• Sonuç bulunamadı

4.4. Ders İmecesi Uygulama Sürecine İlişkin Bulgular

4.4.10. Dördüncü Ders İmecesi Planlama Toplantısı

4 Ocak Pazartesi günü zümre toplantı salonunda öğretmenlerin boş derslerinin olduğu 5. ve 6. ders saatinde toplantıya başlandı. Bütün öğretmenlerin toplantıda yerini aldığı görüldü. Esra öğretmen Ders İmecesinin uygulama dersinin kendinde olduğunu söyledi. Uygulama dersinin yapılacağı tarihin ve saatin fen bilimleri dersine denk geldiğini belirtti. Konu olarak ışık ve ses ünitesinin, ışık konusunun görme ile ilgili kısmında

163

olduklarını söyledi. Konunun kazanımları ve odaklanılan öğretim becerileri tablo 4.13.’te verilmiştir.

Tablo 4. 13. Ders planı ile verilmesi amaçlanan kazanımlar ve odaklandığı öğretim becerileri

Fen Bilgisi dersi kazanımları Ders İmecesi ile odaklanılan öğretim becerileri

Gözlemleri sonucu görme olayının gerçekleşebilmesi için ışığın gerekli olduğu sonucunu çıkarır.

Işık ışınlarının doğrusal yayıldığını deneysel gözlemler sonucunda ispatlar. Yansıtılmış cisimlerin ışık kaynağı gibi göründüğünü deneyle ispatlar.

Öğrenci merkezli öğretim yaklaşımına uygun dersi planlama Öğrencilerin becerileri geliştiren (eleştirel düşünme, problem çözme…) etkinlikler hazırlama

Öğrencilerin işbirlikli çalışmalarına imkân verme.

Öğrencilerin mevcut bilgilerden çıkarımlarda bulunarak bilgiye ulaşmalarını sağlama

Öğrencilerin özelliklerine göre öğrenme deneyimleri kazanmalarını sağlama

Öğrencilerimin konuyu analiz etmelerini ve çıkarımlarda bulunmalarını sağlama

Zamanı etkili kullanarak ders kazanımlarını süresi içinde tamamlama

Öğrencilerin seviyesini belirlemek için özgün değerlendirme teknikleri kullanma

Kendi performansınıgeliştirmek için çaba gösterme

Esra öğretmen ışık ve ses ünitesinde çok fazla deney olduğunu fakat fen derslerinde hiç deney yapmadıklarını belirtti. Zümre öğretmenlerle hazırlanacak olan bu uygulama dersinde deney yaparak kazanımı verilmesinin daha güzel olacağını belirtti. Bunu şu sözleriyle ifade etti:

Bu uygulama dersinde deney yaparsak ben de deneyim sahibi olurum. Öğrenciler de eğlenerek öğrenir. Fen dersleri aslında sürekli deney yapmamızı gerektiriyor ama biz hiç deney yapmıyoruz. Hatta nasıl yapacağımı bile bilmiyorum. Ders kitabında basamakları anlatılmış ama deneyim sahibi olmayınca cesaret edemiyorum. Bir de süre sıkıntımız var. Deney yaparsam konu yetişmez diye hiç deney yapmıyorum.

Esra öğretmen daha sonra programdan hangi kazanımların verileceğine baktı. ‘Gözlemleri sonucu görme olayının gerçekleşebilmesi için ışığın gerekli olduğu sonucunu çıkarır. Işık ışınlarının doğrusal yayıldığını deneysel gözlemler sonucunda ispatlar. Yansıtılmış cisimlerin ışık kaynağı gibi göründüğünü deneyle ispatlar.’ kazanımlarının verileceği bir plan hazırlanması gerektiğini söyledi. 40+40 dakika boyunca bu kazanımları en etkili ve eğlenceli şekilde nasıl vereceğimizi planlayacağımız bir toplantı olması gerektiğini belirtti.

Araştırmacı: Yapılacak deneylerde öncelikle dikkat etmemiz gereken çocukların deney sonucunda göreceğini deneyin başında ‘birazdan bu deneyle şunu göreceksiniz’ şeklinde söylememek. Çocuk edineceği kazanımdan haberdar edilmemeli. Kendi keşfetmeli, öğrenme böyle gerçekleşir. Ders kitapları da genelde deneyin başında neyin deneneceği sonuçta neyin görülmesi gerektiğini söylüyor. Buna kapalı uçlu deney diyoruz. Asıl önemli olan çocuklarla açık uçlu deneyler yapmak. Yani çocukların merak edilen şeyi deneyerek ve gözlemleyerek görmesini, sonuca kendilerinin ulaşmasını sağlamak.

