• Sonuç bulunamadı

Ücretin Para veya Taşınmaz Mülkiyetinin Nakli Haricinde Bir Edim Olarak Belirlenmes

İNŞAAT SÖZLEŞMESİNDE ALACAĞIN DEVRİ

III) Müteahhidin Alacağının (Ücretin) Çeşitler

3. Ücretin Para veya Taşınmaz Mülkiyetinin Nakli Haricinde Bir Edim Olarak Belirlenmes

İnşaat sözleşmesinin tarafları, ücreti BK. md. 19 hükmü uyarınca serbestçe kararlaştırabilirler. Diğer bir ifade ile; taraflar ücreti bir miktar para olarak veya bir kısım arsa payı mülkiyetinin nakli şeklinde belirleyebilecekleri gibi, bunların dışında kalan bir edim olarak dahi belirleyebilmeleri mümkündür. Bu itibarla; ücret olarak bir hizmetin görülmesi509, vekâlet, taşınır veya taşınmaz kirası510 yahut başka bir eserin meydana getirilmesi gibi edimler belirlenebilir511.

Ancak öncelikle belirtmek gerekir ki; bir yapının bütünüyle yeni baştan meydana getirilmesi ekonomik olarak değeri büyük bir iştir. Ayrıca müteahhidin genellikle amacı kâr elde ederek parasal bir değer kazanmaktır. Zira günümüzde müteahhit genel olarak bu faaliyetini iş edinmiş kişidir. Bu sebeplerle; inşaat sözleşmesinin bir miktar para veya arsa payı mülkiyetinin nakli haricinde ücrete tabi tutulduğu sözleşmelere rastlamak güçtür. Fakat özellikle ekonomik olarak karşılığını oluşturabileceği, nispeten küçük inşaat işlerinin (yapıya ilave ve değişikliklerin yapılması gibi) bu şekilde ücretlendirilebilmesi de olasıdır.

Meydana getirilen yapı eseri karşılığında olmak üzere; iş sahibinin maliki bulunduğu bir taşınır ya da taşınmazın müteahhide kiraya verilmesi durumu böyle sözleşmelere örnek olarak gösterilebilir. Yahut bir İngilizce öğretmeninin, yapılacak inşaat karşılığında müteahhide ders vereceğinin kararlaştırılması halinde de; iş sahibinin borcu para dışında bir edimi oluşturmaktadır. Bu örneklerde ortaya çıkan sözleşme istisna sözleşmesi değil isimsiz birer sözleşmedir. Anılan hallerde

509

“Mühendis ile kooperatif arasındaki anlaşma; istisna ve hizmet bağıtlarından oluşmuş bir bileşik sözleşme niteliğindedir” Yarg. 10. HD. 22.01.1976 t., 4935 E., 1294 K. (KARAHASAN, 1997 a, sf. 971)

510

“Taraflar arasındaki sözleşme bu hali ile yalnız bir kira sözleşmesi olmayıp istisna sözleşmesi ile kira sözleşmesinden oluşan karma bir sözleşmedir” Yarg. 3. HD. 24.02.1987 t., 12595 E., 2236 K. (KARAHASAN, 1997 a, sf. 969)

511

BAYGIN, a.g.e., sf. 16; DUMAN, a.g.e., sf. 30; KARATAŞ, a.g.e., sf. 23; TANDOĞAN, 1987, sf. 28; KARAHASAN, 1997 a, sf. 71; UYGUR, 2003 b, sf. 7454; YAVUZ, 2002, sf. 450; SELİÇİ, 1978, sf. 7; GÜRPINAR, a.g.e., sf. 23; OLGAÇ, 1977, sf. 887; ÖZYÖRÜK, a.g.e., sf. 2;

DAYINLARLI, a.g.e., sf. 13; ÖNEN, a.g.e., sf. 304; TUNÇOMAĞ, 1977, sf. 957; KARTAL, Blm.

müteahhidin borcu inşaat (istisna) sözleşmesinin bir edimini oluşturmakta iken; iş sahibinin borcu ise kira, hizmet vs. sözleşmelerin unsurlarından oluşmaktadır. Yani bu tip sözleşmeler de iki farklı sözleşmeye ait unsurları mahiyetlerinde barındırmaktadırlar. Bu itibarla; kanunun başka başka sözleşme tiplerinde öngördüğü unsurları, kanunun öngörmediği bir tarzda bir araya getiren böyle sözleşmeler, istisna sözleşmesi değil “karma sözleşmelerdir”512. Görüldüğü gibi ücreti böyle belirlenen inşaat sözleşmeleri ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri açısından bir fark bulunmamaktadır. Ancak uygulamada büyük yer tutması, ekonomik açıdan taraflar için önemi ve sıklıkla uyuşmazlıklara sebep olması nedenleriyle arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri bu başlık altında değil, yukarıda ayrıca ele alınmıştır.

