• Sonuç bulunamadı

Ebü’l-Bahterî Vehb b Vehb el-Kureşî (182-184/798-800)

II. BÖLÜM

2.8. Kâdı’l-kudâtlık Kurumunun İslâm Devletlerindeki Yansımaları

3.1.2. Ebü’l-Bahterî Vehb b Vehb el-Kureşî (182-184/798-800)

Ebü’l-Bahterî künyesiyle de tanınan Vehb b. Vehb b. Kesîr b. Abdillah b. Zem’a b. Esved b. Muttalib b. Esed b. Abdiluzzâ b. Kusay el-Kureşî,444

Medine’de doğmuş ve ilim tahsil etmiş bir âlimdir. “Böbürlenerek yürüyen kimse” anlamına gelen Ebü’l-Bahterî künyesini niçin aldığı bilinmemektedir. Baba tarafından soyu Hz. Peygamber ile Kusay’da birleşir.445 Annesi Abde bint Ali, Akîl b. Ebî Tâlib’in torunu olup sonraları Ca’fer es-Sâdık’la evlenmiştir.446

Tahsil hayatı hakkında fazla bilgi bulunmamakla birlikte üvey babası Ca’fer es-Sâdık’tan faydalandığı söylenmektedir. 447

Ebü’l-Bahterî, Medine’de ilim tahsil ettikten sonra Bağdâd’a gelmiş ve Hârûnürreşîd onu, önce Askerü’l-Mehdî’nin kadılığına,448

daha sonra ise, Bekkâr b.

440 Burası kaynağın ifadesidir; çünkü Mehdî döneminde kâdı’l-kudâtlık unvanı ya da kurumu mevcut

değildi.

441 Yukarıda tercümesi verilen metnin İngilizce aslı şöyledir: “Abu Yusuf, is the whipping boy of the

anecdotes in which folk humor pokes fun at lawyers. A literature that also found its way into the Thousand and One Nights.”

442 Ignaz Goldziher, Introduction to Islamic Theology and Law, çev. Andras and Ruth Hamori,

Princeton University Press, New Jersey, ts., s. 65-66.

443

İbn Kuteybe, el-Maârif, s. 499; Saymerî, Ahbâru Ebî Hanife, s. 97; Hatîb el-Bağdâdî, Târîhu Bağdâd, XVI, 361; Zehebî, Târîhu’l-İslâm, XIII, 488.

444 İbn Kuteybe, el-Maârif, s. 516; Hatîb el-Bağdâdî, Târîhu Bağdâd, XV, 625. 445 İbn Hallikân, Vefeyâtü’l-A’yân, VI, 37.

446

Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nübelâ, IX, 375.

447 Kandemir, “Ebü’l-Bahterî”, DİA, X, 297.

448 İbn Kuteybe, el-Maârif, s. 516; Hatîb el-Bağdâdî, Târîhu Bağdâd, XV, 625; İbn Hallikân, Vefeyâtü’l-A’yân, VI, 37.

Abdillah’ın yerine Medine’ye kadı olarak görevlendirmiştir. Ebü’l-Bahterî, bir süre sonra Bağdâd’a dönmüş, Ebû Yusuf’un vefatı üzerine Hârûnürreşîd tarafından kâdı’l-kudât olarak atanmıştır.449

182/798 yılında bu göreve atanan Ebü’l-Bahterî, 184/800 yılına kadar, yaklaşık iki yıl bu görevde kalmıştır.450 Hadis ilminde zayıf olduğu bilinmekle birlikte, 451 kendisinin hadis uydurduğuna dair bilgiler de

mevcuttur.452 Ayrıca, Ubeydullah b. Ömer el-Amrî, Hişâm b. Urve b. Zübeyr ve Ca’fer es-Sâdık’tan rivayetler nakletmiş; kendisinden de Recâ b. Sehl ve Ebü’l- Kâsım b. Saîd gibi isimler hadis nakletmiştir.453

Hârûnürreşîd dönemi fakîhleri içerisinde, Ebü’l-Bahterî Vehb b. Vehb el- Kureşî’nin de ismi geçmektedir. Ebü’l-Bahterî ve diğer bahsi geçen fakihlerin kâdı’l- kudât olarak görev yaptıkları dikkate alındığında, dönemin öne çıkan fakihlerinin, bu makam için uygun görüldüğü söylenebilir. Bazen, Yahya b. Eksem gibi farklı ilim dallarında uzmanlaşmış kişilerin de bu makamda görev aldıkları bilinmektedir.454

