• Sonuç bulunamadı

2.4. YENĠ TÜRK TĠCARET KANUNU’NA GÖRE BAĞIMSIZ

2.4.2. Bağımsız Denetçi ve Özel Denetçinin Cezai Sorumlulukları

Bağımsız denetçinin ve özel denetçinin hukuki sorumluluklarının yanında, cezai sorumluluklarını gerektiren haller de bulunmaktadır. Hukuki sorumluluk doğuran nedenlerden bazıları ise, aynı zamanda cezai sorumluluğu da doğurmaktadır.

Denetçinin ve özel denetçinin cezai sorumluluklarına iliĢkin düzenlemeler TTK’nın 562’nci maddesinde ayrıntılı bir Ģekilde düzenlenmiĢtir. Bu kapsamda, bağımsız denetçi ve özel denetçinin, Ģirket sırlarını açıklama, belgelerin ve beyanların kanuna aykırı olması ve sermaye hakkında yanlıĢ beyanda bulunma nedenleriyle ilgili olarak cezai sorumlulukları bulunmaktadır. Bu sorumluluk halleri, aĢağıda kısaca açıklanmaktadır.

2.4.2.1. ġirket Sırlarını Açıklama

Denetçi ve özel denetçi ile bunların yardımcılarının ve denetim kuruluĢunun denetleme yapmasına yardımcı olan temsilcilerinin, denetimi dürüst ve tarafsız bir Ģekilde yapmak ve sır saklamakla yükümlülükleri bulunmaktadır (TTK, m. 404/1).

95

Buna göre; denetçi, özel denetçi ve bunların yardımcıları ile denetim kuruluĢunun denetleme yapmasına yardımcı olan temsilcileri, denetim faaliyetleri sırasında öğrenmiĢ oldukları Ģirketle ilgili sırları saklama yükümlülüklerini ihmal ettikleri takdirde, verdikleri zararlar nedeniyle her bir denetim için yüzbin Türk Lirasına, pay senetleri borsada iĢlem gören A.ġ.’lerdeki denetim için de üçyüzbin Türk Lirasına kadar tazminata hükmedilmesi öngörülmektedir (TTK, m. 404/2).

Ayrıca, denetçilerin görevleri dolayısıyla incelemesine sunulan defter ve belgeleri inceledikleri sırada elde ettikleri veya verilen bilgilerden öğrendikleri iĢletme sırlarını açıklamaları yasaklanmıĢtır (TTK, m. 527/1). TTK’nın 527/1’inci maddesine aykırı hareket edenlerin Türk Ceza Kanunu (TCK)’nun 239’uncu maddesi hükümlerine göre cezalandırılmaları öngörülmektedir.

TCK’nın “Ticari Sır, Bankacılık Sırrı veya MüĢteri Sırrı Niteliğindeki Bilgi veya Belgelerin Açıklanması” baĢlıklı bu hükmüne göre; elde edilen bilgileri yetkisiz kiĢilere veren veya ifĢa eden kiĢiler, Ģikayet üzerine bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beĢ bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılabilmektedir (TCK, m. 239/1).

2.4.2.2. Belgelerin ve Beyanların Kanuna Aykırı Olması

Belgelerin ve beyanların kanuna aykırı olması ile ilgili olarak yapılan düzenlemeye göre; Ģirketin kuruluĢu, sermayesinin artırılması ve azaltılması ile birleĢme, bölünme, tür değiĢtirme ve menkul kıymet çıkarma gibi iĢlemlerle ilgili belgelerin, izahnamelerin, taahhütlerin, beyanların; yanlıĢ, hileli, sahte, gerçeğe aykırı olmasından, gerçeğin saklanmıĢ olmasından ve diğer kanuna aykırılıklardan doğan zararlardan belgeleri düzenleyenin ve beyanları verenlerin, kusurlarının varlığı halinde bunlara katılanların sorumlu olacağı öngörülmektedir (TTK, m. 549/1).

Kanunun bu maddesinde belirtilen belgeleri sahte olarak düzenleyenler ve ticari defterlere kasıtlı olarak gerçeğe aykırı kayıt yapanlar ile bunlara onay verenlere, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilebilmektedir (TTK, m. 562/8).

96

2.4.2.3. Sermaye Hakkında YanlıĢ Beyanda Bulunma

Sermaye hakkında yanlıĢ beyanda bulunma ve ödeme yetersizliğinin bilinmesiyle ilgili olarak, sermaye tamamıyla taahhüt olunmadığı veya karĢılığı kanun veya esas sözleĢme hükümleri gereğince ödenmediği halde taahhüt edilmiĢ veya ödenmiĢ gibi gösterenler ile sermaye taahhüdünde bulunanların, ödeme yetersizliğinin bulunduğunun bilinmesine rağmen buna onay verenlerin, borcun ödenmemesinden doğan zarardan sorumlulukları bulunmaktadır (TTK, m. 550/1-2).

Buna göre, belirtilen sermayeyi, taahhüt edilmiĢ veya ödenmiĢ gibi gösterenlere ve sermaye taahhüdünde bulunanların ödeme yeterliliğinin bulunmadığını bildiği halde bu iĢleme onay veren denetçilere, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası verilebilmektedir (TTK, m. 562/9).

