• Sonuç bulunamadı

YabancılaĢma; günlük hayatta, bilimde ve felsefede çok değiĢik manalara gelmektedir. YabancılaĢma; insanın kendisi ile buluĢmasının önündeki her Ģey, ya da kendisi ile arasına giren mesafe, insanlardan ve toplumdan uzaklaĢma, ayrı düĢme, onlara karĢı ilgisiz ve kayıtsız kalma demektir.

Latincede baĢkası, yabancı manasında gelen ―alienus‖ kökünden türeyerek batı dillerine ―ailenation‖ Ģeklinde geçen yabancılaĢma kavramı; hukuki olarak bir mülkiyetin, satıĢ veya hibe gibi herhangi bir yolla bir kiĢiden baĢka bir kiĢiye intikali, mülkiyetin benzer yollarla el değiĢtirmesi anlamına gelmektedir. Psikiyatride yabancılaĢma, genellikle normalden uzaklaĢma, normalden bir sapıĢ olarak görülmektedir ki bu patolojik bir durum, bir akıl hastalığı veya delilik olarak değerlendirilmektedir.

Günümüz psikoloji ve sosyoloji teorileri ise yabancılaĢma terimini, bir ferdin içinde yaĢadığı topluma, doğaya, kültürel-manevi değerlere, diğer insanlara veya

112 Erdoğan Çalak, Küresel Sistemde İnsan Kalmak, Hayy Yay., Ġstanbul, 2015, s. 76-77.

113 Bkz. Ġnsan, 76/8-9-10; Zâriyât, 51/19; Âl-i Ġmrân, 3/134.

179

kendisine karĢı ilgisinin kaybolması, değer ve normları manasız görüp bunları hafife alması veya reddetmesi olarak tanımlamaktadır.114

DünyevîleĢen insan, menfaat merkezli yaĢadığı için zamanla içinde yaĢamıĢ olduğu toplumun problemlerine duyarsız hale gelir. Muhtaçlara yardım etmez, zayıf ve güçsüzlere ilgi göstermez. Çünkü muhtaç kesimlerin sıkıntılarıyla ilgilenmek özelikle maddi konularda fedakârlık yapmayı gerektirir. Basit fedakârlıklardan bile kaçan insan, zamanla içinde yaĢadığı çevreye yabancılaĢır ve yalnızlaĢır. Hâlbuki Kur‘ân pek çok tedbirle toplumun farklı sosyal grupları arasındaki irtibatı kuvvetlendirmeyi hedeflemiĢtir.

Ġnsanlar arası dayanıĢmayı, sevgiyi ve yardımlaĢmayı kesen ve engelleyen unsurlar arasında, Allah‘a ve buna bağlı olarak bir baĢka âlemin varlığına inanmamak, insanları kardeĢ değil de ekonomik varlıkları tüketmede yarıĢan rakipler olarak görmek, bu yüzden bencilleĢmek, haset ve ihtirasla yanıp tutuĢmak, sonuçta dünyaya bağlanıp kalmak, mal-mülk ile övünür hale gelmek ―tekasür‖,

―yabancılaĢmak‖ ve ―kendini unutmak‖ gibi ahlaken kötü bilinen durumları sayabiliriz.

Ġnsanlar artık birbirlerini sevmiyor ama neden? Dostoyevski de bunu soruyordu. Fakat çağın sorunudur artık bu soru, bir insanın değil. ĠĢte bütün bunların adı tek kelimeyle ―yabancılaĢma‖dır. Bu durum, özellikle geliĢmiĢ-sanayileĢmiĢ toplumlarda sinir ve akıl hastalıklarının, intiharların, alkol ve uyuĢturucu madde alıĢkanlıklarının, her çeĢit suçların, sınıf çatıĢmalarının en önemli sebebini oluĢturmaktadır.115

YabancılaĢma kavramı Kur'an da direkt olarak kullanılan bir kavram değildir.

Fakat tasvir edilen bir çok olay ve tipte yabancılaĢma olaylarını görmek mümkündür.

Kur'an-ı Kerim, birçok ayetinde insanın her zaman karĢı karĢıya bulunduğu

114 Ali Dölek, ―YabancılaĢma‖ md, Sosyal Bilimler Ansiklopedisi, IV, 257. Ayrıca bkz. Fussılet, Arıca (Varlıklıöz), Yabancılaşma ve Din, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniv. Sosyal Bilimler Enst. 2011, s. 1.

115 Faruk BeĢer, İslam‟da Sosyal Güvenlik, DĠB Yay., Ankara, 1987, s. 33-34.

180

yabancılaĢma hastalığına karĢı uyarılarla doludur. 116 Kur'anın genel anlamda yabancılaĢmıĢ insan tipine en uygun tasvirlerinden biri Ģu Ģekildedir :

“İnsanlardan bazıları da vardır ki inanmadıkları halde Allah‟a ve âhiret gününe inandık, derler. Akıllarınca Allah‟ı ve iman edenleri aldatmaya kalkışıyorlar;

halbuki onlar farkında olmadan yalnızca kendilerini aldatmış oluyorlar. Kalplerinde bir bozukluk vardır, Allah da onlardaki bozukluğu arttırmıştır. Yalan söylemeleri yüzünden, kendilerine acı veren bir azap da vardır.” 117

Bu ayetlerde oturmamıĢ bir karakterin, ikiyüzlülük gibi süfli bir ahlak anlayıĢının eleĢtirildiği görülmektedir. Kur'ana göre insanın, Allah'ı aldatmaya çalıĢması, aslında kendisini kandırmaktan öte bir anlam ifade etmez. Ġnsanın kendini aldatması ise, bütünüyle hayata ve topluma karĢı ne denli sorumsuz ve ahlaki olmayan bir tavır içerisinde olduğunu da ortaya koymaktadır.

