• Sonuç bulunamadı

3.2. TOPLUMA YÖNELİK TEDBİRLERİ

4.1.2. Empati Kurması

Bugün kullanmakta olduğumuz empati terimi ilk defa Almanca’da einfühlung ve eski Yunanca’da empatheia terimleriyle ifade edilmiştir.1073İngilizce ‘empathy’ veya Fransızca uyarlaması olan ‘empathie’ biçimiyle deTürkçeye girmiştir.1074

Günümüzdeki kullanılan empati tanımını, psikoterapi alanında empatik iletişim kurmada ünlenmiş Carl Rogers yapmıştır.1075

Empati türkçeye diğergamlık olarak girmiştir.Kelime anlamı hemhal olmak anlamındadır.1076

Terim anlamı ise, Karşısındaki kişinin tarafını tutmak değil, onu daha iyi anlayabilmek için kendini onun yerine koymak, onun şartlarında kendisini farzedebilmektir1077 Başka bir ifadeyle Duygu, düşünce ve davranış olarak karşısındakini hissetmenin ötesinde o kişinin de

1072 Müslim, Tevbe, 52.

1073 Dökmen, 157.

1074 Halil Taşpınar, Din Görevlilerinin İşlevsel Açıdan İletişim Metotları, D.İ.D., c. 44, sayı: 1, Ocak-Şubat-Mart 2008, 72.

1075 Dökmen, 157.

1076 Tarhan, Toplum Psikolojisi, 161.

1077 Tarhan, Kendinizle Barışık Olmak, 108; Taşpınar, 75.

bakış açısını görebilmesi, onun bakış açısına saygı duyup kendi bakış açısında olaya bakması ve ortak hareket edebilmesidir1078

Empatinin üç öğesi vardır. Birinci öğe, empati kuracak kişinin kendisini karşısındakinin yerine koyması, ikinci öğe, karşısındaki kişinin duygu ve düşüncelerini doğru olarak algılaması, üçüncü öğe ise, empati kuran kişinin zihninde oluşan empatik anlayışın karşısındaki kişiye iletilmesidir.1079

Başkaları ile empati kuramayan kişiler, aşırı serbest, akıllı, başarılı, zeki olduklarını ileri sürerler, adeta kendilerine hayrandırlar. Başkasına önem vermezler, başkalarının duygu ve düşünceleri onlar için bir anlam ifade etmez. Başarılı, üretici ve verimli olarak çalışmazlar.

Başarılı ve verimli çalışanlara kızarlar, onları kıskanırlar.1080

Empatik yaklaşımda kaçınılması gereken bir takım hususlar vardır. Bu hususların başında karşı tarafı sorgulamamak ve söylediklerini yorumlamamak gelir. Bu tür bir yaklaşım muhatabın zihninde kendisine tepeden bakıldığı ve küçük görüldüğü hissini uyandırır. Bu tür söz-fiil ve tarzlardan, ceza evlerinde din hizmeti sunulurken mahkûmların yanında uzak durulmalıdır. Mahkûmların kendilerini anlatabilmelerine engel olunmamalı, buna fırsat verilmelidir.1081 Bu yaklaşım, empati kurabilmenin temel şartıdır.

Cezaevlerinde din hizmeti sunan eğitimcinin görevi suçluları yargılamak, onlara hüküm biçmek değildir. Onun görevi Rasûlullah'ın düşkünlere karşı gösterdiği samimiyeti ve içtenliği kendi hareketlerinde, sözlerinde ve mimiklerinde sergileyebilmesidir. Böyle davranabilirse Rasûlullah’dan onlara bahsederken Rasûlullah'ın sözleri onun ağzında değer kazanır. Enes b. Mâlik’in Ben Rasûlullah'ın yanında on yıl hizmet ettim. Bana bir defa bile bunu niçin böyle yaptın, bunu böyle yapmadın tarzında bir sözde bulunmadı.1082 Ev halkı bana bir şey söylese bile, onu rahat bırakın tarzında onları uyarırdı.1083 Bir gün beni bir nedenden dolayı bir yere yolladı. Bende içimden -vallahi ben oraya gitmeyeceğim.- dedim.

Bana emredildiği şekilde yola çıktım. Çarşıdan geçerken çocukların orada oyun oynadıklarını gördüm. Ben de onlarla oyuna daldım. Bir de baktım ki Rasûlullah’ın başımı arkadan tutarak bana gülümsediğini gördüm. –Ey Enescik sana emrettiğim yere gittin mi? Ben de –Evet

1078 Tarhan, Toplum Psikolojisi, 161; Dökmen, 157-9.

1079 Tutar, 216.

1080 Saygılı, Ruh Hastalıkları, 159.

1081 Mahmut Çamdibi, “Din Eğitiminde Yetişkinler ve Şahsiyet Terbiyesi”, YetişkinlikDönemi Eğitimi ve Problemleri Sempozyum, Ensâr Neşriyat, İstanbul 2006, 330.

1082 Müslim, Fezâil, 51; Ebû Dâvûd, Edeb, 1.

1083 Dârimi, Mukaddime, 1.

hemen gidiyorum Ey Allah’ın Elçisi- dedim1084 şeklinde onun hakkında ifade de bulunması normal zamanda da kişileri yargılamaktan, onları kırmaktan uzak durduğunun bir işaretidir.

