• Sonuç bulunamadı

EĞİTİM EMEKÇİLERİNİN MÜCADELE VE ÖRGÜTLENME TARİHİ

Eğitim Emekçilerinin Türkiye'de Kurduğu Belli başlı Örgütler a)Muallimler Cemiyeti (1914)

b)Türkiye Muallimler ve Muallimeler Cemiyeti Birliği (1921) c)TÖDMF (1946) d)TÖS (8.7.1965) e)İLK-SEN (12.7.1965) f)TÖB-DER (4.10.1971) g)EGİT-DER (16.2.1988) h)EGİTİM-İŞ (28.5.1990) OEGİT-SEN (13.11.1990) j)EĞİTİM-SEN (23.1.1995)

Kapitalistleşme sürecine geç giren ülkemizde kamu sektöründe çalışanlar içinde ilk örgütlenenler öğretmenler olmuştur. Eğitim emekçileri 1900'lerin başında dernekleşmeye gitmiştir. İlk olarak 1906'da Encümen-i Muallimin kurulmuştur. Daha sonra öğretmen haklarını koruma amaçlı dernekler birbirini izlemiştir. Ancak hemen hepsinde görülen gelişme,dönemin iktidarıyla uyum içinde olmalarıdır. Egemenler,kapitalist düzene eleştiri okları yönelir yönelmez balans ayarı yapmasını iyi bilmişlerdir. Bunun acı bir örneği,Muallim Yurdu örgütünün başkanı olan,komünist öğretmen Ethem Nejat'ın Karadeniz'de 15 kişiyle birlikte katledilişidir. Gene öğretmen örgütlerinin statüko ile birlikte hareket etmesiyle açıklanabilecek bir gelişme de,1920'de İstanbul'da ilk öğretmen grevi patlak verdiğinde o dönem üyesi olunan Muallimler Cemiyeti'nin eylemden desteğini esirgemesi olmuştur. Öğretmenleri o dönem greve götüren başlıca neden aylıklarının ödenmemesidir. Öyle ki maaşlarını 3 yıl gibi uzun bir süre boyunca alamamışlardır.

Cumhuriyetin kuruluşunun ilk yıllarında imamlar öğretmen yapılıyordu. S.Ali gibi solcu öğretmenler ise hapse atılmıştır. Bu durumun bilinçli bir tercihin ürünü olduğu açıktır. 1925'te Takrir-i Sükun Kanunu hayata geçirildiğinde de bundan en çok zarar gören ilerici güçler olmuştur. 1930-1945 yılları arasında içinde yaşadıkları toplumu sorgulayan,nasıl daha iyi koşullarda yaşanabileceğine kafa yoran öğretmen örgütleri tehlike arz etmiş olacak ki, kapatılmıştır. 1946'da çok partili rejime geçişle birlikte görece gevşetilen iplerin sonucunda 1947'de 5018 sayılı sendikalar yasasıyla birlikte sendika kurma hakkı tanınmıştır. O dönemde kurulan Köy Enstitüleri, öğretmenlerin bilinçlenmesinde büyük rol oynamıştır. Bu okullar kısa bir süre içinde birer aydın yetiştiren ve toplumun aydınlanmasına katkıda bulunan yerler haline gelmiştir. Köy enstitüleri komünist yetiştirdikleri suçlamasıyla kapatılmıştır.

Aynı dönemde farklı yerlerde öğretmen dernekleri kurulmuştur. Bu dernekler 1954fte birleşerek Türkiye Öğretmen Dernekleri Milli Federasyonu (TÖDMF) adını almıştır. 1960'ta Köy Enstitülü öğretmenler, federasyonun yönetimine geçmiştir ve olumlu yönde katkıda bulunmuştur. 1963'te Büyük Eğitim Mitingi'nin düzenlenmesinde federasyonun büyük rolü olmuştur. 15 bine yakın eğitim emekçisinin katıldığı gösterinin sonucunda Maliye ve Milli Eğitim Bakanları istifa etmek zorunda kalmıştır. Emekçilerin birlikte hareket ettiklerinde istediklerini alabileceklerini göstermesi yönünden anlamlı bir örnek olmuştur. 1961 Anayasası'nda kamu emekçilerine sendika kurma hakkı tanınmasıyla federasyon, Türkiye Öğretmenler Sendikası'na dönüşmüştür. Federasyonda örgütlü 65 bin kişi giderek TÖS' e akmıştır.

1961'de 46. madde ile sendika hakkı verilmesine karşın, toplu sözleşme ve grev yasağının sürmesi bu hakkın güdük kalmasına yol açmıştır. Bazı kesimlerce demokrasi getirdiği gerekçesiyle alkışlarla karşılanan 1960 darbesinin, özünde burjuvazinin kendi iç organizasyonunu sağlamaya dönük bir düzenleme olduğu sınıfsal tercihlerin açık bir şekilde görüldüğü bu tür kararlarda daha iyi ortaya çıkmaktadır.

Türkiye Öğretmenler Sendikası,Türkiye'de yasal düzenlemeler sonucu kurulan ilk sendika olması açısından önemlidir. TÖS,"eğitimciliğin çağdaş eğitim-öğretim ilkeleri uyarınca geliştirilmesi,bu meslekte hizmet görenlerin ekonomik,sosyal hak ve çıkarlarının korunup çoğaltılması ve bu amaçlara ulaşmasında rol oynayan genel yurt sorunlarının çözümü" doğrultusunda uğraş vermiştir. Varlık gösterdiği dönemde grev ve toplu sözleşme yasağı olduğu için kazanımları sınırlı kalmıştır. Ancak eğitim emekçilerine, örgütlülüğün önemini anlatması ve binlerce üyeyi kazanmış olması açısından değerlidir.

