• Sonuç bulunamadı

Darp, Yaralama, İşkence, Hırsızlık ve Gasplar

E. Yunan Askerlerinin Doğu Trakya’da Verdikleri Zarar ve Ziyan

2. Darp, Yaralama, İşkence, Hırsızlık ve Gasplar

Rum çeteleri Doğu Trakya’da katliamlar kadar darp, yaralama, tehdit, işkence, gasp ve hırsızlık da yaptı. Bu olaylarda da her bir suç aynı anda iç içe geçmiş bir şekilde işlenmekteydi. Yunanlılar yağma ve hırsızlık amacıyla bir haneye girebilmek için silah aramak bahanesini öne sürmekteydiler. Girdikleri hanelerde önce para, altın ve canlı hayvan gibi kıymetli mal ve eşyaları aldılar fakat dalga dalga gelen asker ve çeteciler, arka arkaya aynı evleri yağmalayınca artık gasp edilecek bir şey kalmadığından bu kez değersiz kıyafetlerden yırtık kilimlere kadar ne varsa alıp götürdüler672. Grebene’de (Grebone) altı (6) kişinin çiftlik ve koyun ağılları Rum

çeteler tarafından basıldı. Onlara engel olmamaları için silahla tehdit ettikleri çiftlik ve ağıl sahiplerinin tüm koyun ve hayvanlarını gasp edip kaçtılar. Malkara-Keşan caddesinde tüccarların bin beş yüz (1500) lira nakit paralarının, ticarî malları ile birlikte binek hayvanlarının bir kısmı gasp edildi bir kısmı da çalındı. Derbent Boğazı’nda da kırk-elli kadar Müslüman kadın ve erkeğin önüne çıkan Rum çeteler bu insanların eşya ve paralarını gasp edip kollarını kesti, üzerlerinden kıyafetlerini zorla çıkartarak çırıl çıplak bir halde salıverdi. Başka bir gün yine Derbent Boğazı’nda dört (4) Müslüman kadın, Rum çete tarafından kıyafetleri zorla çıkartılarak soyuldu ve olay sonrası bu kadınlardan üçü (3) kayboldu673.

669 Murat Özcan, Aynı Eser, s. 127.

670 Köyün günümüzdeki adı Çeşmekolu köyüdür. 671 Murat Özcan, a.g.e, s. 129.

672 Nihat Gül, a.g.t, s. 29.

Rum çeteleri tarafından Danişment köyü basılıp köyün imamı ve eşi köy dışına çıkarıldı. Bununla birlikte imam ve eşine ait üç bin (3000) drahmi, sekiz (8) altın lira ile elli (50) kâğıt lira Rum çete tarafından gasp edildi674.

Tekirdağ’a bağlı Hayrabolu’nun Canhıdır675 köyünde Haşim Ağa’nın çiftliği,

Yunan çeteleri tarafından basılıp önce yağmalandı daha sonra da ateşe verilerek yakıldı. Yine 20 Nisan 1920 tarihinde Canhıdır676 köyü, Yunanlılar tarafından

yakıldı677.

30 Eylül 1921 tarihinde Topal Kaptan komutasındaki yirmi (20) kişilik Rum çetesi, Pınarhisar’ın Çeşmekol köyünü bastı. Köyde 10 yaşından büyük olan tüm Müslümanları tek tek 24 saat boyunca dövdü. Ardından da köylüden zorla topladığı beş yüz (500) lirayı gasp etti678.

Rum çeteler sadece Müslümanların değil aynı zamanda kendileri gibi Rum ve Hristiyan olan ahalinin de malına göz dikmekteydi. 22 Mart 1920 tarihinde Keşan’ın Altıntaş karyesinden Bakkal Todori ile arkadaşı Tanaş’ın, Uzunköprü’den Paşayiğitli bir Rum’un arabasına yükledikleri mal ile karyelerine dönerken Uzunköprü’nün Gazi Halil ve Kadıgebran karyeleri arasında önlerine kimliği bilinmeyen iki (2) şahıs çıktı. Arabadaki eşyalar bu iki eşkıya tarafından gasp edildi. Olayın haber alınması üzerine jandarma tahkikat başlattı ve gaspın, olayın geçtiği mevkideki değirmenci Rumlar tarafından yapıldığı anlaşıldı679.

