• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM: FİLMLERİN GÖSTERGEBİLİMSEL İÇERİK ANALİZİ

2.4. Rüzgarlı Vadi

2.4.3.4. Animizm, Doğa, İnsan İlişkisi

Resim 40: Nausica ve doğadaki canlılar.

Seçilmiş Görüntüler Temel Anlam Yan Anlam

Gösterge Gösteren Gösterilen

Açı Dev ohmun karşıdan

görünüşü

Doğanın kadim bilgeliği

Nesne Ohm kabuğu Doğanın insanı beslemesi

insan aklının doğaya üstünlüğü

Doğa Sporlar ve tohumlar Doğanın iyi veya kötü

toprağa suya göre şekil alan nötr yanı

Canlı Ohm Doğa maneviyatı ve kami

inancı

Açı Büyük ohm küçük insan Doğanın yüceliği

Renk Ohmun kırmızı gözleri Doğanın öfkesi

Renkl Ohmun mavi-gri gözleri Doğanın sakinleşmesi

150 Mekân Nausica’nın yer altı bahçesi Kirliliğe ve kötülüğe karşı

arınmanın gerekliliği

Doğa Su Saflık arınma ritüeli

İnsan Nausica Saf zihin ve kalp

Olay Nausica’nın devekuşlarıyla

ilişkisi

Saf bir kalbin doğayla olan büyülü bağı Karşıtlıklar Tablosu Karanlık Aydınlık Doğa İnsan Zehirli Zehirsiz Öfkeli Sakin Büyük Küçük

Doğanın temsilcisi olan ohmlar duygularıyla, öfkeleriyle, kararlarıyla Nausica’yı yöneten animizmi temsil ederler. Ohmlar insanlar tarafından zehirlenen toprakların ve dolayısıyla kirletilen ormanların suyun ve rüzgârın duygularını yansıtırlar.

Ohmun devasa büyüklüğü doğanı kadim bilgeliğinin yanında gücünün de göstergesidir. Ohmlar bu büyüklükleriyle insanlar için bir tehdit oluşturabilirler. Nausica başlangıç sekanslarından birinde ohmun gözlerinden birini alır ve silah yapımı için vadiye götürür. Başlangıçta doğanın insana malzeme olduğu tek taraflı bir alışveriş vardır. Yani doğa insan içindir. Ancak ilerleyen sahnelerde görülecektir ki doğayı kendi istekleri için kullanan insanoğlundan doğanın da beklentileri vardır. Ohmların 14 gözü vardır ve bu gözlerin rengi gri, mavi, kırmızı arasında değişir. Mavi gözler barışı ve sakinliği temsil ederken, kırmızı gözler doğanın öfkesini, tehlikeli gücünü ve şiddetini temsil eder. Gri ohm ise nötr ve uykuda olan bir doğayı temsil eder.

Doğa yolunu kaybettiğinde insan türünün kurtarıcısıdır. Fakat ekosistemin amacı tek bir türün faydası değildir, herkes içindir. Doğa saf çıkarcıdır, insanı düşünmez, kendisini devam ettirmeyi düşünür. Kültürü ve şehirleşmeyi reddeder. Tıpkı Gökteki Kale’de olduğu gibi doğa teknolojiyi sarabilir, alt edebilir ve yenebilir. Doğa insanı düşünmez ama insan kendisi için doğayı korumayı düşünmek zorundadır.

Rüzgarlı Vadi’de kırmızı öfkeyi ve savaşı, gri nötrlüğü ve bilinçsizliği, mavi kahramanlığı ve sakinliği temsil eder. Nausica’nın kıyafeti yaralanıp düştüğü yerde kırmızıyken maviye dönüşür. geniş daire içinde gecenin rengi sakinleşir sakinlik kızgınlığa galip gelir nefrete galip gelir. Ohmun gözlerinden doğanın duygularını anlatır.

151 Çürüme denizi adı verilen zehirli orman kıyamet sonrasında insanlar için bir tehlike oluşturmaktadır. Aslında zehirli olan ormanın kendisi değildir. İnsanların nükleer savaşlarla (7 ateş günü) zehirlediği topraklardır. Toprağın zehirlenmesi bütün unsurları zehirlemiştir. Nitekim toprağın en alt katmanında bitkilerin temizlediği toprağın oluşturduğu temiz toprak ve su bulunmaktadır. Nausica gizli odasında yaptığı bilimsel çalışmalarla toprağı suyu havayı arıtmanın peşindedir. Şintoizm’in temel prensiplerinden birisi olan arınmanın Nausica’da çevre bazlı işlendiğini söyleyebiliriz. Nausica fiziki olarak doğaya ait unsurları arıtmanın peşindedir, manevi olarak da öldürdüğü adamlardan dolayı bir günah işlemiştir ve bu pişmanlıktan kendini arıtmaya çalışmaktadır.

