• Sonuç bulunamadı

DOLARIN SONU VE YENİ REZERV PARA ARAYIŞLARI 1 ABD VE DOLAR HÂKİMİYETİNİN SONU MU?

Ticaret savaşları, ülkelerin birbirlerine karşı gümrük kotaları oluşturarak yaptıkları ekonomik savaşa verilen addır Dar anlamda ticaret savaşları, ik

4. DOLARIN SONU VE YENİ REZERV PARA ARAYIŞLARI 1 ABD VE DOLAR HÂKİMİYETİNİN SONU MU?

Dolar gibi yerli bir para biriminin “dünyanın para birimi” olabilmesi ABD’nin dünyadaki istisnai konumu sayesinde gerçekleşirken ABD de mutlak gücünü dolar sayesinde ciddi ölçüde besleme olanağına kavuşmuştur. ABD’nin İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki süreçte gücünü önemli ölçüde artırdığı ortada- dır. Fakat diğer ülkeler de zaman içinde güçlerini dikkate değer oranda artırdı- ğından ABD ile aralarındaki farkı ciddi ölçüde kapatmıştır. Batı Avrupa ülkeleri ve Japonya savaştan sonraki otuz yıllık süreçte ABD ile aralarındaki verimlilik farklarını büyük ölçüde ortadan kaldırmıştır. Fakat bu ülkelerin dağınık bir görü- nüm sergilemesi ve ABD ile aralarındaki askeri güç farkının halen muazzam öl- çekte olması Washington veya doların konumu için bir tehlike arz etmelerinin önüne geçmiştir (Tatlıyer, 2018).

ABD, petro-dolarların gücünü kendi dış politikasını zorla kabul ettirmek için kullanmaktadır. Ama çoğu ülke karşılık vermemektedir. Bunun petro-doların çö- küşü anlamına gelebileceğinden korkmaktadırlar. Örneğin, ABD, İran’a potansi- yel nükleer silahlar geliştirmeyi bırakmadığı için yaptırımlarda bulunmaktadır. Benzer bir şekilde, Rusya’yı da Kırım’ı işgal ettiği ve Ukrayna’yla bir kriz yarat- tıkları için ticaret ambargolarıyla vurmaktadır. Sonucunda bu ülkeler birbirleriyle 20 milyar dolar değerinde bir ticaret anlaşması yapmıştır. Doğal olarak, bu an- laşma dolardan fiyatlandırılmamıştır ve İran’ın petrolünün satışını da içermekte- dir. Venezuela ve İran ayrıca petro-dolarlar yerine kendi paralarıyla petrol anlaş- maları imzalamıştır. Çin, doların yerine başka bir küresel para gelmesini istemek- tedir. İronik olarak, en çok dolar tutan yabancı ülkelerden biri olan Çin, doları kendi parası yuanın arkasına alarak etkilemektedir (Günal, 2019).

Öte yandan, Orta Doğu’nun jeopolitik dengeleri çok hızlı bir şekilde değiş- mekte ve bu değişimi tetikleyen şu faktörler petro-dolar sisteminin sürdürülebi- lirliğini etkilemektedir: (i) Suudi Arabistan’ın bocalayan stratejik bölgesel pozis- yonu, (ii) petro-dolar sisteminin kayda değer bir parçası olmayan İran’ın yükse- lişi, (iii) başarısız ABD müdahaleleri ve (iv) potansiyel alternatif ekonomik/gü- venlik sözleşmeleri ve kurumları doğuran BRICS ülkelerinin yükselişi. ABD ve

Ticaret ve Kur Savaşlarının Ekonomi Politiği: Çok Kutuplu Yeni Finansal Sistem Arayışları • 67 Suudi Arabistan arasındaki ilişki her geçen gün karmaşıklaşmakta ve kötüye git- mektedir. Suudi Arabistan’daki son siyasi gelişmeler ve uluslararası güç kavga- ları nedeniyle dev petrol şirketi ARAMCO’nun hisselerinin satışı da gecikmek- tedir. Bunların sonucunda Çin ve Hindistan ile de büyük miktarlı petrol satış söz- leşmeleri imzalayan Suudi Arabistan’ın petrol satışlarında dolar kullanmaktan vazgeçmesi doların tahtını sarsacaktır (Günal, 2019:7).

