• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

2.4. Rauf R Denktaş’ın Siyasete Girişi

Denktaş ilk kez 1948 yılında Rumların gösterilerini protesto etmek için düzenlenen bir mitingde toplumun karşısına güçlü bir karakter olarak çıkmıştır244. Denktaş’ın yıldızımın parladığı an diye nitelendirdiği bu miting, Komünist AKEL Partisi’nin Enosisçi emeller doğrultusunda düzenlediği bir mitinge protesto niteliği taşımaktadır245. Dr. Küçük, Denktaş’ın teşvikiyle düzenlediği bu mitingde yaptığı konuşmadan sonra mikrofonu 24 yaşındaki genç avukata uzatarak “Rauf, sen de konuş” diyerek Kıbrıs davasının en önemli mücadele adamının siyasi yükselişinin de önünü açmıştır. İngiltere’de aldığı hukuk eğitimi sırasında tartışma platformlarında bulunmuş olan Denktaş, bu hazırlıksız konuşmasını irticalen yapmış ve halktan büyük bir alkış almıştır246.

Denktaş’ın aktif siyasi yaşamındaki bir diğer önemli dönüm noktası ise Kıbrıs Türk Kurumlar Federasyonu (KTKF) Başkanı Faiz Kaymak’ın 1950 yılından

241 Pilter, a.g.m, s. 1-2. Denktaş’ın Akın Yılmaz takma adını seçmesinin sebebi ise milliyetperver bir

öğretmeninin Türkiye’deki soyadı kanununa istinaden Akın soyadını vermesi ve göbek adının da Yılmaz olmasıdır.

242 Cihangir, s.17,18. 243 Tayhani, s.85,86.

244 Rauf Raif Denktaş, Hatıralar-Toplayış, Cilt: 10, Boğaziçi Yayınları, İstanbul, 2004, s.4-16. 245 Murat Metin Hakkı, Kıbrıs Çıkmazı, Emre Yayınları, İstanbul, 2006, s.76.

bu yana yürüttüğü başkanlıktan 1957’de onun lehine adaylıktan çekilmesidir247. Kaymak’ın teklifi ve Dr. Küçük’ün onayıyla KTKF başkanlığına seçilen Denktaş, İngilizlerin karşı çıkmasına rağmen bu görevi kabul etmiş ve savcılık görevinden istifa etmiştir. Ancak İngilizler Denktaş’ın istifasını kabul etmemiş, siyasete girmesini önlemek için savcılık makamından daha yüksek birkaç farklı görev ve makam teklif etmişlerdir. İngilizlerin tekliflerine karşın siyasete giren Denktaş’ın müzakere yeteneği, almış olduğu hukuk eğitimi ve dil biliyor olması ona Kıbrıs davasının savunulmasında bariz bir üstünlük sağlamış ve zaman içerisinde davanın doğal lideri haline gelmiştir. Bunun yanında Denktaş’ın KTKF’deki faaliyetlerinin yanında TMT’nin kuruluşunda ki katkıları ve siyasi, kültürel konulardaki etkinliklerle birlikte askeri nitelikli faaliyetlerde de yer alması halk arasındaki ününün iyice artmasını sağlamıştır248.

Denktaş’ın Kıbrıs’ın siyasi hayatına katılımı henüz erken yaşlarda başlamış olmasına karşın O’nu sorunların çözümünde kilit noktaya taşıyan gelişmenin 1949 yılında gerçekleştiği bilinmektedir. Çünkü adaya İngiltere’nin atamış olduğu Vali Winster, Anayasa Komisyonu’nun başarısızlığı üzerine Türklerin sorunlarını tespit etmek üzere bir bir rapor hazırlanmasını istemiş ve bu talep üzerine 11 Haziran 1948’de Hakim Mehmet Zeka Bey başkanlığında Türk İşleri Komisyonu kurulmuştur. Denktaş’ın da görev aldığı 6 kişilik bu komisyon bir rapor hazırlayarak 20 Ocak 1949’da İngiliz valiye sunmuşlar, vali ise raporla ilgili olarak Denktaş’ın ifadesiyle “buyurun uygulayın” demiştir. Ancak raporun uygulamaya konabilmesi için savcının yasa olarak hazırlaması ve valinin de onaylaması gerekmektedir. Sistemde herhangi bir Türk savcı olmadığı için özel bir savcılık makamı ihdas edilir ve Denktaş da savcı olarak atanır. Kendilerinin hakkını ve hukukunu savunan bir yetkiyle görev alması nedeniyle Türkler arasında oldukça dikkat çeken Denktaş böylece Kıbrıslı Türklerin sorunlarının çözümündeki hemen herkesten daha fazla ön plana çıkmıştır. Daha sonra Kıbrıslı Rumların Akritas Planı’nı yürürlüğe koydukları

