• Sonuç bulunamadı

1.2.4 Endüstri İlişkilerinin Etkileşim İçerisinde Bulunduğu Çevre

Endüstri ilişkileri, Şekil 1’de de görüleceği gibi ekonomik, sosyal ve politik çevre ile iletişim/ilişki içerisindedir.

Şekil 1.Endüstri İlişkilerinin Etkileşim İçerisinde Bulunduğu Çevre

Kaynak; Banu Uçkan, Deniz Kağnıcıoğlu, “Endüstri İlişkileri”, Eskişehir 2004, s 11

Endüstri toplumları çok çeşitli inançlar, istekler, beklentiler, hâl ve duruşlar içerirler. Dolayısıyla endüstri ilişkileri olgusu içerisinde oluşup geliştiği ortamdan ayrı değerlendirilmez.       MEDYA Pazar Teknoloji İstihdam EKONOMİK GEÇMİŞ GELECEK Eğitim Sınıf Varlık SOSYAL Ulusal İşletme Yeri Endüstri İlişkileri Partiler Yasalar Devlet POLİTİK

Ekonomik Çevre: Ekonomik faktörlerin endüstri ilişkileri üzerine etkileri sistemin kendisini ve/veya sistemi çevreleyen siyasal ve sosyal yapıları etkilemesi açısından değerlendirilir. Örneğin; İstihdam oranlarında yükselmelerin yaşandığı, ekonomik açıdan gelişilmekte olan dönemlerde artan istihdam oranları ile birlikte üye sayısında artış yaşayan sendikalar da güçlenmektedir. Bu durum sendikaları toplu pazarlıkta da güçlü kılarak edinimlerinin artmasını sağlamaktadır. Ekonomik gelişmelerin gerilediği ve/veya durgunluk yaşanan dönemlerde ise işsizlik artmakta, ücret düzeylerinde düşüşler meydana gelmektedir. Bu zamanlarda, sendikaların rolü de gittikçe zayıflar.

Ekonomik çevre dâhilinde işgücünün niteliğinde yaşanan değişimler de endüstri ilişkilerini etkiler. Örneğin; Teknoloji kullanımında yaşanan artış beraberinde niteliği değişen ve yükselen işgücünü getirir. Diğer yandan da düşük nitelikli ve sendikalaşma oranı yüksek işgücünde işsizliğin artmasına neden olur. Yüksek nitelikli işgücünün sendikalaşma oranının düşük olmasıyla birlikte de endüstri ilişkileri içerisinde sendikaların gücü ve etkinlikleri azalır.

Tüm bunların yanında, ekonomik çevrenin endüstri ilişkileri üzerine etkilerinin gözlemlenebildiği en iyi nokta gelişmiş-gelişmekte olan/az gelişmiş ülkeler ayrımıdır.52

Tablo 2’de de görüleceği gibi ülkelerin sahip oldukları sosyal ve ekonomik gelişmişlik düzeylerine bağlı olarak kutuplaşmış ve bütünleşmiş endüstri ilişkileri şeklinde iki sistem ortaya çıkmaktadır. Bu sistemlerden kutuplaşmış endüstri ilişkileri gelişmekte olan ülkelerde, bütünleşmiş endüstri ilişkileri ise gelişmiş ülkelerde çoklukla gözlenebilmektedir. Bu iki sistemden birinde toplumsal anlamda bir bütünleşme görülürken bir diğerinde kutuplaşma/parçalanma görülmektedir. Kuramsal anlamda her ne kadar birbirinden çok farklı ve ayrı görülse de bu iki sistem zaman zaman iç içe de geçebilmektedir. Gelişmiş ülkelerde içinde bulunulan

      

koşullar dâhilinde bazen kutuplaşma yaşanabilirken aynı şekilde gelişmekte olan ülkelerde de bütünleşmeler yaşanabilmektedir.53

Tablo 2. Kutuplaşmış ve Bütünleşmiş Endüstri İlişkileri

KUTUPLAŞMIŞ

ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ

BÜTÜNLEŞMİŞ ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ

TOPLUM Düşmanca Uyuma yönelik

PAZARLIK YAPISI Eşitsiz bir savaşım ortamı Eşitler arası bir pazarlık KARAR VERME

SÜRECİNİ ETKİLEME Sokakta ve fabrikada güç kullanarak, tartışarak Toplantı odasında

