• Sonuç bulunamadı

Dünyada İnternetin Tarihçesi

1.6. Dünyada ve Türkiye’de İnternetin Tarihçesi

1.6.1. Dünyada İnternetin Tarihçesi

1836 yılında telgrafın Cooke ve Wheatstone tarafından icat edilmesiyle başlayan iletişim teknolojisi, 1876 yılında telefonun Alexander Graham Bell tarafından geliştirilmesiyle yaygınlaşmış, 1957 yılında ise Sputnik’in Sovyetler Birliği’nden uzaya gönderilmesiyle ulusal boyuta ulaşmıştır. 1962-1968 yılları arasında Packet- switching ağları geliştirilmiştir (Sağıroğlu, 2001: 18). SSCB’nin bu girişimine karşı ABD’nin karşılığı, günümüz internetinin temelini oluşturmuştur. İnternet ilk kez 1962 yılında ARPANET ve Massachusetts Institute of Tecnology’nin tartışmaya açtığı “galaktik ağ” kavramıyla birlikte gündeme gelmiştir. Bu ağ, başlangıçta ABD Savunma Bakanlığı’na bağlı DARPA’nın desteği ile sadece birkaç üniversitenin bilgi alışverişi yapması için kurulmuştur (İnan, 1998: 7).

ARPANET çerçevesinde ilk bağlantı, 1969 yılında dört merkezle yapılmıştır.4

Ana bilgisayarlar arası bağlantılarla internetin ilk şekli ortaya çıkmıştır (Tokgöz, 2013: 109). ABD ve SSCB arasındaki savaş, interneti nükleer saldırılar karşısında korunacak şekilde tasarlanmasını sağlamıştır. Böylece kullanılan temel bilgisayar siteleri tahrip olsa da yönlendiriciler (router) ağ içindeki alternatif yolları kullanarak bilgi trafiğini devam ettirebileceklerdir (Özbay ve Yetişener, 2002: 13).

1970 yılında DARPA’nın finansmanıyla internetin en çok kullanılan hizmetlerinden biri olan “elektronik posta hizmeti” geliştirilmiştir (Geray, 2003: 21). DARPA tarafından 1971 yılında 23 bilgisayar arasında gerçekleştirilen bağlantı, 1972 yılında 40 bilgisayar arasında bağlantıya çıkmıştır. 1973 yılında Stanford Üniversitesi’nin projeye katılmasıyla bu çalışma akademik bir yön kazanmış ve hızla

4 ARPANET çerçevesinde ilk bağlantı, University of California at Los Angeles, Stanford Research

gelişmiştir. ARPANET, ilk uluslararası bağlantıyı University College of London (İngiltere) ile Royal Radar Establishment (Norveç) arasında gerçekleştirmiştir (Sağıroğlu, 2001: 18).

1970’lerin ortalarında ABD eyaletlerindeki bölgesel kuruluşlar da internet ağlarına katılmış ve uluslararası kapsamda ağlara ulaşılmıştır. Başlarda kullanıcılara pek de kolay gelmeyen karmaşık kataloglar, önce ARPANET’in ticari sürümü olan “TeleNET” ve daha sonra da bunun IBM uzantısı olan TN3270 ile devam etmiş ve bugünkü “Web” servisine gelinmiştir. 1976 yılında Kraliçe Elizabeth e-posta gönderme işlemini gerçekleştirmiştir. 1977 yılından sonra internet yaygınlaşmaya başlamış, yüzün üzerinde ana makine internetle birbirlerine bağlanmıştır. 1978 yılında standart bir iletişim kontrol protokolü geliştirilmiş olup ilk kez 1980‘de ARPANET’le (paket anahtarlamalı ağ) internet iletişimi sağlanmıştır. 1983 yılında İletişim Kontrol Protokolü’nün (TCP/IP) standart olarak kabul edilmesiyle internet dünya çapında yaygınlaşmaya başlamıştır (Sağıroğlu, 2001: 17; Özbay ve Yetişener, 2002: 14). Ağa bağlı bilgisayarların artmasıyla ARPANET’in yerini National Science Foundation (NSF-Ulusal Bilim Vakfı) tarafından işletilen NFSNET almıştır. 1980’lerden sonra bu ağ genel kullanıma açılarak askeri ve akademik alanlardan çıkarılmıştır (Kuzu, 2009: 374).

İnternet her ne kadar bu iki alandan çıkarılıp geniş kitlelere sunulmak istenilmişse de gerekli alt yapı yeterli olmadığından 1980’lerde internetin henüz topluma yayılan bir araç olmadığı görülmektedir. Öyle ki 1985 yılına gelindiğinde internet yalnızca yüz bilgisayara bağlı bulunmaktadır. 1989 yılında bu sayı beş yüz olmuştur. 1990 yılına gelindiğinde ise internet kullanımında büyük bir artış görülmüştür. 1990 yılının Ocak ayında kurulan NICDDN internet ağına 2, 218 adet bilgisayar bağlanmıştır. 1991 yılının Haziran ayında bu sayı 4,000’e ulaşmıştır (Akın, 1996: 35).

1990’ların başında internet ağlarındaki artış yeni araç ve yöntemlerin kullanılmasını zorunlu kılmıştır. İnternet gibi binlerce ağı birbirine bağlayan bir ağda yol bulmak, bazı araç ve yöntemler kullanmadan neredeyse imkânsız bir hal almıştır. Çünkü sürekli değişen ve genişleyen bir yapıda neyin nerde olduğunu bilmek mümkün

olmamaktadır (Geray, 2003: 21). Bu doğrultuda internet kullanımını kolaylaştırmak ve ağlardaki kopukluğu gidermek amacıyla önce GOPHER ve ardından World Wide Web (WWW) sistemleri geliştirilmiştir.

