• Sonuç bulunamadı

Ebû Ömer Muhammed b Yusuf (284-297/897-910; 317-320/929-932)

II. BÖLÜM

2.8. Kâdı’l-kudâtlık Kurumunun İslâm Devletlerindeki Yansımaları

3.1.16. Ebû Ömer Muhammed b Yusuf (284-297/897-910; 317-320/929-932)

Ebû Ömer Muhammed b. Yusuf b. Ya’kub b. İsmail b. Hammâd b. Zeyd b. Dirhem el-Ezdî, 243/857 yılında dünyaya gelmiştir. 642 Zeyd b. Ehram, Hasan b. Ebî Rebi’, İsmâil b. İshâk643

gibi âlimlerden rivayetler nakletmiştir.644 Güvenilirlik, fazilet, akıl, hilm ve zekâ yönünden eşsiz olması sebebiyle aklı ve hilmi darb-ı mesel olmuştur. 645

Aklı için Ebû Ömer’in aklı gibi; hilmi için Ebû Ömer’in sabrettiği gibi

635 Hatîb el-Bağdâdî, Târîhu Bağdâd, XIII, 524. Ancak burada yer verdiğimiz rivayette gözümüze

çarpan bir eksiklik bulunmaktadır. Hasan b. Muhammed’in vefat tarihi olarak 261/875 yılı verilirken Ali b. Muhammed’in kâdı’l-kudât olarak göreve başlaması ve vefatı 283/897 olarak zikredilmektedir. Rivayetin aktarımından anlaşılan olayların peş peşe gelişmiş olduğudur ancak tarihlerin birbirinden çok farklı olması bir şüphe uyandırmaktadır. İki tarihten birisinin yanlış zikredilmiş olması muhtemeldir.

636 Zehebî, Târîhu’l-İslâm, XXI, 229; Safedî, el-Vâfî bi’l-Vefeyât, XXII, 46.

637 Hatîb el-Bağdâdî, Târîhu Bağdâd, XIII, 523; Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nübelâ, XIII, 413. 638 İbnü’l-Cevzî, Muntazam, XII, 370.

639

Taberî, Târîh, X, 49; Zehebî, Târîhu’l-İslâm, XXI, 229; Siyeru A’lâmi’n-Nübelâ, XIII, 413; Safedî, el-Vâfî bi’l-Vefeyât, XXI, 47.

640 Zehebî, el-İber, I, 408.

641 Taberî, Târîh, X, 49; Hatîb el-Bağdâdî, Târîhu Bağdâd, XIII, 524. 642

Hatîb el-Bağdâdî, Târîhu Bağdâd, IV, 635; Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nübelâ, XIV, 555.

643 Hatîb el-Bağdâdî, Târîhu Bağdâd, VII, 273.

644 Hatîb el-Bağdâdî, Târîhu Bağdâd, IV, 635; Zehebî, el-İber, II, 9. 645 Hatîb el-Bağdâdî, Târîhu Bağdâd, IV, 636.

denirdi.646 Diğer taraftan kadı olarak atandığı ilk zamanlarda kendisinin hata yapmasını bekleyen, onu izleyen bir grubun varlığından da kaynaklarda bahsedilmektedir.647 Bu arada hem hadis eğitimi aldığı hem de kendisi gibi kadı olan babası648 ondan sonra, 292/905’e kadar şehrin doğu tarafının kadılığını yapmıştır.

Ebû Ömer, Halife Mu’tazıd Billâh zamanında, 284/897649 Bağdâd’a kâdı’l- kudât olarak;650 Muktedir Billâh zamanında da, Ebû Hâzim’in ölümü üzerine, 292/905’te Kerh kadılığına tayin edilmiştir.651 297/910 yılında kadılık görevinden ayrılmış olan Ebû Ömer, resmî görevlerden bir süre uzak kalmış; sonrasında Şam bölgesi, Haremeyn, Yemen ve Sevad bölgelerinde, vezirlik makamında bulunan Ali b. Îsâ’nın Muktedir’e tavsiyesiyle,652 kadılık yapmış ve 317/929’te tekrar kâdı’l- kudât olmuştur.653 23 (veya 25) Ramazan 320’de (27 veya 29 Eylül 932) Bağdâd’da 78 yaşındayken654 vefat etmiş ve evine defnedilmiştir.655

Ebû Ömer, kâdı’l-kudâtlık kurumunun halk nazarında önemli bir yere sahip olması gerektiğini düşünüyordu. Daha önce, “Kâdı’l-kudâtların Vezirlerle İlişkileri” başlığı altında zikredilen olayda görüldüğü üzere, iyi giyinerek fazladan bir çaba sarf etmeden konumlarının halktan ayrılacağını ifade etmiştir.656

Süleyman b. Hasan’ın vezir olarak atanması üzerine düzenlenen törende, devlet ricaline mensup önemli isimlerden Kâdı’l-kudât Ebû Ömer, oğlu, İbn Ebi’ş-

646 Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nübelâ, XIV, 555. 647

Hatîb el-Bağdâdî, Târîhu Bağdâd, IV, 637.

648 Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nübelâ, XIV, 555.

649 Bu görevlendirmenin 264/878 yılında olduğuna dair bir rivayet de mevcuttur. Hatîb el-Bağdâdî, Târîhu Bağdâd, IV, 635.

