• Sonuç bulunamadı

1.6. BAĞIMSIZ DENETĠM SÜRECĠ

1.6.4. Denetim ÇalıĢmasının Tamamlanması ve Raporlama

Muhasebe denetiminin son aĢaması, denetim çalıĢmalarının tamamlanması ve denetim raporunun hazırlanmasıdır. Finansal tablolar üzerinde planlanan bütün çalıĢmalar tamamlandıktan sonra gelinen bu aĢamada, denetim çalıĢmaları süresince gözden kaçırılan bir iĢlemin olup olmadığı yönünde denetçi tarafından bütün iĢlemler son kez gözden geçirilmektedir.

Denetimin son aĢaması olarak kabul edilen bu dönemde özellikle, gelecekte ortaya çıkma olasılığı olan önemli belirsizliklerin olup olmadığı ve bilanço gününden sonra meydana gelen ve finansal tablolarda sunulan bilgileri büyük ölçüde etkileyecek iĢlemlerin olup olmadığı araĢtırılmaktadır (Yılancı vd., 2012: 147).

Bu dönemde, müĢteri iĢletmenin yönetim kurulundan bir de Yönetim Teyit

Mektubu alınmaktadır. Bu mektupta yönetim kurulu, finansal tabloların düzenleme

sorumluluğunun kendilerine ait olduğunu, bilançoya geçmeyen hiçbir varlık ve kaynak unsuru olmadığını, gelir ve giderlerin gerçek olduğunu ve finansal tablolarda sunulan bilgilerin, iĢletmenin gerçek durumunu yansıttığını teyit etmektedir (Kaval, 2008: 69).

47

Bu çalıĢmalarla birlikte denetim raporunun ilk taslağı hazırlanmakta ve müĢteri iĢletmenin yetkili kurullarına yazılı bir Ģekilde sunulmaktadır. Eğer yetkili kurulların bir itirazları veya ek açıklama veya düzeltme Ģeklinde teklifleri varsa, durum gözden geçirilerek gereği yapılmaktadır. Böylece, denetim çalıĢmaları tamamlanmıĢ ve kesin rapor verme aĢamasına gelinmiĢ olmaktadır. Kesin rapor, denetim Ģirketinin yetkili kurullarında görüĢüldükten sonra, Sorumlu Ortak BaĢdenetçi tarafından imzalanarak, denetlenen müĢteri iĢletmeye istenilen sayıda sunulmaktadır (Kaval, 2008: 70).

Denetim raporu; yapılan incelemeler sonucunda finansal tabloların ilgili iĢletmenin finansal durumu ve faaliyet sonuçlarını kapanan hesap dönemine iliĢkin doğru bir Ģekilde yansıtılıp yansıtmadığı ve finansal tabloların GKGMĠ’ne uygun bir Ģekilde hazırlanıp hazırlanmadıkları konusunda edinilen bilgilerin açıklandığı belgelerdir (Türmob-Tesmer, 2009: 153).

Denetim raporunda genelde temel üç bölüm bulunmaktadır. Bunlar, “baĢlık bölümü”, “kapsam bölümü” ve “görüĢ bölümü” olarak sınıflandırılmaktadır. BaĢlık bölümünde, müĢteri iĢletmenin ortaklarına ve yönetim kuruluna hitaben yazılan baĢlık bulunmaktadır. Kapsam bölümünde, müĢteri iĢletmenin hangi hesap dönemine ait, hangi finansal tablolarının incelemeye alındığı ve denetimin hangi ilke ve standartlara göre yapıldığı belirtilmektedir. GörüĢ bildirme bölümünde ise, olumlu görüĢ, Ģartlı görüĢ veya olumsuz görüĢten biri ya da görüĢ bildirmekten kaçınmanın gerekçeleri açıklanmaktadır (Çömlekçi vd., 2004: 127).

