• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM: FİLMLERİN GÖSTERGEBİLİMSEL İÇERİK ANALİZİ

2.1. Komşum Totoro

2.1.3. Filmin Göstergebilimsel Analizi

2.1.3.3. Diğer Şintoizm Sembolleri

73

Seçilmiş Görüntüler Temel Anlam Yan Anlam

Gösterge Gösteren Gösterilen

Doğa Orman Kutsal alan

Nesne Ormanın ortasındaki kapı Kutsal alana girişi ifade eden tori

Doğa Yağmur Maddi manevi arınma

Doğa Dev ağaçlar Kutsal ağaç kültü

Nesne Önlüklü tilki heykeli Bereket

Nesne Bayrak Kutsal alan işareti

Nesne Kırmızı önlüklü heykel Yolcuları ve çocukları koruyan Budist tanrı Jizu’nun heykeli

Doğa Ortanca Japonya’da keşfedilen ve

Japonya denilince ilk akla gelen çiçek.

Durum Mei’in yere düşüp kirlenmesi Şefkate ve temizlenmeye duyulan duyulan ihtiyaç

Olay Satsuki’nin ve Mei’in ellerini

birleştirerek eğilmesi Tapınma ritüeli, tanrılara saygı, dua ve yakarış

Durum İhtiyar komşunun ellerini

kavuşturması Şükür ve dua

Durum Satsuki’nin Jizu heykelinin

yanında soluklanması Tanrının çocukların hamisi ve koruyucusu olması

Durum Baba ve kızların Jizu

heykelinin yanından geçmesi

Tanrısal güven ve neşe

Mimari Otobüs durağındaki küçük

tapınak

İlahi olayların habercisi

Nesne Tilki heykelleri Bereket ve yerel tarım

tanrıları

Nesne Pirinç kabı Tanrıya sunulan armağan

sunak

Durum Mei’in tilki heykelinden

korkması

Dinî hayatla ve doğanın gücüyle tanışma Karşıtlıklar Tablosu Işık Karanlık Kirlenme Temizlenme Neşe Hüzün Tanrı İnsan

Kanta’nın koştuğu sahnede yer alan orman ve hemen ortasında yer alan tori, ormanı doğal bir unsur olmaktan ziyade bir tapınağa dönüştürmüştür. Sık ağaçlarla kaplı ormanın ortasındaki kapı adeta bir eve giriyormuş hissi yaratır bu da ormanın bir mabet olduğunu ve kutsal alana girişi gösterir. Durmadan yağan yağmur bereketi ve arınmayı gösterir. Pirinç tarımı için elzem olan yağmur, köylülerin en çok beklediği şeydir.

74 Taşınma sahnesinde yolun hemen kenarında yer alan yol kenarındaki küçük İnari tapınağı, Şintoizm’de önemli bir tanrıyı simgeler. Tırnaklarını toprağa geçirmiş gibi duran ve ağaçların hemen ortasında yer alan İnari tapınağı filmin giriş sahnelerinde doğa ve tanrıların iç içe yaşadığı bir yere geldiklerinin sinyalini verir. Yanındaki bayrak da yine oranın bir tapınak olduğunu gösteren bir simgedir. Torinin ayrılan tapınakta pirinç kamisi olan önlüklü tilki heykeli yer alır. Şintoizm’de Tilki, gıda tanrısı İnari’nin hayvanını simgeler ve bereketi temsil eder. Bugün bile birçok Şinto tapınağında tilki beslenir. Japonya’da 32.000 İnari tapınağı vardır. (Güvenç, 2010) İnari heykeli çocukların karşısına otobüs durağı sahnesinde de çıkacaktır.

İnari bitkilerden ve en önemlisi pirinçten sorumludur. Japon insanı için pirincin üretim ve bolluğunun koruyucusudur. Japonca İnari, pirincin büyümesi demektir. Tilki, tanrının elçisi hatta kendisidir. İnari, tarımla uğraşan yerel halkın en çok ihtiyaç duyduğu tanrılardan biridir. Önünde pirinç kabı vardır; çünkü Şintoistler kimi zaman tanrılara pirinç topları kimi zaman da pirinç içecekleri eder.

Totoro’nun hikâyesi mimarinin kısıtlı olarak kullanıldığı daha çok pastoral bir çevrede doğanın içinde yaşanmasına rağmen kutsal simgeleri oldukça bol ve hayati yerlerde kullanmasıyla dikkat çeker. Bu hayati zamanlardan biri de kızların yağmurda bekledikleri sahnedir. Bu sahnede görüldüğü gibi sadece İnari tapınakları ve tilki heykelleri değil Şintoizm’le iç içe olan Budizm’in kutsal simgeleri de kendine yer bulur. Bu sahnede sığındıkları yer bir Jizu Sama heykelidir. Koruyucu ruh olduğuna inanılan Jizu Sama, Budizm’de çocukların hamisidir. Bu heykeller ölen çocukların anısına yol kenarına anıt olarak inşa edilirler.

