• Sonuç bulunamadı

Yeni medyada gerçeğin yeni inşacıları: Okurlar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yeni medyada gerçeğin yeni inşacıları: Okurlar"

Copied!
212
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

GAZETECİLİK ANABİLİM DALI

GAZETECİLİK BİLİM DALI

YENİ MEDYADA GERÇEĞİN YENİ İNŞACILARI:

OKURLAR

Fırat ATA

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

Prof. Dr. Ahmet Yalçın KAYA

(2)
(3)
(4)

ÖNSÖZ VE TEŞEKKÜR

Bu çalışmada gerçeğin inşası hem teorik hem de okur yorumları üzerinden uygulamalı olarak çözümlenmeye, yeni medya ve yeni teknoloji üzerinden açıklanmaya ve tartışılmaya çalışılmıştır. Çalışma oldukça yeni bir olgu sayılabilecek internet gazeteciliği ve internet gazeteciliğinde üretilerek yayınlanan haberlere yapılan okur yorumlarına odaklanmıştır.

Bu çalışma uzun süre Türkiye gündeminde kalan “Gezi Parkı” eylemlerinin toplumsal boyutlarını betimlemesi açısından önemlidir. Bu yüksek lisans tezi “okur yorumları” üzerine yapılan az sayıda çalışmadan biri olması nedeniyle daha sonra bu konuda yapılacak bilimsel çalışmalara önemli veriler sunması beklenmektedir. Çalışma, Kültürel Çalışmaların internet gazeteciliğiyle yeni bir boyut kazandığını ortaya koyması açısından da önemlidir. Okurlar, Kültürel Çalışmalarda mücadele alanı olarak görülen habere “haber yorumlarını” da eklemişlerdir. Okurlar, haberde sunulanları farklı okuma türleriyle değerlendirerek gerçeğin yeni inşacıları konumuna gelmişlerdir. Araştırmada okurların internet gazeteciliğinde bir gazeteci gibi haberleşme sürecine dâhil olabildikleri ve düşüncelerini belirtebildikleri görülmüştür. Bu veri, geleneksel yapıda haber karşısında belirli sınırlar içinde kalan okurların internet teknolojisiyle elde ettiği konumu göstermesi açısından önemlidir.

Tezin her aşamasında bilgi ve deneyimleriyle bana rehber olan danışman hocam Prof. Dr. Ahmet Yalçın KAYA’ya, lisans-yüksek lisans dönemleri ve sonrasında kendilerinden çok şey öğrendiğim Doç. Dr. Banu TERKAN’a ve Doç. Dr. Şükrü BALCI’ya, tezime verdiği katkılardan dolayı Yrd. Doç. Dr. Yasin BULDUKLU’ya teşekkürlerimi sunarım.

Eğitim hayatım boyunca her zaman yanımda olan aileme ve lisans-yüksek lisans sürecinin her aşamasını beraber geçtiğim arkadaşım Cihan ÇAKIR’a teşekkürü bir borç bilirim.

(5)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

ÖZET

Yirmi birinci yüzyılda internet teknolojisinde yaşanan gelişmeler, geleneksel gazetecilik üzerinde etkili olduğu gibi internet gazeteciliğinin de ortaya çıkmasını sağlamıştır. İnternet gazeteciliği, kendine özgü özellikleriyle okurların sürece etkin bir şekilde katılabilmelerine olanak tanımaktadır. İnternet gazetelerinde yayımlanan haberlere yorum yaparak düşüncelerini belirtebilen okurların bu süreçte nasıl tepki verdikleri ve haberde sunulanları nelerle ilişkilendirdikleri cevaplanması gereken önemli sorulardır.

Bu çalışmada milliyet.com.tr, hürriyet.com.tr, sabah.com.tr ve gazetevatan.com internet gazetelerinde bir aylık süre içerisinde yayımlanan “Gezi Parkı” temalı 2.332 haber ve bu haberlere yapılan 12.270 okur yorumu, “içerik çözümlemesi” yöntemiyle analiz edilmiştir. Yapılan analizlerle okurların haberler karşısında kendi gerçekliklerini inşa etme süreçleri çeşitli açılardan açıklanmaya çalışılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Yeni Medya, İnternet Gazeteciliği, Gerçeğin İnşası, Okur Yorumları, Okuma Türleri, Kültürel Çalışmalar, Gezi Parkı Eylemleri, İçerik Çözümlemesi.

Öğre

n

cin

in

Adı Soyadı Fırat ATA Numarası: 124222001005

Ana Bilim / Bilim

Dalı Gazetecilik Anabilim Dalı / Gazetecilik Bilim Dalı

Danışmanı Prof. Dr. Ahmet Yalçın KAYA

Programı Tezli Yüksek Lisans

Tez Adı YENİ MEDYADA GERÇEĞİN YENİ

(6)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

SUMMARY

The developments of the internet technology in the 21st century has affected the traditional journalism as well as leading into the creation of the internet journalism. The internet journalism with its own special properties, it allows readers to contribute to the process in an effective way. By commenting the news items on the internet, how readers react to and with what they relate the material are the significant questions to be answered.

This study has been conducted upon the news from milliyet.com.tr, hürriyet.com.tr, sabah.com.tr and gazetevatan.com during a period of a month, the news which is called “Gezi Park” in between 2.332 news and 12.270 comments by the use of content analyses method. During those analyses, it has been tried to be explained how the readers construct their realities from different perspectives.

Key Words: New Media, The Internet Journalism, Construction of Reality, Readers’ Comments, Types of Reading, Cultural Studies, Gezi Park Acts, Content Analyses.

Öğre

n

cin

in

Adı Soyadı Fırat ATA Numarası: 124222001005

Ana Bilim / Bilim

Dalı Gazetecilik Anabilim Dalı / Gazetecilik Bilim Dalı

Danışmanı Prof. Dr. Ahmet Yalçın KAYA

Programı Tezli Yüksek Lisans

Tezin İngilizce Adı THE NEW CONSTRUCTERS OF TRUTH IN

(7)

TABLOLAR LİSTESİ

Sayfa No

Tablo 1: Dünyada İnternet Kullanım Oranları ... 23

Tablo 2: İnternet Gazeteleri ve Yorum Yüzdelerinin Zamansal Dağılımı Çapraz Tablo ... 91

Tablo 3: Yorum Yapılan Haberlerin Konuları Çapraz Tablo ... 94

Tablo 4: Yorum Yapılan Haber Kaynakları Çapraz Tablo ... 97

Tablo 5: Yorum Yapılan Haberlerdeki Nesnel Gerçeklik Süreçleri Çapraz Tablo ... 104

Tablo 6: Yorum Yapılan Haberlerin Yazım Stratejileri Çapraz Tablo ... 106

Tablo 7: Yorum Yapılan Haberlerin Yazım Teknikleri Çapraz Tablo ... 108

Tablo 8: Yorumcuların Kendilerini Tanımlama Şekilleri Çapraz Tablo ... 110

Tablo 9: Yorumcuların Eylemleri Tanımlama Şekilleri Çapraz Tablo ... 113

Tablo 10: Yorumcuların Eylemlere Katılanları Tanımlama Şekilleri Çapraz Tablo ... 118

Tablo 11: Yorumcuların Gerçekleştirdiği Okuma Türleri Çapraz Tablo ... 123

Tablo 12: Yorum Konuları ve Haber İlişkisi Çapraz Tablo ... 125

Tablo 13: Yorumlarda Değinilen Temalar Çapraz Tablo ... 127

Tablo 14: Yorumlarda Adı Geçen Kurum ve Kuruluşlar Çapraz Tablo ... 132

Tablo 15: Yorumcuların Okur Profilleri Çapraz Tablo ... 138

Tablo 16: Yorumlardaki Nesnel Gerçeklik Süreçleri Çapraz Tablo ... 140

Tablo 17: Yorumlardaki Öznel Gerçeklik Süreçleri Çapraz Tablo ... 142

Tablo 18: Haberlerdeki Nesnel Gerçeklik Süreçleri ve Haber Konuları Ki Kare Testi ... 144

Tablo 19: Haberlerdeki Nesnel Gerçeklik Süreçleri ve Haber Yazım Stratejileri Ki Kare Testi ... 146

Tablo 20: Haberlerdeki Nesnel Gerçeklik Süreçleri ve Haber Yazım Teknikleri Ki Kare Testi ... 147

Tablo 21: Haberlerdeki Nesnel Gerçeklik Süreçleri ve Yorumcuların Kendilerini Tanımlama Şekilleri Ki Kare Testi ... 149

Tablo 22: Haberlerdeki Nesnel Gerçeklik Süreçleri ve Yorumcuların Eylemleri Tanımlama Şekilleri Ki Kare Testi ... 151

Tablo 23: Haberlerdeki Nesnel Gerçeklik Süreçleri ve Yorumcuların Eylemlere Katılanları Tanımlama Şekilleri Ki Kare Testi ... 154

Tablo 24: Haberlerdeki ve Yorumlardaki Nesnel Gerçeklik Süreçleri Ki Kare Testi ... 157

Tablo 25: Okuma Türleri ve Haberlerdeki Nesnel Gerçeklik Süreçleri Ki Kare Testi ... 158

Tablo 26: Okuma Türleri ve Yorum Konuları İlişkisi Ki Kare Testi ... 159

Tablo 27: Okuma Türleri ve Yorumlarda Değinilen Temalar Ki Kare Testi ... 161

Tablo 28: Okuma Türleri ve Okur Profilleri Ki Kare Testi ... 163

Tablo 29: Okuma Türleri ve Yorumlardaki Nesnel Gerçeklik Süreçleri Ki Kare Testi ... 164

Tablo 30: Okuma Türleri ve Yorumlardaki Öznel Gerçeklik Süreçleri Ki Kare Testi ... 166

Tablo 31: Okur Profilleri ve Yorumlardaki Nesnel Gerçeklik Süreçleri Ki Kare Testi ... 167

Tablo 32: Okur Profilleri ve Yorumlardaki Öznel Gerçeklik Süreçleri Ki Kare Testi ... 168

Tablo 33: “Gezi Parkı” Temalı Toplam ve Yorum Yapılan Haber Sayıları ... 174

(8)

KISALTMALAR LİSTESİ AB Bakanı: Avrupa Birliği Bakanı

ABD: Amerika Birleşik Devletleri AKP: Adalet ve Kalkınma Partisi

ARPANET: Amerikan Askeri Araştırma Projesi BDP: Barış ve Demokrasi Partisi

CHP: Cumhuriyet Halk Partisi

DARPA: Defence Advanced Research Projects Agency DİSK: Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu

