• Sonuç bulunamadı

DYP-SHP Koalisyonunun Oluşumu

3.4 SHP’DE YEREL SEÇİM ZAFERİ VE 1991 GENEL SEÇİMLERİ

4.1.1 DYP-SHP Koalisyonunun Oluşumu

20 Ekim 1991 genel seçimleri sonuçlarının alınmasının ardından, 1983’ten beri süregelen ANAP’ın tek parti iktidarının sona erdiği ortaya çıktı.1 Hiçbir partinin tek başına iktidar olabilecek oyu alamaması yeniden bir koalisyonlar döneminin başlayacağını gösteriyordu.2 Bu sonuçlar üzerine son ANAP Hükümeti’nin Başbakanı Mesut Yılmaz, hemen istifasını Cumhurbaşkanı Özal’a sundu ve ANAP’ın herhangi bir koalisyona katılmayacağını bildirdi. Mesut Yılmaz bu sefer muhalefette kalmayı tercih ediyordu. Cumhurbaşkanı, 7 Kasım’da seçimlerinde en çok oyu alan ve en fazla milletvekilliği kazanan DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel’e hükümeti kurma görevini verdi.3

Seçim öncesinde DYP’nin en çok oyu alabileceği ve DYP’nin de içinde yer alacağı bir koalisyon ortamının oluşacağı öngörülmekteydi. DYP ile SHP arasında koalisyonun temelleri gizliden gizliye de olsa atılmaya başlayınca, ulusal gazetelerde “30 yıl önce CHP-AP Koalisyonu vardı,” şeklinde nostalji kokan haberlere rastlandı. Gerçi doğruydu; 27 Mayıs Darbesinden sonra 1961 yılı kasım ayında böyle bir koalisyon yaşanmıştı. Ancak o gün bu koalisyon bir zorunluluktu. Bugün ise karşılıklı bir istekti. Bu gelişme açıkça, çıplak gözle görülebiliyordu. 4

Meclis toplandıktan sonra yapılan TBMM başkanlığı seçimlerinde üçte iki çoğunluğun öngörüldüğü ilk iki turda sonuç alınamadı. 16 Kasım'da yapılan ve salt çoğunluğun arandığı üçüncü turda eski DYP genel başkanlarından Hüsamettin Cindoruk TBMM başkanı seçildi.5 Demirel’in görevi almasından dört gün sonra da Demirel’le SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, DYP–SHP Koalisyon Hükümeti

1 Seçimlerin ortaya çıkardığı meclis aritmetiğine göre, ANAP'ın sekiz yıldır süren tek parti iktidarı

sona eriyordu ve bir koalisyon hükümeti kurulması gerekiyordu. Cumhurbaşkanı Özal, 7 Kasım'da, yeni hükümeti kurma görevini TBMM'de en çok temsilcisi bulunan DYP'nin genel başkanı Demirel'e verdi. Bkz. Cumhuriyet Ansiklopedisi 1981- 2000, Cilt: 4, Yapı Kredi Yay., İstanbul, 2005, s. 335.

2 Nedim Yalansız, Türkiye’de Koalisyon Hükümetleri 1961–2002, Büke Yayınları, İstanbul, 2006 3 Yalansız. a.g.e., s. 447-448.

4 Fatin Dağıstanlı Sosyal Demokratlar, Bilgi Yayınevi, Ankara, 1998, s. 205. 5 Cumhuriyet Ansiklopedisi 1981–2000, Cilt: 4, s. 335.

konusunda anlaştıklarını açıkladılar.6 Varılan protokol sonucunda SHP hükümette 5 Devlet Bakanlığının yanı sıra Adalet, Bayındırlık ve İskân, Sanayi ve Ticaret, Dışişleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Kültür ve Turizm Bakanlıklarını alıyordu.7 Daha sonra da Demirel DYP-SHP koalisyon hükümetini 20 Kasım 1991'de kurdu. SHP Genel Başkanı Erdal İnönü Başbakan Yardımcılığı görevini almıştı.8

