• Sonuç bulunamadı

1950 1952 YILLARI ARASI YAZI HAYAT

MİLLİYET GAZETESİNDE YAZMAYA BAŞLAMAS

A- Demokrat Parti ve Yeni Türkiye Hedef

İsmail Hami, Demokrat Partinin iktidara gelmesi ile birlikte yeni bir dönemin başlamış olduğunun altını çizmiştir. Ayrıca “Yeni Türkiye” terimi de yazılarında çokça geçen bir terimdir. İsmail Hami, büyük bir inkılâbın sonucu olarak ortaya çıkan yeni Türkiye’nin, içerde millî hâkimiyeti esas alan şeklini temellendirmek ve her kesimi sevindirmek, dışarıda son zaferlerin sağladığı yüksek seviyeyi korumak için, her sahada kesin ve olumlu teşebbüslere girişmek zorunda olduğunu ifade etmiştir. Ona göre; bu girişimlerden bir kısmının hayati bir önemi vardır. Bunların en mühimleri; nüfusun artması, eğitimin genele ulaştırılması, 232 Milliyet, 19 Haziran 1950, s. 3. 233Milliyet, 21 Haziran 1950, s. 4. 234 Milliyet, 18 Mayıs 1952, s. 5. 235 Milliyet, 18 Haziran 1950, s. 3.

59

adaletin dağıtılması, güvenliğin sağlanması, bayındırlık ve imar işlerinin temini ve refahın sağlanmasıdır236

.

İsmail Hami, Demokrat Partinin yapacağı en ayırıcı özelliğinin kurumlarımızın tarihi gelişimleri unutulmamak üzere, her şeye yeni bir ruh, modern bir canlılık vermek, milli hâkimiyetimizin sembolü olan kanunu mutlak surette hâkim kılmak ve doğrudan doğruya halkın refah ve saadetini hedef almak olması gerektiğine inanmak olduğunu ifade etmiştir. Danişmend, millî sınırları belirlenmiş Türkiye’de Demokrat Partinin özellikle bu sınırların içini düşünmek, geçmişin maceracı siyasetine son vererek yeni sıkıntılar çıkarmaktan sakınmanın bizim için kural olması gerektiğinin altını çizmiştir.

İsmail Hami, Demokrat Partinin Türk kültürünü korumasını gerektiğinin altını çizmiştir. Danişmend, yeni Türkiye’nin bilgi, kültür, yiğitlik, hürriyet şuuru yatan Türk kültüründen uzaklaşmadan millî ve demokrat bir yapı kurması gerektiğine inanmıştır. İslam dünyasının koruyucusu olan Türklerin Araplarla arasını iyi tutması gerektiğinin de altını çizmiştir. Çünkü Türklerle Müslüman Araplar arasına ne zaman ayrılık girmişse, can düşmanları bu ayrılıktan daima yararlanmıştır. Türklük ve Müslümanlığa müthiş darbeler indirmişlerdir237.

Öte yandan Danişmende göre; Türklük ve Müslümanlık birliğini sağlamışsa; diğer yandaki Hristiyan dünyasını sindirmişlerdir. Varlıklarını, dinlerini ve istiklallerini kabul ettirmişlerdir. Ona göre; yeni Türkiye’nin de üstüne düşen görevlerinden bir tanesi yanlış uygulanan inkılâpların toplum içerisinde açmış olduğu yaraları onarmaktır. Dil, tarih ve kültür alanında otuz yıllık iktidarın açmış olduğu zararları tamir etmek geleceğin Türkiye’sinin tarihine karşı vicdani bir görev olarak görmüştür238

.

Danişmend, yeni Türkiye’nin yükselmek için başka bir yola girmeye mecbur olduğunun altını çizmiştir. Yeni yola girmek için de, eğitim tarzımızı, sosyal teşkilatımızı temelden değiştirmekten başka çare görmemiştir. Hayat ve istikbali ailesinden, devletinden bekleyen, şahsi teşebbüs, azim ve iradeden mahrum bir nesil ile yükselmenin temin edilemeyeceğine inanmıştır. Hayatını yalnız kendi çalışma ve

236 İsmail Hami Danişmend, “Şarkla Garp Arasında”, Milliyet, 19 Kasım 1950, s. 3. 237

İsmail Hami Danişmend, “Mesuliyet Efsanesi”, Milliyet, 3 Ekim 1951, s. 3.

