• Sonuç bulunamadı

Manas Destanı’nın Oluşum Dönem

1.4. Kırgız Kültürü İçinde Şekillenmiş Olan Manas Destanı

1.4.6. Manas Destanı’nın Oluşum Dönem

Manas destanının ya da Manas destanında işlenen olayların hangi dönemlere ait olduğu konusu tartışmalıdır. Kimi araştırmacılara göre bu olaylar, Hun dönemine aittir. Kimilerine göre ise, çok daha sonraki dönemde gerçekleşen olaylar, destana kaynaklık etmiştir.

Naskali, destanın oluştuğu döneminin Hunlar çağına dayanmasının çok gerçekçi olmadığını, bu oluşumun tarihi zemininin, IX. yüzyıl sonrasına bağlamanın daha doğru olacağını savunur (Naskali, 1995a: 10).

Orta Asya ve Çin münasebetleri uzmanı, arkeolog ve etnograf A.N. Bernştam‟a göre Manas Destanı‟nın çekirdeği Kırgızların Yenisey Irmağı boylarında, Minüsün bozkırlarında IX. yüzyılda devlet kurdukları devirde meydana gelmiştir. Bernştam, Kuzey Moğolistan‟da bulunan Kök Türk harfleri ile yazılmış olan bir kitabeye dayanarak bu görüşü öne sürmektedir. Bu kitabeyi bırakan kişi, “Ben Kırgız oğluyum” demektedir. Oğullarına “Marım (üstadım) gibi olunuz, hana itaat ediniz” diye nasihatte bulunmaktadır. Bu kitabedeki “mar” kelimesi Maniheist

mürşit ve öğretmenler için kullanılan Süryanice bir terimdir. Buna göre buradaki Kırgız beyinin Manihesit olduğu sanılmaktadır. Anlaşıldığı üzere bu kitabeyi yazdıran Kırgız beyi, Yağlakar Han‟ın (IX. yüzyılda Kırgızlarında başında bulunan han) hizmetinde bulunmuştur (Altun, 1995: 5; İnan, 1972: vi; N.Özkan, 1995: 73).

Bernstam, destanın oluşmasına neden olan olayların, bu dönemlerde cereyan ettiğini savunur.

Sertkaya (1995b) da Bernştam‟ın “Manas Destanı‟nın IX. yüzyılda Kırgızların devlet kurdukları Minusin bozkırlarında meydana geldiği” görüşünü, üzerinde durulmaya değer görmektedir (Sertkaya, 1995b: 218).

Kazak yazar M. Auezov, VII - IX. yüzyıllardaki Kırgız halkının Uygurlarla olan savaşını anlatan en önemli epizoda dayanarak, Bernştam gibi, destanın 840‟lı yıllarda meydana gelmiş olabileceği konusunda görüşlerini ortaya koymuştur (Kulamshaeva, 2008: 143).

Kaya, Manas Destanı‟nın Türkistan‟da Yedisu civarında teşekkül ettiğini ve zamanla çevreye yayıldığını ifade eder (Kaya, 2007: 1293-1300).

Keskin‟e göre bu destan, Kırgızların Uygur Devleti idaresinde iken isyan edip kendi devletlerini kurdukları zamanlardan itibaren teşekkül etmiştir (Keskin, 1995: 48).

Dünya destanları hakkında araştırmalar yapan ünlü bilim adamı V.Jirmunsky ise, Manas Destanı‟nı oluşturan tarihî olayların, XV – XVIII. yüzyıllarda geçtiği görüşündedir (Kulamshaeva, 2008: 143).

İnan, Manas Destanının Çoŋ kuzat (Büyük Sefer) epizotunda, Orhon Yazıtlarında adı anılan tanrıça Umay Ana‟nın adının geçmesinden hareketle, bu tarihi uzantıları kabul etmekle birlikte, destandaki tarihi olayların ağırlığının daha yakın zamanlara ait olduğunu savunur. Ona göre, elde bulunan Manas Destanı parçalarında, XVI-XVII. yüzyıllarda yaşayan Kırgız-Kalmuk, belki daha ziyade Orta Asya ve Doğu Avrupa Müslüman Türk uluslarıyla, Kalmuk ve Çin savaşları konu edilmiştir (Aktaran: N.Özkan, 1995: 73).

Yuvalı, “Destanın oluşma dönemini, Milattan önceki zamanlardaki Hun dönemi ile başlatanlar olsa da, Manas Destanın IX. yüzyıldan itibaren Kırgızların hayatında önemli yeri olan Karahıtay mücadelesi ile başlamış olması kuvvetle muhtemeldir.” Demektedir (Yuvalı, 1995: 131).