Esra öğretmen: Nasıl yani, şimdi diyelim ki gözlemleri sonucu görme olayı için ışığın gerekli olduğunu sonucunu çıkaracak, biz çocuklara bunu söylemeyecek miyiz? Kazanımdan haberdar etme diye bir şey hatırlıyorum. Hani klasiktir ya, ‘bugünkü dersimiz şu, birazdan sizlerle şunu işleyeceğiz’ demek. Böyle demeyecek miyiz yani?

164

Araştırmacı: Tabi ki demeyeceğiz. Demememiz gerekir, öğrenme olayını gerçekleşmesi için öğrencinin bilgiyi yapılandırması gerekir. Bunun için de öğrenci sonuca kendi varmalı, tartışarak, bilgiyi analiz ve sentezleyerek sonuca ulaşmasını, yani öğrenme olayını kendi yaşaması gerekir. Hazır verdiğimiz bilgi sadece ezberlenir, öğrenilmez. Klasik yöntemle konuyu anlatıp deneyi yapıp dersi bitirmek daha kolay gibi görünse de işe yaramayacaktır. Amacımız öğrencilerimize bir şeyler kazandırmaksa önce bilgiyi öğrenmeyi öğretmek gerekir. Bu şekilde merak ettikleri konuları kendileri araştırıp hatta deneyerek öğrenebilirler.

Tuğba öğretmen: Deney yapmak çok keyifli. Üniversitede fen bilgisi öğretimi dersinde konuları deneyler yaparak öğretiyorduk. Biz de çok keyif alıyorduk. En son deneyi orda yapmıştım. Aslında bazı deneyler çok basit. Birkaç malzemeyle yapılabilecek cinsten. Hatta sınıfta bulananlar bile oluyor ama sadece okuyup geçiyoruz. Başka türlü yetiştiremeyiz yoksa. Daha çok fen derslerindeki konuları test çözerek öğretiyoruz. Böyle sınavlarda daha başarılı olabilirler. Çocuklar bile alıştı, neden deney yapmıyoruz demiyorlar. Ortaokulda fen derslerini bekliyorlar zavallılar. Gerçi orda daha çok sınava yönelik ders işleyecekler.

Esra öğretmen: Aynen öyle. Bazen deney yapıyorum ama deney yapınca ders boşuna geçmiş gibi oluyor eğleniyorlar ama sanki öğrenmiyorlar. O konuyu sonra tekrardan anlatmak zorunda kalıyorum. Bakalım bu sefer de öyle olacak mı?

Araştırmacı: Bugünkü ilk kazanım görme olayının gerçekleşmesi için ışığın gerekliliği doğru mu? Esra öğretmen: Evet.

Araştırmacı: Peki öğrencilere sadece ‘görme olayı için ışık gereklidir.’ desek olur mu? Sonra da bununla ilgili birkaç soru çözdürsek? Hem zaman almaz hem de sınavda benzer soru çıkınca cevaplayabilirler.

Tuğba öğretmen: Normalde biz öyle yapıyoruz. Ama gerçekten öğreniyorlar mı biliyorum. Araştırmacı:Peki nasıl öğreneceğiz öğrenip öğrenmediklerini?

Latife öğretmen: Biz konu sonu yaptığımız değerlendirme sınavlarıyla doğru ve yanlışlarına bakıyoruz. O zaman doğru cevaplıyorlarsa öğrendiklerini düşünüyoruz.

Araştırmacı: Peki o konunun hemen arkasından değil de dönemin sonunda yaptığınız değerlendirmede ilk işlediğiniz konuların soruları da doğru oluyor mu?

Latife öğretmen: Genelde olmuyor, ilk işlediğimiz konuları unutmuş oluyorlar, çoğunlukla yanlış yapıyorlar.

Araştırmacı: O zaman öğrenmemişler demek ki. Bizler sadece tekrarlarla bilgiyi kısa süreli bellekte tutuyoruz, bu da öğrenme değil ezberleme oluyor. Öğrenilen bilgi çabuk unutulmaz, belki öğretme süreci biraz daha uzun sürebilir ama daha kalıcı öğrenme gerçekleşir.

