• Sonuç bulunamadı

DünyevîleĢme kavramı, ‗dünya ile yakın iliĢkiye girme ve dünyaya karĢı özel bir tavır alma‘ya iĢaret eder. Bu nedenle dünyevileĢmeyle kastedilen Ģey, dünya kavramına yüklenen tarife göre anlam kazanmıĢtır. DünyevîleĢme, ‗dünya aynasında gördüğümüz oyuna kendimizi kaptırarak unutma süreci içinde bulunma‘ olarak tarif edilir. Eskilerin ―dehriye‖ olarak tanımladıklarına da dünyevîleĢme akımı denildiği, dehriye denildiğinde, kimi zaman ateizm, ancak çoğunlukla dünyevileĢme manasında sosyal ateizm için kullanıldığı görülmektedir.37

DünyevîleĢme terim olarak dünyanın dinden ve dinî düĢüncenin dünyayı anlamlandırmasından arındırılması, kapalı bütün dünya görüĢlerinin dağıtılması ve bütün tabiatüstü mitlerin ve kutsal sembollerin kaldırılıp atılması Ģeklinde tarif edilmiĢtir. Örneğin Harvey Cox‘un tanımlamasıyla, sekülarizasyon (dünyevîleĢme) Ģöyledir:

―Ġnsanların en temel ilgi ve yönelimlerinin bu dünyanın dıĢından, ötesinden ve üstünden, sadece ve sadece bu dünyaya yönelmesi hareketidir.

Bu, bu dünyanın, bağlı olduğu mistik, metafizik ve dinî her çeĢit düalizmden arındırılmasını içermektedir.‖ 38

DünyevileĢmenin felsefi anlamda Batı fikir ve ilim çevrelerindeki adlandırması olan sekülerleĢmenin geçmiĢi oldukça derindir. Bu geliĢmenin din ile iliĢkili olan kısmı kısaca Ģöyledir: Ortaçağda kilisenin toplum üzerindeki aĢırı baskısı, Rönesans, Reform ve Aydınlanma adı verilen bir dizi sürecin akabinde Batı‘yı modern döneme getirmiĢ ve kilisenin temsil ettiği dinî tasavvurdan bağımsız, kutsal ve din dıĢı (profane) bir hayatı oluĢturmuĢtur. Din dıĢı karakteri dolayısıyla bu süreç, dünyanın geri kalanını etkisi altına alıp küreselleĢtiğinde, dünyevî karakterli yeni ideolojinin hâkimiyet mücadelesi de iyice kızıĢtı. Nitekim bazı Müslüman elitler bu yeni sürecin meydan okumaları karĢısında, kendi öz dünyalarına dönme

36 Kur‘an‘ın dünyaya bakıĢı ve dünya hayatı ile ilgili değerlendirmeleri bir sonraki bölümde daha detaylı olarak ele alınacaktır.

37 Yıldırım, Din, Dünyevîleşme ve Zühd, s.17.

38 Ġlhami Güler, Politik Teoloji Yazıları, Kitabiyat, Ankara, 2002, s. 11; Yıldırım, Din, Dünyevîleşme ve Zühd, s.17,19. Ayrıca bkz. Güler, ―Dünyanın BaĢına Gelen ―Derin Sapkınlık: DünyevileĢme‖, s.36.

22

mücadelesine giriĢirken bazıları da uzlaĢmayı ve müslüman yaĢamını bu süreç lehine dönüĢtürmeyi tercih ettiler. Modern dönemin ―din dıĢı dünyeviliğinin‖ yerini, post modern dönemde ―dine dayandırılan dünyevilik‖ aldı.39

DünyevîleĢmenin ―modern dönemin din dıĢı dünyeviliğinin yerini post modern dönemde dine dayandırılan dünyevilik almıĢtır‖ Ģeklinde anlaĢılmasının, bugün, içerisinde bulunduğumuz duruma daha uygun düĢtüğü kanaatindeyiz. Çünkü bahis mevzuu yaptığımız, dini reddeden, vahyi kabul etmeyen çevrelerin dünyevileĢerek arkadaĢını, dostunu ihmal ediĢi değil, bilakis ibadetlerini yapmaya özen gösteren ve kendisini dindar olarak nitelendiren çevrelerin dünya-âhiret dengesini dünyanın lehine bozmasının neticesi olarak ―dünyevîleĢme‖ girdabına düĢmeleridir. DünyevileĢmenin, ―dünyanın dinden ve dinî düĢüncenin dünyayı anlamlandırmasından arındırılması‖ Ģeklinde anlaĢılmasının ise yeterli olmayacağını düĢünmekteyiz.

