• Sonuç bulunamadı

YAZAR AYRIM ÖLÇÜT AÇIKLAMA Bolisani ve

2.2.2. Tanım ve Ayrım Ölçütlerinin Belirlenmesi için “Uluslararası Delphi Çalışması”

2.2.2.1. Delphi Tekniğ

Bilgi yönetimi yönetimini temsil eden iki temel akımın temel kriterlerinin belirlenmesi amacına yönelik olan bu çalışma için, “nicel (quantitative)” veri araştırma yöntemlerinin tek başına kullanımı yeterli görülmemiştir. Bu nedenle, gerekli verilerin ilgili kaynaklardan toplanmasında, “nitel (qualitative)” bir veri araştırma yöntemi olan “Delphi yöntemi”nin kullanımı tercih edilmiştir. Delphi

yöntemi kullanılarak elde edilen veriler, nicel veri analizleri yapılmasına da olanak tanımaktadır.

Delphi yöntemi, sosyal süreçlerin deneysel bilgi eksikliği nedeniyle anlaşılamaması durumlarında kullanılan ve büyük ölçüde amaca hizmet edebilen bir yöntemdir (Fry ve Burr, 2001: 236). Yöntem, öz olarak bir “Uzlaşma” yöntemidir. Çalışmada katılımcıların akademik geçmişleri ve uygulamaya yönelik karar alma mekanizmalarını etkileme güçleri dikkate alınarak “Delphi uzmanı” olarak ele alınmıştır (Yavuz, 2007: 66).

Delphi yöntemi aslında değişik bir anket tekniğidir. Bu yöntemin temel özelliği, çeşitli konularda uzman olan kişilere anketlerin uygulanmasıdır (Içöz, 2005:342). Belirli bir konuya ilişkin önemli veya öncelikli bileşenlerin ortaya çıkarılması ile ilgili olarak Delphi yönteminin kullanımı hakkında, oldukça geniş bir yazın bulunmaktadır (Cohen vd., 2004: 1011; Schopper vd., 2000: 336). Delphi anketleri günümüzde, birçok disiplinde, çeşitli karmaşık konuların bütüncül bir şekilde ele alınması, konu üzerine bir dizi görüşün tanımlanması ve konuya ilişkin bileşenlerin öncelik veya önem düzeyinin belirlenmesi amacı ile kullanılmaktadır (Yavuz, 2007: 66).

Delphi tekniği 1950’lerin başında ABD’de belli oranda bir tahribatın yapılabilmesi için kaç tane Sovyet atom bombasının gerektiği hususunda uzmanların görüşünü almak üzere RAND şirketi tarafından geliştirilmiştir. O zamandan beri bu teknik; teknolojik tahminler, genel politika analizleri, program planlaması ve birçok değişik alanda kullanılmaya başlanmıştır (Çetmeli, 2006: 168).

Delphi süreci eş zamanlı olarak düzenlenen bir grup iletişim süreci olmakta ve böylelikle grubun birlikte etkin bir şekilde bir bütün olarak karmaşık sorunun çözümlenmesini sağlamaktadır. Delphi süreci, uzmanların görüşlerinin kesin cevapların olmadığı durumların karar verme sürecine girdi olarak dâhil edildiği ve tek bir uzmandan daha çok uzmanların uzlaşmasının daha doğru çözümler üreteceği durumlarda tercih edilmektedir (Durusoy, 2009: 249).

Delphi yaklaşımının amacı, değerlendirme durumunda ilk olarak birçok fikrin üretilmesi olmaktadır. Genellikle uzmanların eş zamanlı olarak doldurdukları bir anket söz konusu olmaktadır. Bu anketler katılımcılara, tüm cevapların özetleriyle beraber geri beslemeli olarak tekrar gözden geçirmeleri için gönderilmektedir. Bu

tekrarlanan süreç fikirler arasında bir yakınsama sağlanana kadar devam ettirilebilmektedir (Durusoy, 2009: 249).

Delphi yöntemini diğer grup karar verme tekniklerinden ayıran en önemli özelliği, iletişim sürecinin farklı yerlerde bulunan panel üyeleriyle gerçekleştiriliyor olmasıdır. Ayrıca, Delphi yöntemi, genel olarak yüz yüze görüşmenin pek verimli olmayacağı büyük gruplara (30–100 kişilik) uygulanmaktadır. Bu noktadan hareketle, bir uzman paneli yöntemiyle gerçekleştirilecek bu araştırmada, Delphi yöntemi uygulanacaktır. Araştırma amacına ulaşma noktasında önemli görülen geniş ve farklı boyutlara hitap eden bir gösterge öneri listesinin ortaya konulması düşünülmektedir (Durusoy, 2009: 249).