11 Temmuz 1965'te Kamu Personeli Sendikalar Kanunu'na dayanılarak İLK-SEN kurulmuştur. Öğretim kademesine göre örgütlenen bir sendika olmuştur.

Gerçekleştirdiği önemli etkinliklerden biri Devrimci Eğitim Şurasıdır. Bir diğer önemli etkinliği 1969'da eğitim emekçilerinin %70'inin harekete geçirildiği boykottur. Bu boykot 4 gün sürmüş ve toplumda büyük yankı uyandırmıştır. Boykot komitesinin hasırladığı bildiride Amerikalı uzman ve barış gönüllülerinin yurttan çıkarılmaları,öğretmenlerin ekonomik,sosyal ve mesleki sorunlarının çözülmesi,7 yıldır toplanamayan Milli Eğitim Şurası'nın toplanması ve görevden uzaklaştırılan öğretmenlerin göreve döndürülmesi istenmiştir. Katılımın eğitim emekçilerinin büyük çoğunluğundan oluşmasına ve toplum nezdinde meşruluğun sağlanmış olmasına rağmen boykotun ilk gününde 2007 öğretmen açığa alınmış,sendika yöneticileri hakkında dava açılmıştır.

1971'de yapılan askeri darbeyle birlikte diğer tüm toplumsal güçlere karşı olduğu gibi balyoz TÖS1 ün de üzerine inmiştir. Bir günde 1500 öğretmen tutuklanmıştır. Ancak sermaye düzeninin yıldırma politikaları TÖS kapatılır kapatılmaz yerine Tüm Eğitim Öğretim Emekçileri Birleşme ve Dayanışma Derneği (TÖB-DER)'nin kurulmasıyla bir nebze de olsa boşa çıkarılmıştır.TÖB-DER,hepsi TÖS üyesi olan 40 eğitim emekçisinin öncülüğünde kurulmuştur. 1976-1978 yılları arasında 37 TÖB-DER üyesi katledilerek siyasal muhalefet hizaya çekilmeye çalışılmıştır.TÖB-DER'in çalışmalarının yasaklandığı 1980 yılına kadar 650 şubesi ve 160.000 kadar üyesi bulunmaktadır.TÖB-DER, eğitim emekçilerinin % 40 kadarını örgütlemiştir.

1976 yılında toplanan 3. olağan genel kurulda toplu sözleşmeli ve grevli sendika hakkının ve öğretmenlerin siyasal haklarının kazanılması,DGM'lerin kaldırılması,düşünme ve örgütlenme özgürlüğünü engelleyen 141. ve 142. maddeler ile diğer bazı maddelerin kaldırılması ve eğitimin demokratikleşmesi için mücadele edilmesi yönünde kararlar alınmıştır

1980'de yüksek olan toplumsal muhalefeti bastırma amaçlı yapılan askeri darbeyle eğitim emekçilerinin örgütlülüğü de kesintiye uğramıştır. Çıkarılan Dernekler Kanunu'na göre,öğretmenlerin dernek kurması yasaklanmış,üye olmak da bakanlık iznine bırakılmıştır.

1989'da Zonguldak'taki bahar eylemleri sınıf mücadelesi hareketlenmiştir. 89 bahar eylemlilikleri kamu emekçilerini tetikleyici bir yan taşımıştır.

Eğitim emekçileri 1985'lerde abece dergisi ile örgütlenme arayışlarına başlamıştır. 18 Şubat 1988 tarihinde ise Eğit-Der kurulmuştur. Eğit-Der 15 Şubat 1990'da eğitim emekçilerine sendika kurma çağrısında bulunmuştur.

Eğitim Emekçileri 12 Eylül'ün yasakçı ve baskıcı yasalarının tüm engellerine rağmen örgütlenme önündeki engelleri sendika kurarak aşmaya karar verdiler. Demokratik öğretmen hareketinin mücadeleci geleneğini sürdüren eğitim emekçileri fiili ve meşru zeminde yasakları aşarak sendikalarını kurdular.

Kuruluş zamanları ve örgütlenme anlayışlarındaki farklılıkları öne süren kurucular iki ayrı eğitim sendikası kurdular. 28.05.1990 tarihinde Eğitim-İş, 13.11.1990 tarihinde Eğit-Sen kuruldu.

Kuruluş dilekçelerini verirken, tabelalarını asarken çeşitli yasaklarla karşılaşan eğitim sendikaları tüm yasaklama ve engellemelere rağmen iki sendika yüzbine yakın eğitim emekçisini örgütledi. Tabandan gelen yoğun baskılar karşısında uzun görüşmelerden sonra iki sendika 23.01.1995 tarihinde birleşerek Eğitim Sen'i kurdular. Genel olarak bakıldığında,ülkemizdeki eğitim emekçilerinin yaşadıkları sıkıntıların,içinde yaşanan toplumsal düzenden hatta dünyadaki yaygın olan emperyalist saldırganlıktan ayrı düşünülemeyeceğini görürüz. Ne zaman uluslararası dengeler üretenlerden yana döndüyse-1917 devrimi ve İkinci Dünya Savaşından sonra gelişen sosyal devlet uygulamaları gibi.- çalışma hayatında ve siyasal ortamda emekçilerin yararına gelişmeler yaşanmıştır. Ne zaman tıpkı bugün olduğu gibi dengeler sermayeden yana döndüyse hak alma mücadelesindeki kazanımlara yönelik saldırılar artmıştır.