EARN: Europian Academic and Research Network KESK: Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu MHP: Milliyetçi Hareket Partisi

NICDDN: Network Information Center of the Defense Data Network SSCB: Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği

TBMM: Türkiye Büyük Millet Meclisi TDB: Türk Dişhekimleri Birliği

TOBB: Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği TTB: Türk Tabipler Birliği

TTNET: Türk Telekom İnternet

TURNET: Türk Telekomünikasyon Ulusal İnternet Altyapı Ağı TUVAKA: Türkiye Üniversiteler ve Araştırma Kurumlan Ağı TÜBİTAK: Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu TÜSİAD: Türk Sanayiciler ve İş Adamları Derneği

ULAKBİM: Akademik Ağ ve Bilim Merkezi ULAKNET: Ulusal Akademi Ağı

(9)

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ VE TEŞEKKÜR ... i ÖZET ... ii SUMMARY ... iii TABLOLAR LİSTESİ ... iv KISALTMALAR LİSTESİ ... v GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM YENİ MEDYA TEKNOLOJİSİ OLARAK İNTERNET 1.1. 21. Yüzyılda Medyanın Genel Görünümü ... 5

1.2. Yeni Medya Kavramı ... 6

1.3. Yeni Medyanın Teknolojik Temeli: Yöndeşme ve Sayısallaşma ... 8

1.4. Yeni Medya ve Geleneksel Medya Arasındaki Farklar ... 10

1.4.1. Yeni Medyada İletişim Sürecinin İşleyişi ... 12

1.4.2. Yeni Medyada İletişim Sürecinde Enformasyon ... 13

1.5. Yeni Medya Teknolojisi Olarak İnternet ... 14

1.6. Dünyada ve Türkiye’de İnternetin Tarihçesi ... 18

1.6.1. Dünyada İnternetin Tarihçesi ... 19

1.6.2. Dünyada İnternet Kullanım Oranları ... 23

1.6.3. Türkiye’de İnternetin Tarihçesi ... 24

1.6.4. Türkiye’de İnternet Kullanımına Yönelik Bazı Araştırmalar ... 25

İKİNCİ BÖLÜM İNTERNET GAZETECİLİĞİ 2.1. İnternet Gazeteciliği ... 27

2.2. İnternet Gazeteciliğinin Özellikleri ... 30

2.3. İnternet ve Değişen Gazetecilik ... 37

2.3.1. İnternet Gazeteciliğinde Okur ... 37

2.3.2. İnternet Gazeteciliğinde Gazeteci ... 38

2.3.3. İnternet Gazeteciliğinde Finansman Kaynakları ... 40

2.3.4. İnternet Gazeteciliğinde Haber ... 41

2.3.5. İnternet Gazeteciliğinde Haber Kaynağı ... 43

(10)

2.4. Dünyada ve Türkiye’de İnternet Gazeteciliği ... 47

2.4.1. Dünyada İnternet Gazeteciliği ... 47

2.4.2. Türkiye’de İnternet Gazeteciliği ... 48

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM OKUMA TÜRLERİ VE GERÇEĞİN İNŞASI 3.1. Kültürel Çalışmalar ... 50

3.1.1. Kültürel Çalışmalarda Medya ... 53

3.1.2. Okuma Türleri ve Okurların Okuma Sürecindeki Rolü ... 56

3.2. Gerçek ve Gerçeklik Kavramları ... 62

3.2.1. Gerçek ve Gerçeklik ... 62

3.2.2. İletişim Alanındaki Çalışmalarda Gerçeklik Kavramı ... 64

3.2.3. Kurgulanmış Medya Gerçekliği ... 65

3.2.4. Toplumsal Gerçekliğin İnşası ... 66

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM GEZİ PARKI EYLEMLERİ 4.1. Bir Toplumsal Hareket Olarak Gezi Parkı Eylemleri ... 71

4.2. Gezi Parkı Hakkında Genel Bilgiler ... 76

4.3. Siyaset Açısından Gezi Parkı Eylemleri ... 78

4.4. Kültürel Açıdan Gezi Parkı Eylemleri ... 79

4.5. Medya Açısından Gezi Parkı Eylemleri ... 80

BEŞİNCİ BÖLÜM UYGULAMA İNTERNET GAZETECİLİĞİNDE GERÇEĞİN YENİ İNŞACILARI: YORUMCULAR 5.1. Araştırmanın Yöntemi ... 83 5.1.1. Yöntem ... 84 5.1.2. Amaç ... 86 5.1.3. Önem... 86 5.1.4. Araştırma Soruları ... 86 5.1.5. Sınırlılıklar ... 87 5.1.6. Evren ve Örneklem ... 87

(11)

5.1.7. Verilerin Elde Edilmesi ve Kullanılan Testler ... 88

5.1.8. Tanımlar ... 89

5.2. Bulgular ve Yorumlar ... 91

5.2.1. İnternet Gazeteleri ve Yorum Yüzdeleri ... 91

5.2.2. Yorum Yapılan Haberlerin Konuları ... 94

5.2.3. Yorum Yapılan Haberlerin Kaynakları ... 97

5.2.4. Yorum Yapılan Haberlerdeki Nesnel Gerçeklik Süreçleri ... 104

5.2.5. Yorum Yapılan Haberlerin Yazım Stratejileri ... 106

5.2.6. Yorum Yapılan Haberlerin Yazım Teknikleri ... 108

5.2.7. Yorumcuların Kendilerini Tanımlama Şekilleri ... 110

5.2.8. Yorumcuların Eylemleri Tanımlama Şekilleri ... 113

5.2.9. Yorumcuların Eylemlere Katılanları Tanımlama Şekilleri ... 118

5.2.10. Yorumcuların Gerçekleştirdiği Okuma Türleri ... 123

5.2.11. Yorum Konuları ve Haber İlişkisi ... 125

5.2.12. Yorumlarda Değinilen Temalar ... 127

5.2.13. Yorumlarda Adı Geçen Kurum ve Kuruluş İsimleri ... 132

5.2.14. Yorumcuların Okur Profilleri ... 138

5.2.15. Yorumlardaki Nesnel Gerçeklik Süreçleri ... 140

5.2.16. Yorumlardaki Öznel Gerçeklik Süreçleri ... 142

5.2.17. Haberlerdeki Nesnel Gerçeklik Süreçleri ve Haber Konuları .. 144

5.2.18. Haberlerdeki Nesnel Gerçeklik Süreçleri ve Haber Yazım Stratejileri ... 146

5.2.19. Haberlerdeki Nesnel Gerçeklik Süreçleri ve Haber Yazım Teknikleri ... 147

5.2.20. Haberlerdeki Nesnel Gerçeklik Süreçleri ve Yorumcuların Kendilerini Tanımlama Şekilleri ... 149

5.2.21. Haberlerdeki Nesnel Gerçeklik Süreçleri ve Yorumcuların Eylemleri Tanımlama Şekilleri ... 151

5.2.22. Haberlerdeki Nesnel Gerçeklik Süreçleri ve Yorumcuların Eylemlere Katılanları Tanımlama Şekilleri ... 154

5.2.23. Haberlerdeki ve Yorumlardaki Nesnel Gerçeklik Süreçleri ... 157

5.2.24. Okuma Türleri ve Haberlerdeki Nesnel Gerçeklik Süreçleri.... 158

5.2.25. Okuma Türleri ve Yorum Konuları İlişkisi ... 159

5.2.26. Okuma Türleri ve Yorumlarda Değinilen Temalar ... 161

(12)

5.2.28. Okuma Türleri ve Yorumlardaki Nesnel Gerçeklik Süreçleri .. 164

5.2.29. Okuma Türleri ve Yorumlardaki Öznel Gerçeklik Süreçleri ... 166

5.2.30. Okur Profilleri ve Yorumlardaki Nesnel Gerçeklik Süreçleri .. 167

5.2.31. Okur Profilleri ve Yorumlardaki Öznel Gerçeklik Süreçleri.... 168

5.2.32. İnternet Gazetelerinde En Çok Yorum Yapılan Haberler ... 169

5.2.33. Sayısal Olarak Gezi Parkı Haber ve Yorumları ... 174

SONUÇ VE TARTIŞMA ... 177

KAYNAKÇA ... 179

EKLER ... 196

EK 1: İÇERİK ÇÖZÜMLEMESİ KODLAMA CETVELİ ... 196

EK 2: İÇERİK ÇÖZÜMLEMESİ KODLAMA ÖLÇEĞİ ... 199

(13)

GİRİŞ

Yirmi birinci yüzyılda medya, interneti bir araç ve bir mecra olarak kullanmaya başlamıştır. Yöndeşme ve sayısallaşma teknolojik alt yapıları sayesinde medyanın internette yer almaya başlaması “Yeni Medya” olarak adlandırılan bir yapının oluşmasını sağlamıştır. “Etkileşim, kitlesizleştirme ve eş zamansız olabilme” özellikleriyle geleneksel medyadan farklılaşan yeni medyada herkes, katılımcı, enformasyon tüketicisi ve üreticisi konumundadır.

Yeni medyada iletişim teknolojilerinin sağladığı olanaklar, interneti habercilik sektörü için vazgeçilmez bir mecra haline getirmiştir. Geleneksel gazetelerin internette yayın yapmaya başlamasıyla “İnternet Gazeteciliği” olarak adlandırılan yeni bir alan oluşmuştur. İnternet gazeteciliği, başlangıçta geleneksel gazetelerin sanal versiyonları iken zaman içerisinde bir gazetecilik türü haline gelmiştir. İnternet gazeteciliği hiper-metinden yaralanma, etkileşim, depolama ve arşivleme, multi-medya, taze haber sunma, ucuz maliyetli olma ve kişiselleştirme gibi özellikleriyle geleneksel gazetecilikten farklılaşmaktadır. İnternet gazeteciliğinin geleneksel gazetecilikten farklılaşması, okur, gazeteci, finansman kaynakları, haber, haber kaynağı ve haber yazım teknikleri gibi gazeteciliğe ait terimlerin değişmesine veya yeniden tanımlanmasına neden olmuştur.

