• Sonuç bulunamadı

Delil Sözleşmesinin Geçerlilik Şartları

Bir delil sözleşmesi, ister yazılı olarak ister ise mahkeme önünde tutanağa geçirilecek imzalı beyanlarla kurulmuş olan, söz konusu delil sözleşmesinin geçerli olabilmesi için aranan şartlardan ilki, uyuşmazlığın belirli/belirlenebilir olmasıdır.323

Buna göre; delil sözleşmesi belirli bir hukuki ilişkinin ispatı için yapılabilecek olup, tarafların, bundan böyle aramızda çıkacak bütün uyuşmazlıklar tanıkla ispat edilebilir şeklinde genel bir delil sözleşmesi yapmaları mümkün olmayacaktır.324

Doktrinde TAŞPINAR’a göre; davadan önce veya davadan sonra yapılacak olan bir ispat (delil) sözleşmesinde belirlilik aranmasının temelinde, bir kimsenin kapsam ve sınırlarını önceden bilmediği ve belirleyemeyeceği bir şekilde ispat sözleşmesi ile yükümlülük altına girmesinin önlenmesi yatmaktadır.325

2. Deliller Bakımından Belirlilik

Delil sözleşmesinde geçerlilik şartı olarak aranan belirlilik unsurunun ikinci görünümü, deliller bakımından belirlilik olarak karşımıza çıkmaktadır.326

Buna göre; delil sözleşmesi ile belirlenmiş olan hukuki ilişkinin, hangi delil veya delillerle de ispatlanacağının akdedilen delil sözleşmesinde belirtilmiş olması gerekmektedir.327

323 Doktrinde TANRIVER; bu hususu, “uyuşmazlığın kaynaklandığı vakıanın ya da hukuki işlemin, kategorik olarak tanımlanması suretiyle ferdileştirilmesi” olarak kavramlaştırmaktadır. (TANRIVER, Usul, s. 822).

324

KURU, C.III, s. 2884; ATALAY, Pekcanıtez Usul s. 1742; TAŞPINAR, İspat, s.193, s.213 vd.; TANRIVER, Usul, s. 822; ŞENGEL, s. 270; ATEŞ, s.247; TULUAY, s. 126; KONURALP, İspat Hakkı, s.60, s.75; YAVAŞ, Senetle İspat, s. 317; BOLAYIR, s. 488 dn. 472; ERTURGUT, s. 275; GÖRGÜN/BÖRÜ/TORAMAN/KODAKOĞLU, s. 487; AŞİT, s.125. “Delil sözleşmesi, belli bir hukuki

ilişki için yapılabilir. Delil sözleşmesinde, hangi hukuki ilişkinin hangi delil ile ispat edilebileceğinin kararlaştırıldığının açıkça gösterilmesi gerekir. Taraflar “bundan böyle aramızda çıkacak bütün uyuşmazlıklar tanıkla ispat edilecektir” şeklinde genel bir delil sözleşmesi yapamazlar.” (YHGK;

08.12.2010T. 2010/15-609E. 2010/634K.) (www.kazanci.com E.T. 01.01.2019). 325

TAŞPINAR, İspat, s.214. Delil sözleşmelerini de kapsamakta olan ispat sözleşmelerinde aranan belirlilik ve öngörülebilirlik ilkeleri bakımından ayrıntılı bilgi için bkz: TAŞPINAR, İspat, s.193, s.213 vd.