Sayılanların yanı sıra; tarafların inşaat sözleşmesinin ücreti olarak bir başka eserin meydana getirilmesini kararlaştırmaları da mümkündür. Bu durumda; sözleşmenin her iki tarafının da borcunu bir eserin meydana getirilmesi oluşturmaktadır. Tabi ki inşaat sözleşmeleri açısında taraflardan en az birinin borcunu bir yapı eserinin meydana getirilmesinin oluşturması gerekmektedir. Bu yapı eserine karşılık olarak belirlenen ücretin ise taşınmaz inşaat yahut taşınır her hangi bir eşya olmasının sözleşmenin niteliği bakımından önemi bulunmamaktadır. Herhalde; meydana getirilen iki eserin değişimi söz konusudur. Bu tarz bir değişim Kanunda açıkça düzenlenmemiş olmakla birlikte; taraf edimlerinin istisna sözleşmesinin unsurlarından oluştuğu açıktır. Şöyle ki, tarafların edimleri kendi faaliyetleri dışında meydana gelmiş eşyaların satımı, değişimi değil; taraflarca meydana getirilecek eserlerin değişimidir. Bu noktada tarafların edimlerinin ağırlıklı özelliğini “meydana getirme” unsuru oluşturmaktadır ki; bu unsur istisna sözleşmesinin en önemli ve belirleyici özelliğidir. Bu sebeple; esere karşı eserin değişiminin öngörüldüğü sözleşmelere trampa hükümleri değil, doğrudan ve bütünüyle istisna sözleşmesinin hükümleri uygulanacaktır513.

512

BAYGIN, a.g.e., sf. 16; YAVUZ, 2002, sf. 450; ÖZ, a.g.e., sf. 2; DUMAN, a.g.e., sf. 30;

TANDOĞAN, 1987, sf. 28; KARAHASAN, 1997 a, sf. 71; UYGUR, 2003 b, sf. 7454; SELİÇİ,

1978, sf. 7 513

TANDOĞAN, 1987, sf. 28; KARAHASAN, 1997 a, sf. 71; BAYGIN, a.g.e., sf. 16; YAVUZ, 2002, sf. 450; ÖZ, a.g.e., sf. 2

Herhalde ücretin bu şekilde, yani bir miktar para dışında belirlendiği durumlarda; götürü ücretin söz konusu olduğu kabul edilmektedir514. Bu itibarla; BK. md. 365 hükümleri böylesi sözleşmeler de dahi uygulama alanı bulacaktır.

Sonuç olarak; ücretin bu şekillerde belirlenmiş olduğu inşaat sözleşmelerinde iş sahibinin borcunu, edim tipine uygun olarak bir işin görülmesi, kiralananın sözleşmenin amacına uygun olarak müteahhidin kullanımına bırakılması ve kira süresince kullanıma elverişli halde tutulması, bir eserin meydana getirilerek müteahhide teslimi gibi borçlar oluşturmaktadır. Bu itibarla; müteahhidin böylesi inşaat sözleşmelerinden doğan alacağı (alacak hakkı), iş sahibinin borçlandığı edimi (işin-hizmetin görülmesini, eserin teslimini) talep hakkıdır515. Ancak ücretin taşınmaz kirası olarak belirlendiği durumlarda, kira sözleşmesinden kaynaklanan bu kişisel hak TMK. md. 1009 uyarınca tapu siciline şerh edilebilir ve bu suretle eşyaya bağlı borç meydana getirilerek sonraki maliklere karşı ileri sürülebilir516.

c. Ücretin Sözleşme İle Belirlenmemiş Olması

Taraflarca, meydana getirilecek inşaat karşılığında ücret ödeneceğinin açık ya da örtülü olarak kararlaştırılmış olması yeterli ücretin şekil ve miktarının da açıkça tayin edilmiş olmasına lüzum yoktur. Bu itibarla taraflar sözleşme ile ücreti belirleyebilecekleri gibi ücret ödenmesi konusunda anlaşmış olmakla birlikte ücretin niteliği ve miktarı konusundan hiç bahsetmemiş de olabilirler. Hatta ücret miktarını belirlenebilir kılmış dahi olmayabilirler. Bu durumlarda sözleşmedeki ücret miktarı hususundaki boşluk BK. md. 366 hükmü uyarınca doldurulacaktır517. Tarafların,

514

YAVUZ, 2002, sf. 519; AYAZLI, a.g.e., sf. 46; BAYGIN, a.g.e., sf. 143, 144; KOSTAKOĞLU, a.g.e., sf. 951; ÖZ, a.g.e., sf. 70

515

TANDOĞAN, Halûk, Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, C. I/2, İstanbul, 1989, sf. 12, 109;

OLGAÇ, 1967, sf. 259, 390; FEYZİOĞLU, 1980, sf. 414, 516, 520; TUNÇOMAĞ, 1977, sf. 493,

496, 566; EREN, 2003, sf. 29, 46, 49; ÇELİK, Nuri, İş Hukuku Dersleri, İstanbul, 1994, sf. 103;

NARMANLIOĞLU, Ünal, İş Hukuku Ferdi İş İlişkileri, İzmir, 1998, sf. 197; ŞENYÜZ, a.g.e., sf.