97

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

BAĞIMSIZ DENETĠMĠN GÖZETĠMĠ VE MESLEK

MENSUPLARININ DENETÇĠ OLARAK YETKĠLENDĠRĠLMESĠ

3.1. BAĞIMSIZ DENETĠMĠN GÖZETĠM SĠSTEMĠ VE ORTAYA ÇIKMA NEDENĠ

Muhasebe, iĢletmenin varlıkları ve kaynakları üzerinde değiĢme yaratan ve para ile ifade edilen iĢlemlere ait bilgileri, kaydeden, sınıflandıran, özetleyen, analiz eden ve yorumlamak suretiyle ilgili kiĢi ve kurumlara raporlayan bir bilgi sistemidir (Sürmeli vd., 2004: 9). Denetim ise, bu bilgi sisteminde yer alan bilgilerin, muhasebe döneminde meydana gelen finansal iĢlemleri doğru bir Ģekilde yansıtıp yansıtmadığının ve yasal mevzuatlara uygun olarak hazırlanıp hazırlanmadığının bağımsız bir denetçi tarafından incelenmek suretiyle sonuçlarının bilgi kullanıcılarına raporlanması faaliyetidir.

Bu amaçla yapılan denetim birçok fayda sağlarken, bazı riskleri de beraberinde getirmektedir. Özellikle, bağımsız denetçinin ücretini bizzat denetlediği Ģirketten alıyor olması ve bağımsız denetim sektöründe kar amaçlı denetim firmalarının bulunuyor olması, bu kuruluĢların bağımsızlığı ve yapılan denetim çalıĢmalarının güvenilirliği konusunda soru iĢaretlerine neden olabilmektedir (Yıldırım, 29.11.2012).

Bu soru iĢaretlerinin ortadan kaldırılabilmesi ve denetim faaliyetleri süresince bağımsızlığın sağlanabilmesi amacıyla, finansal tablolarda yer alan bilgilerin güvenilirliğinin artırılmasında önemli bir rol oynayan bağımsız denetim çalıĢmalarının ve bağımsız denetçilerin etkin bir Ģekilde izlenmesi ve denetlenmesi gerekmektedir.

Özellikle 2000’li yılların baĢından itibaren ABD ve bazı AB ülkelerinin de içinde bulunduğu geliĢmiĢ ülkelerde arka arkaya ortaya çıkan muhasebe ve bağımsız denetim skandalları nedeniyle kamunun sermaye piyasaları hakkındaki azalmıĢ olan güveninin artırılması amacıyla birçok ülkede bağımsız denetim alanında birtakım

98

düzenlemeler yapılmıĢtır. Bağımsız denetimin daha kaliteli ve yeterli güvenilirlikte yapılmasını sağlamak amacıyla bağımsız denetim standartları güncellenmiĢ, yeni denetim ve gözetim mekanizmaları oluĢturulmuĢtur (Yavuz, 2011: 147).

Bağımsız denetimin gözetim ifadesi, genel olarak bağımsız denetim faaliyetinin mevcut yasal düzenlemelere uygun bir Ģekilde yapılıp yapılmadığının çeĢitli araçlarla kontrolü anlamına gelmektedir. Söz konusu gözetim faaliyeti, gerek yerinde denetim çalıĢmaları ile gerekse faaliyette bulunanlardan edinilen çeĢitli bilgilerle gerçekleĢtirilebilmektedir. BaĢka bir ifadeyle bağımsız denetimin gözetimi, gerek bağımsız denetim kuruluĢları tarafından, gerekse herhangi bir kuruluĢtan bağımsız olarak faaliyet gösteren denetçiler tarafından, faaliyetin genel kabul görmüĢ bağımsız denetim ilke ve esaslarına uygun olarak yapılıp yapılmadığı ve bu kapsamda söz konusu faaliyetin yeterli kalite ve güvenilirlikte olup olmadığı hususunun, bağımsız denetimi kanıtlayıcı bilgi ve belgeler üzerinden değerlendirilmesi faaliyetidir (Sayar, 2011: 25). Bu bakımdan gözetim faaliyeti, pek çok yöntem ve aracı içinde barındıran genel bir faaliyet olarak nitelendirilebilmektedir (Okur, 2007: 12).

Özellikle, Türkiye’de 2005 yılı itibariyle BDDK tarafından bazı bankalara el konulması ve bu bankaların çeĢitli denetim birimlerince denetlenmesine rağmen bankacılık sektörünün büyük bir kısmının Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF)’na devredilmesiyle birlikte, bankacılık sektöründe yapılan denetimlerin tartıĢılması gündeme gelmiĢtir (Cihangir ve Ġnan, 2006: 7). Bu süreçte yaĢanan banka iflasları ve iflasların bağımsız denetimle olan iliĢkisi, yurt dıĢında olduğu gibi Türkiye’de de denetimin gözetim fonksiyonuna olan ihtiyacı ortaya çıkarmıĢtır (Senal, 2011: 82). Bağımsız denetim skandallarının sıkça yaĢanması sonucu gündeme gelen bağımsız denetimin gözetim ihtiyacının ortaya çıkmasına neden olan denetim skandallarından bazıları, aĢağıda incelenmektedir.