• Sonuç bulunamadı

3. ALMANYA POLİS ÖRGÜTÜ’NÜN ÖRGÜTSEL YAPISI VE İŞLEYİŞİ

3.4. Almanya Polis Örgütü’nün Tarihsel Gelişimi

3.4.2. Demokratik Almanya Cumhuriyeti’nde Polis

Doğu Almanya polis dizgesinin yapılandırılmasında Sovyetler Birliği polis dizgesinden etkilenilmiştir. Demokratik Almanya Cumhuriyeti’nde, Alman Halk Polisi (Deutsche Volkspolizei- DVP) İçişleri Bakanı’na bağlı olarak görev yapmaktaydı. Polis, devlet partisi olan iktidardaki Almanya Birleşik Sosyalist Partisi’nin bir organı durumundaydı. Halk Polisinin başlıca görevleri; sosyalist ideolojiyi ve düzeni yükseltmek, devleti ve toplumu korumak, işçi ve köylülerin haklarını garanti altına almaktı. Bu da çoğu zaman düzene karşı görüş açıklayanlarla ve yayılmacı Batı’nın görüşlerini yaymaya çalışanlarla savaşımı içeriyordu (Chivers, 2002). Bununla birlikte, polis diğer ülkelerde olduğu gibi suçlarla da savaşıyordu. Resmi ideolojiye göre, suç ve sosyalizm iki ters kavramdı, ortaya

çıkan suçlar önceki siyasal dönemden miras kalmıştı. Suçlular, sosyalizmi yeterince anlayamamış, eğitimsiz kişiler olarak belirtiliyordu. Suçla savaşımda halkın desteği özendirilememişti ama, suçla savaşım bir emirdi (Cooper, 2002). Bir Demokratik Alman devlet görevlisinin söylediği gibi, totaliter rejimlerde, ülke bir duvar ve dikenli telle çevrili ise kamu düzenini sağlama ve suçla savaşım çok kolaydı. İki Almanya’ nın birleşmesinden önce siyasi suçların dışında meydana gelen en önemli suç çocuk arabası hırsızlığıydı (Chivers, 2002).

Demokratik Almanya’da devlet düzenini sağlayan organlardan birisi Halk Polisi, diğeri ise Devlet İstihbarat Servisi (Staaatssichsrsdients- Stasi)’ydi. Stasi daha çok siyasi suçlarla ilgileniyordu ve polisin yetkilerine sahipti. Tutuklama ve sorgulama yapabiliyordu. Bu nedenle birçok olay polise gelmiyordu. Stasi’nin polis üzerinde gözetim ve kontrol yapma yetkisi de vardı.

Doğu Alman Polisi, ülke genelinde örgütlenmişti ve İçişleri Bakanı’na bağlı, askeri bir yapıya sahipti. Polis askeri bir eğitim alıyordu. Toplum Polisi birimleri askeri binalarda kalıyordu. Polis görevlileri sözleşmeli olarak çalışıyor, Doğu Almanya ölçülerine göre iyi derecede ücret alıyordu. Polis görevlileri toplumun ayrıcalıklı bireyleriydi. Evleri, tatil yerleri, okulları, alışveriş merkezleri ve hastaneleri toplumun diğer kesimlerinden ayrıydı. Devlet güvenliği ile ilgili diğer görevlilerin ve polisin Batı ile hiçbir ilgilerinin olmaması gerekiyordu. Bunların Batı televizyonlarını bile izlemeleri yasaktı.

Polis eğitimi, onuncu sınıftan mezuniyetten sonra, yalnızca beş aylık siyasi öğretinin anlatıldığı bir kurs ve altı aylık bir uygulamalı eğitim döneminden oluşuyordu. Kriminal polis birimlerinde ve istihbarat birimlerinde görev yapanların eğitimi için Doğu Berlin Humboldt Üniversitesi’nde bölümler açılmıştı (Cooper, 2002).