4.2. TRİFFİN PARADOKSU VE YARATTIĞI SORUNLAR

Günümüzde ABD’nin Bretton Woods sisteminden sonra hayata geçirdiği petro-dolar sistemi sayesinde dünyada en fazla ticareti yapılan ve dolayısıyla üzerinden en fazla strateji üretilen petrol alışverişinde ABD doları kullanımı- nın zorunlu kılınması diğer ülkelerin dış ticaret işlemleri ve sahip oldukları uluslararası rezervlerinde ABD doları bulundurmalarını bir zorunluluk haline getirmiştir. Böylelikle ABD dolarına herhangi bir ABD ürünü veya hizmetle- riyle ilgisi olmayan işlemler sonucu yapay bir talep yaratılmış ve ABD piya- saları uluslararası alanda daha derin ve likit hale gelirken aynı zamanda petrol ithalatını ulusal para birimi üzerinden gerçekleştirme imkanına da sahip ol- muştur.

Bretton Woods sistemi uygulanmaya başladıktan sonrasında küresel ekono- milerde meydana gelen etkiler üzerine ortaya konulan “Triffin Paradoksu” ile uluslararası para sisteminde ABD dolarının uluslararası rezerv para konumunda olmasına yani ABD’nin küresel alandaki hegemonyasına bir eleştiri getirilmek- tedir. Küresel ticarette ABD doları uluslararası rezerv para birimi olduğundan ABD dolarına hem ulusal hem de uluslararası bir talep söz konusudur. Triffin Paradoksuna göre, doların uluslararası rezerv para birimi olması ABD ekonomi- sinin sürekli dış açık vermesine neden olmuş ve ABD vermiş olduğu bu dış açığı dolar basarak finanse etmeye çalışmıştır. Ancak ABD dolarının altın standardına tabi olması diğer devletlerin ABD’nin hazinesinde basılan bu dolarların karşılığı kadar altının bulunmadığını düşünmelerine ve ABD dolarına olan güvenin azal- masına neden olmuştur. Son yıllarda ABD tarafından bu duruma benzer bir poli- tika izlendiği ve ABD’nin özellikle 2008 yılında yaşanan küresel finans krizinden bu yana dış ticaretindeki açıkları yine ABD doları basarak finanse ettiği görül- müştür (Bordo ve McCauley, 2017).

68 • Mehmet Günal

Eichengreen (2010), uluslararası ekonomilerde ortaya çıkan “Triffin Para- doksu” sorununun küresel para sisteminde, küresel rezerv para birimi olan ABD dolarının hakimiyetinin sonlandırılmasıyla ortadan kaldırılabileceğini ileri sür- müştür. Farhi, vd. (2011), uluslararası rezerv para sisteminde, benzer niteliklere sahip birden fazla rezerv para birimi cinsinden finansal varlığın olması gerekti- ğini ve böylece finansal varlıklar arasında yaşanan değişimlerle küresel risklere karşın finansal varlıklar arasında ikamenin sağlanabileceğini ifade etmiştir. OECD, 2010 yılında yaşanan Avrupa Borç Krizi’ni örnek göstererek uluslararası para sisteminde tek para biriminin hâkim olmasının küresel ekonomilerde çeşitli istikrarsızlıklara ve krizlere ortam hazırladığını vurgulamıştır.

Diğer taraftan bakıldığında ise, FED’in (Federal Reserve Bank) 2008 yılın- dan 2014 yılı sonuna kadar uyguladığı parasal genişleme politikası, FED’in bi- lanço büyüklüğünün yaklaşık olarak beş kat büyümesine neden olmuştur. ABD dış ticaret açığını finanse etmek için dolar basarak uluslararası piyasalara bol miktarda likidite sağlamış ancak yaşanan bu süreç sonucunda bir Triffin Para- doksunun ortaya çıkmadığı görülmüştür. ABD böylece hem dış ticaret açığını fi- nanse etmiş hem de ABD dolarının uluslararası piyasalardaki satın alma parite- sini korumayı başarmıştır. Yani ABD doları küresel ekonomilerde bollaşmasına rağmen ABD dolarına olan itibarın da yükselmesi Triffin Paradoksunun tersine bir pozitif ilişkinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. ABD’nin küresel anlamda sağladığı bu başarıda, FED’in faizleri önemli miktarda düşürmesi hatta birkaç yıl sıfır seviyesinde tutmasının önemli katkısı olduğu vurgulanmaktadır. Ancak ABD’nin bu pozitif ilişkinin sürdürülmesi noktasında şüphelerinin bulunması FED’in parasal genişlemeyi durdurmasına rağmen faizleri arttırma kararları al- masına sebep olmuştur (Gyhmers, 2016).