Rum çeteler Doğu Trakya’daki mezalimlerinde yalnız değildi. Onlara Yunan askerleri ile yerli Rumlar yardım etmekteydi. Özellikle yerli Rumlar, çetelere Osmanlı jandarması ile çatışmanın çıktığı anlarda açıktan destek vermekteydi. 1919 yılı Ocak ayının son günlerinde Kadıgebran karyesinden Uzunköprü’ye gelmekte olan iki yolcu ile İbrahim Ağa’nın karşısına kimliği belirsiz silahlı dört (4) kişiden oluşan bir Rum çetesi çıktı. İki yolcu ile İbrahim Ağa’nın üzerinde bulunan yirmi beş lira (25) kâğıt

674 Murat Özcan, a.g.e, s. 204.

675 Murat Özcan eserinde köyün adını Canıhızır olarak kaydetmiştir.

676 Murat Özcan eserinde köyün adını bu kez de Canıhuzur olarak kaydetmiştir. Eserde köyün adı iki farklı şekilde verildiğinden çalışmamızda köyün şimdiki adı kaydedilmiştir.

677 Murat Özcan, a.g.e, s. 204. 678 Murat Özcan, Aynı Eser, s. 206. 679 BCA, DH.EUM.AYŞ, 00038.00034.007.

para, saat ve fotinlerini gasp ettiler. Olayın haber alınması üzerine hemen çeteyi takip etmek için bir jandarma müfrezesi bölgeye sevk edildi. Rum çeteye yetişen jandarma ile çete üyeleri arasında bir çatışma yaşandı. Kaçarak uzaklaşmaya çalışan çeteyi takip eden jandarma ile Rum çetesi arasında Malkara’nın Davuteli karyesi civarında Cambaz Değirmeni mevkiinde çatışma yaşanmaya devam etmekteydi. Bu sırada Davuteli’ndeki yel değirmenlerinde toplanan Rum ahalinin, jandarmaya karşı silah kullanarak çete üyelerine yardım etmesi ve jandarmanın cephanesinin tükenmesi, eşkıyanın takip ve yakalanmasına imkân vermedi. Bunun üzerine Rum ahalinin yardım ettiği eşkıyanın yakalanması için kovuşturma başlatıldı680. Olayla ilgili bilgilendirilen

Dâhiliye Nezareti; 1919 yılı Şubat ayında Edirne Valiliğinden kovuşturma için görevlendirilecek jandarmalara yeterli cephane verilmesini, ihmal edilip eşkıyanın firarına sebebiyet verilmemesini ve kovuşturmanın sonucu hakkında bilgi verilmesini istedi681.

28 Mart 1919 tarihinde silahlı ve asker elbisesi giymiş, on iki (12) kişilik bir eşkıya çetesinin; Uzunköprü’nün Hamidiye ve Kavacık karyeleri arasında Uzunköprü pazarına giden iki yüz (200) kadar yolcunun (özellikle Müslüman yolcuların) para, eşya ve on (10) adet atını gasp ederek şiddet uyguladıktan sonra kaçtığına dair haber alındı. Bunun üzerine Uzunköprü Kaymakam Vekili ile yirmi beş (25) kişilik bir müfrezeyi yanına alan Jandarma Bölük Kumandanı kovuşturma için bizzat hareket etti. Çetenin izleri, Malkara’nın Davuteli ve Teberik karyeleri arasına kadar takip edildi. İzlerin Malkara’nın Teberik karyesinde sona ermesi üzerine çete üyelerinin burada saklandığı anlaşıldı. Bu gelişme üzerine Malkara Jandarma Kumandanı Binbaşı Sadeddin Bey de kovuşturmaya katıldı. Uzunköprü, Malkara ve Keşan kaymakamları bir araya gelerek bu eşkıyalık faaliyetlerini ortadan kaldırmak için gereken tedbirleri alırken bu kazaların jandarmaları da kovuşturmada birlikte hareket etti. Yapılan tahkikat sonucunda çetenin bir kısmının Malkara’nın Davuteli ve Teberik ile Keşan’ın Maltepe ve Altıntaş karyelerinden ve de Rum milletinden oldukları anlaşıldı. Teberik karyesinden Değirmenci Dimitraki oğlu Manolaki ve Yani oğlu Taşo’nun hanelerinde yapılan aramalarda çalıntı eşyanın büyük kısmı, silah ve

