştur.115

Nietzsche’ye göre bütün erdemler psikolojik durumlar, aslında inceltilmiş olan tutkular ve yükseltilmiş olan ruh durumlarıdır. Nietzsche bize bu fikrini şöyle açıklamak- tadır; insanlığa yönelik duyduğumuz merhamet ve sevgi, ona göre cinsel içgüdülerimizin gelişimi olarak ortaya çıkmış erdemlerimizdir. Yine adalet intikam içgüdüsünden kay- naklanırken, erdem kudret iradesinden, onur ise benzer olanın ve eşit kudrette olanın ta- nınması ve kabulünden kaynaklanmaktadır.116 Başka bir yerde yine zayıfın saldırmazlığı ya da korkaklığı, kapı eşiğinde duruşu, kaçınılmaz olarak beklemek zorunda oluşu, er-

115 A. CEVİZCİ, a.g.e., s. 331.

demle birlikte olumlu adlar almaktadır, “sabır” gibi. Yani Nietzsche’ye göre intikam al- maya gücünün yetmeyişine, affetme denilmesi bunun bir örneğidir.117

Nietzsche erdemin tanımını şöyle yapmaktadır:“ Erdemlilik, istemek ve iste- miş olmak gibi bir olguyu zorunlu takaddüm olarak, her bir yüksek ve güçlü mutlu- luk duygusunun önüne koymak denemesidir.”118

Nietzsche bütün erdemlerin ahmaklığa doğru gittiğini, tüm ahmaklıklardan da erdeme doğru gidildiğini belirterek erdemin insana can sıkıntısı verdiğini, bu can sı- kıntısını yaşamak için bu dünyanın elbette kısa geleceğini söylemektedir. Böylelikle ona göre erdemi yaşamak için ebedi bir hayata zorunlu olarak inanmak gerekmekte- dir.119 Nietzsche kanaatimizce burada bir eleştiri yapmaktadır. Çünkü ona göre başka bir dünyaya inanmayı gerektiren her öğreti kabul edilemez. Bunun dışında Ni- etzsche’nin burada anlatmak istediği durum, erdemin yaşanılan hayatı sıkıcı ve se- vimsiz hale getirmesi ile başka hayat fikrine çok rahat gidilebileceği düşüncesidir. İşte Nietzsche bu durumu eleştirmektedir.

Nietzsche’ye göre erdemlilik özel hal ve durumlarda aptallığın saygıya değer bir biçimi olmaktadır. Yine de bütün sınıflarda mümkün olan ve kendisini saygınlıkla ve gülümsemeyle karşılayacağımız bir tür cüretkâr köylü saflığıdır.120 Nietzsche er- demin can sıkıcı oluşunun yanında, tam anlamıyla hedef olarak şimdiye kadar mutlu olmanın kendisiyle çelişki içinde olduğunu söylemektedir.121 Ona göre, erdemden

117 F. W. NIETZSCHE, Ahlakın Soykütüğü Üzerine, s. 47. 118 F. W. NIETZSCHE, Güç İstenci, s. 160.

119 F. W. NIETZSCHE, İyinin ve Kötünün Ötesinde, s. 151. 120 F. W. NIETZSCHE, Güç İstenci, s. 173.

daha pahalı hiçbir şey yoktur. Çünkü o erdemin hasta ruha sahip insanla oluşturaca- ğını ve sonunda erdemle yeryüzünü hastane haline geleceğini savunmaktadır. Bu du- rumda “yeryüzü barışı” sağlanacak fakat insanlar birbirlerinden hoşlanmayacaklar- dır.122 Nietzsche erdeme karşı söylediği bu düşünceleri ile dikkatleri üzerine çekece- ğinin farkındadır, fakat o düşüncesini söylemekten geri durmamış ve şöyle devam etmiştir: “Buyurmaya yönlendirilmiş, buyurucu kılınmış biri için, örneğin kendini yadsıma ve alçak gönüllü geri çekilme bir erdem değil, bir erdemin boşa harcanma- sıdır.”123 Sözlerinden de anlaşılacağı üzere o can sıkıntısı, mutsuzluk kaynağı ve in- sanı hasta ettiğini düşündüğü erdemi, gerçek bir erdem olarak görmemekte, kendisi gibi birinin o erdemi kabul etmekle gerçek bir erdemi boşa harcayacağını düşünmek- tedir.

O halde Nietzsche’nin bir erdem tasarımı var mıdır? O erdemi tamamıyla mı yok saymaktadır, yoksa ona ait olan ve onun kabul ettiği bir erdem tanımı var mıdır?