İnternet gazeteciliği, sahip olduğu teknolojik özelliklerle geleneksel gazetecilikten farklı bir yapıya bürünse de iki gazetecilik türü içinde “haber gerçekliği ve haberdeki gerçeklik sürecinde okurların konumu” iki önemli ortak konu olarak güncelliğini korumaktadır. Medya gerçekliği ile ilgili araştırmalar Liberal ve Eleştirel olmak üzere iki temel yaklaşım çerçevesinde ele alınmaktadır. Liberal Yaklaşıma göre haber, gerçekleri yansıtan metinlerdir. Eleştirel Yaklaşımda ise haber, ekonomi, politik ve kültürel etkenlerden etkilenerek oluşturulan gerçek olması mümkün olmayan kurgusal metinlerdir. Medya gerçekliği sürecinde ele alınan önemli bir diğer konuda medya metinleri karşısında okurların nasıl konumlandığıdır. Liberal Yaklaşıma göre okur, pasif bir görüntü çizerek haberde sunulanları sorgulamadan kabul etmektedir. Eleştirel Yaklaşımda ise okur, haberde sunulanları aynen kabul etmez; çünkü haberin pek çok etken çerçevesinde oluşturulmuş kurgusal metin olduğunun farkındadır. Alıcı konumunda bulunan okurların haberde sunulanlar karşısında kendi gerçekliklerini inşa

(14)

etme sürecine haberin gerçekliğini sunulduğu gibi kabul ederek mi yoksa kendi referans çerçevesiyle bir gerçeklik oluşturarak mı katıldığı soruları Eleştirel Yaklaşımlarda Kültürel Çalışmalar içerisinde cevap bulmaktadır.

Kültürel Çalışmalar içerisinde haber ve gerçeklik ilişkisinde okurların rolü üzerine odaklanan Stuart Hall’a göre okur, medyanın sunduğu gerçekliği her zaman egemen okuma yaparak aynen kabul etmek zorunda değildir. Okur, metinlerde ele alınan kodlara tartışmalı veya karşıt bir okuma gerçekleştirerek kendi tutumunu ortaya koyabilmekte ve medya gerçekliğinin karşısında kendi gerçekliğini oluşturabilmektedir. Stuart Hall gibi Umberto Eco da metin karşısında okura odaklanan isimlerden biridir. Eco’ya göre okur, metinlere yaptıkları yorumlarla örtük bir okuma gerçekleştirebileceği gibi ampirik bir okuma ile de kendi gerçekliğini oluşturabilir.

Bu tez çalışması geleneksel gazetecilikte pek çok defa sorgulanan gerçeklik sürecini internet gazeteciliğiyle değişen terimlerden biri olan “okur” kavramıyla incelemeyi amaçlamaktadır. Geleneksel gazetecilikte habere sınırlı bir şekilde cevap verebilen okur, internet gazeteciliğinde yorum yaparak kendi düşüncelerini belirtebilmektedir. Okurların haberlerde sunulan gerçeklik karşısında kendi gerçekliklerini inşa etme süreci, başlangıçta bir çevre hareketi olarak başlayan ve sonraki süreçte pek çok kesimin katıldığı eylemlere dönüşen “Gezi Parkı” temalı haberlere yapılan yorumlar incelerek açıklanmaya çalışılmıştır.1

1 Türkiye’de okuyucu yorumları üzerine yapılan yüksek lisans ve doktora düzeyindeki çalışmalar şu

şekildedir:

Ziya Kıvanç El, “İnternet Haber Yorumları ve Demokrasi: 2007 Yılı Seçimlerinde İnternet Haber Sitelerindeki Okuyucu Yorumları Üzerine Bir İnceleme” adlı yüksek lisans tezinde internet okuyucularının demokratikleşmeyle olan ilişkisini incelemiştir. Çalışmada elde edilen veriler internetin “okurlara yorum yapma imkânı tanıması ve yurttaşların bu imkândan faydalanıp siyasal alana dâhil olmasıyla” edilgen yurttaşı aktif hale getirdiği sonucuna varılmıştır. Yorumlarla oluşturulan kamusal alan, egemen söylem içerisindeki gündemle var olmaktadır (2010: 122, 124).

Murat Kaya “İnternet Gazetelerinde Okuyucu Yorumları ve İnteraktif Etkileşim” adlı yüksek lisans tezinde internet gazeteciliğinin yapısı, işleyişi ve okuyucuyla olan ilişkisini “okuyucu yorumları” çerçevesinde ele alarak okuyucu ve gazete editörlerinin interaktif etkileşimini incelemektedir. Kolay ve sınırlandırılamayan erişim olanağının interneti alternatif medya içeriği sunabilme açısından önemli kıldığını belirten Kaya’ya göre haber içerikleri internetle beraber tüm kullanıcılara ulaşmaktadır (2010: 105-106).

(15)

Çalışmanın birinci bölümünde yirmi birinci yüzyılda medyanın genel görünümü, yeni medya kavramı, yeni medyanın teknolojik temelleri, yeni medya ve geleneksel medya arasındaki farklar ele alınmıştır. Yeni medya kavramsallaştırmasında merkezi bir konumda olan internet teknolojisi ve tarihçesi de konu bütünlüğüne katkı sağlaması açısından açıklanan konular olmuştur.

Çalışmanın ikinci bölümünde internet teknolojisinin haberleşme süreçlerine dâhil olmasıyla yeni bir tür olarak adlandırılan internet gazeteciliğinin tanımı, özellikleri, sahip olduğu özelliklerle gazetecilikte değiştirdiği terimler ve Dünyada ve Türkiye’deki tarihsel süreci ele alınmıştır.

Çalışmanın üçüncü bölümünde çalışmanın ana sorunsalı olan okuma türleri ve gerçekliğin inşası konuları ele alınmıştır. Okuma türleri başlığıyla Kültürel Çalışmalar, Kültürel Çalışmalarda medya, okuma türleri ve okurların okuma sürecindeki rolü, gerçeğin inşası başlığıyla ise gerçek ve gerçeklik kavramları, iletişim alanındaki çalışmalarda gerçeklik kavramı, kurgulanmış medya gerçekliği ve toplumsal gerçekliğin inşası konuları incelenmiştir.

Çalışmanın dördüncü bölümünde incelenen örnek olay olan “Gezi Parkı” eylemleri toplumsal dinamikler çerçevesinde ele alınmış ve eylemler hakkında genel bilgiler verilerek siyaset, kültür ve medya açılarından “Gezi Parkı” eylemleri açıklanmaya çalışılmıştır.

Çalışmanın beşinci bölümünde araştırmanın yöntem kısmı ve uygulama kısmı açıklanmıştır. Yöntem kısmı ile araştırma kapsamında kullanılan içerik çözümlemesi yöntemi, araştırmanın amacı, önemi, soruları, sınırlılıkları, evren ve örneklemi, tanımları ve verilerin elde edilmesiyle ilgili açıklamalar yapılmıştır. Uygulama kısmında ise araştırma kapsamında analiz edilen haber ve yorumlara yönelik bulgulara ve yorumlara yer verilmiştir. Araştırmada haber içeriği ve haberde sunulan gerçeklik

Hülya Semiz Türkoğlu “İnternet Gazeteciliğinde İnteraktifleşen Okur Üzerine Bir Alan Araştırması” adlı doktora tezinde internet gazeteciliğinde interaktivitenin bir yapı taşı olan “okur yorumlarını” incelemiştir. İnteraktivite kavramıyla okur, gerekli gördüğünde düşüncesini/yorumunu yazmak için birçok olanağa sahip olmuştur. Okurun geleneksel medya karşısındaki edilgen konumu, internet gazeteciliğinde katılımcı bir şekle dönüşmüştür (2014).

(16)

ele alındıktan sonra habere yapılan yorumlarda kullanılan tanımlama şekilleri, okuma türleri, yorum içerikleri, okur profilleri ve gerçeklik ilişkileri analiz edilmiştir. Araştırma kapsamında incelenen internet gazetelerinde benzerlik ve farklılarda dikkat çeken özellikler de bu çalışma kapsamında belirtilmiştir. Bu çalışma internet gazetelerinde yorum yapan okurların haberde sunulanlar karşısında kendi gerçekliklerini inşa etme sürecini ele alan betimsel bir çalışmadır.

(17)

BİRİNCİ BÖLÜM

YENİ MEDYA TEKNOLOJİSİ OLARAK İNTERNET

Yirminci yüzyılın sonlarına doğru meydana gelen gelişmeler sonucu yeni özellikler kazanan medya, iletişim üzerine çalışan araştırmacılar tarafından yeni medya, yeni iletişim teknolojileri, yeni medya teknolojileri, yeni iletişim ortamları, sayısal medya, yeni sayısal medya gibi değişik isimlerle anılmaya başlanmıştır. Bu bölümde 21. yüzyılda medyanın genel görünümü, yeni medya kavramı, internet teknolojisinin teknik alt yapısı, yeni medyanın geleneksel yapıdan farklılığını gösteren özellikler ve bir iletişim aracı olarak internet konuları ele alınarak yeni medyaya yönelik temel bilgiler verilmeye çalışılmıştır. Bu bölümde internet kavramının tanımlaması, Dünyada ve Türkiye’de internetin ortaya çıkışı ve gelişimi konularına da yer verilerek internet teknolojisi detaylı bir şekilde ele alınmıştır.

1.1. 21. Yüzyılda Medyanın Genel Görünümü

Yirminci yüzyılın sonlarına doğru ortaya çıkan bir dizi teknolojik gelişme, iletişim alanının da değişmesine neden olmuştur. Özellikle internet ve bilgisayar teknolojisinde yaşanan gelişmeler, kitle iletişimi noktadan noktaya iletişim gibi kavramları aşarak yeni iletişim teknolojileri olarak adlandırılan bir alanın doğmasını yol açmıştır (Aydoğan, 2005: 259). Enformasyon çağı olarak nitelendirilen bu çağda haberleşme sistemleri değişmiş ve gelişmiştir. İnsanlar birbirlerine mektup atmak yerine bilgisayarlar aracılığıyla e-mailler göndermektedir. Bilgisayarlar sahip oldukları üstün bellekleri sayesinde insanların en çok başvurdukları ve işlerini kolayca hallettikleri vazgeçilmez bir araç olarak yaşamdaki yerini almış durumdadır (Şimşek, 2006: 254). Yirmi birinci yüzyılda enformasyon ve iletişim teknolojilerine çok yönlü bakmak gerektiğini belirten Gün’e göre, teknolojiyle ekonomideki üretim ve dağıtım süreçlerindeki bilgi vurgulanmaktadır. Yeni medya, iletişim araçlarındaki yapısal gelişime ve değişime gönderme yapmaktadır. Ağ toplulukları ya da ağ toplumu, kültürel hayatımızdaki değişimleri ve ilişkileri biçimlendiren bir güç haline gelmiştir (2013: 85). Yeni medyanın biçimlendirdiği yeni toplum yapılarıysa çoğu kez gerçek olmaktan çok sanal olmaktadır (Tosun, 2013: 120).

