• Sonuç bulunamadı

8 1958 CENEVRE AÇIK DENİZ SÖZLEŞMESİ

13. DENİZ HAYDUTLUĞUNU TAMAMLAYAN SÖZLEŞMELER

a. Denizde Seyir Güvenliğine Karşı Yasa Dışı Eylemlerin Önlenmesinde Dair Sözleşme

10 Mart 1988 tarihinde Roma’da gerçekleştirilen uluslararası konferansta BM ve BM’nin uzmanlık kuruluşu olan IMO bünyesinde yürütülen çalışmalar neticesinde hazırlanan Denizde ve Kıta Sahanlığında Bulunan Sabit Platformların Güvenliğine Karşı Yasa Dışı Eylemlerin Önlenmesine Dair Sözleşme ve Protokol (Convention for the Supression on Unlawful Acts against the Safety of Maritime Navigation and SUA Protocol) (kısaca SUA Sözleşmesi ve Protokolü) imzalanmıştır.

88

Türkiye tarafından SUA Sözleşmesi ve Protokolü 17 Eylül 1990 tarihli ve 3662 sayılı kanunla uygun bulunmuş, Bakanlar Kurulu tarafından 06 Ocak 1998 tarihli ve 1998/10501 sayılı kararla Sözleşme’nin 16’ncı maddesinin 1’nci paragrafına konulan çekince ile onaylanmıştır.

Sözleşme’nin 3’ncü maddesinin 1’nci fıkrasında suç sayılan fiiller sıralanmıştır. Buna göre:

(i) Kuvvet kullanarak, tehditle veya herhangi bir korkutma şekli ile bir geminin veya gemi kontrolünün ele geçirilmesi;

(ii) Gemide bulunan bir şahsa karşı geminin seyir güvenliğini tehlikeye sokması muhtemel bir şiddet hareketinde bulunulması;

(iii) Geminin seyir güvenliğini tehlikeye sokabilecek tarzda geminin tahrip edilmesi veya yüküne zarar verilmesi;

(iv) Gemiye ve yüküne zarar verecek veya gemiyi tahrip edebilecek bir cihaz veya maddenin, herhangi bir suretle gemiye koyulması ya da koydurtulması;

(v) Seyrüseferi kolaylaştıran yapıların tahrip edilmesi;

(vi) Geminin seyir güvenliğini tehlikeye sokacak şekilde bilerek, yanlış bilginin iletilmesi;

(vii) Bu eylemlerin gerçekleştirilmesi ya da teşebbüs edilmesi sırasında bir kimsenin öldürülmesi veya yaralanmasıdır.

Suç sayılan söz konusu fiillerin ortak özelliği, geminin seyir güvenliğinin tehlikeye sokulmasıdır. Bu suça teşebbüs edilmesi, suç ortağı olunmasının da suç kapsamına alındığı, 3’ncü maddenin 2’nci fıkrasında belirtilmiştir.

89

Deniz haydutluğu kavramı, SUA Sözleşmesi’nde doğrudan yer almamaktadır. Ancak kuvvet kullanarak veya tehditle ya da herhangi bir korkutma şekli ile bir gemi veya gemi kontrolünün ele geçirilmesi suç kapsamına alınmıştır. Söz konusu fiiller de BMDHS’ne göre deniz haydutluğunu oluşturan fiiller arasındadır.

SUA Sözleşmesi’nin 4’ncü maddesinin 1’nci fıkrasında, Sözleşme’nin taraf devletin karasularının ötesinde uygulanabileceği öngörülmektedir. 2’nci fıkrada, Sözleşme’nin uygulanmadığı durumlarda, suçlu veya zanlının başka bir devletin karasularında bulunması halinde Sözleşme’nin uygulanacağı öngörülmektedir. Bu madde ile ülkelerin kendi karasularında Sözleşme hükümlerini uygulamak zorunda olmadığı dolaylı olarak ifade edilmiştir. Bu durum esas itibariyle ülkelerin karasularındaki egemenlik ve yargılama yetkileriyle uyumludur. Ülkelerin kendi karasularında ulusal mevzuat hükümleri geçerlidir. Diğer taraf devletin karasularında, SUA Sözleşmesi kapsamında suça müdahale edilebilmesi içinse o devletin onayı şarttır.

