• Sonuç bulunamadı

Doğuşu ve Gelişimi (Uluslararası Para Fonu)

1.5. Ekonomik İstikrar Politikaları

2.1.1. Doğuşu ve Gelişimi (Uluslararası Para Fonu)

İkinci Dünya Savaşı özellikle Avrupa ülkeleri açısından çok büyük ekonomik tartışmaları da beraberinde getirmiş ve Avrupa ülkelerinin para otoriteleri uluslararası finansman sorunları üzerinde durmuşlardır. İkinci Dünya Savaşından sonra dünya ticaretini ve devalüasyonları denetim altına almak ve savaştan çıkan ülkelerin ekonomilerini canlandırarak yeniden yapılanmayı sağlayacak kredi ihtiyacının ortaya çıkması yeni bir uluslararası otoritenin kurulması düşüncesini zorunlu kılmıştır.

Türkiye’nin de bulunduğu 44 ülkenin katıldığı Bretton Woods Konferansı sonucunda İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki uluslararası para sisteminin esasları kabul edilmiş ve bir anlaşma imzalanmıştır. Bretton Woods anlaşmasıyla Dünya Bankası (NB) ve Uluslararası Para Fonu (IMF) kurulmuştur277.

Dünya Bankası ve IMF, 27 Aralık 1945 tarihinde yeterli sayıda ülkenin her iki kuruluşun sözleşmelerini onaylamasını ve fon kotasının % 80’ini Banka sermayesinin % 65’ını taahhüt etmesiyle resmen yürürlüğe girmiştir. Dünya Bankası faaliyetlerine Haziran 1946’da IMF ise finansal işlemlere Mart 1947’de başlamıştır. 1946 yılından 1973 yılına kadar geçen dönemde geçerli olan doların altına olan kredibilitesinin korunduğu Bretton Woods sistemi, IMF tarafından yürütülecek olan üç temel çerçevede toplanmıştır. Bunları şöyle sıralandırmak mümkündür278;

- Sabit bir döviz paritesinin uygulanması,

- Dış açık ve fazlalarının döviz kurlarında yaratacağı ani değişikliklerin oluşmasına izin verilmesi,

277

Rıdvan Karluk, Küreselleşen Dünyada Uluslararası Ekonomik Kuruluşlar ve Entegrasyonlar, 2. Baskı, Anadolu Üniversitesi Basımevi, Eskişehir, 1995, s. 223

278

Mahfi Eğilmez, IMF; Dünya Bankası ve Türkiye, Creative Yayıncılık Finans Dünyası Yayınları, No: 2, 1996, s. 18-19

- Devalüasyon ya da revalüasyon gibi parasal ayarlamalar yapılması ve karşılıklı rekabete neden olarak ayarlamaların önüne geçilmesidir.

IMF ise sabit kurlar sistemini gözetleme ve denetleme görevini üstlenmiştir. 1970’li yıllarda Bretton Woods anlaşması sonucu sabit ancak ayarlanabilir kur sistemi, döviz kuru değişmelerinin yol açabileceği riskleri azaltmıştır279. Bu sabit kur sisteminde ABD doları ve altın başlıca rezerv paraları olmuştur. Ancak altının fonksiyonu azaltılmış ve bununla birlikte uluslararası döviz rezervleri içinde doların payı da zamanla düşmüştür280.

Bu sistem içerisinde IMF’nin asıl temel görevlerinden birisi, sabit döviz kuru politikasıyla birlikte “Altın Standardı ve sonrasında Altın Değişimi Standardı” yönteminin uygulandığı ortamda dış denge krizine giren üye ülkelerle yapılacak devalüasyonun oranına ilişkin olarak işbirliğine gitmek ve söz konusu ülkenin uygulayıcı önlemler sunmak olmuştur281. Uygulamada parasal krizlere yol açan Bretton Woods sisteminden 1970’li yılların başlarından itibaren sapmalar meydana gelmiştir. 1970’lerden sonra değişken döviz kuru sistemine geçiş ve uluslararası borçlanma piyasalarının gelişimi sonucunda IMF’nin görevleri değişmiş, çoğunlukla ülkelerin yapısal uyum problemlerine yönelmiştir. 1976 yılında IMF’e üye ülkelerin kur politikalarını “Gözetleme” görevi verilmiştir. IMF, üye ülkelerin uyguladıkları kur politikaları ve yapacağı gözetime ilişkin olarak istikrarlı bir uluslararası para sisteminin gelişmesine katkıda bulunması gibi bir takım ilkeler benimsemiştir282. Konferansa birçok ülkenin ekonomi uzmanları tarafından hazırlanan öneriler olmasına rağmen konferans sırasında sadece iki öneri tartışılmıştır. Bu öneriler ABD tarafından Harry White’a hazırlatan White Planı ile İngiltere’nin ortaya attığı Keynes Planıdır. İngiltere’nin ünlü iktisatçısı John Maynard Keynes’in bu planı kabul edilmemiştir283.

