• Sonuç bulunamadı

2.4. YENĠ TÜRK TĠCARET KANUNU’NA GÖRE BAĞIMSIZ

3.1.1. Bağımsız Denetim Skandalları

Denetim skandalları, finansal tablolarda yer alan bilgilerin güvenilir, anlaĢılabilir, karĢılaĢtırılabilir olmasına ve ihtiyaca cevap verebilmesine engel teĢkil

99

eden yolsuzluklar olarak ifade edilebilmektedir. Bu skandalların temelinde yaratıcı muhasebe uygulamaları yatmaktadır. Yaratıcı muhasebe; finansal tablolarda çeĢitli Ģekillerde yapılan düzenlemeler sonucunda finansal tablo kullanıcılarının yanlıĢ kararlar almalarına neden olan hileli finansal raporlama uygulamaları Ģeklinde ifade edilebilmektedir (Çıtak, 2009: 84-85).

Özellikle, ABD ve bazı Avrupa ülkelerinde yaĢanan ve küresel etkileri olan skandallardan; Enron, Worldcom, Xerox ve Parmalat vakaları bunların baĢında gelmektedir. Türkiye’de ise, bazı bankalarda yaĢanan olaylar haricinde ciddi bir denetim skandalı yaĢanmamıĢtır. YaĢanan bu küresel skandallar, kontrol altında tutulmaya çalıĢılarak, baĢta ABD olmak üzere, çeĢitli ülkeler tarafından gerekli önlemler alınmıĢ ve yasal düzenlemeler yapılmıĢtır (Erol, 2008: 229).

3.1.1.1. YurtdıĢında YaĢanan Denetim Skandalları

1970’li yıllarda denetim alanında Arthur Andersen, Arthur Young&Company, Coopers&Lybrand, Ernst&Whinney, Haskins&Sells Deloitte, KMPG, Price Waterhouse, Touche Ross’un oluĢturduğu sekiz büyük denetim firmasının hakimiyeti söz konusu iken, bu hakimiyet 1989’da yaĢanan birleĢmeler sonucunda altı büyük firmaya kalmıĢtır. Yoğun rekabet nedeniyle sektörde yapılan birleĢmeler sonucunda Ernst&Whinney, Arthur Young ile birleĢerek bugünkü Ernst&Young; Haskins&Sells Deloitte, Touche Ross ile birleĢerek Deloitte&Touche adını almıĢtır. 1998’de ise Price Waterhouse, Coopers&Lybrand ile birleĢerek Pricewaterhouse Coopers adını almıĢ ve bağımsız denetim sektöründeki büyük oyuncu sayısı beĢe düĢmüĢtür. Son olarak 2002’de ortaya çıkan Enron skandalı ile bugünkü mevcut durum ortaya çıkmıĢtır. Enerji devi Enron’un iflası sırasında belge ve kayıtları yok ettiği iddiasıyla açılan davada suçlu bulunan Arthur Andersen Ģirketi, isminin gördüğü zararın ardından tekrar toparlanamamıĢ ve “Big 5” olarak adlandırılan en büyük denetim firması arasındaki yerinden ayrılmak zorunda kalmıĢtır. Böylece “Big 5” olarak bilinen denetim firması sayısı, dörde inmiĢtir (muhasebetr.com/ulusalbasın, 29.11.2012).

Uluslararası alanla yaĢanan ve çok ses getiren bu denetim skandallarına iliĢkin açıklamalara aĢağıda kısaca değinilmiĢtir.