680 BCA, DH.EUM.AYŞ, 00012.00041.003. 681 BCA, DH.EUM.AYŞ, 00012.00041.001.

cephane ile on (10) adet attan üçü (3) bulundu. Ayrıca bu olaya karıştığı anlaşılan Karabıyık Hristo oğlu Tanasaki ve Hristo oğlu Kostandi ile bunlara yataklık eden Yani oğlu Taşo ve Kiryak oğlu Manolaki adlı şahıslar tutuklanarak hakim karşısına çıkarıldı. Tahkikat sonucunda Tanaş oğlu Kostantaki’nin Karapınar karyesinden, Kör Tanail oğlu Mavridi’nin Kadıgebran karyesinden, Zafir oğlu Dimitri’nin Keşan’ın Altıntaş karyesinden olduğu anlaşılmakla birlikte beş (5) eşkıyanın hüviyetinin tespit edilemediği fakat üçünün (3) Teberik karyesinden, birinin (1) Keşan’ın Pırnar karyesinden diğer bir (1) kişinin de Maksutlu nahiyesinden oldukları anlaşıldı. Kovuşturma sırasında öteden beri Teberik karyesinde eşkıyalık yapan Teberik karyeli Karabıyık Hristo oğlu Dimitri ile Keşan’ın Pırnar karyesinden Dimitri, Türk müfrezesine silahla saldırdı. Bunun üzerine iki taraf arasında çatışma çıktı ve bu çatışma sonucunda Pırnar karyeli Dimitri ölü olarak ele geçirilirken Teberik karyeli Dimitri ise kaçtı. Teberik karyeli iki şahıs ile Altıntaşlı Zafir oğlu Dimitri de Malkara müfrezesi tarafından canlı olarak ele geçirildi. Bu çarpışmada Osmanlı jandarma askerlerinden Cemil, Emin ve Ali oğlu Mehmet ağır yaralandı682. Öte yandan

Karabıyık Dimitri çetesinin bazı eşkıyaları yakalandıktan sonra sorguya çekildiler. Sorgularında 28 Mart’taki soygundan daha önce 6 Mart 1919 tarihinde Uzunköprü’nün Kavacık karyesi civarında Mülazım Sadık Efendi ile bir neferini şehit ettiklerini itiraf ettiler. Çete üyelerinden olup jandarmanın elinden kaçmayı başaran ve Karabıyık namıyla bilinen Karapınar karyeli Hristo oğlu Kostandi ise 1919 yılı Temmuz ayında ölü olarak ele geçirildi683.

25 Haziran 1919 tarihinde Havsa’nın Yolageldi karyesinde Martoloz adıyla bilinen Hüseyin Ağa’nın çiftliğine gece saatlerinde silahlı altı (6) kişi giderek çiftlikte bulunan üç yüz (300) lira değerindeki atı çaldılar. Yapılan tahkikat sonucunda hırsızlara yardım ettikleri anlaşılan çoban Pavli, çoban Temo, bağçıvan çırağı Tanaş, otacı Todori jandarma tarafından yakalanarak adliyeye sevk edildiler684.

682 BCA, DH.EUM.AYŞ, 00012.00041.007; BCA, DH.EUM.AYŞ, 00012.00041.009. 683 BCA, DH.EUM.AYŞ, 00014.00077.001; BCA, DH.EUM.AYŞ, 00014.00077.003; BCA, DH.EUM.AYŞ, 00014.00052.001; BCA, DH.EUM.AYŞ, 00012.00041.009; BCA, DH.EUM.AYŞ, 00012.00041.013.

1919 yılı Temmuz ayında Uzunköprü’nün Kadıgebran karyesi İmamı Yusuf Efendi’nin hanesine kimliği bilinmeyen silahlı eşkıyalar saldırdı. Jandarmanın yetişmesi üzerine kaçan ve civardaki ekin tarlaları nedeniyle saklanmayı başaran eşkıyalar yakalanamadı. Yapılan tahkikatta bu eşkıyaların Rum olduklarına dair kesin deliller bulunmaktaydı. Örneğin olay sırasında eşkıyalardan birinden düşen bir adet keten şapka ile kaçarken eşkıyalar tarafından sağa sola sıkılan Osmanlı, Bulgar ve İngiliz tüfeklerinden çıkan sekiz (8) adet boş mermi kovanı. Tahkikat sonucunda bu olayda eşkıyaya yataklık ettiğinden şüphelenilen Kadıgebran karyesi Muhtarı Dimitri ve arkadaşları Kiryak, Hristaki ve Aleksandırı yakalanarak adliyeye sevk edildiler685.