Kaynaklarda geçen Hârûnürreşîd dönemi ile ilgili kısımlarda Ebü’l- Bahterî’nin ismine rastlamak mümkündür. Bunların birisinde halife, Muhammed b. Hasan ve Ebü’l-Bahterî ile bir arada bulunduğu sırada, geçersiz saymak istediği bir eman belgesi göstererek bunun sıhhatini sormuştu. Muhammed b. Hasan, belgenin geçerli olduğunu söyleyince halife bu belgeyi, aynı zamanda kâdı’l-kudât olan Ebü’l- Bahterî’ye göstermişti. Ebü’l-Bahterî, halifenin arzusuna muvâfık bir şekilde, gerekçelerini sıralayarak bu emanın geçersiz olduğu hükmünü vermiş, Hârûnürreşîd de, “Sen kâdı’l-kudâtsın, doğrusunu bilirsin” diyerek emanı yırtmıştır.455

449 Saymerî, Ahbâru Ebî Hanife, s. 97; Hatîb el-Bağdâdî, Târîhu Bağdâd, XVI, 361; İbn Hallikân, Vefeyâtü’l-A’yân, VI, 37.

450

Jokisch, Islamic Imperial Law, s. 296.

451 İbn Sa’d, et-Tabakâtü’l-Kübrâ, V, 332; İbn Kuteybe, el-Maârif, s. 516; Jokisch, Islamic Imperial Law, s. 296.

452 Hatîb el-Bağdâdî, Târîhu Bağdâd, XV, 627-630; İbn Asâkir, Târîhu Dimaşk, LXIII, 420; İbn

Hallikân, Vefeyâtü’l-A’yân, VI, 37; Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nübelâ, IX, 375; Kandemir, “Ebü’l- Bahterî” DİA, X, 297.

453 İbn Hallikân, Vefeyâtü’l-A’yân, VI, 37. 454 Ya’kûbî, Târih, II, 382.

455

Taberî, Târîh, VIII, 247; İbnü’l-Cevzî, Muntazam, IX, 17. İlgili kaynakta, bu olaydan bahsedilirken, tarih, 176/792 olarak verilmektedir. Ancak genel olarak kaynakların çoğunluğu bu dönemde, Ebû Yusuf’un kâdı’l-kudât olduğunu zikretmektedir. Bu durum, rivayetin sıhhati açısından bir şüphe uyandırsa da nihayetinde böyle bir olayın yaşanmış olması bile halife ile

Ebü’l-Bahterî Vehb b. Vehb el-Kureşî farklı kişiliğiyle, bazı şairlerin şiirlerine de muhatap olmuştur. Kaynaklarda geçen rivayetlerde, Ebü’l-Bahterî’nin kendisi hakkında bir şiir söyleyen şaire 300 dinar bahşiş verdiği aktarılmaktadır.456

Ayrıca, bazı şairlerin şiirlerine yalancılığı ile de konu olmuştur. Ebü’l-Bahterî, Hârûnürreşîd Medine’ye geldiğinde, bir hadis rivayet ederek Cebrâîl (a.s.)’in indiği yeri işaret etmiş, ancak duruma vâkıf olan diğer âlimler tarafından yalancılıkla itham edilmiştir.457

Kendisinin güvenilirliğiyle ilgili bazı şüpheler olduğu kaynaklarda aktarılmaktadır.458

Bu rivayetlerin birinde, Hârûnürreşîd Rey şehrindeyken yanında bulunan Ebü’l-Bahterî’ye, Ömer b. Hattab’dan bir rivayeti sormuştu. Ebü’l- Bahterî’nin verdiği cevaba itiraz edip, daha önce kendilerine aksini söylediğini belirten halifenin oğlu Me’mûn’a itiraz edememiş ve onu tasdik ederek kendi sözünü yalanlamak durumunda kalmıştır.459

Ebü’l-Bahterî’nin kişiliğini yansıtan önemli bir ifadenin burada zikredilmesi uygundur. Ebü’l-Bahterî bir sözünde; “İlmi benden fazla olmayan bir topluluğa rastlamaktan, ilmi benden fazla olan bir topluluğa rastlamak bana daha sevimli gelir. Çünkü eğer ben daha bilgiliysem onlardan istifade edemem ama onlar benden bilgiliyse onlardan istifade ederim.” diyerek ilim ve öğrenmeyle ilgili görüşlerini ifade etmiştir.460

Ebü’l-Bahterî Vehb b. Vehb el-Kureşî, 200/815 yılında Bağdâd’da vefat etmiştir.461

Aynı kaynakta vefat tarihinin 199/814 yılı olduğuna dair bilgiler bulunsa da rivayetlerin geneli 200/815 yılında mutabık kalmıştır.