• Sonuç bulunamadı

4. BULGULAR VE YORUM

4.2. Mektepli Gazetesinde Yer Alan Şiirler

4.2.1. Đçerik Bakımından Şiirler

4.2.1.1. Ele Alınan Konular ve Đşlenen Temalar Bakımından Şiirler

4.2.1.1.2. Okulu Konu Edinen Şiirler

Mektepli Gazetesi’nde yer alan şiirlerde okula duyulan sevgi önemli bir yer tutar. 1, 3, 6, 16, 43, 51, 180 numaralı şiirlerde okulun konu edildiği görülmektedir. Okul sevgisi temasının hakim olduğu bu şiirlerde çalışmanın ve okumanın önemi vurgulanarak gelişmenin ancak bu yolla olacağı belirtilmiştir. (Nu.:16, Nu.: 51)

“Yarının büyüğüne

-Kardeşime-

Gönlündeki emeller Şaşaalı, parlak; Çektiğin elem keder Yarın neş’e olacak.

Oku gözün kararsa, Koluna bilezik tak. Öğren meçhul ne varsa, Azminle doğsun şafak.

Dolaş ana yurdunu Mesleğinle yanarak. Boğ cehalet kurdunu Cihana ön salarak.”

Şefik Hüsnü

Afyonkarahisar Lisesi [S.6, s.:6 (27.10.932)]

Afyonkarahisar Lisesi’nden Şefik Hüsnü’nün, kardeşine itafen yazmış olduğu “Yarının Büyüğüne” adlı şiirde okumak “kola bilezik takmak” olarak tanımlanmıştır. Kardeşine bilinmediği ne varsa öğrenmesini tavsiye eden şair, öğrenme sürecinde çektiği zorlukların gelecekte neşeye dönüşeceğini aktararak okulun önemini şiir aracılığıyla vurgulamaya çalışmıştır.

Hep calış!

Sen her işte sebat et, Korkma, göster metanet, Sonu olur saadet…

Küçük çocuk, yaz ve kış Durma, daima çalış. Güçlük çekse de her an, Sebat edince insan Galip gelir, sen insan.

Küçük çocuk, yaz ve kış Durma, daima çalış.

Hayriye lisesi: Nadide s. [S.16, s.:6(05.01.933)]

Cumhuriyetin ilanıyla birlikte çalışmanın önem kazandığı görülmektedir. Mektepli Gazetesinde diğer türler aracılığıyla da çalışmanın öneminin aktarıldığı görülmektedir. Böylelikle yeni kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyet’inin “muasır medeniyetler seviyesine çıkması” için çalışmanın önemi üzerinde durulduğu görülmektedir. “Hep Çalış” şiiri de bu doğrultuda yazılmıştır. Hayriye Lisesi’nden gönderilmiş olan şiirde yaz ve kış durmadan çalışılması gerektiğinin üzerinde durulmuştur. Bir marş havasında yazılmış olan şiirde çocuklara çalışmak fikri telkin edilmeye çalışılmaktadır.

Gazetede yayımlanan ilk şiirde ise okula başlayan bir çocuğun duygularına yer verilerek Mektepli Gazetesi’nin onlara arkadaş olduğu belirtilmiştir.

Mektepli

Küçükken yaramazdım asla rahat durmazdım Hiç bir yerde oturmaz kabıma sığamazdım Tuhaf bir huyum vardı takdir ederim elan. Olur olmaz çocukla arkadaş olamazdım Vaktaki çağım geldi artık mektebe girdim. Uslanmıya başladım çalışmayı severdim. Seneler geldi geçti yaşım da ilerledi. Fakat benim yine var nihayetsiz bir derdim O eski âdetimden hiç vazgeçemiyorum. Kendime bir arkadaş bulup seçemiyorum. Çok güzel bir tesadüf birden karşıma çıktı. Daima seviniyor hep neşeleniyordum. Sevincime payan yok buldum yeni arkadaş Đlelebet o bana olacak artık yoldaş

Bu sevimli kardeşin ismi ise “Mektepli” Tesadüfe bakın ki bana oldu bir adaş.

Hakkı SÜHA 4 Eylül 932 [S.1, s.:6 (22.9.932)] Hakkı Süha’nın yazmış olduğu şiirin çocuk bakışıyla yazıldığı görülmektedir. Okula yeni başlayan bir öğrencinin duygularına yer verilmiş olan “Mekepli” şiirinde, kendisine arkadaş seçemeyen çocuğun Mektepli Gazetesi ile bu sorunun çözüldüğü iletilmektedir.