Esra öğretmen: Peki ‘görme olayının gerçekleşmesi için ışık gereklidir.’ Kazanımını nasıl vereceğiz? Bununla ilgili kitaplarda deneyler var.

Araştırmacı: O zaman kitaplarda yer alan deneyleri önce inceleyelim. Hatta internetten de araştırma yapalım. Ben bu konuyu işlerken kapalı kutu deneyi vardı, onu yapıyorduk. Onu yapabiliriz.

Tuğba öğretmen: Evet kitapta da var o deney. Kapalı bir kutuya bir delik açıyorsun çocuklar delikten içeri bakıyor ama hiçbir şey görmüyorlar. Sonra ışık tutuyorsun, o zaman görüyorlar. Araştırmacı: Çok basit ve etkili bir deney, konuyla da ilgili. Dersin giriş etkinliği olarak Esra öğretmen bir kutuyla sınıfa girsin. Tabi kutunun içine önceden bir şey koyup kapatsa daha eğlenceli olur. Yoksa öğrenciler kutuyu sallar ve görmeden de hiçbir şey yok diyerek doğru cevabı verirler. Daha sonra öğrencilerden kutunun içinde ne olduğunu tahmin etmeleri istensin. Böylece öğrencilerin dikkati derse çekilmiş olur. Kutuya bir kalemle delik açılsın. Aslında kalemle açılan

165

delikten ışık kaynağı tutulsa bile içi görülemez o yüzden içine konulan cismin tam karşısından küçük bir pencere açılmalı. Daha önce denemiştim kalemle açılan delikten görünmemişti. Öğrenciler teker teker gelerek kutunun içinde ne olduğunu görmeye çalışsın. Öğretmen görüp görmediklerini sorsun. Öğrenciler göremediklerini söyleyeceklerdir doğal olarak. Öğretmen bunun nedenini sorsun. Tahmin ediyorum ki bütün öğrenciler karanlık olduğu için göremiyoruz diyeceklerdir. Daha sonra öğretmen görebilmemiz için neye ihtiyacımız var sorunuzu sorsun. Öğrenciler bu sorunun cevabını da bileceklerdir. Görebilmemiz için ışık gerekir diyeceklerdir. Öğretmen burada öğrencilere ışığın neden görmemizde gerekli olduğunu anlatan bilgi vermesi gerekecek. İnsan gözünün özelliklerinden bahsedebilir. Daha sonra öğrencilere kutuyu açmadan içindekini görmemizin bir yolu var mıdır? Sorusunu sorarak öğrencileri meraklandırabilir. Burada öğrencilerin sentez becerilerini kullanarak akıl yürütmesi beklenecektir. Öğrencilerin önerileri tabi makul olanlar denenecek en mantıklı yolu bulan öğrenci tebrik edilerek alkışlatılabilir. Doğru yolla kutunun içini açmadan görebilen öğrenciye kutunun içindeki hediye edilsin. Daha sonra bu öğrencinin ismi kullanılarak, ...arkadaşınızın önerdiği yolla kutunun içini görebildik. (Bu yolun kutunun içine ışık tutalım ya da fener tutalım cevabı olduğunu varsayıyorum.) Demek ki görebilmek için neye ihtiyacımız varmış? Tabi ki önce sağlıklı göze sonra da …..(çocukların hep beraber ‘ışık’ cevabını vermesi beklenir.) Cevap gelirse öğrenciler tebrik edilsin. Öğrencilerden ‘aydınlık’ cevabı da gelebilir. Aydınlık olması için ne gerekecektir? diye sorarak yine ‘ışık’ cevabına ulaşılabilir. Böylece gözlemleri sonucu görme olayının gerçekleşebilmesiiçin ışığın gerekli olduğu sonucunu çıkarır.’ kazanımına ulaşılmış olur.

Esra öğretmen: Bunu ders planı şablonuna yazıyorum. Birlikte tekrar üzerinden geçeriz. Giriş etkinliğini ve öğrenme-öğretme sürecini anladım. Zaten bu deneyi biliyordum ama bu şekilde yapmazdım. Kutuyu deler baktırırdım. Sonra da fenerle baktırırdım. Bu şekilde daha öğretici ve eğlenceli oldu. Kutuya öğrencilerin seveceği ve işlerine yarayacak bir şey koyayım. Aslında en çok abur cubur seviyorlar ama kalem, silgi gibi küçük bir şey koyayım, hediyenin büyüğü küçüğü olmaz. Tuğba öğretmen: Öğretmen hediye edince daha doğrusu öğrenci kendisi kazanınca ne verirsen ver çok seviniyorlar.