―Ġnsan, yaratılıĢ itibariyle fizik ve metafizik eĢiğinde durabilen iki boyutlu bir varlıktır. Maddi varlığının mayası olan çamur yönü, onu sürekli dünyevîleĢmeye; maddi varlığına hayat veren aĢkın yönü ruh ise metafizik âleme kanatlanmaya davet eder. Bir anlamda insan, özüne mündemiç bu fizik ve metafizik boyutlar arasında gelgitler yaĢayan bir varlıktır. Aslolan insanın birbirini tamamlayan maddî ve mânevî varlık boyutları arasında sahih bir denge kurmasıdır. Sarkaçın zaman zaman metafizik öze doğru zaman zaman da maddî öze doğru kaymasını bu denge önler. Ġslâm öğretileri dünden bugüne, fizik ve metafizik boyutlar arasındaki ifrat ve tefrit kaymaları dengeleyen bir referans kaynağı olmuĢtur. Zira Ġslâm, insan zaaflarını görmezden gelmez. Ancak terbiye, yani fıtrata uygun kanalize etmeyi hedefler.‖ 40

DünyevîleĢmek; dinî inançları, sembolleri ve değerleri dinin hedeflediği temel gayelerden ve anlamlarından çıkarıp, onları Tanrı için olma yerine dünya için olmaya dönüĢtürmektir.

―Hatta görünüĢte çok Ġslâmî olan Ģeyler, esasen dünyevîleĢme olabilir...

Bir Müslüman için dünyevileĢme, inandığı gibi yaĢamamaktır. Bu da, örtülü bir dinsizliktir. Daha açık Ģekliyle dünyevîleĢme, Ġslâm‘ı gösteri, gösteriĢ ve bilinçsizce anlama, anlamlandırma ve yaĢama; neticede de Ġslâm‘ı yalanlama biçimidir. Bunu en güzel biçimde Maûn sûresi bize özetlemektedir: “Dini yalanlayanı gördün mü? Bu, yetimin hakkını yemek; yoksulu doyurmaya uzak

39 Ebubekir Sifil, ―Kutsalın Postmodern Tanımı ya da Seküler Dindarlık‖, Rıhle, Sy.10, Ġstanbul, 2010, ss. 5-12, s.5.

40 Serdar Demirel, ―DünyevîleĢme Hayatımızın Öncelikleri Krizini ĠĢaretler‖, Rıhle, sy.10, Ġstanbul 2010, ss. 13-20, s.13.

23

durmaktır. Namazları şuurunda olmaksızın namaz kılanların halidir; Yazıklar olsun onlara! Gösteriş yaparlar. Hayra da engel olurlar.”41

Bizim Kur‘ân verilerinden hareketle, ―dindarın dünyevîleĢmesi‖ Ģeklinde kavramsallaĢtırmaya çalıĢtığımız hakikati Bayraktar Ģöyle ifade eder: ―Dolayısıyla dünyevîleĢme, nefse tapınmak anlamında bir iblisliktir. Ve örtülü veya gizli dinsizliktir. Bugün Ġslâm dünyası her sözünün baĢında Allah diyen, bir su görünce abdest alıp camiye koĢan dünyevîleĢmiĢ Müslümanlarla doludur. Elbette böyle yapıp da samimi ve teslim olmuĢ olanlara bir sözümüz olamaz.‖42

Bazı araĢtırmacılar, dünyevîleĢme kavramını Ģu Ģekilde açıklamıĢtır:

―DünyevîleĢme, içinde yaĢanılan bu dünyanın meĢru bir biçimde sevilmesi, kendisine dört elle sarılması gereken bir varlık alanı olduğu, yani bu dünyanın hem bir varlık olarak hem de bir hayat alanı olarak meĢrulaĢtırılmasıdır.‖43 Bu tanım özellikle kendini tamamen dünyadan soyutlayan Hıristiyanlarla alakalıdır.

Ġslâmiyet‘te insanın kendisini tamamen dünyadan soyutlaması diye bir Ģey yoktur.

Nitekim Hz. Peygamber, helal olan Ģeyleri kendilerine haram eden sahabeleri uyarmıĢtır ve meĢru ölçüler içerisinde bunlardan istifade etmelerini istemiĢtir.

Bir baĢka anlamda dünyevileĢme; kendini dünyanın cazibesine kaptırma, onun esiri ve zebunu haline gelme, imanî, ahlakî, sosyal, ticarî meselelerin bütününde emeği, gücü, imkânı dünyevî unsurlara yoğunlaĢtırmadır. 44 Yine dünyevîleĢme, âhiret hayatını ve hesabı unutturarak kiĢiyi dünyevî haz ve yaĢamın içine hapsetmektir.45

Dindar insan ile ilgili baktığımızda dünyevileĢmenin; nefs-i emmârenin baskın hale gelmesi, kalp kararması, zihin dünyasındaki med-cezir hali, bir kırılma olduğunu görürüz. Bunun tezahürleri de makam, mevki, Ģan, Ģöhret ve servet tutkusu Ģeklinde belirmektedir.46

41 Mehmet Bayraktar, ―Örtülü Bir Dinsizlik ġekli DünyevîleĢme‖, Din ve Toplum Dergisi, sy. 1, Ankara, 2012, ss. 7-12, s. 7-8.