5 Nisan 1920 tarihinde Uzunköprü’nün Küpdere karyesi sığırtmacı, önüne çıkan Hasırcı Arnavut köyü Rum ahalisi ile kimliği belirsiz altı (6) silahlı şahıs tarafından tehdit edilerek altı (6) adet hayvanı da gasp edildi. Olayın haber alınması üzerine sevk edilen jandarma tarafından suçluların yakalanması için çalınan hayvanların izleri takip edildi. Hasırcı Arnavut karyesi bağlığında, jandarmaya Hasırcı Arnavut Rumları tarafından ateş açılması üzerine aralarında çatışma çıktı. Çatışma sırasında eşkıya, Hasırcı Arnavut karyesi istikametinde kaçtı ve suçluların yakalanması için kovuşturmaya devam edildi686.

Rum ahaliden bazıları çetelere yardım ettiği gibi birlikte yaşadığı Müslüman din adamlarının görevini yapmasına da engel olmaya çalışmaktaydı. 1921 yılı Mart ayında Pınarhisar, Lüleburgaz ve Kırklareli kasabalarında ezan okumak için minareye çıkan müezzinlerin, Rum ahali tarafından taşlanmak suretiyle görevlerini yapmaları engellendi.687.

Rum çeteler masum ahaliye karşı yaptıkları saldırıları zaman zaman gece saatlerinde düzenlemekteydi. Gece karanlığında takip edilmeleri imkânsız olacağından kolayca izlerini kaybettireceklerini düşünmekteydiler. Ancak bu pek de mümkün olmamaktaydı. Çünkü Osmanlı jandarması kötü şartlar altında bile olsalar görevini layıkıyla yapmaya çalışmaktaydı. 18 Haziran 1919 tarihinde Uzunköprü’nün Rumdere karyesinde Papas Trandafil oğlu Tanaş’ın hanesinde ikamet eden ve Selanik

685 BCA, DH.EUM.AYŞ, 00014.00053.001. 686 BCA, DH.EUM.AYŞ, 00038.00034.003. 687 Arşiv Belgelerine Göre…, C. II, s. 178.

muhacirlerinden olan Musa oğlu Hüseyin Ağa’nın hanesi; asker yağmurluklu, başlarında Yunan şapkası olan beş (5) silahlı şahıs tarafından gece saldırıya uğradı. Musa oğlu Hüseyin Ağa ve eşi Ayşe ile aynı hanede oturan İlyas kerimesi Meryem ve Abdullah zevcesi Meldah? darp edilerek işkenceye maruz kaldılar. Hüseyin Ağa’ya ait kırk beş (45) adet Osmanlı lirası, dokuz (9) lira kâğıt para, on dört (14) adet mecidiye, bir çift altın küpe, bir büyük altın ile çok miktarda kıymetli eşya gasp edildi. Meryem’den çamaşır ile çeşitli eşyalar, Meldah?’tan da beş (5) adet Osmanlı lirası, doksan (90) kuruş kıymetinde bir çift incili küpe ile kıymetli eşyalar gasp edildi. Bu silahlı eşkıyalar kaçmışlarsa da hemen yetişen jandarma müfrezesinin yaptığı tahkikat sonucunda eşkıyaların, aynı karyede bulunan Rumlardan oldukları anlaşıldı. Bu silahlı eşkıyalardan birinin Yunanistan’dan yeni gelen Yani isminde bir kişi olduğu tespit edilmesine rağmen diğer dört (4) kişinin kim oldukları anlaşılamadı. Ancak jandarma suçluları yakalamak için araştırmalarına devam etti688.

12 Eylül 1919 tarihinde Uzunköprü’nün Karaburçak karyesinde Tarancı oğlu Zahari’nin hanesine gece saatlerinde sekiz (8) kişilik bir Rum çetesi gelerek Zahari ile kız kardeşi Şirmo’nun sağ kulaklarını kestikten sonra Zahari’yi bacağından yaraladılar. Olay esnasında yirmi (20) madeni lira ile otuz (30) kadar mecidiye ve ev eşyalarından birçoğunu alarak kaçtılar. Kaçarken elli beş yaşındaki bağ bekçisi Süleyman’ı kulübesi civarında öldürdüler. Yapılan tahkikat sonucunda olayı Zahari’nin damadı İstavri’nin düzenlediği anlaşıldı. İstavri’ye yardım edenlerden Malkara’nın Mestanlar karyesinden Panayot damadı Karayaylalı Tanaş oğlu Kostandi ile Tufan karyesinden Kız oğlu Yanaki ve bunlara yataklık edenlerden Dimitri ve oğlu Dimo jandarma tarafından yakalandı689.