247 Hasgüler, Kıbrıs Siyasi El Kitabı ve Sözlüğü, s.340.

248 Emrullah Yalçın, “Kıbrıs’ta Türk Mukavemet Teşkilatı ve Rauf Denktaş”, Ankara Üniversitesi

Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi Sayı: 58, Bahar 2016, s. 294-296 ; Rauf Raif

süreçte Denktaş, Fazıl Küçük’ün isteğiyle savcılık görevinden ayrılmış ve Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu Başkanlığı görevini üstlenmiştir. Denktaş, 1950’de devraldığı bu görevi 1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti kurulana kadar yürütmüş, 1960 yılında da Türk Cemaat Meclis Başkanlığı görevini üstlenmiştir249.

Rumların Akritas Planı çerçevesinde Kıbrıs Cumhuriyeti’ni fiilen ortadan kaldırarak Kanlı Noel gibi terör ve tedhiş olaylarına girişmesi, Denktaş’ın Kıbrıslı Türklerin haklarını arama konusundaki rolünü Kıbrıs dışına, uluslararası platformlara taşımıştır. Çünkü Kıbrıs’ta olayların tırmanması üzerine İngiltere’nin çatışmaları durdurmak amacıyla 15 Ocak 1964’te düzenlediği Londra Konferansı’na Türkler adına Türk Cemaati Meclisi temsilcisi sıfatıyla Denktaş katılmıştır. Denktaş’ın bu konferans sırasında ortaya koyduğu tezler, Türklerin o güne kadar takip ettiği Kıbrıs politikasının da kökten değişmesine yol açmıştır. Denktaş bu konferansta, 1960 çözümünün Türklerin güvenliğini garanti altına alamadığını ve fiili garantilere ihtiyaçlarının olduğunu ifade ederek iki toplumun nüfus mübadelesini de içeren bir şekilde coğrafi olarak birbirinden ayrılması gerektiğini ileri sürmüştür. Denktaş’ın bu tezi daha sonra Türkiye’nin uzun yıllar savunduğu temel tezlerden birisi haline gelmiştir250.

Rauf Denktaş’ın uluslararası platformda görünmeye başlamasından kısa bir süre sonra sürgün hayatı sürmesinin başlıca nedeni 1964 yılında BM’de yukarıda bahsedilen konuşması ve çabalarıdır. Toplantı bitiminde Makarios Hükümeti’nin İçişleri Bakanı Yorgacis, Denktaş’ın adaya geldiği an tutuklanacağını açıklamış ve Denktaş’ın 4 yıl 4 ay adaya girişine izin verilmemiştir251. Zorunlu olarak Türkiye’de sürgün hayatına başlayan Denktaş, çeşitli defalar adaya gizlice girmeye çalışmış, Türkiye Cumhuriyeti hükümetine başvurmuş ancak sorunun büyümesi kaygısıyla bu talebi geri çevrilmiştir. Fakat adada çatışmaların şiddetlenmesiyle 1964 Temmuz’unda Rıza Vuruşkan’la beraber gizlice Erenköy’e çıkmıştır. Bu bölgede

249 Emrullah Yalçın, “ Rauf R Denktaş’ın Kıbrıs’ta Bitmeyen Mücadelesi”, Atatürk Dergisi, Cilt:4,

Sayı:4, Yıl:2010, s.114-115, 122.

250 Yalçın, a.g.e, s.123,124.

251 Hande Erol, “Rauf Denktaş’ın Ankara’daki Zorunlu İkamet Yılları ve Faaliyetleri (1964-1968),

köylülerin oluşturduğu savunma cephelerine katılan Denktaş aynı zamanda Türklerin örgütlenmesinde önemli roller üstlenmiştir. Aynı günlerde Erenköy’de şiddetlenen çatışmalar üzerine Türk uçakları bölgeyi bombardıman ederek adaya müdahale edileceğinin de ilk sinyallerini vermiştir. Daha sonra BM’de bir oturuma katılan Denktaş, 1967’de tekrar adaya girmeye çalışırken Rumlar tarafından yakalanmış ancak Türkiye’nin baskısı üzerine Türkiye’ye geri dönmek şartıyla serbest bırakılmıştır. Denktaş’ın zorunlu sürgünü 13 Nisan 1968’de adaya Geçici Türk Yönetimi Başkan Yardımcısı ve Cemaat Meclis Başkanı unvanı ile dönmesiyle son bulmuştur252.

2.5. Rauf R. Denktaş’ın Kıbrıs Türkleri’nin Temsilcisi