238

60

gayretinden bekleyecek, dinç ve azimli bir nesle ihtiyaç duyulduğunu belirtmiştir. Gelecek nesle verilecek azim ve inancın yeni Türkiye’nin temellerini atacak surette olması gerektiğine inanmıştır.

Dönemin Milli Eğitim Bakanı ile görüşmelerini aktaran İsmail Hami, Tevfik İleri’nin yapmak istediği çeviri faaliyetinden bahsetmiştir. Tarihi bir çalışma olan Encümen-i Danişin de çeviri merkezi kurmak istediğini fakat siyasetin işin içine girmesinden dolayı başarısız bir girişim olarak kaldığından bahsetmiştir. Danişmend, Tevfik İleri’nin yapmak istediği çeviri hareketi ile akademi kurulacağını belirtmiştir. Ona göre, yeni Türkiye’nin temelleri eğer siyasetten uzak olması başarılırsa Türk diliyle umumi kültürü kaynaştıracak disiplinin ortaya çıkacağını dile getirmiştir239

. Danişmend, Yeni Türkiye’nin inşasında Demokrat Partide yer alan şahsiyetlere kritik görevler düşmekte olduğu vurgusunu yapmıştır. Bireysel faaliyete önem veren İsmail Hami, millî ideal arayışını bir an evvel gençlere verecek kişilerin varlığından bahsetmiştir. Bu konuda Tevfik İleri’nin teşebbüsünden duyduğu memnuniyeti ifade etmiştir. Türk kültürü ile bağlantı kurmak amacıyla eski harflerle yazılmış eserlerin Latin alfabesine kazandırılması için bir komisyon kurulmasını tavsiye etmiş ve bu alanda çalışmaların yapılmış olduğunun altını çizmiştir. Danişmend, bu komisyonda çalışması için Tevfik İleri’den telgraf almış olduğunu ifade etmiştir240

.

Millî ruhun, din ve dil birliğinin sonucunda oluştuğunu söyleyen İsmail Hami, inkılâpları millî ruhun uyanışı ve gelişmesi olarak tarif etmiştir. Danişmend, geçmişten geleceğe doğru giderken, geçmişin enkazı arasında nelerin millî ruha uygun ve mukaddes olduklarını, ne gibi faktörlerin millî kültüre girmiş zararlı ve yabancı olduklarını tespiti yeni hükümete düşen görev olarak değerlendirmiştir241

. İsmail Hami, yeni Türkiye’nin eğitim prensibini; ilk eğitimde genel birlik, eğitimin diğer evreleri içinde mevcut veya yeniden yapılacak olan okulları program ve mahiyet itibariyle memleketin ihtiyacına göre yapılması gerektiğine vurgu yapmıştır. Danişmend, okullardaki eğitim ikiliğinin artık tarihe karışmasını istemiştir. İlkokulda eğitimsel birlik sağlanarak tabiat bilgileri, mühendislik,

239

İsmail Hami Danişmend, “Zavallı Encümen-i Daniş”, Milliyet, 18 Temmuz 1951, s. 3.

240 İsmail Hami Danişmend, “İmkân ve İmkânsızlıklar”, Milliyet, 31 Aralık 1951, s. 3. 241

İsmail Hami Danişmend, “Tevfik İlerinin Milli Rönesans Hamlesi”, Milliyet, 12 Temmuz 1952, s. 3.

61

edebiyat, hukuk fakülteleri gibi uzmanlaşma olmalıdır. Ona göre; memleketimizin zanaatkâra ihtiyacı vardır. Yeni Türkiye’nin eğitim programının millî kültür ve medeni hayat programı şeklinde olması gerektiğini söylemiştir242

.