• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: KAVRAMSAL ÇERÇEVE

1.4. Dış Politika Kavramının Tanımı

Dış politika, Uluslararası İlişkiler disiplininin temel alt disiplinlerinden birisidir. Diğer temel alt disiplin ise, Uluslararası Politikadır ki, bu alt disiplin, uluslararası ortamın yapısına ve süreçlerine odaklanmaktadır. Kesin ve net olarak bir dış politika tanımı yapmak uluslararası ilişkiler literatürü içerisinde oldukça zordur. Akademisyenler dış politikayı tanımlarken özellikle kendi kuramsal yaklaşımları ışığında dış politikayı tanımlama çabası içerisine girmektedirler (Efegil, 2012: 13). Bu durum birden fazla ve çok boyutlu dış politika tanımları ortaya çıkarmaktadır. Bu farklı tanımlamalar çoğu zaman genel bir tanımlamanın ortaya konulmasını zorlaştırmaktadır. Fakat yine de akademisyenler genel bir tanımlama yapmaya çalışmışlardır. Bunlardan birisi olan ve Dış Politikayı en basit ve yalın olarak tanımlamaya çalışan Karboo, Lantis ve Beasley’nin (2012: 2), yapmış olduğu tanımı karşımıza çıkmaktadır. Bu tanıma göre Dış Politika devletin sınırlarının dışında icra edilen politikanın birincil amacı iç politikanın dışında bir alanı kapsaması, yani sınırların dışındaki aktörlere yönelik, eylemleri, stratejileri ve kararlara yönelik ortaya konan politikanın dış politika olarak tanımlanması olarak karşımıza çıkmaktadır. Benzer bir başka tanımlama ise Breuning’in (2007:5) ifade ettiği gibi Dış Politika bir ülkenin sınırlarının dışındaki dünyaya karşı üretmiş olduğu politikaları ve bu sınırların dışında kalan dünya ile girmiş olduğu etkileşimlerin tamamı olarak tanımlamaktadır.

Dış Politikanın eylemlerini, stratejileri ve kararlarına yönelik açıklamaları yapabilmek için bu dış politika çıktılarının hangi paradigmalar ve düşünce sistemleri içerisinde ortaya çıktığını anlamak gerekmektedir. Bu anlamda Dış politika çıktılarını anlamak için temel uluslararası ilişkiler teorileri ve dış politika ilişkisine bakılması gerekmektedir. Simith’e (1987: 346) göre Uluslararası ilişkiler teorilerinin kullanmış olduğu birçok kavram yine bu devletlerin dış politikaları ile birebir ilişkili kavramlardır. Örneğin ulusal çıkar kavramı devletlerin dış politikaları için önemli kavramlardan bir tanesidir. Bu bağlamda Smith’in (1987:348) iddia ettiği gibi Uluslararası İlişkileri açıklamaya yönelik bütün girişimler en nihayetinde dış politikanın bir açıklamasını içerir diyerek uluslararası

28

ilişkiler teorileri ve dış politikanın birbiri ile olan bu ayrılmaz bütünlüğünü ortaya koymaktadır. Bu anlamda realizm, liberalizm, inşa teorisinin dış politika anlayışlarının açıklanması gerekmektedir.

Realizm açısından Dış Politikanın planlanmasında devleti tek ve rasyonel bir aktör olarak görmektedir. Buna göre Realistler, hayatta kalmak için devletin gücünün mümkün olan en yüksek seviyeye çıkarılması gerektiğine inanırlar. Realistlere göre bir devletin dış politikası uluslararası sistem ve uluslararası sistem içerisindeki güç dağılımı ile belirlenmektedir (Kesgin, 2011: 337). Realizmde en önemli kavram olarak karşımıza çıkan “ulusal çıkar kavramı dış politikanın planlanmasında ve uygulanmasında da anahtar kavram olarak karşımıza çıkmaktadır (Alden ve Aron, 2017: 4). Realizm için dış politika temel olarak iç politikadan bağımsız hareket eden ve ulusal çıkar üzerine odaklanan sistemli bir kuram olarak karşımıza çıkmaktadır (Smith, 1987: 346). Ulusal çıkar kavramının tam olarak ne olduğunu açıklamak realistler için açık ve nettir. Çünkü tanımlamayı yapabilmek için devletlerin içinde bulundukları maddi koşulların ve aynı zamanda karşı karşıya kalınmış olan dış politika ikileminin ayrıntılı bir şekilde analiz edilmesi ile “ulusal çıkar” kavramının rasyonel bir şekilde ortaya konulabileceğini iddia etmektedirler. Aynı zamanda Realistler için uluslararası sitemin doğasının yani bu anarşik yapının dış politikanın yorumlanması için en önemli rehber olduğunu iddia etmektedirler (Alden ve Aron, 2017: 5).