SUA Sözleşmesi, BMDHS’ni tamamlayıcı niteliktedir. BMDHS’de deniz haydutluğu, kişisel amaçlarla işlenen suç olarak tanımlanmıştır. 1985 yılında Filistin Kurtuluş Örgütü üyeleri, İsrail’de tutuklu bulunan Filistinlilerin serbest bırakılması amacıyla İtalyan Bayraklı Achille Lauro adlı yolcu gemisini kaçırmıştır, ancak eylem siyasi amaçlarla yapıldığından BMDHS’nin 101’nci maddesindeki deniz haydutluğu tanımına uymamaktadır. Achille Lauro olayından sonra 1988 yılında imzalanan SUA Sözleşmesi’nde yalnızca kişisel amaçlarla yapılanlar değil, geminin seyir güvenliğini tehlikeye sokabilecek her türlü yasa dışı eylem suç kapsamına alınmıştır, böylece terör faaliyetleri de Sözleşme kapsamına girmiştir.146

BMDHS, deniz haydutluğu olaylarıyla bağlantılı devletlerin sadece “hak”larını ve yetkilerini düzenlemekte, devletlere bir yükümlülük getirmemektedir. BMDHS’den farklı olarak SUA Sözleşmesi’nde devletlere zanlıları yargılama yükümlülüğü getirilmiştir. SUA Sözleşmesi’nin 5’nci maddesine göre taraf devletler Sözleşme kapsamında sayılan suçların ağırlığına göre uygun cezalarla cezalandırılmasını sağlayacaktır.

146 Martin Murphy,, “Piracy and UNCLOS: Does International Law Help Regional States Combat Piracy”, Violence at Sea: Piracy in the Age of Global Terrorism, Ed. Peter Lehre, New York, Routledge, 2007, s.164.

90

SUA Sözleşmesi’nin 6’ncı maddenin 1’nci fıkrasında, her taraf devletin, suçun kendi devletinin bayrağını taşıyan bir gemiye karşı veya o gemide işlenmesi durumunda ya da kendi ülkesinde veya kendi vatandaşı tarafından işlenmesi durumlarında, kendi yargı yetkisini tesis etmek için gereken tedbirleri alması öngörülmüştür. İkinci fıkrada, eğer suç, daimi ikametgahı o devlette bulunan vatansız kişiler tarafından işlenmişse veya suçun işlenmesi sırasında o devletin vatandaşı mağdur olmuşsa ya da o devleti bir şey yapmaya ya da yapmaktan alıkoymaya zorlama niyeti söz konusu ise, taraf devletin bu olaylarla ilgili olarak da kendi yargı yetkisini tesis edebileceği belirtilmiştir. Bu fıkra ile üç durumda taraf devlete ihtiyari yargılama yetkisi verilmekte ve bu durumlar için taraf devletin yargı yetkisini kullanması zorunlu tutulmaktadır. 6’ncı maddenin 4’ncü fıkrasında “ Her taraf devlet, zanlının kendi ülkesinde bulunması ve bu zanlıyı bu maddenin 1’nci ve 2’nci paragrafları uyarınca yargı yetkisini tesis etmiş bulunan devletlerden birine iade etmemesi halinde, 3’ncü maddede belirtilen suçlar üzerinde yargı yetkisini tesis edecektir.” hükmü öngörülmektedir. Bu fıkra ile taraf devletin yargı yetkisini tesis etmediği durumlarda, zanlıyı yargı yetkisini tesis etmiş taraf devletlerden birine teslim etmesi hükme bağlanmış olup, böylece suçun cezasız kalmaması amaçlanmıştır.

