• Sonuç bulunamadı

1. ROMANLARIN MATERYAL UNSURLAR AÇISINDAN İNCELENMESİ

1.6.8. Değerlendirme/Fikir

Şevket Süreyya Aydemir, Toprak Uyanırsa romanını, Petrov’un Beyaz Zambaklar

Memleketi romanından esinlenerek yazmıştır. Petrov’un bu romanı, Finlandiya’nın

kalkınması için yapılan çalışmaları anlatırken; Toprak Uyanırsa, emekli olmuş idealist bir köy öğretmeninin, köyü ve köylüyü kalkındırmak için verdiği mücadeleyi anlatır. Aydemir, burada örnek bir proje üzerinden, Köy Enstitüleri’ne gönderme yapar.

Toprak Uyanırsa romanının ana karakteri “öğretmen”dir. Yazar, öğretmen aracılığıyla

ideolojik bir sinerji oluşturur. Romanın ana karakteri olan Öğretmenin, emekli olmadan önce, emekli olduğunda yapmak istediği bir sürü hayali vardır. Ancak, emekli olmadan önce tasarladıkları ile emekli olduktan sonra, içinde bulunduğu durumun birbiriyle uyuşmadığını görünce rahatsız olur ve bunalıma girer.

Yazar anlatıcının, “öğretmen” karakterinin gösterdiği özellikler itibariyle Erikson’un psiko-sosyal gelişim kuramına göre “üretkenliğe karşı durgunluk23 evresinde

olduğunu” söyleyebiliriz. Bu evredeki bireyler çalışıp yeni bir şeyler üretemedikleri

zaman psikolojik olarak bunalım yaşarlar. Bu yaşadıkları bunalım kişiyi sonu gelmez bir çıkmaza sürükleyebilir.

Bu romanda ana karakter 50 yaşında emekli bir köy öğretmenidir. Erken yaşlarda emekli olmasından ötürü mutsuz ve kendisini yalnız hisseder. Öğretmen, hayata tutunma çabası içinde ve hayatında yapmayı planlayıp da yapamadığı işlerden ötürü bunalıma girmiştir; hatta romanda intiharı bile düşündüğünden söz edilir. Yeni bir şeyler üretmek, belirli bir amaca yönelip bu yönde mücadele etmek ister.

Öğretmenin içinde alevlenen eğitim aşkı ve yeni bir şeyler üretme arzusu, onun tekrar yeni bir maceraya sürüklenmesinde etkili olmuştur. Öğretmenin mesleğine tekrar dönmesiyle beraber toprağa yeni tohumlar ekmesi, ektiği tohumların filizlenip yeşertmesini sağlayacaktır. Bu düşüncesini gerçekleştireceği yer eski medeniyetlerin kültür beşiği “Keltepe”dir. Öğretmen olarak Keltepe’ye tayinin çıkması ve buradaki başarı öyküsünde, buraya gelmeden önceki idealist öğretmen fikirlerinin etkisi olmuştur. Öğretmen bundan sonraki aşamalarda, kafasında kurduğu hayalleri gerçekleştirmek için halkla bütünleşerek toprağı uyandırma gayretine, dolayısıyla köyün kalkınma projesine uygun olarak ilk adımı atmıştır.

Toprak Uyanırsa romanında, Şevket Süreyya Aydemir, kurmak istediği bir düzenin ve

bu düzen içerisinde oluşturduğu senaryonun manifestosunu, öğretmen karakteriyle okura aktarmıştır. Öğretmen karakteri yazarın köydeki sözcüsüdür. Bir başka ifadeyle, Şevket Süreyya Aydemir’in kendisidir.

Bu romanda her şeye sahip ama hiç bir şeyi olmayan bir köyün bir önder sayesinde, yeninden canlanışının hikâyesi anlatılır. Öğretmen, toplumun önce içinde bir kibrit yakmak gerektiğinin, bazen bir kıvılcımın bir ateşten daha tesirli olduğunun vurgusunu yapmaktadır.

Eserde kurulmak istenilen teşkilatların yapısına baktığımızda, bu oluşumlar için kurmak istediği merkezin “Keltepe” olarak seçilmesi tesadüf değildir. Tarih ve doğa fışkıran “Keltepe” eski çağlardan bu yana birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir kültür merkezi olduğu romanda bahsedilmiştir. Ayrıca, köyün içinde bulunduğu durum ve köylülerin sadece köyün geçmişini hatırlayıp, bugün hiçbir şeylerinin

olmayışından hayıflanmaları, uyumakta olan bir halkın içinde bulunduğu çaresizlikten söz edilmektedir.

Üzerinde bulundukları toprakların altında yatan cevherin farkına olmayan bir köyün, öğretmenle ile birlikte uyanışı ve İngiliz ve Amerikalı birçok araştırmacının köyde öğretmen önderliğinde yaşanılan gelişmeleri incelemek üzere köye gelmesi, eserde anlatılanların başarısını bir kez daha dünya konseptindeki önemini kanıtlar nitelikteki gelişmelerdir.