Satsuki iki elini birleştirerek ondan yağmur dinene kadar orada kalma izni ister. Satsuki’nin heykelin önünde ellerini birleştirip gözlerini kapatarak eğilmesi Şintoizm’e has saygı, dua ve tapınmayı gösterir. Aynı şekilde bir heykel olmaksızın ihtiyar komşu teyzenin de en çaresiz zamanlarda ellerini birleştirerek şükürler olsun demesi sadece putperest değil içkin bir tanrı inancının da göstergesidir. Şükür ve teşekkür duygusu Totoro’nun başat duygularındandır. Yağmurda sığındıkları Jizu Sama heykelleri Mei kaybolduğunda da ortaya çıkacaktır.

Yine Satsuki çaresizlikten tükendiği ve ayakları şişip su topladığı en yorgun zamanında Jizu Sama’ların yakınında soluklanır. Bunun yanında kızların en neşeli olduğu, babalarıyla bisiklet üzerinde hastaneden döndükleri sahnede de aynı tanrı heykeli görünür. Bu iki sahne, tanrıların iyi veya kötü günde her zaman olan bitene sessizce tanıklık ettiğini ve

75 çocukların hamisi ve yardımcısı olmayı sessizce sürdürdüğünü gösterir. Budist tanrıların yardımı direkt değil kami Totoro ve Kedi Otobüs yardımıyla gelmektedir. Heykellerle çocuklar sıcak bir ilişki kuramazken hatta korkarken Totoro’yla anne sıcaklığında bir ilişki kurarlar ve ruhsal ihtiyaçlarını karşılarlar. Önlüklü tilkiden korkan Mei, dev görünümlü sevimli Totoro’dan korkmaz.

Tanrı heykelleri ve tapınaklar dinin saygı duyulan ve korkulan kurallarla çevrili resmi yönünü temsil eder. Totoro ise her çocuğun içinde yer alan ve animistik bir tasavvurla hayal edilen içsel ve sezgisel fıtrattan gelen tanrı ihtiyacını temsil eder. Film boyunca gerçekle hayal arasında gelip giden macerada çocukların Totoro’yla yaşadıklarının gerçekliğinden asla emin olamayız. Belki de Totoro sadece çocukların hayal ettiği tanrıdır. Japon dinlerinde tapınaklar, heykeller gözle görünür simgelerken, kamiler varlığı görünmeyen ama hissedilen simgelerdir. Bir Japon için “kami” kelimesi dilsel bir simgedir ve kami inancına dair yan anlamlar filmdeki büyüklerin konuşmaları ve görüntüsel göstergelerle desteklenir. Yönetmenin ağacın kamisini ağaçtan ayrı tasvir etmesi, çocuk bakışıyla tanrının nasıl algılandığının gelişimsel bir göstergesidir.

Satsuki’nin kardeşi kaybolduğunda ağaca dua ettiği sahne önemlidir. Çocuklar için Totoro artık kurtarıcı, hayırsever, cesur ve güçlü bir kahramandır. Hikâyenin kahramanı aslında bir tanrıdır. Ağacın ruhu olan Totoro, filmin sonuna doğru çocukların sadece arkadaşı olmakla kalmaz, kurtarıcısı ve hamisi de olur. Zaten Mei ilk kaybolduğunda da ona göz kulak olan ağaçtır ve baba ona teşekkür eder. Hatta teşekkür etmeleri için çocuklarını da teşvik eder. Yoksa çocukların kafasında kendiliğinden böyle bir düşünce oluşmaz.

Bu sahnede dikkat çeken babanın bütün bu ritüelleri nasihat etmeden sanki gündelik hayatın doğal bir akışıymış gibi yapması ve bu şekilde önermesidir. Her şeyden habersizmiş gibi görünen çocukların da bu ritüeli sorgulamadan benimsemesidir. Miyazaki eski Japon dinini ve kültürünü bilmeyen nesilden yana olan şikâyetini ve kendisine göre olumsuz bu durumun çözümünü; eskiye, ruhları temsil eden kamilere, tanrılara saygıyı yeniden hatırlatmakta bulur.

Mei’in otobüs durağındaki İnari tapınağından ve tilki heykelinden korkması aslında doğal belirtiseldir. Korkar çünkü yağmurlu ve kasvetli bir havada tapınak karanlık ve kasvetli görünmektedir ve küçük çocuklar karanlıktan korkar. Nesnel olarak Şinto inancını simgelerken yan anlam olarak küçük bir çocuğun dinî hayatla tanışmasını ifade eder.