42 Bayraktar, ―Örtülü Bir Dinsizlik ġekli DünyevîleĢme‖, s. 10.

43 DurmuĢ Hocaoğlu, Laisizm‟den Milli Sekülerizm‟e, Selçuk Yay., Ankara, 1995, s. 92.

44 Süleyman Karacelil, Büyük Tehlike: Dünyevîleşme, Nesil Yay., Ġstanbul, 2008, s. 11.

45 Mustafa Tekin, ―DeğiĢen Dindarlığın DünyevîleĢme Boyutu‖, Eski Yeni, sy. 10, Ġstanbul, 2009, ss.

14-20, s. 18.

46 Burhanettin Can, ―Dindarlık ve DünyevileĢme‖, Eski Yeni: Üç Aylık Düşünce Dergisi, 2009, sy.13, ss. 70-83, s. 81.

24

Bu tanımlamalardan da anlaĢılacağı üzere dünyevileĢme; dünyaya gereğinden fazla değer verme, dini hayatı ihmal edecek kadar dünyalıklarla meĢgul olmadır.

Son iki tanım, dünyevîleĢme kavramını daha iyi ifade etmektedir. Ġlk tanım ise Hıristiyanlarda dünyaya karĢı takınılan olumsuz yaklaĢımın eleĢtirilmesiyle ortaya çıkan akımın savunduğu fikri ifade etmektedir.

Kur‘ân-ı Kerîm‘de dünyevîleĢme anlamında dünya metâ‘ına aldanma, dünyalıklara kapılma gibi ifadeler bulunmaktadır. Yani bu kavram içerik itibariyle onda mevcuttur:

“(O inkârcılar) dünya hayatıyla sevinmekle yetinirler. Hâlbuki dünya hayatı, âhiretin yanında geçici bir faydalanmadan başka bir şey değildir.”47

“Her canlı ölümü tadacaktır. Ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Bu dünya hayatı ise aldatma metâ‟ından başka bir şey değildir.”48

Kur‘ân-ı Kerîm‘de dünya hayatının oyun ve eğlenceden ibaret,49 aldatıcı bir hayat olduğu50 zikredilmekte, dünyevîleĢme anlamında, dünyanın âhirete tercih edilmesi51 tarzında ifadelere yer verilmektedir.

Mekke‘nin fethinden sonraki savaĢlarda elde edilen ganimetler hususunda çıkan birtakım tartıĢmalar52 gibi dünyevîleĢme eğilimleri karĢısında Hz. Peygamber, dünyanın Allah katında bir sineğin kanadından daha değersiz, cılız bir ölü oğlaktan daha kıymetsiz olduğunu belirtme ihtiyacını duymuĢ,53 kimi zaman da maddeperest, ve dünyaya aĢırı düĢkün olunmaması için etrafındakileri uyarmıĢtır.54

Dünyaya yönelik ilgisini, bir ağacın bir ağacın altında gölgelenen, sonra da oradan kalkıp giden bir yolcuya benzeten Hz. Peygamber55 dünyevîleĢme anlamında

47 Ra‘d, 13/26.

48 Âl-i Ġmrân, 3/185.

49 En‘âm, 6/32; Ankebût, 29/64; Muhammed, 47/36.

50 En‘âm, 6/70.

51 Ġbrahim, 14/3; Kıyâme, 75/20-21;Nâzi‘ât, 79/37-39.

52 Buhârî, ―Menâkıbü‘l-ensâr‖, 1; Müslim, ―Zekât‖, 12.

53 Müslim, ―Zühd‖ 2; Tirmizî, ―Zühd‖, 13.

54 Buhârî, ―Cihâd‖ 70, ―Rikāk‖ 4, 10; Ġbn Mâce, ―Zühd‖ 8.

55 Tirmizî, ―Zühd‖, 44; Ġbn Mâce, ―Zühd‖, 3.

25

‗dünyaya düĢkün olma‘56 ibaresini kullanmıĢ, “Korktuğum şeylerden birisi de benden sonra size dünya nimet ve ziynetlerinin açılmasıdır”57 ve ―Dünya müminin zindanı/cehennemi, kafirin cennetidir.‖58gibi hadislerle müslümaların dünyaya ne kadar değer vermesi gerektiğine dair bir fikir vermiĢtir. Bu hadislerden de anlaĢılacağı üzere Hz. Muhammed dünyanın insan hayatında çok önemli olmaması gerektiğini ve dünyaya fazla meyletmememizi, yani dünyevîleĢmeden kendimizi korumamızı öğütlemiĢtir.

―DünyevîleĢme, zihinsel kırılmanın hem genel adı hem de en alt basamağıdır. Bu kırılmanın bir sonraki adımı sekülerleĢme daha sonraki adımı ise laikleĢmedir. Samuel Johnson‘un sözlüğünde sekülerleĢmeyle ilgili kavramlara yüklenen anlam, böyle bir tasnif yapmamıza imkân vermektedir:

Sekülerlik (secularity), dikkatleri yalnızca bu dünyaya, bu dünyadaki Ģeylere yoğunlaĢtırma. ―SekülerleĢtirmek (secularize), uhrevî/dinî olanı gündelik hayattan uzaklaĢtırma. ―SekülerleĢme (sekularization) ise sekülerleĢtirme eylemi. Dinin gündelik hayattaki etkisini ve yerini azaltma, sınırlama süreci demektir.‖ 59