İKİNCİ BÖLÜM ALACAĞIN DEVRİ
C) ALACAĞIN DEVRİNİN KONUSU VE KAPSAM
II) Deviredilemeyen Alacaklar
BK. md. 162 f. 1 hükmüne göre, alacak, ancak “kanun veya akit ile veya işin mahiyeti icabı olarak menedilmiş olmadıkça” üçüncü bir şahsa devredilebilir. Görüldüğü gibi, bazı durumlarda bazı alacaklar için devre izin verilmemektedir.
Madde hükmüne göre, devir için hukuki bir engel bulunmaması gerekir ki; engel kanun hükmünden, sözleşmeden veya işin niteliğinden kaynaklanabilir. Bu sebeple; devri madde hükmüne göre mümkün olmayan alacaklar hakkında yapılan devir işlemleri, kural olarak, geçersizdir262.
a. Kanun Hükmü Uyarınca Devredilemeyen Alacaklar
BK. md. 162 bir alacağın, kanun ile menedilmiş olmaması şartı ile devredilebileceğini belirtmektedir. Yani, kanunun hükmü gereği devri yasaklanmış olan alacakların devri söz konusu olamaz.
Gerçekten de bazı durumlarda kanun, açıkça devir yasağı getirmektedir. BK. md. 511 vd. maddeleri ile ölünceye kadar bakma akdi düzenlenmiştir. Kanun’un 519 maddesi açıkça “alacaklı hakkını başkasına temlik edemez” demektedir. Görüldüğü gibi Kanun, ölünceye kadar bakma alacağının temlikini açıkça yasaklamaktadır. Bu durumda, bu alacağın devrini öngören sözleşmeler geçersiz olacaktır.
BK. md. 320 ise iş sahibinin, hizmet sözleşmesinden doğan alacaklarının kural olarak devredilemeyeceği düzenlenmektedir. Kural olarak denilmekle birlikte, Kanun’un izin verdiği bazı hallerde devir mümkündür.
262
DAYINLARLI, 2000, sf. 153; EREN, 2003, sf. 1189; TUNÇOMAĞ, 1976, sf. 1084; TUHR, a.g.e., sf. 840; REİSOĞLU, a.g.e., sf. 397; KARAHASAN, 2003, sf. 1454; OLGAÇ, 1976, sf. 914;
5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu ile de devir yasağı getirilmiştir. Buna göre; Kanunda yazılı her çeşit istihkakların, son ödeme tarihlerini takip eden üç aylığından fazlası devredilemez (6311 syl. Kanun md. 16 ile değişik md. 120/son).
Yürürlükteki kanunlarla başkaca devir yasakları da getirilmiş bulunmaktadır. Kanun hükmünden doğan devir yasakları açısından devrin geçersizliği kesindir. Buradaki geçersizlik durumu hâkim tarafından re’sen dikkate alınır263.
b. Sözleşme Hükmü Uyarınca Devredilemeyen Alacaklar
BK. 162. madde hükmünden anlaşıldığı gibi sözleşme ile de alacakların devredilmesi engellenebilir. Burada yapılan sözleşme hükmü ile, esasen devri kanunen mümkün olan alacaklar hakkında devir yasağı getirilmesidir. Bu devir yasağı borçlu ile (eski) alacaklı arasında hükme bağlanmaktadır.
Sözleşme ile alacağın devri tamamen yasaklanabileceği gibi, alacağın bir kısmının devredilebileceği yahut alacağın sadece belli kişilere devredilebileceği yönünde yasakların dahi sözleşme ile düzenlenmesi mümkündür264. Sözleşmeden kaynaklanan devir yasağı bulunması halinde de devir işlemi, kural olarak, geçersizdir. Yani alacak intikal etmeyecek, devredenin malvarlığında kalacaktır. Ancak, devir işlemi, borçlunun devre izin veya icazet vermek suretiyle rıza göstermesi halinde başından itibaren hüküm ve sonuçlarını geçerli olarak doğurur. Borçlu rıza gösterdiğine dair iradesini açıkça veya borcunu yeni alacaklıya ifa etmesi halinde olduğu gibi örtülü olarak dahi beyan edebilir265.