100

Arthur Andersen Denetim Firması ve Enron, WorldCom Skandalları: Gaz dağıtımı, enerji alım-satımı, e-ticaret, plastik ve benzeri sektörlerde faaliyet gösteren Enron Ģirketi, 2000’li yılların baĢında önemli finansal güce kavuĢmuĢtur (Toraman, 2002: 6). Enron skandalı, Ģirketin kendisini olduğundan daha karlı göstermesine ve bunun için denetim Ģirketinden yardım almasına yönelik bir vakadır. Enron Ģirketi, denetim raporlarının yatırımcıların alacakları kararlarda önemli bir etkiye sahip olduğunu bildiğinden, finansal tablolar aracılığıyla karlarını olduğundan fazla göstererek, borçlarını gizlemiĢ ve bu Ģekilde karıĢık bir finansal yapı oluĢturmuĢtur (Symes ve Süer, 2004: 114 ).

Enron Ģirketinin denetimini yapan Arthur Andersen isimli denetim firması, Enron’un kazançlarını yüksek gösterebilmek için, finansal tablolarda birçok oynama yapmak suretiyle finansal tabloları makyajlamıĢ ve Ģirketin finansal tablolarıyla ilgili olarak olumlu görüĢ bildirmiĢtir. Arthur Andersen firması ile Enron arasındaki bu skandalın ortaya çıkmasının ardından Arthur Andersen firması sahip olduğu ünü kaybetmeye baĢlamıĢtır.

Enron vakasından sonra tespit edilen diğer bir skandal ise, Arthur Andersen firmasının denetimini yaptığı WorldCom Ģirketi üzerinde olmuĢtur. WorldCom Ģirketi, telekomünikasyon sektöründe faaliyet gösteren bir Ģirket olup, muhasebe iĢlemlerinde usulsüzlüğü, masraf kalemlerini varlık hesaplarına aktarmak suretiyle gerçekleĢtirmiĢtir. Bu Ģekilde Ģirket gelirlerini 3.8 milyar dolar yüksek göstermiĢtir. Arthur Andersen firması tarafından hazırlanan denetim raporunda, bu usulsüzlük görmezden gelinerek Ģirket ile denetçi arasında önemli bir görüĢ ayrılığı yaratacak uyuĢmazlığın olmadığına iliĢkin görüĢ bildirilmiĢtir (Özbirecikli, 2006: 9).

Enron skandalı sonrası yeterince prestij kaybeden Arthur Andersen firmasının bu skandalın da ortaya çıkmasıyla birlikte, uğradığı zararların altından kalkamayarak “Big 5” olarak adlandırılan en büyük beĢ denetim firması içerisindeki yerinden ayrılmak zorunda kalmıĢtır (muhasebetr.com/ulusalbasın, 29.11.2012).

Deloitte&Touch Denetim Firması ve Parmalat Skandalı: Parmalat, temel gıda ve süt ürünlerini üretip satmak amacıyla kurulmuĢ bir Ģirkettir. Parmalat Ģirketinin, iĢtirak ettiği Ģirketlere usulsüz kayıtlar ve iĢlemlerle finansal kaynakları aktarması

101

sonucu oluĢan muhasebe skandalında, 1993-2003 döneminde elde ettiği 14.2 milyar Euro’yu bu Ģirketlere aktardığı tespit edilmiĢtir (Atmaca, 2012: 193).

Parmalat Ģirketinin denetimini üstlenen Deloitte&Touch isimli denetim firmasının ve denetim ekibinin, özellikle mesleki Ģüphecilik ilkesine uygun hareket etmemesi nedeniyle, bu skandalın oluĢmasında sorumluluğu bulunmaktadır. Yapılan incelemeler göstermektedir ki, tecrübeli ve yetenekli bir denetçinin ortaya çıkarabileceği birçok sahtekarlık, Deloitte&Touch firması tarafından önemsenmediğinden ortaya çıkarılamamıĢtır (Senal, 2011: 92).

AnlaĢılacağı üzere, denetim skandallarının yaĢanmasında, denetim yaptıran Ģirketlerin haricinde, denetim faaliyetlerini gerçekleĢtiren denetim Ģirketleri de önemli rol oynamaktadır. Muhasebede yapılan yolsuzlukların görmezden gelinmesi ya da yeterli inceleme yapılmaması nedeniyle bu yolsuzlukların gözden kaçırılması sonucu finansal tablolar hakkında olumlu görüĢ bildirilmesi, denetim skandallarının ortaya çıkmasının ana nedenini oluĢturmaktadır.