(18)

Yirmi birinci yüzyılın medya açısından en önemli özelliği, medyanın günlük kullanımda, evlerde önemli ve vazgeçilmez konuma gelmesidir. Medya artık insan yaşamının ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Kitle iletişim araçlarının hem sayı hem de çeşit olarak artış gösterdiği bu yüzyılda gazete, dergi, kitap, fotoğraf, film, radyo, televizyon, internet, video, bilgisayar, CD, VCD, DVD tüm dünyada kullanılmaktadır (Tokgöz, 2013: 87).

Yeni medya teknoloji, araç ve uygulamaları; bireylerin yaşamı bağlamında, iş ve boş zaman etkinliklerinin birbirine karıştığı, ekonomik aktivitelerinin zaman ve mekân sınırlarını zorlamaya başladığı, kültürel ve politik hayatın küreselleştiği bir dünyanın inşa edici güçlerinin başında gelmektedir (Sargın, 2015: 247). Yirmi birinci yüzyılda kültür, ekonomi ve siyasetin küreselleşmesine paralel olarak gelişen iletişim teknolojileri yüksek derecede bir “bağlantılılık” yaratmıştır. Bu süreçte ana aktör, bireylerin kendisi değil küresel sermayedir. Bu saptama bireylerin önemi olmadığı anlamına gelmemektedir. Bireyler bu yapıda küresel yapının tek tipleştirme yönünü iletişim eylemleriyle bozmaktadır. Bireysel deneyimlerin parçalara ayrılması internet tarafından tanımlanan iletişim formatı sayesinde gerçekleşmektedir. Bir diğer ifadeyle çelişkili gibi görünen parçalanma ve bütünleşme gibi süreçler aslında tek bir sürecinin farklı boyutlarını oluşturmaktadır. Web 2,0 temelli kişisel yayın ve kullanıcı üretimi içeriği bu sürecin somut örneğidir (Nalçaoğlu, 2007: 65). Yirmi birinci yüzyılda yaşanan teknolojik gelişmeler yeni medya olarak adlandırılan bir mecranın oluşmasını sağlamıştır.

1.2. Yeni Medya Kavramı

Kitle iletişim araçlarının yazı, ses ve görüntü gibi özelliklerinin internette yer almaya başlaması, yeni bir yapının oluşmasına, oluşan bu yapının da “Yeni Medya” olarak adlandırılmasına yol açmıştır (Geray, 2003: 20). Yeni iletişim ortamlarıyla aynı anlamda kullanılan yeni medya kavramı, 1970’lerde bilgi ve iletişim tabanlı araştırmalarda sosyal, psikolojik, ekonomik, politik ve kültürel çalışmalar yapan bilim adamları tarafından ortaya atılmış bir kavramdır. Yeni medya kavramı 1990’larda bilgisayar ve internet teknolojisiyle birlikte genişlemiş ve farklı boyutlara ulaşmıştır (Kara, 2013: 11). Geleneksel medya karşısında yer alan bu yeni medya, kitle izleyicisini bireysel kullanıcı olarak da kapsayabilen, kullanıcıların içeriğe veya

(19)

uygulamalara farklı zaman dilimlerinde ve etkileşim içinde erişebildikleri sistemler olarak tanımlanmaktadır (Sütçü ve Akyazı, 2005: 12). Bilgi ve İletişim Teknolojileri veya Bilişim Teknolojileri olarak da adlandırılan yeni medya, zaman-mekân sınırlaması olmadan büyük miktarlardaki mesajları, heterojen ve farklı mekânlarda bulunan büyük kitlelere ulaştırabilme özelliğine sahiptir. Bu özellik hem toplumsal yapının değişmesine hem de üretim ilişkilerinin yeniden düzenlenmesine neden olmaktadır (Algül ve Üçer, 2013: 19-20).

Yeni medya kavramıyla sayısal tabanlı iletişim kuran öğeler arasında karşılıklı ve çok katmanlı etkileşimin yüksek hızda gerçekleştiği iletişim araç ve kanalları kastedilmektedir (Erdem, 2011: 63). Bu araç ve kanallar, gündelik yaşamın her alanında yaygın kullanım pratikleri bulmakta ve gündelik yaşam pratiklerini etkilemektedir (Demir, 2013: 131). Toplumsal yaşamın bir takım gereksinimleri nedeniyle kullanım yoğunluğu sürekli artan yeni medya araçları, bilgisayar, internet, cep telefonları, oyun konsolları gibi tüm dijital teknolojileri kapsamaktadır (Binark, 2007: 21). Başlangıçta dijitalleşme ve etkileşimi ön plana çıkaran sadece bilgisayar ve internet teknolojileriyle ilişkilendirilen yeni medya kavramı, artık radyo, televizyon, sinema ve gazetecilik gibi birçok alanı kapsamakta ve bu alanlardaki değişimleri açıklamakta merkezi bir işlev görmektedir (Öz, 2012: 363).

Yeni medya, bir bölümü bilgisayarlara (bilgi-işlem) özgü işlemleri bir bölümü ise iletişim araçlarına (haberleşme-telekomünikasyon ve yayıncılık) özgü yapıları barındıran iki yönlü bir medyadır (Törenli, 2005: 87). Başaran’a göre sayısal teknolojilerin iletişim alanıyla birleşmesi niteliksel ve niceliksel değişimlerin belirmesinde etkili olmuştur. Niteliksel değişimler, kitle iletişimi, yüz yüze iletişim gibi farklı iletişim biçimlerinin aynı altyapıda birleşebilmesine olanak tanıyan yeni iletişim teknolojilerinin doğuşunda somutlaşırken; niceliksel değişimler, iletişim araçlarının ve altyapısının, mesajların üretilmesi, işlenmesi, saklanması ve dağıtılması aşamalarında maliyette ucuzlamaya ve kapasitede artışa ulaşmalarıyla sonuçlanmıştır (2005: 32). Bilginin sınırsız paylaşımına ve depolanmasına olanak vermesi, etkileşim özelliği, geleneksel medyada yer bulamayan bireylerin ve grupların seslerini duyurabilmelerini sağlaması, zaman, mekân ve coğrafi sınırların ortadan kalkması gibi

(20)

temel özellikleri nedeniyle yeni medya ortamları, kullanıcıların yaşamında önemli bir yere gelmiştir (Sayımer, 2014: 15).

İletişim araçlarının daha çok günümüze özgü olanlarını nitelendirmek için kullanılan yeni medya kavramındaki “yeni” ifadesiyle bağlantı ya da aktarım kanalları üzerinde yapılandırılmış olmak; yapay belleklere sahip olmak ve içeriğin yeniden üretilebilir ve çoğaltılabilir olması kastedilmektedir. Yeni medyayı en iyi karakterize eden özellik ise “sayısal” yapay belleğin, aktarıma, verileri işleme ya da verileri çoğaltmaya olanak tanımasıdır (Törenli, 2005: 87, 158). Yengin’e göre yeni medya tanımlamasında yeni kavramına yüklenen anlamda gözden kaçırılmaması gereken nokta; yeninin eskinin zıttı olmadığı aksine eskinin temeli üzerine kurulduğu başka bir anlatımla eskiyi de içinde bulundurduğudur. Yeni olanın eski niteliğini almasıysa teknolojik gelişmelere bağlı olmaktadır (2012a: 348.) Teknolojik yenilikler vasıtasıyla “dijitallik, etkileşimlilik, hiper-metinlilik ve modülerlik” bileşenleri, medyanın yeni sıfatını almasını sağlamıştır. Bu bileşenleriyle yeni medya, bireyleri ve toplumları yönlendirme, kontrol etme, düşündürme ve etkileme gücüne sahiptir (Yengin, 2012b: 131). Pavlik’e göre sayısal tabanlı yeni medya, interaktif olabilir, talep üzerine uyarlanabilir. Metin, görüntü, hareket eden resimler ve sesin yeni birleşimlerini bir araya getirebilir. Paylaşılan çıkar ve endişelere dayalı yeni toplumlar oluşturabilir ve diğer medyalardan daha fazla enformasyon alanı sunabilir (2013: 48). Bu anlamda yeni medya, felsefi, kültürel, ideolojik, sosyolojik ve ekonomik düzlemde tartışılan bir kavram olmakla beraber teknoloji tabanlı ve teknolojiye bağımlı olan bir olgudur (Ormanlı, 2012: 340).

Yeni medyanın oluşmasını kapsamının artmasını sağlayan sayısal tabanlı iletişimin kullanılabilmesi, yöndeşme ve sayısallaşma teknolojileriyle olanaklı hale gelmiştir. Yöndeşme ve sayısallaşmayla her türlü enformasyon bilgisayar ortamına aktarılarak kullanılabilmektedir.

1.3. Yeni Medyanın Teknolojik Temeli: Yöndeşme ve Sayısallaşma

Yeni iletişim teknolojilerinin oluşmasını sağlayan ekonomik ve toplumsal gelişmeler, telekomünikasyon ve veri iletişimi gibi çeşitli iletişim biçimlerinin yöndeşme alt yapısıyla giderek birbirine dönüştürmekte ve aralarındaki farklılıkları

(21)

yok etmektedir (Geray: 2003: 19). Yeni süreçte yöndeşmenin gerçekleştiği alanlar genellikle bilgi ve iletişim teknolojileri, telekomünikasyon ve medya olarak belirtilmiştir. Yöndeşme, daha önceleri teknolojik, sektörel ve düzenleme politikaları bakımından farklı olan alanların birbirlerine yakınlaşma sürecini başlatmıştır (Aydoğan, 2005: 260). Farklı iletişim teknolojilerine tek bir medya üzerinden erişimi mümkün kılan bu sürece “yakınsama” veya “yöndeşme” (convergence) denilmektedir (Tuncel, 2005: 91). Yöndeşme, sektörleri birbirine farklı yönlerden bağımlı hale getirip yeni bir üretim ve iletim çerçevesi çizmektedir. Yöndeşme, yeni teknoloji ve iş modellerinin bir sonucu ve piyasada yaratılan talebin yön verdiği bir süreçtir (Ayten, 2014: 96).