Nietzsche bu konuda şunları söylemektedir: “Bizim de kendi erdemlerimiz olabilir; yalnız doğrusunu söylemek gerekirse, bunlar, safdil, kaba saba, dedelerimize saygı duymamıza yol açan erdemlerin biraz uzağında”124 Demek ki, o, erdemi tama- men reddetmemekte, sadece yüzyıllarca kabul görmüş erdemlere karşı çıkmaktadır. Fakat durum burada bitmiyor, yine ona göre eğer erdemlerimiz olacaksa bunların, yalnızca bizim en gizli, en yürekten eğilimlerimizi taşıyan erdemler olması gerekti- ğini, bunun da gereksinimlerimizle en iyi biçimde uzlaştırmayı öğrendiğimiz erdem-

122 F. W. NIETZSCHE, a.g.e., s. 206.

123 F. W. NIETZSCHE, İyinin ve Kötünün Ötesinde, s. 145. 124 F. W. NIETZSCHE, a.g.e., s. 141.

ler olabileceğini belirtmektedir.125 Bu durumda Nietzsche’nin kabul edebileceği er- demlerin insanın içgüdüleri ve eğilimleri ile ters düşmeyen erdemler olduğunu söy- leyebiliriz.

Bütün bunlardan sonra, Nietzsche’ye göre erdem nasıl olmalıdır? Nietzsche’ye göre erdemin özellikleri nedir? O, erdemde şu özellikleri aradığını söylemektedir:

1. Onun kabul ettiği erdem, her yerde erdemi, erdemli olmayı şart koşmamalıdır. 2. Nietzsche gerçek erdemin, erdemin yokluğundan düpedüz acı çekmemesi gerektiğine inanmaktadır. Yine ona göre erdem bazen, insanlar arasında mesafeli ilişki olara ortaya çıkabilir.

3. O gerçek erdemin sürekli kendisinin propagandasını yapmayacağına inan- maktadır.

4. Ona göre gerçek erdem, kendisi için bir erdemdir. Yani erdemin başka şey- lerin yargıçlığına ihtiyacı yoktur.

5. Son olarak o, gerektiği durumlarda erdemin insana, yasak olan her şeyi yap- tırması gerektiğine inanmaktadır.126 Nietzsche, erdemin şartlara göre değişebileceği- ni, erdem olmadığı zamanlarda da belki bir “vicdan” olarak insana acı çektirmeyece- ğini ve gerektiğinde de benimsenen bütün fikirlerin tersini yapabileceğini belirtmek- tedir.

Nietzsche’ye göre, erdeme ulaşmak için yapmamız gerekenler nedir? Ni- etzsche burada bize ilginç bir örnek verir. Ona göre, politikada başarıya ulaşmak için nasıl iftira ve kuşku kullanılıyorsa, erdem için de aynı durum geçerlidir. Yani erdeme

ulaşmak için ona muhalefet eden ve daha önce kudretin içinde olan erdemleri çöker- terek, adını değiştirerek, alay ederek yapılmalıdır.127 Buna Nietzsche erdeme ulaş- mak için erdemsizliği yol olarak göstermektedir. O zaman kişi erdem olarak görül- meyen davranışları yapınca erdeme gitmek için adım atmış olmaktadır. Erdemlilikle, erdemliliğin egemenliği kurulamaz, çünkü erdemlilikle güçten vazgeçilmekte, güce yönelik istenç yitirilmektedir. Nietzsche ahlak idealinin zaferinin gayri ahlaki araç- larla kazanılacağını ısrarla vurgulamaktadır. Ona göre, bütün zaferler zorba güçle, yalanla, iftira ile adaletsizlikle kazanılmıştır, erdemin zaferi de böyle kazanılacak- tır.128

Erdemin en büyük düşmanları ona göre “erdem vaazları”dır. Çünkü bu vaazlar ona göre erdemi herkes için bir ideal diye öğretmekte; erdemin seçkinlik büyüsünü yok ettiğini belirtmektedir.129 Nietzsche burada özellikle ahlaki anlamda idealistleri kast etmekte ve onlara karşı cephe almaktadır. İdealistlerin büyük gayretler sarf ede- rek Nietzsche’nin “budala” dediği “sıradan insan”a erdemi anlatmaları, ona göre er- deme yapılmış en büyük düşmanlıktır. Ona göre, insanlık erdeme artık hiçbir şekilde inanmamaktadır, erdem çekiciliğini kaybetmiştir. Nietzsche bu durumda serüvenin ve sefahatin alışılagelmemiş biçimi olarak erdemi yeniden piyasaya sürmenin gerek- liliği üzerinde durmaktadır. Sonuçta ona göre erdem, erdemsizlik olarak insanların karşısına çıkacaktır. 130 ————————————— 126 F. W. NIETZSCHE, Güç İstenci, s. 171–172. 127 F. W. NIETZSCHE, a.g.e, s. 169. 128 F. W. NIETZSCHE, a.g.e, s. 168. 129 F. W. NIETZSCHE, Güç İstenci, s. 171. 130 F. W. NIETZSCHE, a.g.e., s. 174.