2.2.1.2. Türkiye’de YaĢanan Denetim Skandalları

ABD ve AB ülkelerinde yaĢanan denetim skandalları, bu skandallara adı karıĢan firmaların Türkiye’de de ortaklarının bulunması ve Türkiye’de yaĢanan küçük çaplı denetim firması skandalları, karar alıcılarının denetçiler tarafından açıklanan görüĢlere olan güvenlerinin yitirilmesine neden olmuĢtur (Senal, 2011: 93).

Türkiye’de yaĢanan denetim skandallarından biri, Söksa Sinop Örme ve Konfeksiyon Sanayi ve Ticaret A.ġ.’de ortaya çıkmıĢtır. Söksa Sinop Örme ve Konfeksiyon Sanayi ve Ticaret A.ġ.’nin bağımsız denetimini yapan Er-Genç Denetim ve Yeminli Mali MüĢavirlik A.ġ. tarafından kullanılan plan ve programların SPK’nın hazırlamıĢ olduğu tebliğlere uygun olmadığı, etkin bir ekip çalıĢması, görev dağılımı ve gözetim sistemi sağlayamadığı, çalıĢmaları kanıtlayacak belge ve kayıt düzenine sahip olmadığı ve gerekli denetim tekniklerini kullanarak yeterli miktarda denetim kanıtı toplayamadığı anlaĢılmıĢtır. Bu Ģekilde denetim standartlarının gereklerine uygun hareket etmediği anlaĢılan denetim firmasının, Sermaye Piyasasında Bağımsız

102

Denetlemeye Yetkili KuruluĢlar listesinden çıkarılmasına karar verilmiĢtir (spk.gov.tr, 01.01.2013).

Türkiye’deki bir diğer denetim skandalı ise, Ergin Uluslararası Denetim ve Yeminli Mali MüĢavirlik A.ġ.’nin 1999 yılında EskiĢehir Esbank T.A.ġ. için düzenlemiĢ olduğu denetim raporuyla ortaya çıkmıĢtır. Bankanın likiditesi ve finans temin etme kabiliyetinin, yükümlülüklerini karĢılamaya yeterli olmamasına rağmen, denetim firması tarafından yeterli olduğu açıklanarak, yatırımcılara bankayla ilgili olumlu bir görüĢ yansıtılmıĢtır. Yine aynı denetim firması tarafından denetlenen YaĢarbank A.ġ. hakkında 1999 yılında düzenlenen denetim raporunda ise, bankanın finansal riskleri konusunda hiçbir açıklama yapılmamıĢ ve raporda olumlu görüĢ bildirilmiĢtir. Ancak, 31 Aralık 1998 tarihi itibariyle 7 Trilyon Lira kar gösteren bir Ģirketin bir sene sonra 559 Tirilyon Lira zarar göstermesi ve bu zararın da yarısının geçmiĢ döneme ait olması, daha önceki dönemlerde bağımsız denetim görevini yapan denetim Ģirketlerinin yaptıkları denetimin kalitesi ve güvenilirliği hakkında Ģüpheye düĢülmesine yol açmıĢtır (Önder, 2001: 3-6 ).

Yukarıda bahsedilen skandallar nedeniyle bağımsız denetimin gözetimi ihtiyacı ortaya çıkmıĢ ve denetim skandallarının yoğun bir Ģekilde yaĢandığı ülkeler baĢta olmak üzere daha kaliteli ve güvenilir denetimler gerçekleĢtirmek üzere denetim firmalarının gözetiminin yapılmasına yönelik çeĢitli önlemler alınmaya baĢlanmıĢtır.