Yeni medyada yöndeşme teknolojisinin kullanılmasını mümkün kılan teknoloji (dijital) “sayısallaşmadır.” Çoğu zaman hatalı olarak eş anlamlı kullanılan yöndeşme ve sayısallaşma teknolojileri, birbirleriyle yakın ilişki içerisinde olup farklı anlamlar taşımaktadır. Sayısallaşma, yöndeşme teknolojisi için gerekli alt yapıyı oluşturan teknolojidir. Sayısal teknoloji; veri, ses, müzik, metin, fotoğraf, görüntü biçimindeki her türlü enformasyonun mikro-işlemciler yardımıyla bit’lere (0 ya da 1’lere) ya da bilgisayar diline dönüştürülmesidir. Sayısallaşma, iletişim sürecinde enformasyonun başlangıcından aktarımına kadar tüm süreçlerde altyapının tek bir ortak dil ve sistem üzerinden kurulmasıdır (Törenli, 2005: 98). Sayısallaşmayla türdeş hale gelen farklı enformasyon türleri, bilgisayarların oluşturduğu ağ üzerinde aynı biçimde iletilebilmektedir (Aydoğan ve Başaran, 2012: 220). Sayısallaşma, hem medya içeriğinin materyal boyuta olan bağımlılığından kurtulmasını hem de bu içeriğin geleneksel dağıtım kanallarından bağımsız, birçok farklı şekilde erişilebilir hale gelmesini sağlamaktadır (Kara, 2013: 9).

Yöndeşme ve sayısallaşmayla iletişim alt yapısındaki farklı aktarım kanalları ve donanımları, telefon ve bilgisayarlar arası veri iletişimi için bütünleşmiştir (Törenli, 2005: 125). Bu bütünleşmeler, günlük yaşamın neredeyse ayrılmaz parçası haline gelen iletişim aygıtlarının yeni medyanın araçları olmasını sağlamıştır (Büker, 2013: 138; Birsen, 2005: 69).

Yöndeşmeyle sayısal hale getirilmiş mesajların ayrıştırılması, depolanabilmesi, çoğaltılabilmesi, gerektiğinde yeniden ve farklı kompozisyonlarla birleştirilmesi kolaylaşmış ve bir o kadar da hızlanmıştır. Sayısallaşmanın iletişim araçlarında

(22)

sağladığı hız, haber bürolarının organizasyon yapılarından okur-izleyici eylemlerine kadar pek çok alanda değişiklik yaşanmasını sağlamıştır (Törenli, 2005: 95; Yıldırım, 2010: 230). Sayısallaşma ve yöndeşme sonucunda multi medya içeriklerinin ulusal ve uluslararası düzlemde ortak bir platformda yayını olanaklı hale gelmiştir. Böylece enformasyonun çok yönlü bir biçimde üretilmesi ve aynı çok yönlülükle dağıtımı/sunumu sağlanmaktadır (Büker, 2013: 137; Yıldırım, 2010: 231).

Telekomünikasyon amaçlı geliştirilen iletişim uydularının televizyon yayınlarını da taşır hale getirmesiyle ortaya çıkan uydu yayınları ya da bilgi-işlem ve telekomünikasyon olanaklarının bir araya getirilmesiyle oluşturulan veri şebekeleri, yöndeşmenin ilk sonuçları olarak belirmiştir (Tuncel, 2005: 92). Yöndeşmenin tipik örneklerinden biri, ülkemizde de uydu üzerinden başlayan sayısal televizyon yayıncılığıdır (Digitürk, Stardigital). Bu yayınlarda geleneksel radyo ve televizyon yayınlarını izlemenin ötesinde önerilen bir paketin içinden istediğiniz içeriği izlemek mümkündür (Geray: 2003: 19).

İletişim sektörü, yöndeşme ve sayısallaşma teknolojilerinin sunduğu olanaklar sayesinde internet ve bilişim ortamında yer almaya başlamıştır. İnternet, iletişim araçları tarafından kullanılan bir teknoloji olmakla beraber iletişim araçlarını da kendisine dâhil eden bir iletişim teknolojisi olarak konumlanmıştır. Yeni medya, sahip olduğu teknolojik özellikleriyle geleneksel medyadan farklı bir yapıya bürünmüştür. Bu da geleneksel medya ile arasında bir takım farklılıkların oluşmasına neden olmuştur.

1.4. Yeni Medya ve Geleneksel Medya Arasındaki Farklar

Yeni medya ve geleneksel medya arasındaki fark sadece ortaya çıkışlarındaki kronolojik farklılıkla sınırlı değildir. Yeni medyanın özellikleri, geleneksel medyadan farklı bir iletişim sürecini ve farklı bir enformasyon yapısını beraberinde getirmektedir.

Rogers, yeni medyanın özellikleri arasında yer alan üç özelliği ön planda çıkarmaktadır:

(23)

• Kitlesizleştirme: Büyük bir kullanıcı grubu içinde her bireyle özel mesaj değişimi yapılabilmesini sağlayacak kadar kitlesizleştirici olabilir.

• Eş zamansız olabilme: Yeni iletişim teknolojileri birey için uygun bir zamanda mesaj gönderme veya alma yeteneklerine sahiptir ve aynı andalık gerekliliğini ortadan kaldırırlar (Akt: Geray, 2003: 18-19).

Yeni medyayı geleneksel iletişim araçlarından ayıran en önemli özelliği, iletişim sürecinde etkileşimin kendisini güçlü bir biçimde göstermesinden kaynaklanmaktadır. Geleneksel iletişim ortamında iletişimde bulunan bireylerin iletişim sürecine müdahalesi sınırlı ölçüde olmaktadır. Yeni medya ortamında ise kullanıcının iletişim sürecindeki egemenliğine “etkileşim” özelliğiyle vurgu yapılmaktadır. Kullanıcı, iletişim sürecinin içinde aktif olarak yer alan bir öznedir (Timisi, 2003:132).

Yeni medyanın ikinci özelliği kitlesizleştirme özelliğidir. Kitlesizleştirme genel olarak kitle iletişim sisteminin kontrolünün mesaj yapıcıdan alıcıya doğru kaymasını ifade etmektedir. Yeni medyanın kitlesizleştirme özelliği, kullanıcılara istedikleri kişilerle istedikleri zaman veri alışverişi yapabilmelerine olanak sağlamaktadır (Timisi, 2003: 82). Yeni medyada kitlesizleştirme, tek tek bireylere ya da belirli gruplara özel-genel mesajlar iletme veya alma, bunlara vereceği yanıtlar için düşünme, zamanı ve yeri seçme olanağı verme yanında mesaj değişimi sağlama, aynı mesajı farklı kişi ya da gruplara yollama gibi önemli özelliklere sahiptir. Bu özellikle iletişim sürecinde denetimin bir bölümü kaynak yerine alıcıya geçmektedir (Törenli, 2005: 160).

Yeni medyanın üçüncü özelliği eş zamansız olabilme özelliğidir. Yeni iletişim teknolojilerini kullananlar iletişimi istedikleri zaman başlatabilmekte, dondurabilmekte ya da bitirebilmektedir. Bu özellik karşılıklı etkileşimden farklı olarak zaman boyutuyla ilişkilidir. Zamanlama ve iletişim sürecinde etkin olma, kontrolü bir ölçüde kaynaktan alıcıya doğru kaydırmaktadır. İnternete bağlı bir bilgisayar kullanıcısı gerekli yazılımı devreye soktuğunda daha önceden gönderilmiş e-posta, bilgisayarındaki posta kutusuna düşer ve okunmaya ya da yanıtlanmaya hazır hale gelir. Ancak iletişim sürecinde kontrollü alıcı açısından sınırlandıran ya da yeni medyanın kaynağa sunduğu olanakları (örneğin e-posta kutumuza ya da cep telefonlarımıza istediğimiz dışında “düşen” mesajları-spam) da atlamamak gerekir

(24)

(Törenli, 2005. 161). Yeni medyanın eş zamansız olabilme özelliğini Atabek, bir örnekle şu şekilde anlatmaktadır: “Örneğin radyo programı bir kere yayınlandıktan sonra sona erer ve bu en fazla bir kez daha dinlendikten sonra bu yayını dinlemeyenler yayını kaçırmış olur. Ama internetteki iletişim istenilirse eş zamanlı istenilirse de eş zamansız olarak işlemektedir” (2005: 75).

Yeni medyanın etkileşim, kitlesizleştirme ve eş zamansızlık özelliklerin elektronik posta hizmetiyle örneklendirerek açıklayan Geray’a göre elektronik posta hizmeti, yeni iletişim teknolojisi olarak değerlendirilebilir. Çünkü sistem, etkileşim için özel bir düzenleme getirmektedir. Alıcı, verici konumuna gelebilmekte ve mesaj üzerindeki denetimi artmaktadır. Kitlesizleştiricidir; çünkü adrese sahip olan milyonlarca kişiye veya bunlardan sadece birine mesaj gönderebilir. Eş zamansızlık özelliği bulunmaktadır; çünkü kullanıcılar mesajları farklı zamanlarda alabilmektedir (2003: 19). Yeni medyanın belirtilen üç özelliği, geleneksel iletişimden farklı bir iletişim sürecinin ve farklı bir enformasyon yapısının oluşmasını sağlamıştır.

1.4.1. Yeni Medyada İletişim Sürecinin İşleyişi

Yeni medyada iletişim süreci, geleneksel iletişim sürecinden farklılaşmaktadır. Geleneksel iletişim araçları dikey bir yapılanmaya dayalıdır. Mesaj üretimi, belirli bir merkezden kitle olarak tanımlanan heterojen toplumsal kesimlere doğrusal yolla iletilir. Mesajın üretilmesinde kitle belirleyici olmadığı gibi geri beslemede aracın sunduğu teknoloji de yeterli olmamaktadır. Kitlenin herhangi bir iletişim kanalına yönelik geri beslemesi yine başka bir iletişim kanalına ihtiyaç duymaktadır. İnternet ise iletişim sürecinde mesaj üretimi ve mesaj alımı arasındaki müdahale olasılıklarını artırmıştır. İnternet teknolojisinin karşılıklı etkileşime dayalı iletişim süreci teknik olarak şöyle işlemektedir:

• Noktadan noktaya iletişim: Tek bir kullanıcı, tek bir alıcıya mesaj gönderebilmektedir.