GREVLER Sık Seyrek

ÖRGÜTLER Eylemci Bürokratik

EĞİLİM Devrimci Evrimci

ÖRGÜTLENME

DERECESİ Düşük Yüksek

FİNANSAL DURUM Zayıf Güçlü

BİRLİK Parçalanmış Bütünleşmiş

Kaynak: Meryem KORAY, “Endüstri İlişkileri”, İzmir 1992, s. 49

Sosyal Çevre: Endüstrileşme ve demokratikleşme süreci dâhilinde yaşanan yoğun işçi hareketleri beraberinde genel oy hakkının tanınmasını ve sosyal güvenlik sistemlerinin devreye girmesini getirmiştir. Bunlarla birlikte de işçi sınıfına dair değişikliklere yol açmış, onları ideolojik olarak daha demokratik ve ılımlı bir duruma getirmiştir. İşçi sınıfı bu gelişmelerle birlikte kapitalist sistemin ortadan kalkmasını istemek yerine sisteme dâhil olarak kendi çıkarları doğrultusunda olan konuları değiştirmek adına müdahale edebilmek yoluna gitmiştir. Uzlaşma ve dayanışma temelli bir toplum anlayışı yaratma çabaları da beraberinde sosyal devlet olgusunu getirmiştir. Bu dönemde aktif nüfusun büyük çoğunluğu ücretli çalışanlardan oluşmaktadır. Dolayısıyla ön plana çıkan ücretlilerin sorunları ve topluma dair beklentileridir. Yüksek sayıda olmaları onları ekonomik, siyasal ve toplumsal bir güç haline getirmektedir. Siyasal yönden ücretliler oldukça büyük bir seçmen grubu oluşturmaktadırlar, ekonomik açıdan da üretimin temel öğesi olmakla birlikte toplumun içerisinde geniş bir tüketici grubunu da oluşturmaktadırlar. Toplumsal açıdan ise ücretliler endüstri ilişkilerinin bir tarafı durumundadırlar. Sendikal

      

örgütlenmelerle de birlikte ücretliler toplum içerisinde devlet ve kamuoyu üzerinde önemli bir baskı grubu konumundadırlar.

Politik Sistem: Endüstri ilişkilerinin içine alan sistemler arasında açıklanması en zor ve karmaşık olanı politik sistemdir. Çünkü politik sistem hem diğer sistemler üzerinde etkilidir hem de endüstri ilişkileri sistemi üzerinde içte ve dışta bir role sahiptir. Bu durum göz önüne alınarak dıştan bakıldığında, politik sistem bir şemsiye gibi kabul edilebilir. Böylece hem endüstri ilişkileri sistemi bunun altında oluşur hem de geniş kapsamlı bir siyasi sistemin de alt sistemini oluşturmuş olur. İçte ise endüstri ilişkileri sistemi aktörleri politik sistem üzerinde etkilidir. Bu durum özellikle işçi sendikalarının politikaları, amaçları, siyasi iktidarlarla ilişkileri göz önüne alındığında ortaya çıkmaktadır. Örneğin; güçlü sendikal sisteme sahip yapılarda örgütlü işçi hareketinin siyasal sistem ve toplumsal düzen üzerine etkisi oldukça fazla olur. Yasal düzenlemeler üzerinde, kendi çıkarları doğrultusunda baskı oluşturabilirler ve toplu pazarlık mekanizmasını kullanarak genel ekonomi üzerine etki edebilirler.

Endüstri ilişkileri sisteminin politik sistemler üzerine etkisi çoğulcu ve tek partili siyasi sistemlerde de farklılık gösterir. Çoğulcu demokrasilerde bir grup yapısı mevcuttur. Kişisel hak ve özgürlükler ise yasalarla güvence altına alınmıştır. Ancak yine de devletin sahip olduğu yetkiler ve kişisel hakların dengede tutulabilmesine yönelik yapılanlar, çoğulcu devlet sistemlerinde farklılıklara yol açabilmektedir. Endüstri ilişkileri sistemi de kendi yapı ve fonksiyonlarında doğacak farklılıkları bu politik farklılıklara bağlayabilmektedir. Tek partili sistemlerde ise sendika ve işletmelerin amaç ve fonksiyonlarını belirleyen merkezi otoritedir. Sendikalar bu amaçlar doğrultusunda faaliyet gösterirler. Dolayısıyla bu sistemler dâhilinde, siyasal, yönetimsel yönden ve endüstri ilişkileri sistemi yönünden bir bütünlük mevcuttur.54