326 AŞİT, s.125. 327

KURU, C.III, s. 2887-2888; ATALAY, Pekcanıtez Usul s. 1742; TAŞPINAR, İspat, s.193; TANRIVER, Usul, s. 822; ATEŞ, s.247; KONURALP, İspat Hakkı, s.60; BOLAYIR, s. 488 dn. 472;

ERTURGUT, s. 275; ARSLAN/ YILMAZ/ TAŞPINAR AYVAZ, s. 466;

61

Delil bakımından belirliliğin sağlanmasıyla; delil sözleşmesinin hangi deliller bakımından geçerli olduğu, hangi delilleri caiz hale getirdiği ve hangi delilleri yasakladığı sağlıklı bir şekilde tespit edilmiş olacaktır.328

Taraflar arasında kurulan delil sözleşmesinde belirlenen delil sadece bir tane olabileceği gibi, tarafların, birden fazla delil belirleme imkânı da bulunmaktadır.329

Ayrıca; delil sözleşmesinin konusu, belirli bir delil olabileceği gibi, belli bir delil türü de olabilecektir.330

Bununla birlikte; taraflar arasında kurulan delil sözleşmesinin geçerli kabul edilebilmesi için, kararlaştıran delilin fiilen bulunması gerekmektedir.331

Doktrindeki bir görüşe göre; tarafların, aralarındaki uyuşmazlıkta her türlü delil kullanılabilir şeklinde genel bir delil sözleşmesi yapmaları mümkün olmamalıdır.332

Doktrindeki diğer görüşe göre ise; meselenin delil sözleşmesine konu edilen vakıanın kesin delillerle ispatının zorunlu olup olmadığına göre incelenmesi gerekmekte olup, kesin delillerle ispatı gereken bir vakıanın her türlü delille ispatlanabileceğinin kararlaştırılması mümkündür.333

Aynı görüşe göre; delil sözleşmesine konu vakıanın kanunen belli delille ispatı öngörülmemiş ise, hangi delillere dayanıldığının açık bir biçimde belirlenmesi gerekmektedir.334

Kanaatimizce de; Kanunun kesin delillerle ispatını öngördüğü bir uyuşmazlık bakımından yapılacak delil sözleşmesinde, tarafların, söz konusu uyuşmazlığın her türlü delille ispatını kararlaştırabilmelerinin mümkün olması gerekmektedir. HMK m.193

328 UMAR, Delil Anlaşmaları, s.858; SONER, s.658; KONURALP, İspat Hakkı, s.60; TAŞPINAR, İspat,

s.193; ERTURGUT, s. 275.

329 ATALAY, Pekcanıtez Usul s. 1742; TANRIVER, Usul, s. 822; SONER, s.658.

330 ÇİFTÇİ, Delil Sözleşmeleri, s. 147; ÇİFTÇİ, İspat Hakkı, s. 795; ATALAY, Pekcanıtez Usul s. 1751. 331

YILMAZ, Şerh, C.II, s. 2391; ATALAY, Pekcanıtez Usul s. 1747. “Kredi kartı üyelik sözleşmesinin

18. maddesi uyarınca, uyuşmazlık halinde banka defter ve kayıtlarının kesin delil teşkil etmesi, ancak bu kayıtların dayanağı belgelerin varlığı halinde mümkündür. Olayda, davacı harcamalara itiraz etmiş, davalı banka ise kayıtlarında yazılı bir kısım harcamalarla "ilgili belgeleri (slipleri) ibraz edememiştir. Bu durumda mahkemece belge ile kanıtlanan harcamalar gözetilerek davalı bankanın alacağının belirlenip, davacının yaptığı ödemeler de gözetilerek uygun sonuç dairesinde bir karar vermek gerekirken, bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.” (Yargıtay 19.

HD; 23.02.2000T. 1999/7576E. 2000/1284K.) (www.kazanci.com E.T. 01.01.2019). 332

KURU, C.III, s. 2887-2888; BOLAYIR, s. 488 dn. 472; ARSLAN/ YILMAZ/ TAŞPINAR AYVAZ, s. 466; ERTURGUT, s. 275; ATEŞ, s.247.

333 ALANGOYA/YILDIRIM/DEREN-YILDIRIM, Medeni Usul Hukuku, s.381; AŞİT, s.126-127.

Doktrinde UMAR ise; HUMK m.287 hükmünde, delil sözleşmelerinde kullanılacak delillerde belirlilik arandığını, buna dayanılarak öğretide vakıanın her türlü delille ispatlanabileceği yolundaki anlaşmaların geçersiz sayıldığını, HMK m. 199 (?) hükmü ile söz konusu tartışmanın geçmişte kaldığını öne sürmektedir (UMAR, Şerh, s. 594).