4.3. DOLARIN YERİNİ HANGİ PARA BİRİMİ ALACAK?

EURO, YEN, YUAN, SDR..?

Küresel piyasalarda rezerv para birimi olması gerektiğini savunan birçok ekonomiste karşı yerel para birimi olması gerektiği görüşünü savunan ekonomist- ler de bulunmaktadır. Günümüzde ise bu görüşlerin sayısı gittikçe artmaktadır. Uluslararası ticarette hala ödeme aracı olarak en fazla kullanılan para birimi ABD dolarıdır. Ancak yukarıda bahsedilen ticaret savaşlarında DTÖ’nün adil şekilde

Ticaret ve Kur Savaşlarının Ekonomi Politiği: Çok Kutuplu Yeni Finansal Sistem Arayışları • 69 davranmasındaki şüpheler, ABD Başkanı Trump’ın İran ve Çin üzerindeki yap- tırımları ülkeleri başka kanallar ile ticaret yapma arayışına itmektedir. Ame- rika’nın ülkeler üzerindeki hegemonyası ve krizleri fırsata çevirerek hâkimiyetini sürdürmek istemesindeki çabalar birçok ülkede son dönemlerde “ulus-devlet” an- layışından hareketle milliyetçilik politikalarının ağır basmasına neden olmuştur. Bu da ülkelerin kendi milli para birimlerini kullanarak dış ticarette yer alma istek ve çabalarını artırmıştır.

Rusya ve İran gibi büyük üreticiler yuanı petrol için ödeme kabul etmiştir. Çin ve Rusya bir anlaşma yaparak Rus şirketlerinin petrol karşılığında doğrudan Çin'den borç alabildiğini söylemiştir. Avustralya da doların hükümdarlığını re- zerv para birimi olarak sonlandırmanın ilk adımını atmıştır. Avustralya hükümeti anlaşmayı onaylamıştır çünkü Çin, Avustralya’nın en büyük ticaret ortağıdır. ABD dolarından sonra ikinci yüksek oran Euro’dur. Ancak Euro bölgesindeki borç krizi ve ülkeler arasındaki anlaşmazlıklar bu para birimini küresel olmaktan çıkarmaktadır.

Ayrıca, FED kararları ile ABD dolarındaki yüksek oynaklık ülkelerin kur riskini de artırmaktadır. Dolayısıyla ülkeler merkez bankalarında dolar yerine başka yatırım araçları bulundurmaya başlamışlardır. Örneğin Rusya 2018 yılında dolar rezervinin büyük bir kısmını Çin Yuanı, altın ve Euro’ya çevirmiştir. Ulus- lararası ticarette kullanılması konu olan bir diğer araç ise sanal para Bitcoin’dir. Ancak bunun da arzının sınırlı olması ve para tanımına uygun olmaması ve her ülke tarafından para olarak kabul edilmemesi de bu aracı zayıf kılmaktadır (Gü- nal, 2019).

FED'in varlıklarını 2009-2015 yılları arasında 900 milyar dolardan 4.5 tril- yon dolara yükselten parasal genişleme programı, ABD hükümetinin borç almaya ve harcamaya devam etmesini ucuz hale getirmiştir. Bununla birlikte, ülkeler dö- viz rezervlerini çeşitlendirmeye ve dolar bağımlılıklarını azaltmaya başlamıştır. IMF'ye göre, ABD Doları döviz rezervleri, dünyadaki rezervlerin 2001'de %72'sinden bugün %62'ye düşmüştür. Euro’nun, Avrupa Birliği'ndeki sorunlar nedeniyle istikrarlı olmaması, yuan’ın henüz hazır olmaması ve Japon Yeni’nin değer kaybetmeye devam etmesi nedeniyle dolar hala dünya ekonomisinin sadece %25'ini oluşturmasına rağmen tüm döviz işlemlerinin%85'ini oluşturmaktadır.