Denetim Ģirketinin görevi, denetim raporunu vermesiyle hemen sona ermemektedir. Verilen raporun müĢteri iĢletmenin genel kurulunda görüĢülmesi sırasında, denetim firmasının sorumlu ortak baĢdenetçisi veya denetim ekibinde yer alan herhangi bir denetçisinin, muhtemel sorulara cevap vermek üzere genel kurula katılması gerekmektedir. Ayrıca, finansal tabloların altı gün içinde Sermaye Piyasası Kurulu’na gönderilmesi ve bir ay içinde de yayınlanması gereklidir. Denetim Ģirketinin, denetlenen müĢteri iĢletmenin bu yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğini de takip etme zorunluluğu bulunmaktadır (Kaval, 2008: 70).

48

ĠKĠNCĠ BÖLÜM

YENĠ TÜRK TĠCARET KANUNU’NUN TĠCARET

HAYATINA VE DENETĠM UYGULAMALARINA

GETĠRDĠĞĠ YENĠLĠKLER

2.1. YENĠ TÜRK TĠCARET KANUNU’NUN TĠCARET HAYATINA GETĠRDĠĞĠ BAZI YENĠLĠKLER

Sermaye piyasaları ve teknolojide yaĢanan hızlı değiĢimin ülkeleri birbirine yaklaĢtırması sonucu dünya tek bir pazar haline gelmiĢtir. KüreselleĢme adıyla anılan bu dönüĢüm, farklı ülke ekonomileriyle hızla bütünleĢen ve AB yasalarına uyum çalıĢmaları yapan Türkiye’de de etkilerini göstermeye baĢlamıĢtır. Uluslararası ticaretin ve küreselleĢmenin getirdiği geliĢmelerin etkisiyle, birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de bazı değiĢikliklerin yapılması ihtiyacı ortaya çıkmıĢtır (Güler, 2012: 82). Bu ihtiyacın karĢılanması ve özellikle de TTK, muhasebe, finansal tablolar ve denetim konusunda ülkeler arasında görülen uygulama farklılıklarının giderilmesi adına bazı çalıĢmalara baĢlanmıĢtır.

Bu kapsamda, 1999-2005 yılları arasında yapılan kapsamlı çalıĢmalar neticesinde yeni TTK’nın tasarısı hazırlanmıĢtır. 1535 maddeden oluĢan bu kanun, 13 Ocak 2011 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda görüĢülerek 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu adıyla kabul edilmiĢ ve 14 ġubat 2011 tarihinde 27846 sayılı T.C. Resmi Gazete’de yayınlanmıĢtır. Bünyesinde birçok yeniliği barındıran yeni TTK 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girmiĢtir (Haftacı ve Badem, 2011: 2).

6102 Sayılı TTK, yürürlükten kaldırılan 6762 Sayılı TTK’dan farklı olarak

taşıma işlerini de ayrı bir kitapta ele almıĢ ve toplamda altı kitap halinde

düzenlenmiĢtir. Buna göre, birinci kitapta Ticari İşletme, ikinci kitapta Ticaret

Şirketleri, üçüncü kitapta Kıymetli Evrak, dördüncü kitapta Taşıma İşleri, beĢinci

49

Yeni TTK, kamuyu aydınlatma ve Ģeffaflık ilkeleri çerçevesinde Ģirketler hukukuna yönelik birçok yenilik getirmektedir (M. AltaĢ, 2011: 143). Yeni TTK’nın getirdiği bu yenilikler, ticaret hayatını ve muhasebe uygulamalarını derinden etkileyecek niteliktedir. Yeni TTK’nın yürürlüğe girmesi ile birlikte temel ticari iĢlemler, muhasebeleĢtirme, kayıt düzeni ve değerleme hususları yeniden ele alınmıĢtır. Ġlgili oldukları alanlarda önemli fayda ve katkılar sağlayacak düzenlemeler içeren yeni TTK, Türk Ģirketlerinin kurumsallaĢması, sürdürülebilirliği, rekabet gücünün artması, kamu güveninin oluĢturulması ve Ģeffaflık açısından çok önemli bir fırsat ve zemin hazırlamaktadır. Dolayısıyla, bu fırsatı en iyi Ģekilde değerlendirmek ve yeni TTK’yı Türk ġirketlerinin sağlıklı büyümesi ve geleceğe güvenle bakmasını sağlayacak önemli bir değiĢim projesi olarak benimsemek gerekmektedir (UluĢahin, Eren ve Köylü, 2012: 12).