Uygulanışı: Delphi yaklaşımı genel olarak üç değişik grubu içermektedir. Karar vericiler, danışmanlar ve anketi cevaplandıranlar (Zel ve Mert, 2000). Delphi tekniğinin temel özelliği bir seri isimsiz posta anketi vasıtasıyla herhangi bir konu hakkında o konuda uzman kişilerin görüş birliğini oluşturmaya çalışmasıdır. İlk anket geniş çaptaki bir soruya cevapların arandığı bir ankettir. Bu anketin cevapları daha sonra özetlenerek, gerekli değişiklik ve eklemelerin yapılması için, cevaplandıranlara ikinci bir anket olarak tekrar gönderilir. Bu şekilde 3 veya 5 anket cevaplandıranlar arasında fikir birliği sağlanıncaya veya probleme etkin bir çözüm bulununcaya kadar kullanılmaktadır (Çetmeli, 2006: 169).

Ankette kullanılacak önermelerin belirlenmesi ve türetilmesinde, geçmişte yapılmış benzer çalışmalardan da faydalanmak, araştırmacıların genellikle tercih ettikleri yollardan biridir. Bu tez çalışmasının Delphi anketlerinde kullanılacak olan önermelerin oluşturulmasında, katılımcıların sunduğu değişkenler yanında, bu çalışma için özel olarak tasarlanan ve konunun bilimsel çerçevesinin ortaya çıkarılmasının amaçlayan bir pilot çalışmanın sonuçlarından da yararlanılmıştır.

Delphi, geleneksel olarak, uzman görüşlerini toplamaya dönük olarak kullanılmakta olan bir yöntemdir (Schopper vd., 2000: 340-341). Araştırmaya dâhil edilecek katılımcıların, genel nüfus içinden rastgele seçimi değil, araştırma konusu ile ilgili, bilgili ve uygun olan uzman kişiler arasından seçimi tercih edilir (Rabiega, 1982: 71). Buradaki “uzman” terimi, araştırma konusu hakkında “bilgili” olduğu

Şekil 13: Delphi Çalışması Süreçleri

Kaynak: Yavuz, 2007: 72’den uyarlanmıştır.

kadar, “konu hakkında söz söyleme yeterliliği ve konumunda olan” katılımcıları ifade etmektedir (Rabiega, 1982: 71; Schopper vd., 2000: 341). Bununla birlikte, her ne kadar grubu oluşturan kişilerin kendi aralarında uzmanlar olduğu varsayımı söz konusu ise de bazı üyelerin, her soruyu yanıtlayabilecek kadar, konu hakkında uzman olması da beklenemez (İçöz, 2005: 343). Araştırma yöneticisi, çalışmaya katılan kişilerin isim ve unvanlarını içeren bir listeyi, çalışmanın bir parçası olarak vermekte serbesttir (Yavuz, 2007: 69).

Özellikleri: Bu yöntemin, bir anket uygulamasından büyük oranda farklılaşmasına neden olan iki temel özelliği bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, geri besleme yani bireylerin yargıları toplanırken muhtemelen grubun cevabı ve geri bildirimi şeklinde belirtilen süreç olması özelliğidir. İkinci özelliği ise, tüm cevapların anonimliğidir.

Ancak bazı uygulamalarda, tam anonimlik yerine bazı esnekliklerin sağlanması da söz konusu olabilmektedir (Durusoy, 2009: 39).

Delphi yöntemi, çok sayıda kişiye aynı anketin tekrar tekrar uygulanarak, cevaplayanların görüşlerinin netleştirilmesi esasına dayanır. Delphi yönteminde ilk adım uzmanlar komitesinin kurulmasıdır. Ardından, çeşitli tematik alanlarla ilgili sorular içeren Delphi anketi formları hazırlanır. Anketi cevaplayanların diğer uzmanlarla temas kurmadan kendi fikirlerini belirtmeleri esastır. Çalışmada ele alınan tematik alanlara ilişkin farklı görüşler arasında ortak noktalar bulunmaya çalışılır ve görüşlerin yakınsaması (convergence) sağlanır. Bu yöntemdeki birincil varsayım, bir grup katılımcı arasında sağlanan uzlaşmanın (konsensüsün) bireysel fikirden daha iyi bir yol gösterici olduğudur. Aslında bu her zaman geçerli olmayabilir, bazı çalışmalarda farklılığını sürdüren görüşlerin de çok önemli olduğuna ilişkin örnekler gözlenmiştir (Yavuz, 2007: 67). Bununla birlikte Delphi, bu diğer yöntemlerden dört açıdan farklılık gösterir (Yavuz, 2007: 68)

• Katılımda gizlilik,

• Ardışık anket ve kontrollü geri besleme, • Grup tepkisinin istatistiksel analizi, • Uzman katılımı.