Demokratik Almanya Cumhuriyeti’nde, hırsızlık vb. mala karşı işlenen suçlar gerçek suç olarak görülmüyor ve bunlar suç istatistiklerine yansıtılmıyordu. Suçla ilgilenen birçok birimin olması, devlet güvenliği ve gizliliği, hükümet politikası nedenleriyle Doğu Almanya ile ilgili suç istatistiklerine ulaşılamamıştır (Chivers, 2002). Berlin Duvarının yıkılmasından sonra, özellikle hırsızlık, oto hırsızlığı, trafik kazası, soygun, uyuşturucu ve örgütlü suçlarda artışlar meydana gelmiştir. Berlin Duvarının yıkıldığı Kasım 1989 ile Doğu Almanya seçimlerinin yapıldığı Mart 1990 tarihine kadar, polis meydana gelen suçları önlemede donatım, yasal yetki ve psikolojik olarak yetersiz kalmıştır (Cooper,2002).

İki Almanya’nın birleşmesinden hemen sonra, merkezi polis güçleri dağıtılarak, polis güçlerinin yönetimi eyaletlere verildi. 1991 yılından itibaren, Federal Almanya Cumhuriyeti’nin yeni eyaletleri olan Brandenburg, Mecklenburg-Vorpommern, Sachen, Sachen Anhalt ve Thüringen’e, Almanya’nın adli dizgesi alındı. Bu eyaletler, kendi polis yasalarını kabul ettiler. Polis yeni eyaletlerde suçla savaşımda demokratik yöntemleri almaya başladılar. Bunun yanı sıra, eski Doğu Alman polisleri, yeni kabul edilen yasaları uygulamada zorluklarla karşılaşmaya başladılar. Batılı polislerin, polis okullarında uzun bir eğitim dönemi sürecinde öğrendikleri polis dizgesini bir anda kendilerinden uygulamaları bekleniyordu. Bu dönemde ortaya çıkan sorunlardan birisi de polisin sayısının ve donatımının yetersiz olmasıydı. Yeni polis adaylarının seçiminde, bunların eski Devlet İstihbarat Servisi (Stasi) personeli olmamasına dikkat ediliyordu.

Doğu ve Federal Almanya polisleri arasındaki işbirliği Berlin Duvarının yıkılmasından hemen sonra başladı. Batılı polisler, doğulu meslektaşlarına onların yabancı oldukları polislik konularında seminerler vermeye başladılar. Polisliğe yeniden kabul edilen eski Halk Polisi görevlileri tekrar eğitimden geçirildiler. Bunlara adalet, güçler dağılımı ve güçler birliği gibi kavramların kuramsal olarak eğitimi verildi. Verilen ilk eğitimlerden birisi de, ilk önce kişisel haklara saygı, adaletin yerine getirilmesiydi. Üstlerin emirlerini yerine getirme bunlardan sonra geliyordu. Adaylar, nasıl tutuklama ve arama yapacaklarını, kişisel hakların ayrıcalıklarını öğreniyorlardı. Demokrasinin olmadığı bir ülkede eğitilen polislere, demokratik polislik öğretiliyordu. Bütün bu eğitimler seminer ve uygulamalı eğitimlerle desteklendi. Federal Almanya Cumhuriyeti’nde polis olabilmek için gerekli tüm bilgiler üç buçuk yıllık bir eğitimle verilirken, bunun için Doğu Almanya Cumhuriyeti’nde sadece onbir aylık bir süre yeterliydi (Chivers, 2002).

Üst düzey polis görevlerinde bulunanların, Doğu Almanya’da aldıkları eğitimler tanınmadığından bunlar görevlerinden uzaklaştırıldılar. Ayrıca bu üst düzey görevlilerin, Stasi ile işbirliği yapma ve onların suçlarına katılma olasılığı vardı. Federal Almanya Cumhuriyeti’nin diğer eyaletlerinden gönüllü olarak atanan polisler, bu yerlere getirildiler. Batıdan gelen polislere yükselme ve ücret ayrıcalıkları da getirildi. Batıdan Doğuya gelen polislere, kendi görev yaptıkları yerde 10 yıla eşdeğer, iki veya üç rütbe yükselmesi verildi. Bu durum eski Doğu Alman polisleri arasında moral bozukluklarına ve güvensizliğe neden

olmuştur. Günümüzde de ücret bakımından eski Doğu Almanya polisleri ile Batılı polisler arasında %30 oranında bir fark bulunmaktadır (Cooper, 2002).