• Sonuç bulunamadı

David Ricardo Açıklanmış Karşılaştırmalı Üstünlükler Yaklaşımı

5.4. Rekabetçilik Modelleri

5.4.12. David Ricardo Açıklanmış Karşılaştırmalı Üstünlükler Yaklaşımı

Bu yaklaşım ticareti temel almakta ve teori ülkeler arası emek verimliliğindeki farklılıklara dayandırılmaktadır. Ricardo, ülkeler arası teknoloji farklılığına vurgu yaparak bunun da ülkeler arası emek verimliliğindeki farklılıklara neden olduğunu belirtmektedir (Sarıçoban, 2016: 71). Ricardo aynı zamanda herhangi iki ülkenin dış ticarette uzmanlaşması için mutlak manada malların fiyat olarak diğer ülkelerden daha düşük olması gerekmez çünkü bu iki mal arasındaki fiyat farkı da uzmanlaşmayı sağlamaktadır (Demir, 2001: 51). Buna göre rekabet gücü göreli fiyatların belirlenmesi üzerine kurulmaktadır (Sarıçoban, 2016: 71).

Heckscher-Ohlin teorisi de ticaret temelli olup rekabet gücünü ölçmeye yöneliktir. Bu teori, Ricardo teorisinin tersine, ülkelerin teknoloji düzeylerinin farklı olmadığı aksine ülkelerin rekabet gücü üzerinde ülkeler arasındaki maliyet farklarının etkin rol oynadığını savunmaktadır. Bu nedenle ülkeler uzmanlaşmayı sağlayabilemek için kendilerinde daha ucuz olan faktörleri daha yoğun kullanmaktadırlar. Buna göre iki teoride de rekabet gücü, göreli fiyatların belirlenmesi üzerine kurulmaktadır. Bu her iki teori açısından da ticaret öncesi nispi fiyatların bilinmemesinden dolayı karşılaştırmalı üstünlükleri ölçmek zordur. Bu noktada Bela Balassa ticaret öncesi fiyatların bilinmesinin zorunlu olmadığını ve var olan ticareti analiz ederek de karşılaştırmalı üstünlüklerin ölçülebileceğini açıklayarak devreye girmektedir. Bu gün sıklıkla kullanılan bir yöntem olmaktadır (Sarıçoban, 2016: 71).

Ticaret sonrası veriler yardımı ile rekabet gücünün ölçülmesi sıklıkla Balassa’nın yöntemi ile yapılmaktadır. Ancak burada ilk olarak Leisner bu yöntemi uygulamıştır. Balassa, herhangi bir ülkenin belli bir ürün ya da mal kümesindeki rekabet gücünü ticaret sonrası verilerle ölçebilmek için, bu ürün ya da mal kümesinin ülkenin ihracattaki toplam payının, bu ürün ya da mal kümesinin toplam dünya ihracat miktarındaki payına oranı ile ifade etmektedir. Buna bağlı olarak bu indeks Ricardo’nun yaklaşımı altındaki unsurları açıklamaktan çok, bir ülkenin herhangi bir ürün veya mal kümesinde karşılaştırmalı üstünlüğünün varlığını göstermektedir (Sarıçoban, 2016: 72).

BÖLÜM 6

ULUSLARARASI REKABETÇİLİK ANALİZİNDE ELMAS MODELİ

Michael Porter bir ekonomist, araştırmacı, yazar, danışman, konuşmacı ve öğretmendir. Harvard Business School'daki kariyeri boyunca, piyasa rekabeti ve şirket stratejisi, ekonomik kalkınma, politik rekabet, çevre ve sağlık da dâhil olmak üzere şirketlerin, ekonomilerin ve toplumların karşılaştığı en zorlu sorunların çözümü için ekonomik teori ve strateji kavramlarını getirmiştir. Kapsamlı araştırmaları, hükümetler, şirketler, STK'lar ve dünya çapındaki akademik çevrelerde yaygın olarak tanınmaktadır. Araştırmaları çok sayıda ödül almış ve bugün ekonomi ve iş dünyasında en çok alıntı yapılan bilim adamı statüsündedir (HBS, 2018).

Porter’ın Elmas Modeli aynı zamanda bu çalışmanın rekabetçilik analizinde kullanılan yöntem olmakla çalışmanın ayrı bir saç ayağını oluşturmaktadır.

Giderek artan rekabet ortamında uluslar daha önemli hale gelmektedir (Porter, 1990: 2). Porter (1989) çalışmasına göre rekabet ile baş etmenin yolu strateji formülasyonunun özüdür (Porter, 1989: 1). Porter uluslararası rekabet gücünün yenilikçiliğe dayanan bir dinamik olduğunu savunmaktadır. İnovasyonu teşvik ederek, sıkı çevre düzenlemeleri rekabet gücünü artırılabilmektedir (Porter ve Van Der Linde, 1995: 1-2). Nitekim 1990 yılında Porter tarafından yayınlanan The Competitive Advantage of Nations (Ulusların Rekabet Avantajı) adlı kitabında, neden bazı endüstriler diğer endüstrilere göre daha rekabetçidir? Sorusuna cevap aramıştır. Bu soruya cevap ararken de bir sektörün rekabet gücünün analiz edilmesi için kendi geliştirdiği Elmas Modelini uygulamıştır (Eraslan vd., 2008: 16; Eraslan vd., 2007: 5; Bulu vd., 2007: 5; Bulu vd., 2006: 5; Has, 2013: 4; Arıç, 2012: 2; Karacaoğlu, 2010: 2-3). Porter bu kitabında stratejik yönetim ve uluslararası ekonomi alanındaki akademik literatür arasında bir bağlantı kurmayı ve rekabet gücü konusunda ulusal