Romana farklı bir açıdan bakacak olursak, romanda anlatılanlar, kurgulanmış kişilerden oluşmaz. Geleneksel Türk romanında, köye gelen bir öğretmen ile, köyde bir ya da birden fazla grup arasında fikir çatışması yaşanır. Oysa, Toprak Uyanırsa’da köye gelen öğretmene ve onun idealist fikirlerine karşı çıkacak, onunla çatışma yaşayacak bir kişi ya da grup olmamıştır. Bu romanda, köy ağası bırakın öğretmenle çatışma yaşamayı, onun köyün yeniden canlanması için fidan yetiştirir ve bu gayede mücadele verir. Öğretmenin, köyde yaşadığı tek çatışma köyün içinde bulunduğu durumun kurtulması için vermiş olduğu mücadeledir. Bu yüzden öğretmenin tek mücadelesi “Keltepe”yi, “Keklikpınarı” yapana kadar topyekûn vermiş olduğu eğitim ve sosyo-ekonomik mücadelelerdir.

Toprak Uyanırsa’daki dikkat çeken diğer bir olay ise, köy öğretmeni ile köy imamının

işbirliği içinde oluşudur. Köy romanlarında genellikle, köy öğretmenin köyde en çok mücadele verdiği kişilerin başında köy imamı gelir ve de imam genellikle eski kafalı, yeniliklere karşı, bağnaz bir kişiler olarak tanıtılır. Bu romanda, Hafız adıyla bilinen köy imamı yeniliklerin en büyük savunucularından birisi ve de öğretmenin köydeki en büyük yardımcısıdır. Okurun beklentisinin aksine, Hafız ile Öğretmen ideolojik olarak aynı paydada buluşmaktadırlar. Diğer bir ifadeyle, romanda Hafız kendi egoları olmayan, soruluktan kaçmayan, vatansever ve köyün geleceği için mücadele eden bir görev adamı olarak tanıtılmıştır.

Şevket Süreyya Aydemir, Toprak Uyanırsa’da “cam fanus” içinde bir köy düşünmüş, böyle bir köyün hayalini kurmuş ve ona göre romanın karakterlerini oluşturmuştur. Romandaki anlatılanlar, diğer romanlardan farklı ve sıra dışıdır. Öğretmenin, hiçbir

zorluk yaşamadan köy halkıyla bütünleşerek, en ufak bir çatışma bile yaşamdan hatta daha da önemlisi öğretmenin her konuda devlet desteğini arkasında bulması romanın en dikkat çeken karakteristik özelliklerinden birisidir.

Toprak Uyanırsa’daki anlatılanlar her ne kadar bir ütopya olarak görülse de; ortada

devletin bir projesi vardır. Bu da “Keltepe”nin eğitim ve sosyo-ekonomik yönden kalkınma projesidir. Örnek bir uygulama için burası seçilmiştir. Romanda, Atatürkçülüğün altı temel ilkelerinden birisi olan “Devletçilik” ve bu ilkenin amaçları doğrultusunda uygulanan kalkınma projelerinden, devletin köyü yeniden yapılandırmak ve ayağa kaldırmak için “Öğretmen” aracılığıyla sağladığı destekten bahsedilir.

Romanda bahsedilen, “Devlet Üretme Çiftlikleri”, “köylülerin kendi ürettiği ürünleri tüketmesi”, “inek satın alınıp süt üretilmesi” ve “üretilen sütün askeri garnizonda satılması” düşüncesi kurulması planlanan “Köy Enstitüleri” projesinin ilk adımlarıdır. Köylünün kendi yetiştirdiğini yine kendisinin tüketmesi, kurulan eğitim yuvalarında yetişen öğretmenlerin köylerine döndüklerinde orasını kalkındırması ve köyün refah seviyesini yükseltmesi amaçlanan hedeflerin başında gelir.

Sonuç olarak, Toprak Uyanırsa’nın başkahramanı “Öğretmen” hakkında romanın sonunda şu çıkarımda bulunabiliriz. Öğretmen romanda Aydemir’in kurguladığı bir karakterdir. Öğretmen, Hafız, Ayhan Bozkır vd. bu romanda yeni bir projeyi hayata geçiren önemli kahramanlardır. Keltepe projesi devletin bir uygulamasıdır. Keltepe gibi verimsiz, kimsenin gelmek istemediği bir köyün adeta küllerinden doğuş hikâyesi sonrasında civar köylere oradan tüm yurda ve daha da ötesinde İngiltere, Amerika gibi modern ülkelere yayılarak bu proje geniş kitlelere yayılmıştır. Aydemir’in kurmayı hedeflediği bir ütopyadır. Bu gaye uğrunda romanda bütün olanakları romanın başkişisi olan Öğretmen’e tahsis eder. Kurmacada anlatılan her şey çok iyi, çok güzeldir. Yazar, Lewis Carroll’un Alice Harikalar Diyarında (Alice’s Adventures in

Wonderland) adlı eserindeki gibi bir hayal kurgulamasına giderek her şeyin

mükemmel sorunsuz olduğu bir dünya düzeninde, kendi kurguladığı yer ve zaman üzerinden Köy Enstitüleri’nin kuruluş serüvenini anlatır. Anlatılan olayların oluşum aşamalarına bakıldığında; yazar, devletçilik ilkesi doğrultusunda, her şeyin devlet

desteğiyle mükemmel olarak yapılabileceği izlenimi vermektedir. Ayrıca Aydemir, imam, muhtar ve öğretmenin ortak bir paydada bulaşabileceğini ve hatta dost olabileceğini göstererek; bütün insanların kardeşçe yaşayabilecekleri bir düzenin hayalini kurgular ve bunu eserinde anlatır.

Benzer Belgeler