b. Rehine Alınmasına Karşı Uluslararası Sözleşme

Fidye için gemi mürettebatını ve varsa yolcuları rehin alan deniz haydutları, SUA Sözleşmesi’nin yanı sıra 17 Aralık 1979 tarihinde New York’ta imzalanan Rehine Alınmasına Karşı Uluslararası Sözleşme kapsamında da cezalandırılabilir. Rehineler Sözleşmesi olarak da adlandırılan Sözleşme 10 Ocak 2016 tarihi itibarıyla 168 devlet147

tarafından onaylanmıştır. Sözleşme ile her taraf devlet, faillerin yargılanması ve rehin alma eylemlerinin cezalandırılması için gerekli hukuki düzenlemeleri yapmakla yükümlü kılınmıştır. Sözleşme, suçluların taraf devletlerce yakalanmasını müteakip yargılama yetkisine sahip devletlere teslim edilmelerini, teslim edilmemeleri durumunda ise suçun ülkesinde işlenip işlenmediğine bakılmaksızın o devlet tarafından yargılanmalarını gerektirmektedir (Madde 8). Böylece, rehin alma eylemlerinin cezasız kalmaması amaçlanmaktadır.

147 Rehine Alınmasına Karşı Uluslararası Sözleşme, Türkiye tarafından 15 Ağustos 1989 tarihinde onaylanmıştır.Daha ayrıntılı bilgi için bkz. Genelkurmay Başkanlığı, “Rehine Alınmasına Karşı Uluslararası Sözleşme”,‘‘Terörizmle Mücadeleye İlişkin Uluslararası Hukuk Metinleri’’, Cilt 1, Ankara, Genelkurmay Basımevi, 2008, s.113-129.

91

c. Uluslararası Gemi ve Liman Tesisleri Güvenliği Tüzüğü

11 Eylül 2001 tarihinde ABD’de meydana gelen terör saldırılarının ardından, denizde ve denizden olabilecek terör eylemlerinin önlenmesi amacıyla gemi ve liman tesislerinin güvenliğine ilişkin yeni tedbirlerin alınması söz konusu olmuştur. Kasım 2001’de düzenlenen IMO Genel Kurulu toplantısında, alınabilecek tedbirlere ilişkin çalışmaların yapılması amacıyla MSC yetkilendirilmiştir. Çalışmalar neticesinde 09-13 Aralık 2002 tarihleri arasında IMO MSC koordinatörlüğünde düzenlenen diplomatik konferansta gemilerin ve liman tesislerinin güvenliğine yönelik yeni tedbirler içeren Uluslararası Gemi ve Liman Tesisleri Güvenliği (The International Ship and Port Facility Security-ISPS) Kodu kabul edilmiştir. İlave olarak, ISPS Kodu’nun Türkiye’nin de taraf olduğu 01 Kasım 1974 tarihli Denizde Uluslararası Can Emniyeti Sözleşmesi (International Convention for the Safety of Life at Sea-SOLAS)’ne eklenmesi kararlaştırılmıştır. Karar doğrultusunda ISPS Kodu, yeni bir başlık olarak SOLAS Kural XI-2/3’e eklenmiş ve söz konusu değişiklik 01 Temmuz 2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir.148

ISPS Kodu uygulamaları, doğrudan deniz haydutluğu ile mücadeleye yönelik kurallar getirmemekle birlikte genel anlamda başta terör faaliyetleri olmak üzere deniz güvenliğini tehdit eden eylemlerin tespit edilmesi ve caydırılmasına yönelik tedbirleri içermektedir. ISPS Kodu uygulamalarına kadar uluslararası çerçevede denizlerde terörü önleyecek bir düzenleme bulunmamaktaydı.149 1985 yılında Mısır açıklarında Achille

Lauro’ya yapılan terör saldırısının ardından imzalanan ve terör eylemlerini suç kapsamına alan SUA Sözleşmesi ve Protokolü, terör saldırıları gerçekleştikten sonraki aşamayı oluşturan yargılama sürecini düzenlemektedir.

Uluslararası seferle iştigal eden; yüksek hızlı yolcu tekneleri de dahil tüm yolcu gemileri, 500 groston ve üzerindeki yüksek hızlı yük tekneleri de dahil tüm yük gemileri, mobil açık deniz sondaj üniteleri ve bu tipteki gemilere hizmet veren liman tesisleri ISPS Kodu’na tabidir.