politikalar geliştirmeyi amaçlamıştır (Bakan ve Doğan, 2012: 1). Kökenleri Adam Smith ve David Ricardo’ ya kadar uzanmaktadır. Zira Adam Smith’in yazmış olduğu Ulusların Zenginliği kitabında bu izlere rastlanmaktadır (Cho vd., 2008: 2; Neven ve Droge, 2001: 3). Porter’ın Elmas Modeli, on ülkede bulunan birçok sayıdaki sektörün gözlemlerine dayanan dört yıllık bir çalışmanın sonucunda şekillenmiştir (Neven ve Droge, 2001: 3). Ayrıca bu yılda küresel çerçevede 10 önemli ticaret ülkesi olan Danimarka, Almanya, İtalya, Japonya, Kore, Singapur, İsveç, İsviçre ve Birleşik Krallık gibi ülkeler hakkında incelemeler yapmıştır (Porter, 1990: 2).

Firma ve departman rekabetinin doğası birçok açıdan benzer olduğu için, model, bir ülkenin içinde rekabet eden disiplinlerdeki bölümlerin rekabet avantajını tanımlamak ve anlamak için basit bir şekilde dönüştürülebilmektedir (Curran, 2000: 10).

Porter’a göre işletmeler rekabette rakiplerine üstünlük sağlamak için işletmelerin stratejilerini başarı ile uygulaması gerekmektedir. Özellikle jenerik stratejiler olan maliyet liderliği, odaklanma ve farklılaşma üzerinde önemle durmaktadır (Peker vd., 2016:1). Diğer taraftan, Porter, Elmas Modelinin, miras olarak kalacak bir kavram olmadığını, ulusal refah için oluşturulan bir dinamik olduğunu belirtmektedir (Cho ve Moon, 2005: 3). Aynı zamanda Porter uluslararası rekabet avantajına dinamik bir yaklaşımla teknolojik yenilikleri öne çıkarmıştır (Akiş, 2008: 66). Buna bağlı olarak bir ülkenin rekabet gücü, o ülkenin endüstrisinin yenilik yapma ve yükselmesi kapasitesine bağlı olduğu belirtilmektedir (Porter, 1990: 3). Rekabet avantajı, bir bölgenin düşük maliyetli işgücüne ya da değerli bir doğal kaynağa erişimindeki başarısını ortaya koymaktadır. Bunun aksine, Porter, daha yüksek verimlilik ve yenilik ile elde edilen rekabet avantajının rolünü vurgulamaktadır (Magretta, 2012: yok).

Porter’in modeli, elmasın her köşesinde dört ana bileşenden oluşmaktadır (Curran, 2001: 4; Riasi, 2015: 4; Huggins ve Izushi, 2015:3; Cho ve Moon, 2005: 4; Neven ve Droge, 2001: 4; Bakan ve Doğan, 2012: 3; Eraslan vd., 2008: 22).

Şekil 20. Porter’ın Elmas Modeli

Kaynak; Porter, 1990: 8.

Şekilde de görüldüğü üzere Elmas Modelinin her bir köşesini oluşturan 4 faktör bulunmaktadır. Bu dört faktörün dışında bulunan devlet ise bunlara dâhil bir faktör olmayıp süreci destekleyici bir yapı olmaktadır (Has, 2003: 4;). Porter'a (1990) göre, bu dört belirleyici karşılıklı olarak birbirlerini etkilemekte ve bunlardan birinde meydana gelen bir değişiklik diğer üç belirleyiciyi de etkilemektedir (Aktaran, Aghdaie vd., 2012: 4). Porter'ın Elmas Modelinde, sistem olumlu ve olumsuz etkilerin karşısında sürekli olarak hareket halindedir. Rekabet avantajı, sistemin sürekli yenilenmesine ve inovasyonun hızlı bir şekilde gerçekleşmesine bağlıdır. Tüm sistemdeki karşılıklı etkileşimin kalitesi ve yoğunluğu, geniş ve ortak etkileşime neden olmakla birlikte, sürekli olarak yeni bir bilgi ve yetenekli aktörlerle etkileşimde olan dinamik ve rekabetçi ortamın varlığı, küresel rekabet avantajına neden olmaktadır (Bakan ve Doğan, 2012: 3). Nitekim Porter’ın burada savunduğu tez, faktörlerin, inovasyonun ve rekabet gücünün arttığı koşulları yaratmak için birbirleriyle etkileşime girmesidir (Aghdaie vd., 2012: 4). Uluslararası rekabet içinde her ülke bu Elmas Modeli’ni kendi endüstrileri için kullanabilmektedir (Yazgan ve Yiğit, 2003: 5).

Bu belirleyiciler, şirketlerin doğduğu ve nasıl rekabet edeceğini öğrenen ulusal bir pazar yaratmaktadır (Porter, 1990: 9). Elmas Modeli faktörleri aşağıda ele alınmıştır.

Devletin

Rolü Firma Stratejisi ve

Rekabet Yapısı Sektörel Kümelenme Girdi Koşulları Talep Koşulları