Bir diğer temel kuram ise liberalizmdir. Liberalizmin dış politikaya bakışı realistlerden farklıdır, çünkü onlar için uluslararası sistemin doğası Realistlerin anarşik anlayışından daha çok devletlerarasında iş-birliği yapmaya daha yatkındır. Uluslararası İlişkilerin liberal kuramlara göre, birbirleriyle iş-birliği yapmak devletlerin kendi yararınadır. Uluslararası kurumlar, devletlerin oluşturdukları kurallar aracılığıyla güvensizliğin üstesinden gelmelerine yardımcı olduklarından, devletlerarasında iş-birliğini sağlamada önemli bir rol oynamaktadır (Kesgin, 2011: 337). Realizmin aksine, liberalizm, dış politika süreçlerine analiz ederken iç politikayı da göz önünde bulundur, bireysel farklılıklara fazla odaklanmaktadır ve ayrıca uluslararası sistemin dış politikanın belirlenmesinde daha az etkili olduğuna inanmaktadırlar (Dolye, 2016: 66).

29

Dış Politika konusunda Neo-Liberal kuramcılar, rejim, bürokratik kurumlar veya diğer iç aktörlerin değişmesi durumunda, dış politika hedeflerinin ve beklentilerinin

değişebileceğini vurgulamaktadır. Devletlerarasındaki karşılıklı bağımlılığın

mevcudiyetine dikkat çeken bu akademisyenler, dış politikada iş-birliğinin esas olduğunu düşünmektedir. Karşılıklı bağımlılığa dayalı iş-birliğinin ulusal çıkar kavramının değişmesi sonucunda hayata geçirildiğini belirten liberaller, sistematik jeopolitik çevrenin dış politika sürecindeki etkisini kabul etmekte ve iç unsurların ve karar verme süreçlerinin, sistematik kısıtlamaların veya fırsatların varlığı içerisinde hareket ettiğini düşünmektedir. Neo-liberal kuramcılar sistemik yaklaşımın, devlet içi faktörlerin oluşturduğu farklılığı açıklamada yetersiz kaldığı ifade etmektedirler. Özellikle, devletlerin büyüklüğü, kalkınma düzeyleri, siyasi ve sosyal yapıları, siyasi ve stratejik kültürleri ve karar verme süreçleri, birbirlerinden oldukça farklıdır ve bu farklılıklar da dış politikadaki farklılığı ortaya çıkarmaktadır (Efegil, 2012: 63).

Son olarak değinilecek kuramsal yaklaşım olan inşacı kuramı, Uluslararası İlişkiler ve Dış Politika konularında hâkim kuramsal yaklaşımlar, Liberalizm ve Realizmden farklı olarak rasyonel karar vermenin yanı sıra normların, fikirlerin ve kimliklerin de dış politika da etkin olduğunun altını çizmektedir.

Bu normlar ve fikirlerden kasıt olarak dış politikada karar vericilerin davranış ve tutumlarının nasıl ortaya çıktığına dair bir anlayış olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü realizm ve liberalizm geleneğinde karşımıza çıkan maddi çıkarlar temellinde hareket etme konusu inşacılık için çok geçerli bir durum değildir. İnşa kuramı çerçevesinde bakıldığında, bireyler karşılıklı olarak paylaşılan sübjektif değerler temelinde ortaya çıkan toplumsal ve uluslararası normlar çerçevesinde hareket etmektedir. Bu aktörler kendi sosyal yapıları içerinde sosyalleşme süreçleri, tarihsel ve kültürel süreçleri, değer ve normlarını kapsamaktadır. Bu aktörler bu sosyalleşme sürecinin bir parçaları olma itibari ile de dış politika sürecine etki etmektedirler. Yani dış politika karar vericilerinin, kararları veya davranışları, bir parçası olarak yetişmiş oldukları sosyal çevresi, kimliği, kültürü, dini inançları vb. gibi daha birçok farklı maddi olmayan örüntülerden etkilenmektedir (Efegil, 2012: 70; Kesgin, 2011: 337).

30