Rasûlullah'ın bu şekilde çocuk yaşta olan, yetim birisine davranmasının nedeni insana değer vermesinden ileri gelir. O, karşısındaki muhatabı kaç yaşında veya hangi tabakada olursa olsun, onların seviyesine inebilmeyi başarırdı. Rasûlullah huzurunda titreyen bedevî ile ortak paydasını bulup Ben de avurtları çökmüş, kuru ekmek yiyen, dul bir kadının oğluyum1085 diyerek onunla empati kurardı. Bu durum Ben de senden biriyim, aramızda adeta sınıf farkı yok, içini bana dökebilirsin dedirten cinsten bir davranış tarzıdır.

Yine başka bir olayda Rasûlullah'ın huzuruna bu sefer suç işleme arzusundaki bir genç gelmişti. Genç, zina etmek istediğini ona söyledi. Zina etme arzusunda olduğunu söyleyen gençle empati kurdu. Önce onu dinledi. İsteğinden dolayı onu azarlamadı.

Günümüz psikologlarının empatik dinleme ismini verdikleri hususlar adeta bu hadîste canlandırılmıştı. Psikologlar, empatik dinleme’yi eğitim verenlere, şu şekilde maddelendirmektedirler. Bu maddeleri yukarıda bahsettiğimiz hadîsle ele alalım: 1. Muhatabı dinleyin1086, 2. Muhatabın konuşması için rahat bir ortam sağlayın, kimsenin müdahelesine izin vermeyin!1087 Rasûlullah'ın hadîsinde genç:

Ey Allah’ın Elçisizina etmeme izin ver! dediğinde,Rasûlullah'ın etrafındakiler, gence sert müdahale etmek istedilerse de buna müsaade etmeyerek, muhatabı rahatlatıyor.1088

Psikologlar devamla, 3. Konuşmacıyı dinleme isteğinizde olduğunuzu belirtecek temaslara geçin!1089Aynı hadîste Hz. Peygamber gayet sakin bir şekilde gence:Bana Yaklaş!1090buyurarak, göz göze temas kurmanın önemine işaret etmek için genci yanına oturtuyor. Önceki madde de değindiğimiz mahrem mesafeyi de sağlıyor.Bundan sonraki maddeleri yine Rasûlullah'ın hadîsi ile ele almaya devam edelim:

4. Dikkati dağıtan hususları ortadan kaldırıyor, sahâbesi aradan tamamen çekiliyor.

5. Konuşmacıyı empatik dinleyin, kendinizi onun yerine koyun, muhatabınıza yarayışlı olması için kendi deneyiminiz ve bilgileriniz ile çözüm bulun, 6. Sabırla ve başka biri ile

1084 Müslim, Fezâil, 54; Ebû Dâvûd, Edeb, 1.

1085 Kadı İyaz, Şifai Şerif Tercümesi, N. Erdoğan-H. Erdoğan, Çile Yay., İstanbul 1980, 115.

1086 Dinlemek, duymaktan farklıdır. Duymak, seslerin fiziksel olarak algılanmasıdır. Dinlemek ise, seslerin anlamınınzihinde belirlenme çabasıdır. Tutar, 218.

1087 Tutar, 219.

1088 Müsned, V,257.

1089 Tutar, 219.

1090 Müsned, V, 257.

iletişmi keserek, 7. Karşı tarafa rahat bir vaziyette olduğunuzu, onu dinlemekten dolayı sıkıntı duymadığınızı hissettirin, 8. Muhatabınız konuşurken sakın ha eleştiri yapmayın.

Yaptığınız eleştiriyi örtme cihetine gidebilir1091

Buradaki 6., 7., 8. Maddeler sözsüz iletişim1092 ile ilgilidir. Hz. Peygamber sakin bir şekilde genci dinlemeyi sürdürüyor. Bu esnada gencin anlattıklarını aklında toparlayıp, özet bir soru cümlesi hazırlıyor.

9. Yukarıdaki üç maddedekileri özetleyen ve onun aklını, haram olan duygularının önüne geçirtecek ayrı ayrı, dört kere, soru soruyor1093

Annesi, kız kardeşi, halası, teyzesi ile bir başkasının zina etmesine razı olup olmayacağını gence soruyor. Her defasında da Hz. Peygamber, gençten aynı cevabı alıyor.

Hayır, istemem! Allah’a yemin ederim ben sana kurban olurum,

Zaten hiç kimse yakınları ile böyle bir şey yapılmasını istemez buyurarak onu hedef almadan sendemeyip,hiç kimseifadesini kullanarak, genellemede bulunuyor.1094

10. Artık muhatabınıza –nasihat etmek size çekici de gelse- onun ile konuşmayı bırakın1095

Empati kurabilme hususunda bizlere örnek olan Hz. Peygamber gencin hatasını anlamasını sağlayarak, dostane bir arkadaş gibi mübarek elini gencin omuzuna koyarak Allah’ım bu delikanlının günahını affet! Kalbini temizle! Azaları ile günah işlemekten koru!

diye dua ediyor.1096

Bu gençten daha sonra da böyle bir günahın sadır olmaması Rasûlullah'ın amacına ulaşmasının en büyük göstergesidir. Hz. Peygamber genci dinleyip onunla empati kurarak dinin yasakladığı bir hususa uymasını sağlamıştır.

Buraya kadar verdiğimiz bilgilerden şu sonuç çıkmaktadır: Hz. Peygamber prensip olarak kişilerle empati kurmuştur Bazen küçük bir çocukla, bazen toplumun alt seviyesi sayılabilecek birisiyle, bazen de suçlu adayıyla bu empatiyi sağlamıştır. Kurduğu empati sayesinde suç işlemeyi düşünen kişileri bu niyetlerinden vazgeçirmiştir.

1091 Tutar, 219.

1092 Tutar, 185.

1093 Tutar, 219.

1094 Müsned, V,257.

1095 Tutar, 219.

1096 Müsned, V,257.