62

hükmü incelendiğinde, “kanunda belirli delillerle ispatı öngörülen vakıaların başka delil veya delillerle ispatını kararlaştırabilecekleri gibi…” ifadesiyle, kararlaştırılacak deliller bakımından herhangi bir belirlilik aranmadığı anlaşılmaktadır.335

Bununla birlikte; HMK m.193 hükmünde yer alan; “belirli delillerle ispatı öngörülmeyen vakıaların da sadece belirli delil veya delillerle ispatını kabul edebilirler.” ifadeleriyle, Kanunda belirli delillerle ispatı öngörülmeyen vakıalar hakkında yapılacak olan delil sözleşmelerinde kararlaştırılacak olan delillerin belirli olması gerektiği net bir şekilde düzenlenmiştir. Dolayısıyla; “delillerde belirlilik” unsurunun, yalnızca Kanunun belirli delillerle ispatının öngörmediği vakıalar hakkında akdedilecek delil sözleşmeleri bakımından aranması, Kanunun belirli delillerle ispatını öngördüğü vakıalar bakımından akdedilecek delil sözleşmelerinin ise her türlü delile ispatının kararlaştırılabileceğinin mümkün olması gerektiği düşüncesindeyiz.

3. Taraflarca Getirilme İlkesine Tabi Bir Dava

Delil sözleşmesinin geçerli olabilmesinin şartlarından biri de, delil sözleşmesinin ancak taraflarca getirilmesi ilkesinin uygulandığı davalarda söz konusu olabilmesidir.

Yukarıda;336

hem taraflarca getirilme ilkesi hem de resen araştırma ilkesi hakkında izahta bulunulmaya çalışılmış idi. Kısaca tekrar etmek gerekir ise; Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz. Kanunla belirtilen durumlar dışında, hâkim, kendiliğinden delil toplayamaz (HMK m.25).337 Taraflarca getirilme ilkesinin karşıtı (aksi) olarak değerlendirilen338 resen araştırma ilkesi ise; dava malzemesinin (vakıalar ve delillerin) toplanmasında, taraflar

335

Buna karşın; doktrinde TAŞPINAR; delil sözleşmelerinde bulunması gereken belirlilik ilkesi nedeniyle tüm delil sözleşmelerinde delillerin açıkça belirlenmesi gerektiğini, kullanılacak “başka deliller”in bütün deliller olmayıp, sözleşmede belirlenecek delillerle sınırlı olacağını ifade etmiştir. (TAŞPINAR, İspat, s. 184 dn.290).

336 bkz: s. 27 vd. 337

ÜSTÜNDAĞ, Yargılama, s.240; ARSLAN/YILMAZ/TAŞPINAR AYVAZ, s. 153; ERDÖNMEZ, Pekcanıtez Usul, s. 796; YILMAZ, Şerh, C.I, s. 625; BOLAYIR, s. 119-120.

338 KURU, C.II, s. 1923; KARSLI, Muhakeme, s.315; ARSLAN/YILMAZ/TAŞPINAR AYVAZ, s. 154;

63

ile birlikte hakimin de aktif bir rol üstlenmesini öngören yargılama ilkesi olarak tanımlanmaktadır.339

Bu kapsamda; delil sözleşmesi, ancak taraflarca getirilme ilkesinin uygulandığı davalarda söz konusu olabilecek, resen araştırma ilkesinin uygulandığı davalar bakımından akdedilecek olan delil sözleşme geçerli olmayacaktır.340

Resen araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda, hâkim, tüm delillere kendiliğinden başvurabileceğinden,341

delil sözleşmesi, resen araştırma ilkesinin tabi olduğu davalarda uygulanamamaktadır.342

II. Delil Sözleşmesinin Türleri