1991 yılına Minnesota Üniversitesi’nin geliştirdiği “GOPHER” adlı sistem tüm dünyada büyük bir yankı bulmuştur. Bu sistemin amacı, kampüs içerisindeki yerel ağı kullanarak dosya ve bilgilere kolay ulaşılmasını sağlayan bir menü sistemi oluşturmaktı. GOPHER, kısa süre içerisinde 10.000’i aşkın kullanıcıya hizmet eder bir duruma ulaşınca tüm çabalar bu sisteme yoğunlaşmıştır. Çünkü GOPHER sisteminde sadece bir menüyle istenilen bilgiye ulaşmak olanaklı hale gelmiştir. GOPHER sistemi, diğer üniversitelerin de dikkatini çekmiş ve sistem daha da geliştirilmiştir (Özbay ve Yetişener, 2002: 16).

1992 yılında Tim Berners Lee ve arkadaşları bilgi dağıtımında kullanılmak üzere GOPHER’ den daha iyi bir protokol geliştirmişlerdir. World Wide Web (WWW) şeklini alan bu protokol, hipermetin (hypertext) adı verilen sayfalardan oluşmaktadır ve metindeki belli yerlere ve başka metinlere ulaşan bağlantıların (link) konulmasını içermektedir (Özbay ve Yetişener, 2002: 16). Böylece WWW hizmeti, çeşitli internet hizmetlerinin üzerine üst metin ve çoklu ortam uygulamaları getirmiştir. WWW hizmeti sunan birimlerden doğrudan adresleme yaparak çeşitli içerik, hizmet ve uygulamalara başlamak mümkün hale gelmiştir. WWW kısmına anahtar kelimeler girilerek tarama yapılabilmektedir (Geray, 2003: 22). İnternetin gelişmesinin arkasında WWW teknolojisinin önemi oldukça fazladır. Web teknolojisi, bilimsel amaçlarla kurulan interneti gazete sütunlarına, televizyonlara, reklamlara ve ilgisiz birçok kişinin yaşamına sokan bir güç olmuştur (Gürcan, 1999: 44).

1990’lı yıllar, internet tarihinde bir dönüm noktasını oluşturmaktadır. WWW teknolojisi sayesinde kendi ve şirketleri adına site açanların sayısı giderek artmıştır. Kişisel bilgisayar pazarındaki gelişmeye paralel olarak internet de hızla yaygınlaşmaya başlamıştır. Bu dönemde internette gezinmeyi sağlayan ve adına tarayıcı (browser) denilen yazılımlar geliştirilmiştir (Basım, 2002: 14). Böylece 1990’ların başına kadar hükümet tarafından finanse edilen ve hükümet işleri için kullanılan internet, 1990’lardan itibaren ticari firmalarında yer aldığı bir mecraya

dönüşmüştür (Sağıroğlu, 2001: 17). DELPHİ adlı servis, abonelerine internet ulaşım hizmeti veren ilk ulusal ticari online servisi olmuştur. 1992 yılında e-mail hizmetleriyle başlayan bu şirket 1992’de internet hizmetine geçmiştir (Özbay ve Yetişener, 2002: 19). 1995 yılına gelindiğinde internet üzerindeki tekel ortadan kalkmış ve internet işletmeciliği tümden özel işletmeciliğin eline geçmiştir (Tokgöz, 2013: 110). Ticari kullanıma ilişkin ilk kurallar ve sınırlamalar da Mayıs 1995’de ABD’deki Ulusal Bilim Vakfı’nın desteğini çekmesiyle ortaya çıkmaya başlamıştır. Ticari trafik, AOL, Prodigy ve NETCOM, UUNET, ANS, PSINet ve CompuServe gibi ticari ağlara geçmiştir (Taştan, 1998: 5).

2000’li yıllara gelindiğinde internet, medya ve dünya borsalarında merkezi bir konuma gelmiştir. ABD’de internet adreslerinin sonu “com” ile biten şirketlerin borsadaki değerleri yükseliş göstermiş ve yatırımcılar bu şirketlere yatırım yapmaya başlamışlardır. Bir yandan paralı içerik sunan siteler diğer yandan reklam-pazarlama aracı olarak kullanım, internetin giderek ticarileşmesini sağlamıştır. İnternet mecrasında yer almayan kuruluşlar, sektörlerinde etkinliklerini kaybetmeye başlamışlardır. İnternette yer alan şirketle ise eleman istihdamını en aza indirmişler, yayıncılık ve pazarlama alanında dağıtım sorunlarını çözmüşlerdir. Bu avantajlarla yatırımcılara büyük kar sağlayan internet kuruluşlarının borsa değerlerinin de hızla arttığı görülmüştür (Başaran, 2005: 37; Atabek, 2005: 68).

Her geçen gün kullanıcı sayısının katlanarak artması nedeniyle internet, günümüzde sadece bilgisayarla bağlantı kurulan bir araç olmaktan çıkmış ve başta cep telefonları olmak üzere internete erişim sağlayan pek çok teknolojik araç üzerinden kullanılmaya başlanmıştır (İnan, 1998: 7). Dünyada internet kullanım oranlarını belirlemek amacıyla www.internetworldstats.com web sitesi tarafından yapılan çalışmanın 2014 yılı verileri, internetin dünya genelinde ulaştığı kullanıcı sayısının yaygınlığını göstermektedir.5

5 www.internetworldstats.com sitesi, belirli zaman aralıklarıyla dünyada internet kullanımına yönelik