Leydi Kushana zehirli ormandan kurtulma peşindedir, Lord Yupa zehirli ormanın sırrının peşindedir ama bu sırrı Aspel’le Nausica çözecektir. Aspel’le Nasuica arasında yaşanan yakınlaşma esnasında doğanın hatta dünyanın kurtulmasına dair umut yeniden yeşertilir. Bu durumun Miyazaki’nin her şeyin çözümünün sevgi olduğu düşüncesiyle örtüştüğünü söylemek gerekir. Gökteki Kale’de ve Ruhların Kaçışı’nda da aynı şekilde iki çocuğun veya gencin sevgisi meselelerin hallolmasında önemli bir rol oynamıştır.

Film boyunca ortalıkta uçuşan sporlar toksik özellikleriyle tehlikeyi ve doğanın baş edilemez gücünü yansıtırlar. Fakat bu tehlikeli sporları üreten ağaçların sorumlusu da yine insanların savaşlarıdır. Gittikçe üremeleri, bulaşıcı olmaları ve insanların bu yüzden maske takmak zorunda olması nükleer savaşların dünyadaki etkilerini temsil eder. Nükleer savaşlar yapıldıkları zaman dilimlerini değil yüz yılları ve nesilleri etkileyebilecek güce sahiplerdir ve insanoğlunun bu gücün ve tehlikenin farkına varması gerekir.

Kulenin altında oluşturduğu arıtma sistemi ve bitkilerle dolu serayla insanlığın işlediği suçu arıtma görevi Nausica’ya verilir. Kötülüklerden arınmanın yolu saf bir kalbe sahip olmaktır ve bu saf kalp Nausica’da vardır. Fakat Susan Napier, şok edici bulduğu gibi Nausica pasif iyilik kavramını sarsacak şeyler de yapabilir. Babasını savunmak için savaşarak adam öldürmek gibi. Ancak bu durum Miyazaki’nin iyiyle kötüyü harmanlayan sanat anlayışıyla örtüşür. Buna rağmen Nausica, ilerleyen sahnelerde bu durumdan dolayı pişman olacaktır.

Nausica’nın bahçesindeki su saflığı ve arınmayı temsil ederken Nausica da bu hâliyle saf kalbi ve aklı temsil eder. Nausica ile hayvanlar arasında olan büyülü bağ, hem özel kişi- seçilmiş kurtarıcı kişi olmasından, hem de saf zihin ve kalbe özgü olan yeteneklerinden kaynaklanmaktadır. Nausica, bir ruhu olan ve ruhlar tarafından yönetilen doğayla bağı güçlü olan, doğaya karşı oldukça merhametli ve koruyucu olan bir karakterdir.

152 Resim 41: Nausica ve ohmlar arasındaki bağ.

Seçilmiş Görüntüler Temel Anlam Yan Anlam

Gösterge Gösteren Gösterilen

Durum Ohmların Nausica’yı sarması Doğa insan iletişimi

Açı Ağacın görünümü Doğanın ihtişamı

Durum Nausica’nın ohmu koruması Saf Sevgi, fedarlık

Karşıtlıklar Tablosu

Büyük Küçük

Çocuk Yetişkin

Geçmiş Gelecek

Ohmların Nausica’yı sarması doğayla insan iletişimini gösterir. Duyargalar ohmların insanlarla iletişim kurma organıdır. Ağacın aşağıdan görünümü doğanın ihtişamını yansıtır. Bu açıyı yönetmen sık sık kullanır. Bu açı insanın doğaya bakışıdır. Çocukluğunda Nausica’nın ohmu koruması doğayla insan arasındaki saf sevgi ve fedakarlığı gösterir. Doğayı dinleyen Nausica, doğanın dilinden anlayacak saf zihin ve kalbi temsil eder yani kokoroyu. Yerde yatan Nasuica, doğanın sesini dinleyen ve onda huzur bulan saf doğadaki dinginlik ve seçilmiş kişiyi anlatır. Sonunda yeşeren filiz, umut ve kurtuluşu temsil eder. Kurtarıcı gelmiş ve yeniden dirilerek halkını ve dünyayı kurtarmıştır. Miyazaki’nin sessizlik yani “ma” anlarını ve müziği bu filmde de başarıyla kullandığını görüyoruz. Son sahnelerdeki ayinsel müzik ve “ma”lar bu sahneleri sıradan fanstastik sahneler olmaktan çıkarıp manevileştirmiştir.