263
EREN, 2003, sf. 1189; DAYINLARLI, 2000, sf. 163; TUNÇOMAĞ, 1976, sf. 1083;
REİSOĞLU, a.g.e., sf. 397; KILIÇOĞLU, a.g.e., sf. 547; KARAHASAN, 2003, sf. 1454; FRANKO, a.g.e., sf. 183
264
DAYINLARLI, 2000, sf. 165; UYGUR, 2003 d, sf. 4370; TUNÇOMAĞ, 1976, sf. 1084;
FEYZİOĞLU, 1969, sf. 509; TUHR, a.g.e., sf. 844; REİSOĞLU, a.g.e., sf. 397; TEKİNAY/ AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP, 1985, sf. 326; ERTAŞ, a.g.e., sf. 81
265
EREN, 2003, sf. 1189; DAYINLARLI, 2000, sf. 166; FEYZİOĞLU, 1969, sf. 510; TUHR, a.g.e., sf. 845; REİSOĞLU, a.g.e., sf. 398; KARAHASAN, 2003, sf. 1454
Alacağın devrinin yasaklanmasına ilişkin sözleşmesi şekle bağlı değildir. Bu itibarla borç senedinde belirtilebileceği gibi ayrıca da düzenlenebilir266.
Belirtmek gerekir ki; BK. md. 162 f. 2 hükmü uyarınca, sözleşmeye dayalı devir yasağı, bu yasağı içermeyen yazılı bir borç ikrarına dayanarak alacağı devralan üçüncü şahıslara karşı ileri sürülemez267. Bu hüküm açısından iyiniyet esastır. Yani, devralanın böyle bir ikrara dayanarak alacak devralması durumunda, söz konusu alacağın sözleşme hükmü gereği devredilemez bir alacak olduğunu bilmiyor olması gerekmektedir. Kötü niyetli devralan, bu hükümden yararlanamaz ve alacağı devralamamış olur268.
c. İşin Niteliği Gereği Devredilemeyen Alacaklar
Bazı durumlarda alacak, işin niteliği gereği devredilememektedir. Alacaklının değişmesiyle edimin mahiyetinde bazı değişikliklerin meydana geldiği veya alacağın alacaklının şahsına sıkı sıkıya bağlı olduğu durumlarda işin niteliği devre mani olmaktadır. Bu durumlarda alacak, alacaklının durum ve varlığına bağlıdır. Örneğin, TMK. md. 364 gereği, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu, altsoyu veya kardeşlerinden birine nafaka vermekle yükümlü olan bir kişinin nafaka borcu böyledir. Şöyle ki; bu madde ile düzenlenen nafaka ödeme yükümlülüğünün amacı, durumu itibariyle muhtaç durumda bulunan aile üyelerinin korunmasıdır. O halde, amacı itibariyle alacaklıya ödenmesi gereken nafakanın, alacaklı tarafından devredilmesi işin niteliğine ve amacına aykırı düşmektedir269. Aksini kabul halinde; nafaka, zor durumda olan alacaklısına ödenmeyeceğinden yardım ve destek amacı ortadan kalkmış olacaktır ki, bu durum, yasakoyucunun nafaka ile ulaşmak istediği ve ona atfettiği amacı ortadan kaldıracaktır.
266
UYGUR, 2003 d, sf. 4370; TUNÇOMAĞ, 1976, sf. 1084; FEYZİOĞLU, 1969, sf. 509; TUHR, a.g.e., sf. 844; REİSOĞLU, a.g.e., sf. 397; OLGAÇ, 1976, sf. 914
267
TUNÇOMAĞ, 1976, sf. 1085; FEYZİOĞLU, 1969, sf. 511; TUHR, a.g.e., sf. 844; REİSOĞLU, a.g.e., sf. 398; KILIÇOĞLU, a.g.e., sf. 547; OLGAÇ, 1976, sf. 914; FRANKO, a.g.e., sf. 185;
TEKİNAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP, 1985, sf. 326
268
DAYINLARLI, 2000, sf. 168; UYGUR, 2003 d, sf. 4370; KILIÇOĞLU, a.g.e., sf. 548;
FRANKO, a.g.e., sf. 185; TEKİNAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP, 1985, sf. 326
269
DAYINLARLI, 2000, sf. 174; UYGUR, 2003 d, sf. 4370; TUNÇOMAĞ, 1976, sf. 1084;
REİSOĞLU, a.g.e., sf. 398; KARAHASAN, 2003, sf. 1454; OLGAÇ, 1976, sf. 915; FRANKO,
İşin niteliği gereği devredilemeyen alacakların takdirinde, hâkimin takdir hakkı geniştir. Yani her dava ve olay için, hâkim somut olayı inceleyecek ve olayın koşullarına göre alacağın devredilebilir olup olmadığına karar verecektir. Böyle bir alacağın devredilmesi halinde, devralan iyiniyetli dahi olsa devir geçersizdir270.