Araştırmacı: Bir sonraki kazanım neydi?

Esra öğretmen:‘Işık ışınlarının doğrusal yayıldığını deneysel gözlemler sonucunda ispatlar.’ Bu kazanım için de bir deney düşünmüştüm. O da kitabımızda var. Yine basit bir deney. Esnek bir boruyla ışık kaynağına bakıyorsun. Boru eğik olunca karşı taraf görünmüyor; düz olunca görünüyor. Bunu nasıl yapalım aynen dediğim gibi mi? Hemen yazayım mı plana?

Araştırmacı: Olabilir. Ama şu şekilde yapalım. Boru değil de malzeme olarak öğrencilerden hortum ve ışık kaynağı olarak da mum isteyelim. Aslında mum biraz tehlikeli olabilir. Mum yanmasa da olur. İsterseniz mumun yanacak yerine kırmızı ya da turuncu kâğıttan alev şekli kesilip yapıştırılabilir. Ya da sadece mumun ucu kırmızı renge boyanabilir. Maksat öğrenciler kendilerini yakmasınlar. Sınıfı 3’er kişilik gruplara ayıralım. Her gruba bir mum ve bir hortum verelim. Esra öğretmen: O zaman ders öncesi her öğrenciye getireceği bir malzeme verelim grup olunca beraber kullansınlar. Hatta biri de kırmızı alev şekli kesip gelsin.

Araştırmacı: Evet güzel olur. Daha sonra öğrencilere ışığın doğrusal yayıldığını örnekler vererek anlatabiliriz. Öğrencilerden de benzer örnekler isteriz. Matematikte ışın konusunu öğrendiler burada kullanılabilir.

Tuğba öğretmen: Çocuklar oyuncak olan ışınlardan ışığın doğru halinde yayıldığını biliyorlar. Matematik dersinde de işledik. Lazer oyuncak da isteyebiliriz.

Latife öğretmen: Karanlıkta telefonlarının fenerlerini açıyorlar, oradan da bilebilirler.

Araştırmacı: Aynen öyle. Daha sonra gruplara malzemeler verilip, ışığın doğrusal yayıldığını sadece bu malzemeleri kullanarak ispat etmeleri istenebilir. Belirli bir süre verildikten sonra her grup ispat yolunu sunar. Doğru ispatlayan öğrenciler, tebrik edilerek alkışlatılır. Tahtaya bu grupların isimleri yazılabilir. Hatta isimleri yazarken doğrusal şekilde bir güneşin ışınları gibi yazılırsa daha eğlenceli olacaktır.

166

Esra öğretmen: Gerçekten çok güzel oldu. Ben şimdiden sabırsızlanıyorum deneyleri yapmak için. Daha doğrusu yaptırmak için. Bu iki kazanımı verirsek sanırım dersimiz biter. 3. Kazanıma zamanımız kalmaz.

Araştırmacı: Bizim uygulama dersimiz için iki derse girme imkânımız var. Hepimizin bir arada olabilmesi gerekiyor ders sunumunda. Diğer kazanım için de ders planı hazırlarız fakat onu siz normal ders saatinizde uygularsınız. Değerlendirme etkinliği için de öğrencilerden kendilerinin ışığın doğrusal yolla yayıldığını ispatlayan bir deney tasarlanması istenebilir.

Gökçe öğretmen: Planları Esra öğretmenimin sınıfında uygulayalım. Sonra bizler de sınıflarımızda uygularız.

Araştırmacı: Umarım faydalı olur.

Latife öğretmen: Bu kadar öğretmen bir araya gelip bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Muhakkak faydalı olacaktır. Ben kendi adıma şimdiden faydalı olduğunu söyleyebilirim.

Araştırmacı: Ne mutlu bana. Belki küçük şeyler yapıyoruz ama ben de hep beraber çalışarak bir şeyler yapmanın faydalı olacağına inanıyorum.

Tuğba öğretmen: Oturduğumuz yerden sunum dinlemekten iyidir.

Araştırmacı 8 Ocak Cuma günü 1. ve 2. ders uygulama dersinin yapılacağı sınıfta hazır olacağını belirtti. Uygulama dersinde görüşülmek üzere toplantı bitirildi.