Uğur Büke koalisyon için şunları söylemiştir: “DYP-SHP Koalisyonu artık ülkeyi yönetmeye hazırlanıyordu. Kısaca SHP, artık iktidardı. Sol ise SHP ile tam 12 yıl sonra iktidara taşınmıştı. Bu koalisyon, daha sonra sık sık gündeme gelecek olan tarihi bir uzlaşmayı da simgeliyordu. Çünkü iki parti, 1946 yılından itibaren devamlı olarak karşı karşıya gelmişlerdi. CHP-DP, CHP-AP yarışı, partilerin keyfi bir uygulama ile kapatıldığı 12 Eylül Müdahalesi’ne kadar, iktidar ve muhalefet çizgisinde, en sert şekilde sürmüştü. Tabanları bir zamanlar köy ve mahallelerde, kahvehanelerini bile ayırmaya kadar giden bir ayrılığı yaşamışlardı. Şimdi bu iki partinin uzlaşması, iktidarı paylaşması, demokrasi açısından önemli bir fırsat olarak algılanıyordu. Bu açıdan çok önemlidir.” 9

Koalisyon Hükümeti'nin bu kadar kısa sürede kurulmasını Süleyman Demirel: “Bunun dışında hükümet çıkmaz. Çünkü Meclis'teki kompozisyon yine geçmişin getirdiği sebeplerden, insanların şahsi kusurlarından değil, toplanamaz, bir araya getirilemez. Bir araya getirilmesi mümkün olan DYP-SHP'dir.” sözleriyle açıklamaktaydı. Erdal İnönü ise DYP-SHP Koalisyonu'nun kurulmasını kolaylaştıran nedenleri ANAP iktidarına dayandırmıştı. İnönü'ye göre ANAP iktidarının neden olduğu sorunlara karşı bir “sosyal demokrat yaklaşım” ortaya çıktı. Bununla birlikte meydanlarda Süleyman Demirel'in söyledikleri ile, İnönü'nün söylediği şeyler birbirine çok benziyordu. “...Halkın büyük kesiminin sıkıntılarını dile getiren, ekonomiyi enflasyondan kurtaracak bir yaklaşımın peşinde olan ve aynı zamanda

6 Yalansız, a.g.e., s. 447; Demirel ile İnönü anlaştılar; ancak SHP içinde kriz bitmek bilmiyordu.

Baykal gidiyor bu kez de HEP’liler gündeme geliyordu. Sayıları 20'yi bulan HEP kökenli SHP milletvekilleri, ayrı bir partiymiş gibi koalisyona güvenoyu vermek için 25'e yakın şart ileri sürüyorlardı. Kısaca İnönü'ye Fehmi Işıklar tarafından tam anlamıyla bir ültimatom veriliyordu. Neler yoktu ki bu şartlar arasında; Kürt ulusal kimliğinin Anayasa ve yasalar düzeyinde kabul edilmesinden, radyo ve televizyonda Kürt diliyle yayın yapılmasına; olağanüstü halin kaldırılmasından, Özel Tim'in Doğu ve Güneydoğu Bölgesi'nden çekilmesine; koruculuk sisteminin kaldırılmasından, genel affa kadar bir dizi istek. Bkz. Dağıstanlı, a.g.e., s. 207.

7 Dağıstanlı, aynı yer.

8 DYP-SHP Koalisyonu Anayasa değişikliği yapacak sayıya sahip değildir. Bkz. Kemali Saybaşılı, DYP-SHP Koalisyonunun Üç yılı, Bağlam Yayınları, İstanbul, 1995, s. 41

sanayileşmeyi büyütecek, hızlandıracak, işte bütün iç huzursuzluğu ortadan kaldıracak, bütün bu ortadaki sorunları çözecek bir hükümetin kurulması”, DYP ve SHP muhalefetinin ortak söylemleriydi. Bu da iki partinin sorunlara ortak çözüm önerilerinde uzlaşmalarını kolaylaştırdı.10

Bu uzlaşma, koalisyon protokolü ilkelerinde anlaşmayı ve hükümetin açıklanmasını hızlandırdı. Koalisyon Protokolü, 19 Kasım'da imzalandı. Protokolün başında DYP-SHP Koalisyon Hükümeti'nin; DYP'nin %27 ve SHP'nin %20,8 oy tabanıyla toplam %48 oranında millet desteğine sahip Türkiye'nin son 11 yıllık en geniş tabanlı hükümeti olarak kurulduğu, hükümetin sürekli olması ve ülke sorunlarını çözmesi için her türlü çabanın gösterileceği açıklanmaktaydı. 11