• Noktadan çok noktaya: Tek bir kullanıcının mesajını belirli sayıdaki alıcıya göndermesi ya da mesajın birden çok alıcıya gönderilmesini sağlayan bir uygulamadır.

(25)

• Noktadan sunucuya (Server):2 Tek bir kullanıcı sunucuya bir mesaj

göndermektedir. Bu sunucu mesajı herhangi bir kullanıcı için elverişli kılmaktadır.

• Noktadan servis sağlayıcı dar-yayıncılığa: Kullanıcının servis sağlayıcıya gönderdiği mesaj bu servis sağlayıcıyla ilişkili olan belirli bir grup kullanıcıya gönderilmektedir.

• Sunucu-geniş-yayıncılık: Bir servis sağlayıcı, mesajları diğer kullanıcılara açık olarak saklamaktadır. Kullanıcı, enformasyona anonim olarak erişebilmektedir. Web siteleri bunun için bir örnek olarak gösterilebilir. • Sunucu-dar-yayıncılık: Bir servis sağlayıcı, enformasyonu yalnızca belirli

bir gruba açık kılmaktadır (Timisi, 2003: 124).

Yemi medyada iletişim sürecinin teknik işleyişinde görüldüğü gibi bireyin sosyalleşmesine imkân tanıyan bir ağ yapısı söz konusudur. Yeni medyada iletişim sürecinde bireyin ön plana çıktığını belirten Sütçü ve Algül, internet sayfalarının yerini paylaşıma yönelik internet günlüklerine, tek kişilik bilgisayar oyunlarının yerini ağ üzerinden topluca oynanan bilgisayar ağlarına bıraktığını ifade etmektedir (2013: 75).

1.4.2. Yeni Medyada İletişim Sürecinde Enformasyon

Geleneksel medyadan farklı bir enformasyon şekli sunan internet, farklı medya formatlarındaki enformasyonun bilgisayar teknolojisine uygun hale gelmesini sağlamış; yüksek aktarım hızına sahip iletişim ağlarının geliştirilmesiyle de bu enformasyonun aktarılmasını mümkün hale getirmiştir (Aydoğan, 2012: 306). İnternet, yeni iletişim sürecinde diğer medyalarda daha fazla özgürlük olanağını içeriğinde barındırmaktadır. Geleneksel iletişim araçlarının çalışma pratiği eşik bekçiliği ya da kurumsal filtreler olarak tanımlanan bir yönteme dayanırken internette ise mesajların hangilerinin önemli olduğu, hangilerinin kamunun ilgisine sunulması gerektiği ya da hangilerinin dışlanması gerektiğini belirleyen bir eşik bekçiliği sistemi yoktur (Timisi, 2003: 178; Kazaz, 2007: 223). İletişim sürecinde mesaj, iletişim aracıdır. Mesajın özellikleri iletişim aracının özelliklerini şekillendirmektedir

2 Sunucu (Server), başka bilgisayarların kendine bağlanması için kullanılan bir bilgisayar ya da bu

(26)

(Castells, 2005: 455). Yeni medya içeriğinin oluşturulmasında kullanıcılara vurgu yapan Turan’a göre “üre-tüketiciler” tarafından dolaşıma dâhil edilen içerikler kullanıcı türevli içerikler olarak nitelendirilmektedir. Bu süreçte kullanıcılar hem içeriğin üreteni hem de tüketeni olmaktadır (2014: 107, 109).

İnternetle birlikte bir yandan gazete sahibi ve kendisine bağlı olan yazı işleri kadrosunun diğer yandan da okurlarına karşı sorumlu davranmak durumunda olan yazı işleri bölümünün bazı yetkileri okurun eline geçmeye başlamıştır (Karaduman,2005: 149). Ancak bu durum internetin bir düzensizlik içinde olduğu anlamına gelmemelidir. İnternette eşik bekçiliği aracılığıyla enformasyon gönderme, depolama ve geri çağırım işlemi, belirli alt kategorilere ayıran sınıflandırma işlemiyle yer değiştirmiştir (Timisi, 2003: 178).

İnternet üzerinden enformasyon içeriği sağlayan çeşitli programların ve yazılımların ücretsiz sunulması gibi teknolojik gelişmeler, profesyoneller dışında kullanıcıların da içerik üretebilmelerini ve bu içeriği internet ortamında paylaşabilmelerini sağlamaktadır. Kullanıcıların içerik üretim sürecine aktif bir şekilde katılabilmesi ve ürettiklerini başkalarıyla paylaşmaya yönelik artan isteklilikleri de internet kullanıcılarının ürettikleri enformasyonun artmasını ve çeşitlenmesini sağlamıştır (Geray ve Aydoğan, 2010: 307).

İnternetin iletişim aracı olarak kullanılmaya başlanması, medya açısından yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur. Yeni medya, pek çok açıdan geleneksel iletişim sürecinden farklılaşmıştır. Farklı medyayı bir arada bulunduran internet, günümüzde sadece medya kuruluşlarının değil insanların da gündelik hayatlarında pek çok konu için başvurdukları bir araç, kaynak ve alan konumuna gelmiştir.

1.5. Yeni Medya Teknolojisi Olarak İnternet

Yeni iletişim teknolojileri zamansal olarak yeni olma, sayısallaşmayla iletişim araçlarında ve altyapısında beliren değişimler gibi ölçütler temelinde tanımlanmaktadır (Aydoğan, 2012: 310). Yeni iletişim teknolojileri, belli bir teknolojiyi ya da teknolojiler grubunu tanımlamaktan çok bir gelişmeyi ifade etmektedir. Bu gelişmeler, 1980’lere kadar üç ayrı alan olarak gelişen yayıncılık, telekom ve bilgi-işlem sektörlerindeki gelişmeleri kapsamaktadır (Tuncel, 2005: 91).

(27)

1990’lardan itibaren internetin sivil kullanıma açılması ve bu sürece eşlik eden çeşitli teknolojik ve ekonomik gelişmeler, internetin yeni bir iletişim aracı olarak kullanılmasını olanaklı kılmıştır (Geray ve Aydoğan, 2010: 305). İnternet, medyanın temel araçlarından biri olmakla beraber diğer medyaları da kendisine dâhil etmiştir (McLuhan ve Povers: 2001: 171-173). Günümüzde internette gazetelere, radyolara, televizyonlara, popüler yazılara, araştırmalara ve tartışmalara kadar pek çok yayın ve çalışmaya ulaşabilmek mümkündür (Sağıroğlu, 2001: 16).

Türkçe’ye İngilizce’den giren internet kavramı, “Inter (national)” ve “Net (work)” kelimelerinin birleşiminden gelmektedir. İnternet, “Bilgisayar ağlarının birbirine bağlanması sonucu ortaya çıkan, herhangi bir sınırlaması ve yöneticisi olmayan uluslararası bilgi iletişim ağı” olarak tanımlanmaktadır (www.tdk.gov.tr).

İçel’e göre internet, iki veya daha fazla sayıda bilgisayarın birbiriyle bağlantısı anlamına gelmektedir. İnternet, bilgisayar ağlarının aralarında bağlantı kurmalarıyla oluşmaktadır ve dünya çapında yaygın bilgisayar ağlarına dayalı bir iletişim sistemidir (İçel, 1998: 407). İnternet kavramını teknik bir tanımlamayla ele alan Akın’a göre internet, TCP/IP3 protokolünü tanıyan ağların oluşturduğu büyük bir ağdır. İnternet, bu protokolü tanıyan ağları kullanan insanların oluşturduğu büyük bir topluluk, cemaattir. İnternet, bu protokolü tanıyan ağlardan erişilebilecek bir kaynaklar kümesidir (1996: 34). Geray’a göre internet, sayısal ağlarla birbirine bağlanan ‘klasik anlamda bilgisayarlar’ olmakla beraber hareketli-sabit görüntü, müzik ve ses yanında metinsel verilerin gönderilmesine de olanak tanıyan bir teknolojidir (2003: 20).

Kazaz’a göre internet, insanların “üretilen bilgiyi saklama/paylaşma ve bilgiye kolayca ulaşma” istekleri sonrasında ortaya çıkmış bir teknolojidir. İnternet, dev bir kütüphane, çok büyük bir bilgisayar ve iletişim ağı, fikirlerin serbestçe ifade edilebildiği bir demokrasi platformu, her anlamda hayatı kolaylaştırma aracı, bilgiyi paylaşma ve kullanma ortamı olarak tarif edilebilmektedir (2007: 223). İnternet, bilgiye kolay, ucuz, hızlı ve güvenli ulaşmanın ve bilgiyi paylaşmanın en geçerli yolu

3 TCP/IP (Transmission Control Protocol/Internet Protocol), bilgisayarlar ile veri iletme/alma

birimleri arasında organizasyonu sağlayan, böylece bir yerden diğerine veri iletişimini olanaklı kılan pek çok veri iletişim protokolüne verilen genel addır.

(28)

olması sebebiyle “teknolojinin son devrimi” olarak nitelendirilebilir (Karaduman, 2005:142). İnternet, bilgi sağlamaya ve bilginin diğer kullanıcılarla değiş-tokuşuna olanak tanıyan dünya çapında yaygın bilgisayar ağları ve kullanıcıları olan ve açık endüstri standartlarına dayanan teknolojik bir araçtır (Gürcan, 1999: 39).

Yeni iletişim aracı olarak internet, çalışmalarda temelde iki farklı bakış açısıyla değerlendirilmektedir. Birinci bakış açısı, internetin geniş bir iletişim ağı olmasını ve toplumsal yapıda eşitliği sağladığı noktalara vurgu yapmaktadır. İkinci bakış açısı ise toplumda herkesin interneti kullanabilecek maddi güce sahip olmadığını dolayısıyla internetin toplumsal yapıda eşitsizliğe yol açtığını ön plana çıkarmaktadır.

Yeni iletişim aracı olarak internete yönelik olumlu bir bakış açısı geliştiren Geray’a göre, yeni bir iletişim teknolojisi olarak internetin eşitleyici özelliği vardır. Bilgiye erişimde tüm bireylerin eşit haklara sahip olması özelliğiyle internet, hem toplumdaki bireyler hem de bölgeler açısından eşitlik sağlayan bir iletişim aracı konumundadır. Bu özellik, dünyanın her yerinden insanların bilgiye ve birbirlerine ulaşmada eşit konuma gelmesini sağlamaktadır. İnternetin eşitleyici özelliğinin sağladığı yararlardan biri de gelişmiş ülkelerde ortaya çıkan yeniliklerle ilgili bilgilerin dünyadaki diğer ülkelere taşınmasını sağlamasıdır. Bilginin aktarılması, taşınması ve dağıtılabilmesi, gelişmekte olan ülkeler ve gelişmemiş ülkeler arasındaki bilgi dengesizliğini azaltmaktadır (1994: 83-84). Taştan’a göre de kullanıcılar bilgisayarlar üzerinden internete bağlanarak dünyadaki önemli bilgilere ulaşabilmekte ve bu özelliğiyle internet kişiler arası bilgisel dengesizlikleri azaltmaktadır (1998: 3).