20 Eylül 1919 tarihinde Gelibolu kasabasına bir saat mesafede bulunan Muhacir İbrahim Ağa’nın ağılına gece saatlerinde on (10) kadar silahlı Rum gelerek İbrahim Ağa’yı bıçakla birkaç yerinden ağır yaraladılar. Durumu fırsat bilen Rum çete üç yüz (300) kadar koyun ile elli yaşındaki Çoban Panayot ve yedi yaşındaki oğlu Kostandi’yi yanlarında götürdüler. Olayın haber alınması üzerine bir jandarma müfrezesi görevlendirildi. Güneyli Çiftliği yakınında hırsızlardan dördü (4) ile

688 BCA, DH.EUM.AYŞ, 00015.00009.003; BCA, DH.EUM.AYŞ, 00015.00086.001. 689 BCA, DH.EUM.AYŞ, 00023.00023.001.

jandarma müfrezesi arasında bir saat kadar çatışma yaşandı. Bu çatışma sırasında Çoban Panayot iki atın arasında kaldığından ayağından yaralandı fakat yedi yaşındaki oğlu Kostandi Rum çete tarafından öldürüldü. Koyunlar da çetenin elinden kurtarıldı690.

26 Aralık 1919 tarihinde Babaeski’ye bağlı Çavuş köy korusunda kışlamak üzere Bulgaristan’dan gelen Aleksi Kâhyanın kulübesine, gece Bulgarca konuşan kimliği belirsiz yedi (7) kişi gelerek yüz (100) adet Bulgar kaimesi ile bir miktar ekmek, peynir vs aldıktan sonra kaçıp gittiler. Bu kişilerin savaş yıllarında Bulgaristan’a kaçan ve orada Bulgarca öğrenen yerli Rumlar olduğundan şüphelenilmekteydi691.

8 Nisan 1920 tarihinde Malkara’nın Şahin nahiyesinin Dolu karyesinden Bulurun oğlu Feda’nın hanesine gece bir Rum çetesi saldırdı. On (10) altın lira ile on beş (15) lira kâğıt parasını gasp edip kendisini darp ettikten sonra çete üyeleri kaçtı. Ancak Rum çete üyelerinin yakalanması için kovuşturmaya devam edildi692.

Rum çeteler de Yunan askerleri gibi haberleşmeyi engellemek için posta arabalarına ya da posta sevkiyatını yapan memurlara pusu kurmaktaydı. Öyle ki 23 Aralık 1919 tarihinde Uzunköprü İstasyonundan Keşan postasını alan iki (2) süvari ile bir (1) jandarma, Keşan’a gitmek için yola çıktı ancak akşam olması üzerine geceyi Çelebi Karakolunda geçirdiler. Sabah, Çelebi Karakoluna gelen Keşan Kuvvet Memuru Hıfzı Efendi ile birlikte Keşan’a hareket ettiler. Yolda Çelebi ve Maltepe karakolları arasında sekiz (8) kişilik bir Rum eşkıya çetesinin pususuna düştüler. Bu saldırıda süvarilerden Osman Onbaşı şehit düşerken diğer süvari yaralandı fakat jandarma askeri hayvanını bırakarak olay yerinden kaçtı. Eşkıyalar, posta hurcunu ele geçirip evraklara zarar verdikten sonra hurcu alıp kaçtılar. Hıfzı Efendi ise çevreye saçılan evrakı toplayarak Uzunköprü’ye döndü693.

690 BCA, DH.EUM.AYŞ, 00023.00023.005; BCA, DH.EUM.AYŞ, 00023.00023.007. 691 BCA, DH.EUM.AYŞ, 00030.00047.001.

692 BCA, DH.EUM.AYŞ, 00038.00034.003.

693 BCA, DH.EUM.AYŞ, 00029.00110.001; BCA, DH.EUM.AYŞ, 00029.00110.003; BCA, DH.EUM.AYŞ, 00029.00110.005.

24 Aralık 1919 tarihinde Uzunköprü’den Keşan’a giden başka bir postaya Haliç Karakolu ile Maltepe karyesine bir saat mesafede yirmi (20) kişiden oluşan bir Rum çetesi tarafından pusu kuruldu. Bu pusuda Rum çetenin ateş açması sonucu posta muhafızlarından biri şehit oldu diğeri ise yaralandı. Posta muhafızlarına ait olan hayvanlar da çete tarafından telef edildi. Uzunköprü Vilayet Jandarma Alay Kumandanına şüphelilerin yakalanması emredildi ve Dâhiliye Nezareti de sonucun bildirilmesini istedi694.

B. Yunan Askeri ile Rum Çetelerinin İşgal ve Faaliyetlerine Karşı Gösterilen