148 International Maritime Organization, “International Convention for the Safety of Life at Sea (SOLAS), 1974”. 149 Nilüfer Oral,“Uluslararası Gemi ve Liman Tesisi Güvenlik Kodu’nun Türk Boğazlarında Ortaya Çıkabilecek

92

ISPS Kodu, “A” ve “B” olarak iki bölüme ayrılmıştır. Bölüm A, hükümetlerin, liman otoritelerinin ve denizcilik şirketlerinin güvenlikle ilgili uyması gereken zorunlu kuralları, Bölüm B ise Bölüm A’nın uygulanmasına dair rehber ilkeleri içermektedir.

SOLAS’a tabi olan tüm gemilerin uyması gereken zorunlu kurallar özetle şu şekildedir :

(i) Savaş gemileri gibi ticaret gemilerinde de gemi teknesinde veya üst yapısında kolaylıkla görülebilecek şekilde gemi kimlik numaralarının yazılması;

(ii) Gemi Sürekli Sicil Kaydı150 (Ship Synopsis Record) tutulması;

(iii) Gemilerin Otomatik Tanımlama Sistemi (AIS), Uzun Mesafe Tanıma ve İzleme Sistemi (Long Range Identification and Tracking System-LRIT) ve güvenlik alarm sistemleri ile donatılması;

(iv) Gemi güvenlik planlarının hazırlanması ve yetkili idarelerin onayına sunulması;

(v) Uğranan son 10 liman ve bu limanların güvenlik seviyelerinin güncel bir şekilde hazır bulundurulması;

(vi) Gerekli eğitimi almış ve İdare tarafından belgelendirilmiş en az bir gemi güvenlik zabiti bulundurulması.

Tüm bu gereklilikleri yerine getirmiş olan gemilere, yetkili otorite olan idare tarafından Uluslararası Gemi Güvenlik Sertifikası verilecektir. İdare, SOLAS Bölüm XI-2 hükümlerine göre uygulanabilir güvenlik seviyesini belirlemek, gemi güvenlik planını ve liman tesisi güvenlik değerlendirmesi ve planını onaylamakla yükümlüdür. Ayrıca İdarenin, liman tesislerinden hangilerine Liman Tesisi Güvenlik Sorumlusu atanacağını ve

150 Sürekli Sicil Kaydı, geminin tarihçesine yönelik kayıtları içeren bir belgedir. Devletlerin Denizcilik İdareleri tarafından düzenlenen belge, geminin adını, bayrağını, tescil tarihini, IMO numarasını, kayıt limanını, kayıtlı sahibini ve adresini içermektedir.

93

hangi liman tesisinin güvenlik planı hazırlamak zorunda olduğunu belirleme görevi bulunmaktadır.

Gemilerin Uluslararası Gemi Güvenlik Sertifikaları, limana girmeden önce yetkili idare tarafından kontrol edilmektedir. ISPS Kodu kapsamında bir geminin güvenlikle ilgili kurallar konusunda eksikliklerinin bulunması halinde, yetkili idare, geminin, geciktirilmesi, tutulması, faaliyetlerinin kısıtlanması, limana girişinin engellenmesi veya limandan dışarıya çıkarılması konularında yetkili kılınmıştır.151

Geminin ISPS ile getirilen zorunlu kurallara uymadığına ilişkin açık deliller varsa, aynı zamanda BMDHS’nin 19’ncu maddesinde tanımlanan zararsız geçiş hakkının kaybedildiği diğer bir deyişle geçişin zararsız niteliğinin ortadan kalktığı kabul edilir ve gemide arama ve kontroller de yapılabilir.

ISPS Kodu, güvenlik tehditlerinin tespit edilmesini, değerlendirilmesini ve uluslararası ticarette kullanılan gemileri ve liman tesislerini etkileyen güvenlik eylemlerine karşı önleyici tedbirlerin alınmasını amaçlamaktadır. Bu kapsamda tehdit seviyelerine göre icra edilecek reaksiyonları belirten üç aşamalı bir güvenlik sistemi kurulmuş olup bu seviyeler aşağıdaki gibidir;

(i) Güvenlik Seviyesi-1, liman veya gemide asgari koruyucu güvenlik tedbirlerinin her zaman için sürdürüleceği seviye;

(ii) Güvenlik Seviyesi-2, bir güvenlik olayı riskine karşı belirli bir süre boyunca uygulanacak olan ve Güvenlik Seviyesi 1’e ilave koruyucu güvenlik tedbirlerinden oluşan seviye;

(iii) Güvenlik Seviyesi-3, kesin hedefi tespit etmek mümkün olmasa dahi bir güvenlik olayının muhtemel ya da gerçekleşmek üzere olması durumunda kısıtlı bir süre için en ileri düzeyde koruyucu güvenlik tedbirlerinden oluşan seviyedir.