Katılımcı ve etkileşime açık yapısıyla demokrasinin uygulanışını değiştiren internet, herkesin katılımına açık, kullanıcı kitlesini etkin kılan, medyanın yaptığı her şeyi bünyesinde bulunduran birleşik bir araçtır. Kontrol edilmesi neredeyse imkânsız olan internet, bu yönüyle herkesin her istediğini söyleyebildiği özgür bir platforma dönüşmüş bir araç olması açısından önemlidir (Aydoğan, 2010: 4; Birsen, 2005: 69). Vatandaşlar internetle pasif tüketici olma yerine aktif üretici olma şansını elde etmiştir. Kullanıcıların bilgi üzerindeki hâkimiyetleri ve görüşleri özgürce dile getirme, tartışma, etkileşimde bulunma olanakları artmıştır. Bilginin serbest akışı, kullanıcıların görüşlerini etkin ve özgür bir şekilde ifade edebilmelerini sağlamıştır (Şimşek, 2012:

(29)

156). İnternetin özgürlükçü yapısı, sanal ortamda farklı amaçlarla bir araya gelmiş grupların sayısını ve çeşitliliğini artırmaktadır. Günümüzde internet, siyasi partiler, dernekler, vakıflar, kamu kurumları, özel ticari şirketler ve siyasi ve toplumsal hareketler gibi tüm gruplar tarafından kullanılmaktadır (Toprak vd., 2014: 195, 202). İnternete dayalı iletişimin dikkatlice kullanıldığında yararlı olabileceğini belirten Castells’e göre internet, enformasyonun yayılmasını kolaylaştırmış; medya kontrollünün devre dışı bırakıldığı, özerk elektronik bir forumda tartışma ve etkileşim içinde olma imkânı yaratmıştır (2008: 528).

Yeni iletişim aracı ve egemen toplumsal hareketler arasında olumlu bir ilişki olduğunu savunan olumlu yaklaşımlara karşı yeni toplumsal hareketlerin mücadelelerinde yeni iletişim teknolojilerinin kullanılmasının bir takım olumsuz sonuçlar oluşturabileceğine yönelik yaklaşımlar da söz konusudur (Toprak vd., 2014: 198). Yeni iletişim aracı olarak internete yönelik eleştiriler, “teknolojiye ve bilgiye ulaşma” çerçevesinde yapılmaktadır. İnternet kaynaklarından yararlanma konusunda “toplumda eşit şartlara sahip olmayan insanların içinde bulundukları durumun değişmeyeceği ve mevcut durumun daha da perçinleneceği” vurgulanmaktadır (Alankuş, 2005: 27-28).

İnternetin bölgesel dengesizlikler oluşturduğunu belirten Castells’e göre internet erişiminde sosyal, ırk, cinsiyet, yaş ve mekân düzeyinde ciddi eşitsizlikler söz konusudur (2005: 465). Severin ve Tankard’a göre, yeni iletişim teknolojilerinin kullanılmasına bağlı olarak oluşabilecek bilgi açıkları özellikle toplumun değişik katmanları için sorun teşkil edebilir. Çünkü yeni iletişim teknolojilerinin fiyatları pahalı olduğundan bu teknolojilerden daha çok maddi durumu iyi olanlar yararlanabilecek, yeni teknolojilerin sunduğu bilgiler sosyo-ekonomik statüsü yüksek olan kesimin kullanımına açık olacaktır (1994: 424). Timisi’ye göre internet, bireyleri denetim altına alan, toplumsal hayatı kuşatan, sermayenin ideolojik, siyasal, iletişimsel ve ekonomik aracı şeklinde özetlenebilir. Bu görüşler, internetin dünya düzeninde mevcut eşitsizlikleri derinleştiren yeni bir sömürgecilik anlayışının teknolojisi olarak uluslararası şirketlerin mülkiyetinde bulunduğunu göstermektedir (2003: 130).

(30)

İnternete yönelik farklı bakış açıları bulunmakla beraber insanların interneti kullanım amaçlarında ortak sınıflandırmalar yapmak mümkündür. İnternet kullanımını belirleyen amaçlar kişisel, kişilerarası ve toplumsal olarak sınıflandırılmaktadır.

Kişisel amaçlar: İnternet kişinin ilgi alanlarına yönelik meraklarını gidermede, aynı ilgiyi paylaşan kişilerle iletişim kurmada, dostluk, arkadaşlık geliştirme de kişiler arası iletişimden ve kitle iletişiminden daha fazla olanak sunmaktadır. Bu kişisel arayışlar, aynı zamanda toplumsal harekete geçirme aracı olarak kullanılabilmektedir (Timisi, 2003: 130).

Kişilerarası amaçlar: İnternet, kişiler arası iletişimde olduğundan daha az bir etkileşim olanağı sunmaktadır. İnternet, yüksek coğrafi yayılım kapasitesi, kontrolde potansiyel eşitlik ve zamansal sınırsızlığı ile özellikle aynı mekânda bulunmayan insanlar arasındaki iletişimi gerçekleştirerek yeni bir tür iletişim sunmaktadır (Timisi, 2003: 130).

Toplumsal amaçlar: Toplumsal amaç sunma kapasitesi, belirli düzeyde uzak iletişim sisteminde bulunan içeriğin çoğulculuğuna ve yayılma düzeyine dayalıdır. Örneğin videotekst sisteminde yayılma geniştir ve içerik oldukça çeşitlidir. İçerik toplumsal konularda yoğunlaştığında iletişim, toplumsal amaçların içerilmesinde bilinçli ya da kendiliğinden katkıda bulunmaktadır. Toplumsal amaçlar sunma kapasitesinin en önemli belirleyenleri, bu sistemlerin diğer ekonomik ve siyasal sistemlere olan yapısal bağımlılık ilişkisidir. Örneğin internetin dönüşümünde hükümet ve ticari güçlerin egemenliği, merkezileşme, denetim ya da özgürlük olanakları, toplumsal amaçların gerçekleştirilmesinde kullanımını etkileyebilmektedir. İnternet, toplumsal amaçlar için bir uzlaşı oluşturmada, çelişki ve belirsizliklerin çözümünde, ekonomik ve çevresel değişimlerin adaptasyonunda etkili biçimde kullanılacak bir olanak sunmaktadır (Timisi, 2003: 131).

1.6. Dünyada ve Türkiye’de İnternetin Tarihçesi

İnternet ismi, ilk kez askeri amaçlar doğrultusunda gündeme gelmiş ve uzun süre belirli alanların kullanımıyla sınırlı kalmıştır. Tarihsel süreç içerisinde askeri alanın tekelinden çıkan ve pek çok teknik özellik edinen internet, çoğu ülke tarafından kullanılmaya başlanmıştır. İnterneti kullanmaya başlayan ülkelerden biri de Türkiye

(31)

olmuştur. Dünyada internet alanında yaşanan gelişmelere başlangıçta uzak kalan Türkiye’de internet ismi, ilk kez 1980’lerde gündeme gelmiş ve ilk internet bağlantısı 1990’larda yapılmıştır. Başlangıçta kullanımı akademik alanla sınırlı kalan internet, 2000’li yıllara gelindiğinde gerekli alt yapının oluşturulmasıyla geniş çapta kullanılmaya başlanan bir araç konumunu almıştır.

1.6.1. Dünyada İnternetin Tarihçesi

1836 yılında telgrafın Cooke ve Wheatstone tarafından icat edilmesiyle başlayan iletişim teknolojisi, 1876 yılında telefonun Alexander Graham Bell tarafından geliştirilmesiyle yaygınlaşmış, 1957 yılında ise Sputnik’in Sovyetler Birliği’nden uzaya gönderilmesiyle ulusal boyuta ulaşmıştır. 1962-1968 yılları arasında Packet-switching ağları geliştirilmiştir (Sağıroğlu, 2001: 18). SSCB’nin bu girişimine karşı ABD’nin karşılığı, günümüz internetinin temelini oluşturmuştur. İnternet ilk kez 1962 yılında ARPANET ve Massachusetts Institute of Tecnology’nin tartışmaya açtığı “galaktik ağ” kavramıyla birlikte gündeme gelmiştir. Bu ağ, başlangıçta ABD Savunma Bakanlığı’na bağlı DARPA’nın desteği ile sadece birkaç üniversitenin bilgi alışverişi yapması için kurulmuştur (İnan, 1998: 7).

ARPANET çerçevesinde ilk bağlantı, 1969 yılında dört merkezle yapılmıştır.4

Ana bilgisayarlar arası bağlantılarla internetin ilk şekli ortaya çıkmıştır (Tokgöz, 2013: 109). ABD ve SSCB arasındaki savaş, interneti nükleer saldırılar karşısında korunacak şekilde tasarlanmasını sağlamıştır. Böylece kullanılan temel bilgisayar siteleri tahrip olsa da yönlendiriciler (router) ağ içindeki alternatif yolları kullanarak bilgi trafiğini devam ettirebileceklerdir (Özbay ve Yetişener, 2002: 13).

1970 yılında DARPA’nın finansmanıyla internetin en çok kullanılan hizmetlerinden biri olan “elektronik posta hizmeti” geliştirilmiştir (Geray, 2003: 21). DARPA tarafından 1971 yılında 23 bilgisayar arasında gerçekleştirilen bağlantı, 1972 yılında 40 bilgisayar arasında bağlantıya çıkmıştır. 1973 yılında Stanford Üniversitesi’nin projeye katılmasıyla bu çalışma akademik bir yön kazanmış ve hızla

4 ARPANET çerçevesinde ilk bağlantı, University of California at Los Angeles, Stanford Research

(32)

gelişmiştir. ARPANET, ilk uluslararası bağlantıyı University College of London (İngiltere) ile Royal Radar Establishment (Norveç) arasında gerçekleştirmiştir (Sağıroğlu, 2001: 18).