Delphi tekniği öncelikle bir “uzlaşma” metodudur. Nicel (kantitatif) metotlar, araştırma sonuçlarının istatistiksel değerlendirilmesi ve yayınlanmış farklı çalışmaların sonuçları arasındaki tutarsızlıkları çözümlemek için geliştirilmiştir. Bilimsel verilerin bulunmamasına bağlı olarak görüş birliği oluşmaması ve bir konuda karşıt kanıtlar bulunması durumunda, uzlaşma metotları kullanılabilmektedir. Bunlar, anlaşmanın (uzlaşma ölçümü) kapsamını değerlendirirler, genellikle de istatistiksel değerlendirmelerde olduğundan daha geniş çaptaki çalışma tiplerinin çıktılarından faydalanabilirler. Tablo 8’de özellikleri gösterilen bu metotlar, kantitatif tahminlerle de ilgilenirler ancak kanıtların kalitatif değerlendirilmesinde daha önemli bir rol oynarlar (Jones ve Hunter, 1999; Yıldırım, 2006: 61)

Tablo 7: Uzlaşma Metotlarının Özellikleri

Anonimlik Baskınlığı önler (isimsiz anket sonuçları)

Fikir değiştirme, geri alma Süreç turlar halinde seyreder.

Kontrollü geri besleme Grup cevaplarının dağılımı raporlanır.

İstatiksel grup cevabı Sonuç yargısı, toplu grup cevaplarından

özetlenir.

Kaynak: Jones ve Hunter, 1999; Yıldırım, 2006: 61’den özetlenmiştir.

Türleri: Günümüzde Delphi yöntemi, iki ayrı biçimde kullanılmaktadır. En yaygını, genellikle Delphi uygulaması olarak nitelenen, kâğıt-kalem sürümüdür. Ankete katılanlar, en azından bir defa ilk cevaplarını, öbek cevaplarını inceleyerek tekrar değerlendirme imkânı bulurlar. Bir dereceye kadar, bu Delphi biçimi, oylama işlemi ile konferans işleminin bir bileşimi olmakta ve Geleneksel Delphi olarak belirtilmektedir. Yeni bir yöntem olarak, Delphi konferansı olarak adlandırılan yöntemde, gözlem ekibinin yerini, büyük oranda, öbeğin sonuçlarının derlenmesi için programlanmış olan bilgisayara bıraktığı ortaya çıkmıştır (Durusoy, 2009: 40).

Esnek bir yapıya sahip olan Delphi yönteminin, günümüzde farklı formları bulunmaktadır. Delphi’yi geliştiren firmanın kullandığı ilk şekliyle yöntem “Klasik Delphi” olarak adlandırılmaktaydı (Rabiega, 1982: 71). Klasik Delphi üzerinde çeşitli değişiklikler yapılarak ”Politik Delphi”, “Karar Delphi”, “Gerçek-Zamanlı Delphi” gibi çeşitli Delphi yöntemleri de geliştirilmiştir(Fry ve Burr, 2001: 236). Klasik Delphi yöntemi, belirli araştırma sorularına bağlı olarak, yedi ile on kişilik gruplara Delphi anketlerinin uygulanması prensibine dayanıyordu. Zaman içerisinde “beyin fırtınası (brainstorming)”, “nominal grup (nominal group) teknigi” ve “mutabakat (concensus) yöntemi” gibi, Delphi’ye benzer çeşitli “grup karar alma” yöntemleri geliştirilmiştir (Fry ve Burr, 2001: 236; Yavuz, 2007: 14)