198; ERDOĞAN, Celal, Tahliye Kira Tespiti ve Kira Alacağı Davaları, Ankara, 2000, sf. 29 516

ERTAŞ/SERDAR/GÜRPINAR, a.g.e., sf. 23, 169; TUNÇOMAĞ, 1977, sf. 578; FEYZİOĞLU, 1980, sf. 417; ÜNAL, a.g.e., sf. 231; OĞUZMAN/SELİÇİ, a.g.e., sf. 218; ESENER/GÜVEN, a.g.e., sf. 84; TEKİNAY/AKMAN/BURCUOĞLU/ALTOP, 1989, sf. 383 vd.; EREN, 2003, sf. 54;

TANDOĞAN, 1988, sf. 252, 253; OLGAÇ, 1967, sf. 271; ERDOĞAN, Celal, a.g.e., sf. 29; KARAHASAN, 2002 b, sf. 637

517

BAYGIN, a.g.e., sf. 15, 48; OLGAÇ, 1967, sf. 448; DUMAN, a.g.e., sf. 29; KARATAŞ, a.g.e., sf. 23; TANDOĞAN, 1987, sf. 26; UYGUR, 2003 b, sf. 7454; ZEVKLİLER, a.g.e., sf. 321;

ücret miktarını ileride yapacakları bir anlaşmayla çözümleyeceklerini kararlaştırmış olmaları ve fakat bu konuda bir anlaşmaya varamamaları veya ücretin müteahhidin masraflarına göre tespitinin öngörüldüğü ya da ücretin doğrudan BK. md. 366’ya göre belirleneceğinin kararlaştırıldığı durumlar dahi ücret miktarının sözleşme ile belirlenmemiş olması şeklindedir518. Sözlü olarak yapılan inşaat sözleşmelerinde de durum aynıdır. Şöyle ki; sözlü olarak yapılan inşaat sözleşmelerinde ücret bakımından uyuşmazlık çıkması halinde, ücret miktarı yine BK. md. 366 hükmüne göre tayin ve tespit edilecektir519.

“İşin kıymetine göre bedelin tayini” madde başlığını taşıyan BK. md. 366’ya göre; “evvelce kararlaştırılmamış veya takribi bir surette kararlaştırılmış olan bedel, yapılan şeyin kıymetine ve müteahhidin masrafına göre tayin edilir”. Madde hükmü ile sözleşme ile belirlenmediği durumlarda ücretin, inşaatın kıymetine ve müteahhidin inşaat giderlerine göre saptanacağı düzenlemiştir520.

Yukarıda anılan durumların hepsinde, yani sözleşme ile belirlenmemiş ücretin BK. md. 366 hükmüne göre tespit ve tayini durumunda, ücret bir miktar para olarak belirlenecektir. Yani sözleşme ile belirlenmediği durumlarda, ücretin, örneğin yapılan bağımsız bölümlerin bir kısmının mülkiyetinin müteahhide geçirilmesi şeklinde belirlenmesi mümkün değildir. Ücret için istisna sözleşmesini tanımını içeren BK. md. 355’de “semen” ve fakat BK. md. 366’da ise “bedel” ifadelerinin kullanılmış olması bu zorunluluğun bir sonucudur. Bu sebeple; ücretin sözleşme ile

YAVUZ, 2002, sf. 486; KAPLAN, a.g.e., sf. 128; ALTAŞ, 2002, sf. 45; AKINTÜRK, a.g.e., sf.

256; DAYINLARLI, a.g.e., sf. 12; ÖNEN, a.g.e., sf. 303; TUNÇOMAĞ, 1977, sf. 956 518

TANDOĞAN, 1987, sf. 298; BAYGIN, a.g.e., sf. 48; “… saptanan iş bedelinin miktarında, tarafların sonradan anlaşamamaları ve uyuşmazlığın yazılı şekilde ispatlanamaması nedeniyle ücretin BK. 366. maddesine göre bilirkişi aracılığı ile tespit ettirilmesi gerektiği… Yarg. 15. HD. 80/314 E., 81/657 K. (KOSTAKOĞLU, a.g.e., sf. 959)

519

KOSTAKOĞLU, a.g.e., sf. 959; Yarg. 15. HD. 08.10.1992 t., 997 E., 4610 K.; Yarg. 15. HD. 05.03.1992 t., 547 E., 1100 K. (KOSTAKOĞLU, a.g.e., sf. 990, 991)

520

“Şu durumda, iş bedelinin... kararlaştırılmamış veya takribi surette kararlaştırılmış olduğunun kabulü gerekir ve bu hallerde artık iş bedeli yapılan işin değeri ve yüklenicinin masrafına göre belirlenmelidir” Yarg. HGK. 30.10.2002 t., 15–794 E., 859 K. (MEYDAN/YAPAL, a.g.e., sf. 505 vd.); “Sözleşmelerinde işin bedeli kararlaştırılmadığına göre, BK. 366. madde hükmü gereğince, işin yapıldığı tarihteki rayiç bedellere göre istihkakın saptanması gerekir” Yarg. 15. HD. 08.03.1990 t., 3781 E., 1057 K. (UYGUR, 2003 b, sf. 7468)

belirlenmemiş olduğu durumlarda dahi müteahhidin alacağı bir miktar para olmaktadır521.