ABD’nin resmi görüşmelerini içeren White Planında savaştan sonra ülkelerin karşılaşacakları, para-kredi sisteminin çökmesi sonucunda uluslararası ödemelerin

279

Gülten Kazgan, Ekonomide Dışa Açık Büyüme, Altın Kitaplar Yayınevi, İstanbul, 1988, s. 77 280

Halil Seyidoğlu, Uluslararası İktisat, 9. Baskı, Güzem Yayınları, No: 7, İstanbul, 1993, s. 677 281

Mükerrem Hiç, Para Teorisi, İstanbul Üniversitesi Yayınları No: 2424, İstanbul, 1975, s. 123 282

Sacit Önen, Uluslararası Mali Kuruluşlar, Gazi Üniversitesi Yayınları, No: 136, Ankara, 1990, s. 22

283

Ergun Türkcan, IMF’nin Kökenleri, IMF İstikrar Politikası ve Türkiye, Savaş Yayınları, Ankara, 1982, s. 30

aksamalarını önlemek, ticareti restore etmek, dünyanın imarı ve iktisadi kalkınması için gerekli sermayeyi sağlayabilmek sorunları olmuştur. Bunun için “Uluslararası İstikrar Fonu ve İmar ve Kalkınma Bankası”nın kurulma gereğini savunmuştur284. White planı ana hatlarıyla aşağıdaki şekilde tartışılmış ve kabul edilmiştir285:

- Kur politikaları ile sermaye hareketlerinin kolaylaşacağını savunmuştur.

- Fon, katlı kur uygulamalarını ve ikili kliring düzenlemelerini kaldıracak, ticaret engellerini azaltacak uygulamalar getirmektedir.

- Fonun yetkileri altın, döviz, milli paralar ve her türlü kıymetli evrak alıp satan bir kliring hause işlevi olarak görmektedir.

- White planında fonun üye ülkelerin dış ticaret dengesizliklerini önlemek için uygulayacağı önlemlere ve yeni ekonomik politikalara yön verme hakkına sahip olduğu gösterilmektedir.

- Bir üye ülke, diğer üye ülkelerin ekonomik önlemleri karşısında ödemeler dengesinde ciddi dengesizlik yaratması durumunda fon oylarının beşte dördü ile bu uygulamayı durdurabilir.

- Üye ülkeler, fona katıldıkları bir yıl içinde ticaret engellerini ithalat kısıtlamalarını, idare engelleri kaldırmayı ve ileride ithalat engelleri getirmemeyi taahhüt eder.

- Fonun izni dışında hiçbir mal ve hizmetin ihracatını desteklemez.

- Üyeler fona katıldıktan en geç bir yıl içinde fonun izin verdikleri dışındaki kambiyo işlemlerindeki tüm kontrol ve kayıtlamaları kaldırılır.

- Fondan izin almadan döviz kurlarını değiştirilmez.

- Hükümetler veya Merkez bankaları dış borçların tamamını veya bir kısmını fonun izni olmaksızın ödemezlik edemeyecektir.

284

Sacit Önen, a.g.e., s. 26 285

White, altının kolay üretilmediği, parasal iktisadi sorunlar çıkarabileceğini savunmuştur. White planının 1977 Nisan’ından itibaren yürürlüğe koyduğu ilkeler şunlardır286.

- Üye ülkeler, döviz piyasalarındaki kısa süreli istikrarsızlıkları giderici önlemler almalıdır.

- Üye ülkeler, ödemeler bilançosunun etkin denkleşmesini önleyecek veya diğer üyeler karşısında haksız rekabete yol açacak şekilde döviz kurlarına veya uluslararası para sistemine müdahale etmemelidir.

- Üye ülkeler, döviz piyasasına müdahalelerinde paralarına müdahale edilen üyelerin çıkarlarına zarar vermemelidir.

Üye ülkenin genel ekonomik durumunu, makro ekonomik politikalarını ve diğer yapısal gelişme politikalarını gözetleme çerçevesindeki değerlendirmelerinde iki fonksiyonu yerine getirmektedir287:

İki Yanlı Gözetim: Her üye ülkenin uyguladığı politikaları ve performansı düzenli olarak incelenir. Yılda bir defa fon personelinden bir ekip düzenli olarak her üye ülkeye gelerek bilgi toplar, görüşmeler yapar ve rapor tutar. Bu raporlar IMF’nin yürütme kurulunda değerlendirilir.

Çok Yanlı Gözetim: Fon yürütme kurulu genellikle yılda iki defa dünya ekonomisini tartışmak üzere toplantılar yapılır. Bunun sonucunda üye ülkelerin iktisat politikaları gözden geçirilmiş olur.

1980’li yıllarda IMF’ye ihtiyaç olup olmadığı tartışmaları gündemde olmuş, 1980’lerden sonra Doğu Bloğu’nun parçalanarak piyasa ekonomisi düzenine geçmeye yönelmelerinde IMF’nin yönlendirici ve gözetleyici işlevi devam etmiştir288.