“Đnkılâp Lisesi

Đnkılâbın güneşi Parıldıyor sinemde ; Gençliğin sensiz eşi. Ey inkılâp güneşi! Başımda taşıyorum Gazinin heykelini, Size tanıtıyorum Đnkılâp rehberini.” Đnkılâp Lisesi: Neriman [S.14, s.:5 (22.12.932)]

Okul ile ilgili duyguların dile getirildiği “Đnkılâp Lisesi” adlı şiirde Đnkılâp Lisesi inkılâbın rehberi olarak gösterilmektedir. Đnkılâbın güneşi olarak tanımlanan şiirde Atatürk’e duyulan sevgiye de yer verilmiştir. Atatürk inkılâplarının iletilmesinde önemli bir yere sahip olan Mektepli Gazetesi’ne şiir gönderen öğrencilerin de inkılâpların önemini kavramış olduğu görülmektedir.

Đmtihan korkusu şiirlerde kullanılan temalar arasında yer almaktadır. 6 ve 180 numaralı şiirlerde hendese dersinin zorluğundan bahsedildiği tespit edilmiştir.

“ […]

Bana en güç ders Hendese, Dava, hüküm, mukayese, Almayor kafam nedense; Bundan Hapı yuttum Hocam. […] “

Bursa: As. Lise, S. 9Ş3, No. 3245, Necmettin [Nu.:6, S.3, s.:6 (6.10.932)]

“ […]

Đmtihan geldi, imtihan Buna sıkılmaz mı can Hem dersimiz hendese, Anlamadım ne dense Đmtihana gelemem Korkuyorum çünkü ben. […] “ S. Demir [Nu.:180, S.92, s.:17, 21.6.934)]

Özodaşık (1999: 44) ’a göre Cumhuriyet döneminin başlangıcında eğitimde milli birliğin sağlanması eğitimin laikleşmesi, devletleşmesi ve demokratlaşması gibi temel sıkıntılar bulunmaktaydı. Tevhid-i Tedrisat yasası ile eğitimde birlik, yasal anlamda sağlanmıştır. Eğitim karmaşasına son verilen Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile eğitim öğretim birleştirilerek Cumhuriyet’in istediği insan tipinin aynı bakış açısıyla yetiştirilmesi amaçlanmıştır.

1928 yılında Harf Devrimi’nin yapılması da eğitim alanında yapılmış olan önemli yeniliklerdendir. Harf devriminin daha ilk yıllarında okul ve öğrenci sayısının arttığını belirteren Toprak çalışmasında, yeni harflerin basım tekniğinde kolaylık sağlaması ile basılan kitap sayısının da arttığını aktarmıştır.Toprak’ın, Đlber Ortaylı’dan aktarmış olduğu bilgilere göre ülkemizde 1923-1928 yılları arasında yıllık kitap basım ortalaması 600 - 800 iken 1931 yılında bu sayının 1000’e yaklaşmıştır. Yeni harflerin kabulünden sonra okuma yazmanın halka öğretilmesi amacıyla Millet Mektepleri açılmıştır. Millet Mektepleri ile okuma-yazma hareketi genişlerken,

gazetelerin yeni harflerle basılması ve devlet dairelerindeki yazışmaların yeni harflerle olması kararlaştırılmıştır. (Toprak, 2008: 44-49)

Eğitim alanındaki yenilikler çalışmanın gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu doğrultuda Atatürk bu konuda şu sözleri söylemiştir:

“Bir yurdun en değerli varlığı yurttaşlar arasında ulusal birlik, iyi geçinme ve çalışkanlık duygu ve kabiliyetinin olgunluğudur.” (Akt. Toprak, 2008: 45)

Cumhuriyetin ilanından sonra eğitim alanında yapılan yeniliklerle okula verilen önemin arttığı görülmektedir. Gazetede yayımlanmış olan şiirler aracılığıyla inkılapların öneminin kavratıldığı ve ülkenin gelişmesinde okulun işlevinin vurgulandığı tespit edilmiştir. Gelişimin çalışmakla olacağı fikri şiirler aracılığıyla okurlara iletilmiştir. Bu şiirlerin (1. şiir haricinde) okurlar tarafından gönderilmiş olması dönemin çocuklarının okumaya hevesli, okul sevgisiyle dolu bireyler olduğunu göstermektedir.