70 • Mehmet Günal

Ancak Mart ayından itibaren, ABD Ticaret Birimi aracılığıyla Trump, çelik ve alüminyuma ithalat vergileri uygulamış ve sonrasında Çin bu metalleri fazla üretmeyi hedefleyerek fiyatların ABD çelik üretimini düşürmesine ve zarar gör- mesine neden olmuştur. İki ekonomik süper güç arasındaki ticaret gerilimleri art- mıştır. Trump yönetimi tarafından ülkenin ihracatı bastırılmaya ve Batı teknolo- jisine erişim engellenmeye çalışılarak Çin'in ekonomik yükselişi durdurulmaya çalışılsa da bu aslında tutarsız bir girişimdir. ABD’nin tarifeleri ve tarife dışı ti- caret engelleri, Çin’in kısa vadedeki büyümesine engel olsa da, uzun vadeli yu- karı yönlü yörüngesini belirleyici bir şekilde değiştirecektir. Daha büyük olası- lıkla, Çin ABD’nin finans ve ticaretine olan kısmi bağımlılığından kurtulma ko- nusundaki kararlılığı ile son teknolojiler için ağır yatırımlar ve dolar sistemine alternatif olarak yuan temelli küresel ödeme sistemi oluşturma çabasındadır. Ba- şarılı olduğu taktirde dolar tehlike altında olabilecektir. Ekonomistler tarafından 2014 yılında yapılan ankete katılan 200 uluslararası kurumsal yatırımcının yarı- sından fazlası, yuanın sonunda dünyanın rezerv para birimi olarak doların yerini alacağını düşünmektedir. Dolar hala gücünü korumakla birlikte diğer para birim- lerine göre evrensel olarak kabul edilmektedir ancak 2018'de doların önceliğinin yuan tarafından enerji ve diğer önemli sanayi ürünleri için fiyatlandırma aracı olarak zorlanacağı açıkça ortaya çıkmaktadır. Sonuçta, Çin’in ticaretinin artık Amerika’yı değil, küresel ekonomiyi sürdüğü göz önüne alındığında, doların eski ticaret aracı olarak rolünün artık kalmadığı söylenebilir. (Günal 2019: 13-14).

Danimarka merkezli yatırım bankası olan Saxo Bank'taki FX stratejisi baş- kanı John Hardy bir yazısında, jeopolitik baskıların ABD dolarının dünyanın re- zerv para birimi olarak sonunu getirebileceğinden bahsetmiştir. Para birimleri analisti, şu an doların durumu üzerinde baskı yaratan üç jeopolitik konuyu şöyle sıralamıştır: i) Çin'in küresel ticaret ve finans piyasalarında daha belirgin bir rol üstlendiği ve özellikle iç ekonomisini ve küresel ekonomiyi rahatsız etmeden po- litikalarını ve kredi balonunun aşırılıklarını nasıl gevşeteceği konusundaki yük- selişinin devam etmesi; (ii) Kuzey Kore rejimleri, nükleer bir güç olarak güveni- lirliği ve dokunulmazlığı sürdürmek ve bunun Çin-ABD ilişkilerini nasıl etkile- diği, aynı zamanda Japonya'nın iç ve dış politika açısından bu tehditle nasıl ilgi- lendiği; (iii) ABD-Avrupa transatlantik ittifakının gevşetilmesi (Günal 2018).

Ticaret ve Kur Savaşlarının Ekonomi Politiği: Çok Kutuplu Yeni Finansal Sistem Arayışları • 71 Çin kendi para birimi yuanın nasıl küresel ticarette kullanılabileceği üzerinde yo- ğunlaşmaktadır. İlk olarak petrolü yuan olarak satmayı planlamış ve ticaret or- taklarının yuanı altın olarak ödemesine izin vermiştir. Altın, petrol ihraç eden ülkeler için daha konforlu bir araç olduğundan Çin’in bu hareketi akıllıca olmuş- tur.

ABD doları 1970'lerde rezerv para birimi olmuştur, çünkü Suudi Arabistan yalnızca dolara petrol ödemesi olarak kabul etmeyi kabul etmiştir. Belirtildiği gibi şimdi Rusya ve İran gibi büyük üreticiler yuanı petrol için ödeme kabul et- mektedir. Daha büyük risk, Suudi Arabistan gibi geleneksel ABD müttefiklerinin petrol için yuan almaya karar vererek ABD’nin öfkesini çekmeye ve mali gücünü riske atmaya istekli olup olmamasıdır (Günal 2018).