Kırgız edebiyatçısı Yunusaliev ise destanın IX.-XI. yüzyıllarda oluştuğu fikrindedir (Kulamshaeva, 2008: 143).

Manas destanının oluşumu ile ilgili bir başka varsayımda ise, destanın ilk varyantının meydana gelmesi, Karahanlı Devleti ile ilişkilendirilmektedir (Kulamshaeva, 2008: 144).

Türk tarihi araştırmacısı Wilhelm Barthold'un ileri sürdüğü görüşe göre, Manas Destanı, Kırgızların büyük mücadelelerinden sonra bağımsızlık kazanıp büyük bir imparatorluk haline geldikleri IX. ve X. yüzyıllarda teşekkül etmiştir. Geyikoğlu‟na göre bu görüş daha gerçekçi bir yaklaşımdır ve bu dönemdeki olayların Manas Destanı'na kaynak olması kuvvetle muhtemeldir. Ancak Geyikoğlu, Mecmuaü't-Tevarih adlı eserde Manas‟ın, Altınordu hükümdarı Toktamış Han'ın (ö. 1405) arkadaşı olarak gösterildiğini, bunun da dikkate alınması gerektiğini savunur (Geyikoğlu, 2001: 204; Gömeç, 2011a: 126). Fakat bu durum, destana sonradan eklenen bir öge olmalıdır.

Cüveyni, Tarih-i Cihan Güşa‟sında 1120‟li yılların sonunda Karahitayların Orta Asya‟ya geldikten sonra Kırgızlara asker gönderdiğini ve büyük bir ihtimalle bu dönemin olaylarının, Manas Destanının tarihi kaynağını oluşturduğunu belirtir (Naskali, 1995a: 10).

Farklı görüşler bulunmakla birlikte, pek çok biliminsanınca kabul edilen görüşe göre, Manas Destanı, Kırgızların Yenisey Irmağı ile Minusink bozkırlarındaki hayatları sırasında, büyük bir devlet kurdukları 840 yılı civarında, Uygur Türkleri ve Çinlilerle yaptıkları savaşlarda oluşmaya başlamış; daha sonra XVI-XVII. yüzyıllardaki Kırgızlar ile Kalmukların veya Budist Kalmuk Moğolları ve Çinlilerin Orta Asya‟daki Müslüman Türk kavimleriyle yaptıkları savaşlar sırasında, bünyesine yeni unsurlar katarak zenginleşmiştir. XIX. yüzyılda destana İslamî unsurlar girmiştir. Böylece destan, Müslüman kahramanlarla, kâfirler arasındaki savaşlar şekline dönüşmüştür (Gülensoy, 2002: 11).

Manas Destanı‟nın ilk oluşum ve gelişiminde etkilenilen tarihi olaylar, Moldobayev‟in çalışmasında şu şekilde gösterilmiştir:

1. Hunlar ve sonrası (MÖ. XVIII. yy – MS V.yy) 2. Eski Türk ve Kırgız Devri (VI – IX yy)

4. Moğol Devri (XIII. yy)

5. Altın Ordo ve başka hanlıkların zamanındaki tarihi hadiseler (XIV– XVI. yy)

6. Cungar ve Ayrat – Kalmak Devri (XV – XVIII. yy)

7. Sonraki eklemeler (XIX – XX. yy başı) (Moldobayev, 1995: 36)

Destanın hangi olay ya da olaylarla başladığı tartışmalı olmakla birlikte, sona erdiği dönemdeki olayların da tarihsel karşılığı çok net değildir.

Naskali ve Geyikoğlu‟na göre, destandaki olayların anlatımı ve gerçek tarihi olayların seyrine göre, Manas Destanı'nın sona erdiği tarih dönemini, Oyrat Cungar devletinin yıkıldığı 1750 yılına kadar getirmek mümkündür” (Naskali, 1995a: 10 ; Geyikoğlu, 2001: 204).

Jirmunsky ise, Manas Destanı‟nın tamamen şekillenip bitişini, XVI.- XVII. yüzyılda görülen Kalmuk savaşlarına tarihlemektedir (Kulamshaeva, 2008: 143).