650

Ebû Ömer’in 284/897 yılında kâdı’l-kudât olarak atandığına dair rivayetler de bulunmaktadır. Daha sonra başka bir göreve de atanmış olduğundan bu tarihte kâdı’l-kudât olarak atanmış olması biraz şüphelidir. Ancak bir süre bu makama başka bir kimse atanmamış olduğundan bu döneme kâdı’l- kudâtlık makamı açısından bir fetret dönemi de denilebilir. İbnü’l-Cevzî, Muntazam, XII, 370; Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nübelâ, XIV, 555.

651 Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nübelâ, XIV, 555. 652 Hatîb el-Bağdâdî, Târîhu Bağdâd, IV, 636.

653 Tenûhî, Nişvâr, I, 36; Hatîb el-Bağdâdî, Târîhu Bağdâd, IV, 636; İbnü’l-Cevzî, Muntazam, VI,

242; Zehebî, el-İber, II, 9.

654 Hatîb el-Bağdâdî, Târîhu Bağdâd, IV, 637. 655 Hatîb el-Bağdâdî, Târîhu Bağdâd, IV, 639. 656 Tenûhî, Nişvâr, I, 51.

Şevârib ve oğlu, Kadı İbn Behlûl, eşraftan, küttâbdan ve komutanlardan kimseler orada hazır bulunmaktaydılar.657

Ebû Ömer konumunun bilincinde olan bir kimseydi ve aynı zamanda son derece cömert bir kimseydi. Bir defasında topluluk içerisinde otururken değeri elli dinar olan Yemen işi elbiseler geldi ve onu orada bulunanlara dağıttı.658

Hallâc’ın zındık olduğunu ve katlinin vacip olduğuna dair fetvayı verenlerden birisi o zaman Bağdâd kadısı olan Kâdı’l-kudât Ebû Ömer idi. Nübâhî ise bu fetvanın onun amcasının oğluna ait olduğunu kaydeder.659

Diğeri de Ebû Ca’fer Ahmed b. İshâk b. Behlûl et-Tenûhî’dir. Hallâc, Ebû Ömer’in fetvası doğrultusunda, Muktedir döneminde idam edilmiştir.660

Ebû Ömer, kâdı’l-kudât olarak halifenin himayesinde önemli toplantılara iştirak etmiş ve kendisinin görüşlerine itibar edilmiştir. Bu minvalde, İbn Ebi’s-Sâc ile ilgili yapılan bir görüşmede661

ve yine benzer şekilde Karmatîlerle ilgili bir toplantıda da hazır bulunmuş ve görüşlerine başvurulmuştur.662

Muktedir, halife olduktan kısa bir süre sonra yapılan bir darbeyle makamını geçici bir süreliğine kaybetmişti. 296/908 yılında Muktedir bu girişimin üstesinden gelerek ikinci defa hilâfete gelince bu ara dönemde hilâfete geçen Abdullah b. Mu’tez’e biat etmiş olan kadılar, Ebû Ömer’in de içlerinde bulunduğu bir grup halinde, ordunun başkomutanı da olan Mûnisu’l-Hâdim’in huzuruna getirildiler. Bu gruptan Ebû Ömer ve Muhammed b. Halef serbest bırakılmış ancak mevcut görevlerinden de azledilmişlerdir. Yeni yönetim, bununla da yetinmemiş, Ebû Ömer’in yaklaşık 100.000 dinarını müsadere etmiştir.663

Ebû Ömer’in kendisi gibi kadı olan babası Yusuf b. Ya’kub, bu sırada devreye girmiş ve oğlunun malı karşılığında canının bağışlanmasını talep etmişti. Bu talebe kayıtsız kalınmamış ve

657

Tenûhî, Nişvâr, I, 249.

658 Tenûhî, Nişvâr, III, 129; Hatîb el-Bağdâdî, Târîhu Bağdâd, IV, 638.

659 Nübâhî, Ebü’l-Hasan Abdullah b. Hasan, Târîhu Kudâti’l-Endülüs, 5. baskı, Dâru’l-Âfâki’l-

Cedîde, Beyrut, 1983; s. 36; Köse, “Ebû Ömer el-Kâdî”, DİA, X, 211.

660

Tenûhî, Nişvâr, I, 163.

661 Tenûhî, Nişvâr, IV, 30, 31. 662 Tenûhî, Nişvâr, IV, 20, 21. 663 Arslan, Abbâsîler, s. 135.

Ebû Ömer’in tüm malına el konulmuş ancak fakru zarurete düşmemesi için bir miktarı iade edilmiştir. Halife Muktedir, bu durumda razı edilemeseydi, muhtemelen Ebû Ömer’in, hazin bir sonu olacaktı.

Kâdı’l-kudâtlarla ilgili olarak, ölümlerinden sonra bazı kimseler tarafından rüyalarında görüldüğüne dair rivayetler bulunmaktadır. Bu rivayetlerden ilgili kısımlarda bahsedilmiş olup, Ebû Ömer ile ilgili de böyle bir rivayet bulunmaktadır. Bu rivayette, ölümünden sonra bir kişi Ebû Ömer’i rüyasında görmüş ve “Allah sana ne yaptı?” diye sorduğunda “Allah beni bağışladı” diyerek cevap vermiştir.664

Bu ve benzeri rivayetler, muhtemelen, kâdı’l-kudâtların toplumda edindiği yerle ilgili olmalıdır. Diğer taraftan, hayatlarında kendileri ile ilgili bazı ithamlar bulunması nedeniyle, sevenleri tarafından benzeri olaylar kurgulanmış olabileceği de ihtimal dâhilindedir.