76 Resim 10: Satsuki ve Mei kavuşuyor.

Seçilmiş Görüntüler Temel Anlam Yan Anlam

Gösterge Gösteren Gösterilen

Araç Kedi Otobüs İlahi yardım

Nesne Heykel Çocukların ve yolcuların

koruyucusu Budist Jizu Sama

İnsan Mei Umutsuzluk ve yardım

arayışı, ilahi yardıma ve merhamete muhtaç insan

Durum Mei’in Jizu Sama

heykellerinin yanında beklemesi

Tanrılardan yardım bekleme ve tanrıların koruyuculuğu

Nesne Pirinç tası Tanrılara şükran ve yaşanan

din

Nesne Elektrik direkleri Manevi iletişim

Açı Kedi Otobüs, Mei ve Jizu

Sama’ların sıralaması

Manevi varlıkların himayesi

Doğa Mısır Çocuklara has güçlü inanç

Durum Kızların Kedi Otobüs’le

anlaşması

Çocuklarla doğanın manevi birlikteliği

Karşıtlıklar

Keder Sevinç

Kaybolma Bulunma

Büyük Küçük

Filmin yükseldiği zirve sahnelerinden biri de Mei’in kaybolduğu ve herkesin onu aradığı heyecanlı saatlerdir. Mei’in tabiatın ortasında çaresizce oturması, ilahi yardıma muhtaç insanı temsil eder. Yardım, çaresizliğin en büyük olduğu zamanda gelir. Mei’in gözyaşları ağlaya ağlaya kurumuştur. Bu arayışın büyük bir bölümünde ablası Satsuki’nin

77 çaresiz koşuşturmalarını görürüz. Sonunda Totoro’dan yardım isteyen Satsuki’nin emrine, bir kami olan Totoro’nun özel aracı olan Kedi Otobüs verilir ve Kedi Otobüs Satsuki’yi Jizu Sama heykellerinin yanında çaresizlik ve gözyaşıyla bekleyen kaybolmuş Mei’in yanına götürür. Mei’in güneş batarken Jizu Sama heykellerinin yanında oturması iki kardeşin artık bitip tükenen umutlarını gösterir. Artık güneş batmıştır ve umutları da güneşle birlikte yok olmuştur. İşte yardım da bu umutsuzluk anında gerçekleşir.

Mei daha doğrusu yönetmen, çaresiz bir şekilde kaybolduğu doğada oturup beklemek için Jizu Sama heykellerini tesadüfen seçmemiştir. Filmin giriş sahnelerinden öğrendiğimiz üzere daha önce babasından ve ablasından görerek edindiği bilgiler tanrıların ona göz kulak olacağını öğretmiştir zaten. Yol kenarında duran ve yolcuların kayıp çocukların koruyucusu olan Jizu Sama da bu tanrılardan biridir.

Satsuki, Mei’i Jizu Sama’ların önünde bulur çünkü Jizu Sama’lar ona göz kulak olmaktadırlar. Heykellere paralel çizilen elektrik direkleriyle taş heykellere, bağlantı ve soyut aktarım gücü katmaya çalışan yönetmen aynı elektrik direkleriyle ağacın ruhu olan Totoro’nun özel aracı olan Kedi Otobüs’ü de taşıyacak, Mei ve ablasını buluşturacaktır. Dramatik bir perspektife sahip olan elektrik telleri yakınlaştıkça paralelindeki tanrılar da büyür ve aslında Mei’in beklediği yardımın çok yakınında tanrılarda olduğu düşüncesini gösterir.

Mei’in Kedi Otobüs’ü ilk gördüğü şaşkın sahnenin arkasında bir pirinç tası yer alır. Japon kırsalında yol kenarında dahi tanrılara sunulmuş pirinç tası, yaşayan aktif dinî hayatı temsil eder. Pirinçle geçimlerini sağlayan halk yine kendileri için en kıymetli olan ürünlerle tanrıları onurlandırmak için sunakları boş bırakmamıştır. Zamanlama itibarıyla da gelen yardımdan dolayı teşekkürü temsil eder.

Mei’in ablasıyla, tanrıların başucunda, himayesinde buluştuğu dramatik sahneler ve mutlu son, bu heykellerin anlamını bilen Japon çocuklarının zihninde tanrıların himayesi ve bekçiliği fikrini yerleştirmek için ideal bir simgedir. Fantazyanın olağanüstünün de üstüne çıkması, aralarda verilen dinî ritüelleri de düşlerin bir parçası yapar. Bu onu hem önemsizleştirir hem benimsenmesini kolaylaştırır.

78