Destana ilave edilen yeni unsurlar da, şüphesiz tarihsel olaylarla ilişkilidir. Tarihî kaynaklara göre X. yy‟ın ortalarında, yani Karahanlılar döneminde Tanrı Dağlarının doğusunda ve Yedi Su‟da yaşayan Kırgızlar, İslâm dinini kabul etmişlerdir. Buna bağlı olarak, destanda İslâmiyet‟le ilgili bilgiler de yer almaya başlamıştır (Kulamshaeva, 2008: 144).

Destanların oluşumu ve gelişimini tek bir olay ya da döneme bağlamak oldukça güçtür. Özellikle de Manas Destanı gibi hacmi oldukça geniş eserlerde, pek çok olayın ve dönemin etkisi vardır. Destanın oluşum dönemine ilişkin çok sayıda görüş olsa da, bize göre, Manas Destanı‟nı hazırlayan kültürel, siyasal ve askeri olaylar Asya Hunları döneminden itibaren şekillenmeye başlamıştır. Ancak destandaki konuların vücut bulması, IX. yüzyılda meydana gelmiştir. Bu dönemden itibaren, Kırgız Türklerinin başından geçen olaylar, manasçıların katkılarıyla destana ilave olmuştur.

Destanlar babadan oğla anlatıla anlatıla zaman geçtikçe, bazen o milletin ilerki isteklerine, ülküsüne ait unsurlarla süslenir. Böylelikle edebi değeri yükselen destan, birçok neslin müşterek ürünü halini alır (Atsız, 1992: 31). Manas Destanı‟nda da durum, şüphesiz böyledir.

1.4.7. Manas Destanı’nın İlk Kez Derlenmesi ve Kaleme Alınması

Sözlü edebiyatın temeli olan destan ve halk hikâyeleri, bütün Türk dünyasında olduğu gibi, Kırgızistan‟da da çok rağbet görmüştür. Her türlü olumsuz politikaya rağmen, çok köklü bir kültür hayatına sahip Kırgızların Manas Destanı, günümüze kadar söylenmiştir (Gömeç, 2011a: 126). Önceleri sadece sözlü bir edebi eser olan Manas, XIX. yüzyılda yazılı bir eser konumuna gelmiştir.

Kırgız halkının tüm tarihini, hayatını, geçmişini, düşüncesini içinde bulunduran Manas Destanı hakkındaki ilk yazılı malumat, XVI. yüzyılın başındaki “Mecmuaü't-Tevarih” (Tarihlerin Toplamı) adındaki eserde mevcuttur. Seyfeddin Molla‟nın (Seyfeddin Ahsikendi) eseri olan Mecmuaü't-Tevarih‟te destanın baş kahramanı Manas, tarihi bir kişilik olarak gösterilir. Burada Manas, Altınordu hükümdarı Toktamış Han'ın arkadaşı olarak anlatılır (Bedalbayev, 1995: 37; Gülensoy, 2002: 11; Geyikoğlu, 2001: 203). Her ne kadar Manas bu eserde tarihi bir kişilik olarak belirtilse de, bunu doğrulayacak detaylı başka bir kaynak günümüze gelmemiştir (Yıldız, 1995a: 21).

Gerçi Manas‟ın gerçekten yaşamış, bir tarihi kişilik olduğunu iddia edenler arasında bazı menkıbeci ve masalcılar da yer almıştır. Onlar, Manas‟ın, Nogay‟ın torunu, kimileri de torunun çocuğu olduğunu öne sürerler. G.Bordoşev de, Kırgızların Nogay boyunun reisi Manas‟ın ve oğlu Semetey‟in var olduğundan söz eder (Attokurov, 1995: 32).

Manas‟ın gerçekten yaşamış bir Nogay reisi olup olmadığı tartışmaya açık olsa da, Manas ve Nogay Destanları arasında büyük benzerlikler vardır. Bu konu, “Diğer Türk Destanları ile Manas Destanı Arasındaki Kimi Benzerlikler” adlı başlıkta ele alınmıştır.

Manas Destanının bir kısmının, XVI. yüzyılda Tacik Farsçasına tercüme edildiği bilinmektedir. Ancak bunu takiben uzun yıllar Manas ile ilgili bir ifadeye yer veren kaynağa rastlanmamıştır. XIX. yüzyılın başında, bilimsel seyahatler yapan Vrangel, raporunda Manas Destanından söz etmiştir (Yıldız, 1995a: 21).

Kazak-Kırgız‟ların Uluyüz bölümünde idare amiri olan Franel adlı bir Rus memuru, 1849 yılında Sovyet hükümetine bir rapor sunmuş ve burada Manas Destanı‟ndan söz etmiştir. Bu rapora göre, anlatılar, çok eski Nogaylı denilen halk