1970’lerin ortalarında ABD eyaletlerindeki bölgesel kuruluşlar da internet ağlarına katılmış ve uluslararası kapsamda ağlara ulaşılmıştır. Başlarda kullanıcılara pek de kolay gelmeyen karmaşık kataloglar, önce ARPANET’in ticari sürümü olan “TeleNET” ve daha sonra da bunun IBM uzantısı olan TN3270 ile devam etmiş ve bugünkü “Web” servisine gelinmiştir. 1976 yılında Kraliçe Elizabeth e-posta gönderme işlemini gerçekleştirmiştir. 1977 yılından sonra internet yaygınlaşmaya başlamış, yüzün üzerinde ana makine internetle birbirlerine bağlanmıştır. 1978 yılında standart bir iletişim kontrol protokolü geliştirilmiş olup ilk kez 1980‘de ARPANET’le (paket anahtarlamalı ağ) internet iletişimi sağlanmıştır. 1983 yılında İletişim Kontrol Protokolü’nün (TCP/IP) standart olarak kabul edilmesiyle internet dünya çapında yaygınlaşmaya başlamıştır (Sağıroğlu, 2001: 17; Özbay ve Yetişener, 2002: 14). Ağa bağlı bilgisayarların artmasıyla ARPANET’in yerini National Science Foundation (NSF-Ulusal Bilim Vakfı) tarafından işletilen NFSNET almıştır. 1980’lerden sonra bu ağ genel kullanıma açılarak askeri ve akademik alanlardan çıkarılmıştır (Kuzu, 2009: 374).

İnternet her ne kadar bu iki alandan çıkarılıp geniş kitlelere sunulmak istenilmişse de gerekli alt yapı yeterli olmadığından 1980’lerde internetin henüz topluma yayılan bir araç olmadığı görülmektedir. Öyle ki 1985 yılına gelindiğinde internet yalnızca yüz bilgisayara bağlı bulunmaktadır. 1989 yılında bu sayı beş yüz olmuştur. 1990 yılına gelindiğinde ise internet kullanımında büyük bir artış görülmüştür. 1990 yılının Ocak ayında kurulan NICDDN internet ağına 2, 218 adet bilgisayar bağlanmıştır. 1991 yılının Haziran ayında bu sayı 4,000’e ulaşmıştır (Akın, 1996: 35).

1990’ların başında internet ağlarındaki artış yeni araç ve yöntemlerin kullanılmasını zorunlu kılmıştır. İnternet gibi binlerce ağı birbirine bağlayan bir ağda yol bulmak, bazı araç ve yöntemler kullanmadan neredeyse imkânsız bir hal almıştır. Çünkü sürekli değişen ve genişleyen bir yapıda neyin nerde olduğunu bilmek mümkün

(33)

olmamaktadır (Geray, 2003: 21). Bu doğrultuda internet kullanımını kolaylaştırmak ve ağlardaki kopukluğu gidermek amacıyla önce GOPHER ve ardından World Wide Web (WWW) sistemleri geliştirilmiştir.

1991 yılına Minnesota Üniversitesi’nin geliştirdiği “GOPHER” adlı sistem tüm dünyada büyük bir yankı bulmuştur. Bu sistemin amacı, kampüs içerisindeki yerel ağı kullanarak dosya ve bilgilere kolay ulaşılmasını sağlayan bir menü sistemi oluşturmaktı. GOPHER, kısa süre içerisinde 10.000’i aşkın kullanıcıya hizmet eder bir duruma ulaşınca tüm çabalar bu sisteme yoğunlaşmıştır. Çünkü GOPHER sisteminde sadece bir menüyle istenilen bilgiye ulaşmak olanaklı hale gelmiştir. GOPHER sistemi, diğer üniversitelerin de dikkatini çekmiş ve sistem daha da geliştirilmiştir (Özbay ve Yetişener, 2002: 16).

1992 yılında Tim Berners Lee ve arkadaşları bilgi dağıtımında kullanılmak üzere GOPHER’ den daha iyi bir protokol geliştirmişlerdir. World Wide Web (WWW) şeklini alan bu protokol, hipermetin (hypertext) adı verilen sayfalardan oluşmaktadır ve metindeki belli yerlere ve başka metinlere ulaşan bağlantıların (link) konulmasını içermektedir (Özbay ve Yetişener, 2002: 16). Böylece WWW hizmeti, çeşitli internet hizmetlerinin üzerine üst metin ve çoklu ortam uygulamaları getirmiştir. WWW hizmeti sunan birimlerden doğrudan adresleme yaparak çeşitli içerik, hizmet ve uygulamalara başlamak mümkün hale gelmiştir. WWW kısmına anahtar kelimeler girilerek tarama yapılabilmektedir (Geray, 2003: 22). İnternetin gelişmesinin arkasında WWW teknolojisinin önemi oldukça fazladır. Web teknolojisi, bilimsel amaçlarla kurulan interneti gazete sütunlarına, televizyonlara, reklamlara ve ilgisiz birçok kişinin yaşamına sokan bir güç olmuştur (Gürcan, 1999: 44).

1990’lı yıllar, internet tarihinde bir dönüm noktasını oluşturmaktadır. WWW teknolojisi sayesinde kendi ve şirketleri adına site açanların sayısı giderek artmıştır. Kişisel bilgisayar pazarındaki gelişmeye paralel olarak internet de hızla yaygınlaşmaya başlamıştır. Bu dönemde internette gezinmeyi sağlayan ve adına tarayıcı (browser) denilen yazılımlar geliştirilmiştir (Basım, 2002: 14). Böylece 1990’ların başına kadar hükümet tarafından finanse edilen ve hükümet işleri için kullanılan internet, 1990’lardan itibaren ticari firmalarında yer aldığı bir mecraya

(34)

dönüşmüştür (Sağıroğlu, 2001: 17). DELPHİ adlı servis, abonelerine internet ulaşım hizmeti veren ilk ulusal ticari online servisi olmuştur. 1992 yılında e-mail hizmetleriyle başlayan bu şirket 1992’de internet hizmetine geçmiştir (Özbay ve Yetişener, 2002: 19). 1995 yılına gelindiğinde internet üzerindeki tekel ortadan kalkmış ve internet işletmeciliği tümden özel işletmeciliğin eline geçmiştir (Tokgöz, 2013: 110). Ticari kullanıma ilişkin ilk kurallar ve sınırlamalar da Mayıs 1995’de ABD’deki Ulusal Bilim Vakfı’nın desteğini çekmesiyle ortaya çıkmaya başlamıştır. Ticari trafik, AOL, Prodigy ve NETCOM, UUNET, ANS, PSINet ve CompuServe gibi ticari ağlara geçmiştir (Taştan, 1998: 5).

2000’li yıllara gelindiğinde internet, medya ve dünya borsalarında merkezi bir konuma gelmiştir. ABD’de internet adreslerinin sonu “com” ile biten şirketlerin borsadaki değerleri yükseliş göstermiş ve yatırımcılar bu şirketlere yatırım yapmaya başlamışlardır. Bir yandan paralı içerik sunan siteler diğer yandan reklam-pazarlama aracı olarak kullanım, internetin giderek ticarileşmesini sağlamıştır. İnternet mecrasında yer almayan kuruluşlar, sektörlerinde etkinliklerini kaybetmeye başlamışlardır. İnternette yer alan şirketle ise eleman istihdamını en aza indirmişler, yayıncılık ve pazarlama alanında dağıtım sorunlarını çözmüşlerdir. Bu avantajlarla yatırımcılara büyük kar sağlayan internet kuruluşlarının borsa değerlerinin de hızla arttığı görülmüştür (Başaran, 2005: 37; Atabek, 2005: 68).

Her geçen gün kullanıcı sayısının katlanarak artması nedeniyle internet, günümüzde sadece bilgisayarla bağlantı kurulan bir araç olmaktan çıkmış ve başta cep telefonları olmak üzere internete erişim sağlayan pek çok teknolojik araç üzerinden kullanılmaya başlanmıştır (İnan, 1998: 7). Dünyada internet kullanım oranlarını belirlemek amacıyla www.internetworldstats.com web sitesi tarafından yapılan çalışmanın 2014 yılı verileri, internetin dünya genelinde ulaştığı kullanıcı sayısının yaygınlığını göstermektedir.5

5 www.internetworldstats.com sitesi, belirli zaman aralıklarıyla dünyada internet kullanımına yönelik

Şekil

Tablo 1: Dünyada İnternet Kullanım Oranları
Tablo 2: İnternet Gazeteleri ve Yorum Yüzdelerinin Zamansal Dağılımı Çapraz Tablo  Milliyet.com.tr  Hürriyet.com.tr  Sabah.com.tr  Gazetevatan.com  Toplam  1-7 Haziran  (1.Hafta)  833 21,7%  29,8%  2157 56,2% 32,4%  43 1,1% 51,8%  807 21,0% 29,6%  3840 100
Tablo 3: Yorum Yapılan Haberlerin Konuları Çapraz Tablo
Tablo 5: Yorum Yapılan Haberlerdeki Nesnel Gerçeklik Süreçleri Çapraz Tablo
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Eski tanıma göre, herhangi bir projenin olumsuz çevresel etkileri yoksa ÇED’e tabi olmuyordu; yapılan tanım değişikliği ile Bakanlığa “projenin çevre üzerindeki

EUROASIA JOURNAL OF MATHEMATICS-ENGINEERING NATURAL & MEDICAL SCIENCES Internetional Indexed & Refereed.. www.euroasiajournal.org Volume (2), Year (2015)

Yeni gaz kapsüllerinde, 'Direkt olarak insanların üzerine atış yapmayınız.' ifadesi yerine, 'Yakın mesafede hedeflerin alt uzuvlar ına doğrultarak atış

During followup the measures of postoperative functional impairment included a positive cough stress test, new onset voiding dysfunction and the worsening or progression of

Büyükşehir olan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak;

Sinema filmleri genellikle dindarları küçük düşürme, dini referanslı isimleri alaya alma, dini konularda yanlış bilgilere yer verme, sahne aralarında olumsuz mesajlar

Yeni İran Sineması’nın ele aldığı konular insana dair çekici ve hakiki boyutlar taşımakta; daha çok insanın hayatın getirdiği bir çıkmaz karşısında

Aynı aydınlık düzeyinde, biri koyu diğeri açık renkli iki farklı yüzeyden koyu renkli yüzeyin ışıklılığı az olduğu için görünürlüğü az, açık renkli yüzeyin