94

Uluslararası deniz hukuku’nda ISPS Kodu kadar kısa bir sürede kabul görerek, taraf devletlerin denizcilik sektöründe köklü yenilikler getiren başka bir düzenleme bulunmamaktadır.152 Türkiye’de ISPS Kodu’nun öngördüğü yükümlülükler çerçevesinde

yapılacak faaliyetlere ilişkin uygulama usul ve esaslar, 20 Mart 2007 tarihli ve 26468 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Uluslararası Gemi ve Liman Güvenliği Kodu Uygulama Yönetmeliği ile belirlenmiştir. ABD ve AB ülkeleri gibi Türkiye de, ISPS Kodu’nun rehber ilkeleri içeren B bölümünü zorunlu olarak uygulama kararı almıştır.153

İncelendiği gibi bu tamamlayıcı sözleşmeler deniz haydutluğu konusunda devletlerin yargılama yükümlülüğü, rehin alanların da cezalandırılması, seyir ve limandaki güvenlik seviyelerinin belirlenmesi gibi hususlarda BMDHS’nin eksiklerini gidermekte, daha alt düzeydeki teknik ayrıntılarda boşlukları doldurmakta, deniz haydutluğu hükümlerini tamamlayıcı bir özellik taşımaktadır.

152 Mehmet Çark, “Doğu Akdeniz Deniz Alanlarında Güvenlik”, Deniz Kuvvetleri Dergisi, Sayı 603, Kasım, 2008, s.93.

153 Denizcilik Müsteşarlığı’nın ‘‘ISPS Kod Uygulamaları’’ dokümanına göre Türkiye’de ISPS Kodu kapsamındaki liman tesislerinin Güvenlik Seviyesi-1’dir. ISPS Kodu uygulamalarının takibi bakımından yetkili ve sorumlu kurum olan Denizcilik Müsteşarlığı tarafından ISPS Kodu’na tabi Türkiye bayraklı ticari gemilerinden; Yemen sahilleri açığında,Kızıldeniz Babülmendeb Boğazı’nda, Aden Körfezi, Somali kıyıları ve açığında, Umman Denizi’nde, Hindistan’ın güney sahası ve Bengal Körfezi’nde, Gine Körfezi ve Nijerya açıklarında seyir yapanlar ile Pakistan, Hindistan, Bangladeş, Nijerya limanlarına uğrayan gemiler için Güvenlik Seviyesi-2 olarak belirlenmiştir. Diğer Türkiye bayraklı ticari gemiler için güvenlik seviyesi 1’dir. 05 Kasım 2009 itibariyle 176 liman tesisine “Uluslararası Liman Tesisi Güvenlik Sertifikası” verilmiş, 615 Türkiye Bayraklı gemiye “Uluslararası Gemi Güvenlik Sertifikası” düzenlenmiş, uluslararası sefer yapan ve Koda tabi olan Türkiye Bayraklı ticari gemi filosunun tamamı ISPS Kodu’na uyumlu hale getirilmiştir.

Uluslararası Gemi ve Liman Tesisi Güvenlik Kodu Uygulama Yönetmeliği’nin 15’nci maddesi uyarınca hem gemi hem de liman tesisi güvenliğinin tesis edilmesine yönelik olarak, ilgili kişi, kurum ve kuruluşlar arasındaki iletişim ve koordinasyonu sağlamak için belirli aralıklarla ulusal tatbikatların yapılması gerekmektedir. Bu çerçevede ilk tatbikat, 04 Kasım 2009 tarihinde Antalya Ortadoğu Liman İşletmesi’nde düzenlenmiştir.

95