Avantajları: Delphi yönteminin başlıca avantajı, geleneksel yöntemlere göre bazı sınırlamaları kaldırmış olmasıdır. Geleneksel ekonometrik yöntemler, geçmişteki ve bugünkü bağımlı ve bağımsız değişkenler arasındaki ilişkileri açıklar, ancak bazı yeni eğilimler ya da analizlerde yer almayan birtakım etkenler nedeniyle bu yöntemlerin yetersiz kaldığı görülmüştür (İçöz, 2005: 342). Yöntemin diğer avantajları arasında, pek çok uzman görüşünün sentezini oluşturması, pek çok ülke,

bölge, kent vb. tarafından uygulanabilir olması, bir karsılaştırma zemini oluşturması, grup üyeleri üzerindeki baskının az olması ve bandwagon (sürü) etkisinin olmaması sayılabilir (Yavuz, 2007: 15). Delphi yönteminin ana amacı, ‘anlamlı’ bir öbek iletişim yapısının teşkil edilmesi olmaktadır. Delphi yönteminin diğer seçeneklere belirgin üstünlük taşıdığı durumlar söz konusudur (Durusoy, 2009: 41)

• Sorunun, analitik tekniklerle ele alınmaya uygun olmaması ve ortak zeminde öznel yargıların fayda sağlayacağı durumlar,

• Daha önce yeterli iletişimi yapılmamış olan karmaşık bir meselenin incelenmesi için bireylerin bilgiye katkıda bulunmalarına ihtiyaç duyulduğu ve meselenin kavranmasını güvence altına almak için iletişim sürecinin yapılandırılması gerektiği durumlar,

• Sorunun yüz yüze görüşme yöntemlerinde anlamlı bir şekilde etkileşimde bulunabilecek kişilerden daha fazla bireye ihtiyaç duyulacak düzeyde geniş kapsamda olması durumunda,

• Bireyler arası fikir ayrılıklarının, iletişim sürecinin idare edilmesini veya anonimliği gerekli kılacak düzeylerde olduğu durumlar,

• Katılımcılar için zamanın kıt veya coğrafi mesafelerin büyük olduğu ve bu nedenle sık öbek toplantılarının mümkün olamadığı durumlar,

• Bir ek öbek iletişim sürecinin yüz yüze görüşmelerin etkinliğini artırmaya yardımcı olabileceği durumlar,

• Katılımcıların çeşitliliği, sonuçların geçerliliği açısından mutlaka korunması yani itibar gören kişilerin baskınlığından ‘vagon etkisi’ kaçınmanın gerektiği durumlar.

Zorlukları: Bu yöntemin en önemli dezavantajları ise başarının uzmanların seçimine bağlı olması, sonuçların geribildiriminin zaman alması, sürecin uzamasıyla birlikte katılımın azalması, sürecin zaman alıcı ve yüksek maliyetli olması ve uzmanların katılmaması seklinde sıralanabilir (İçöz, 2005: 342; Yavuz, 2007: 15). Yüzeysel olarak, Delphi yöntemi çok kolay uygulanabilir olarak gözükebilmektedir. Bu nedenle de, çoğu kişi ele alınan sorunu dikkatlice incelemeksizin yöntemi kullanma eğiliminde olmaktadırlar. Delphi yöntemi uygulamalarında, başarı elde

etmiş kişiler kadar hayal kırıklığına uğramış birçok kişi de bulunmaktadır. Delphi yönteminin başarısız oluşunun muhtemel nedenlerinden bazıları şunlardır (Durusoy, 2009: 42)

• Delphi’nin yapısının çok ayrıntıya kavuşturulması ve soruna ilişkin diğer boyutlara katkı yapılmasına fırsat verilmemesi sonucunda, gözlem ekibinin konuyla ilgili görüşlerinin ve önyargılarının ankete katılanlara dayatılması, • Belli bir durumda Delphi’nin tüm diğer insan iletişimlerinin yerini

tutabileceğinin varsayılması,

• Anlaşmazlıkların ihmal edilmesi ve ele alınmaması, hevesi kırılan ayrı görüşlü kişilerin süreçten ayrılması ve sonuçta yapay bir uzlaşının sağlanması,

• Delphi’nin özveri isteyen doğasının dikkate alınmaması, • İyi bir anket katılımcı öbeklerinin seçilememesi,

• Katılımcılar değişik kültürel altyapıya sahipse, dil ve mantık olarak yanlış anlamalar olması.

Herhangi bir uygulamada, tüm bu Delphi yöntemi ile ilgili sorunların ortadan kaldırılması mümkün değildir. Sözgelimi, bilgi katkılarının çok esnek olması ile iletişim sürecini etkin kılma arasında doğal bir çelişki söz konusudur. Delphi yönteminin hedefleri ile katılımcıların yapısı kapsamında çeşitli iletişim amaçlarını mümkün olduğunca dengelemek Delphi tasarımcısının görevidir(Durusoy, 2009: 41).