Nietzsche erdem ve erdemsizliğin birer sebep olmadığını sadece sonuçlar ol- duğunu kabul etmektedir. Ona göre, insan dürüst bir insan olduğu için dürüst bir in- san olur, yani Nietzsche’ye göre dürüst insan, iyi içgüdülerin ve insanı geliştirici hal ve durumların yapıcısı olarak doğmuştur.131

Son olarak Nietzsche’nin kendisi için kabul ettiği bir erdemden bahsedebiliriz. O, yalnızlığı bir erdem olarak görmekte ve şöyle demektedir: “Çünkü yalnızlık, bir erdemdir bize, incelmiş bir eğilim, insanlar arasındaki ilişkileri bulup çıkaran bir te- mizlik itkisidir. Her toplum, insanı, bir biçimde, bir yerde, bir zaman sıradan kı- lar.”132

Nietzsche toplumun insanı sıradanlaştırdığını düşündüğü için yalnızlığı erdem olarak karşımıza çıkarmakta ve yalnızlıkla sıradan insanın düştüğü durumdan kurtulabi- leceğimizi belirtmektedir. O yalnızlığı bir erdem olarak gördüğüne göre, mutluluğu nasıl değerlendirmektedir? Ona göre mutluluk nedir? İnsanın hayatında nasıl bir öneme sahip- tir? Nietzsche’ye göre mutlu olmak için ahlaklı mı olmak gerekmektedir? Ona göre mut- luluk sonsuz mudur?

2.4. Mutluluk

Genel çerçevede bakarsak mutluluk, insanın eylemlerinin ve çabalarının nihai ve en yüksek amacı olan hal, yaşamdaki en yüksek değer ve hedefe ulaşma durumu olarak tanımlanabilir.133 “Mutluluk” Ahlak Felsefesinde önemli bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle Antik Yunan düşünce tarihinde bu önemin büyük-

lüğünü anlamak mümkündür. İnsanın davranışlarında son gaye olarak kendini ulaştı- racağı durumun “mutluluk” olacağını belirten eudaimonisttir.134

Nietzsche’nin mutluluk hakkındaki görüşlerine gelince; ahlakın mutluluğa gö- türen bir yol olduğunu düşünmemektedir. Çünkü ahlaklı olmak için yapılan davranış- ların insanı mutsuz ettiği kanaatindedir. Nietzsche’ye göre ahlakın geliştirilmesi ile insanın bu güne kadar kendisiyle ve başkaları ile mutsuz olarak yaşadığını belirtmek- tedir. O, en ahlaklı insanın yaptığı ahlaklı davranıştan sonra kendisini derin bir mut- suzluk içinde bulmaktan başka bir şey elde etmediğini savunmaktadır.135Ni- etzsche’nin böyle değerlendirmede bulunmasına sebep olan ahlak, insanı içgüdüle- rinden, arzu ve amaçlarından uzaklaştıran ahlaktır. Zira o, içgüdülerine ters hareket ederek insanın mutsuz olacağına inanmaktadır.

Ayrıca Nietzsche mutluluğun gelip geçici bir şey olduğunu da kabul etmekte ve onu elde etmek sonsuza kadar mutluluğu yakalayamayacağımızı belirtmektedir. O şunları söylemektedir: “Derin acıların insanı, mutlu olduğunda kendini ele verir. Sanki kıskançlıktan, ezip çiğnemek, boğmak ister gibi, mutluluğu yakalama yolu vardır, ah bir bilebilse uçup gideceğini.”136

Peki, Nietzsche’ye göre gerçek mutluluk nedir? Ya da gerçek bir mutluluk var mıdır? Ona göre, insana mutluluk verecek şey üstüninsanı yaratmak olmalıdır. Yine o, güç istencine sahip olmanın da mutluluğun kaynağı olduğunu düşünmektedir. Yani kişi

—————————————

132 F. W. NIETZSCHE, İyinin ve Kötünün Ötesinde, s. 209. 133 A. CEVİZCİ, a.g.e., s. 666.

134 H. ERDEM, a.g.e., s. 43.

135 F. W. NIETZSCHE, Tan Kızıllığı, s. 81.

kendini güçlü hissettiği ve asıl benliğine ters davranışlarda bulunmadığı sürece gerçek mutluluğu elde etmiş olmaktadır.137

Ahlaklı olmakla mutluluğun elde edilemeyeceğine inanan Nietzsche, acaba merhamet hakkında ne düşünmektedir? Ona göre merhametin kaynağı nedir? Şimdi bu vb soruları yanıtlamaya çalıştığımız başlığımıza geçelim.

Benzer Belgeler