Kur‘ân-ı Kerîm, pek çok yerde mal, servet ve dünya düĢkünü insanın çevresine yabancılaĢtığına iĢaret eder:

“Gördün mü dini yalan sayanı? İşte odur yetimi itip kakan ve yoksula yedirmeye özendirmeyen. Vay haline o namaz kılanların ki, onlar namazlarının özünden uzaktırlar. Onlar gösteriş yaparlar. Hayra da engel olurlar.” 118

“Şunların hiçbirine itaat etme: Yemin edip duran aşağılık, alabildiğine ayıplayıp kötüleyen, söz getirip götüren, hayra engel olan, saldırgan, olabildiğince günahkâr, zorba, saygısız, sonra da kulağı kesik, mal ve çocuklar sahibi oldu diye, kendisine âyetlerimiz okunduğu zaman, (bunlar) eskilerin masallarıdır, der.” 119

Âyet-i kerîmelerde olumsuz özellikleri sıralanan kiĢilik, bütün bunları servet ve etrafına güvenerek yapar. Kimseye zerre kadar hayrı dokunmayan bu saldırgan tip, mal- mülk sahibidir:“Mal ve evlatları fazla olduğundan dolayı kibirlidir. Bu yüzden âyetlerimiz ona okunduğu zaman, „Bu eskilerin masallarıdır‟ der.” 120

116 Muhammet Çakmak, ―YabancılaĢma Kavramı Üzerine Bazı Değerlendirmeler ve Kur‘an‘ın YabancılaĢma Kavramına BakıĢı‖, Fırat Üniv. İlahiyat Fak. Dergisi, 1996, sayı: 1, ss. 301-312, s.305.

117 Bakara, 2/8-10.

118 Maûn, 107/1-7.

119 Kalem, 68/10-15.

120 Mevdudi, Tefhimü‟l-Kur‟ân, VI, 435.

181

Kur'anın nazarında insan, paylaĢmayan, karĢılıksız harcamayan ve merhametli olmayan bir yapıya büründüğü zaman ilahi mesajla bağlarını koparır.

Çünkü O, hayata ve yaĢadığı topluma karĢı yabancılaĢmıĢtır. Bu çerçevede Kur'anda yabancılaĢma, insanın yaĢadığı toplumdaki münasebetleriyle iliĢkilendirilmektedir.

ġu halde Kur'an, yabancılaĢmadan kurtulabilmenin yolu olarak toplumsal insan olmayı gerekli görürken, bir taraftan da insani iliĢkilerimizde, bencil ve tutkularımızın esiri olarak davranmamayı öğütlemektedir; Bu bir anlamda

"egosantrik" (ben merkezli) bir dünya anlayıĢına karĢı, paylaĢmanın ve sorumluluk bilincinin önerilmesidir.121

Ġçinde yaĢamıĢ olduğu çevreye ve topluma karĢı yabancılaĢan kiĢi, neticede içine kapanarak yalnızlaĢmaktadır. YabancılaĢma ve yalnızlaĢma, çağımızın hastalıklarındandır. Bu hastalığa yakalanmada en büyük etken hiç Ģüphesiz dünyevîleĢmedir. Dünyaya ölçüsüz bağlılık bütün olumsuzlukların kaynağıdır.

Faruk BeĢer, makineleĢmenin yabancılaĢma ve yalnızlaĢmayı hızlandırdığını Ģöyle ifade eder:

― Bir sosyal güvenlik uzmanı olan D. Henry Richardson, ―Bu asrın baĢından beri bazı ülkeler, geniĢ çapta sanayileĢmeden bilhassa iĢgücü mobilitesi, ücret ekonomisi, ferdiyetçi cemiyet Ģekli, aĢiret ve köy hayatı yaĢayan topluluklarda geleneksel basit tedarik metotlarının terki gibi sebeplerle doğan güvensizlikten söz eder ki, kanaatimizce bu ―güvensizlikle‖

ifade ettiği ―yabancılaĢma‖nın sebeplerini doğru, ama eksik bir tespittir.

Richardson‘un Ģu ifadeleri için de aynı Ģeyleri söylemek mümkündür:

SanayileĢmeyle birlikte aynı aile ekonomisinin yerini nakdi ekonomi aldı. ĠĢgücünün seyyaliyeti bir zaruret haline geldi. ĠĢçiler iktisadi ve mali politikanın dalaverelerine bağlı kaldı ve iĢgücünden tasarruf eden makineler vasıtası ile iĢçi emeğine talep azaldı; iĢsizlik, yaklaĢan bir dolu fırtınasının kararttığı meĢ‘um gökyüzünden daha tehdit edici bir vaka haline geldi. ĠĢçi belirsizlik ve güvensizlik içine düĢtü. Kendisi ve ailesinin istikbali dolayısıyla kaçınılması imkânsız bir endiĢe içine gömüldü.‖122

Görülüyor ki, sanayileĢme ile birlikte ortaya çıkan Ģehir hayatı, apartman kültürü fiziksel ve mekânsal birlikteliği beraberinde getirirken manevi yalnızlığı da arttırmıĢtır. Aynı Ģehirde ve mekânda bir arada yaĢayan yalnız bireylerden oluĢan toplumlarda yaĢlıların kimsenin haberi olmadan evlerinde tek baĢına ölmesi bir yana

121 Çakmak, ―YabancılaĢma Kavramı Üzerine Bazı Değerlendirmeler ve Kur‘an‘ın YabancılaĢma Kavramına BakıĢı‖, s. 308.

122 BeĢer, İslam‟da Sosyal Güvenlik, s. 34.