• Sonuç bulunamadı

3.1.Araştırma Bölgesinin Demografik Özellikleri,

Araştırma bölgesinde nüfusun yaş gruplarına göre dağılımı Çizelge 1‘de gösterilmiştir. Ortalama hanehalkı genişliği 5,30 kişi olup toplam nüfusun

%50.94 ‘ü erkek nüfus, %49.06’sı kadın nüfusu oluşturmaktadır. Ayrıca araştırma bölgesinde nüfusun %43.59’u aktif nüfus olan 15-49 arası yaş grubunu oluşturmaktadır (Çizelge 1).

3.4 Araştırma Bölgesinde İşletmelerin Buğdayda Kullanılan Çeşitlerin Dağılımı ve Ekonomik Analizi

Niğde ilinde 2010, 2011 ve 2012 yıllarında kuru alana ekilen ekmeklik buğday çeşitleri oransal payları Çizelge 5. ‘de gösterilmiştir. Niğde ilinde kuru alana ekilen ekmeklik buğdayların ortalama verimi 2010 yılında 230 kg/da, 2011yılında 230 kg/da ve 2012 yılında 153 kg/da olarak belirlenmiştir. Araştırma bölgesinde TUİK tarafından 2012 yılı için kuru alanda buğday verimi 157 kg/da olarak belirlenmiştir (TUİK,2013). 2010 yılından 2012 yılına doğru Kamçı, Gerek-79 ve Bezostaja-1 buğday çeşidinin ekim alanında azalma olurken Altay-2000, Bayraktar-2000, Tosunbey çeşidinde artma meydana gelmiştir (Çizelge 5).

Araştırma bölgesinde kuru alanda ekilen Gerek-79 çeşidine göre kuru alanda ekilen diğer buğday çeşitlerinin kısmi bütçe analizi hesaplanmış ve Çizelge 6’ da gösterilmiştir. Araştırma bölgesinde 2010 yılında Gerek-79 çeşidine göre Kısmi bütçe analizi yapıldığında Altay-2000 ve Bezostaja-1 çeşidinden elde edilen dekara net gelir Gerek-79 çeşidinden daha fazla olarak belirlenmiştir. Bu durum 2011 yılı için Altay-2000, Tosunbey ve Bezostaja-1 olarak hesaplanırken 2012 yılı için yalnızca Altay-2000 çeşidi olarak tespit edilmiştir.

3.2. Araştırma Bölgesindeki İşletmelerin Arazi Varlığı, Tasarruf Şekli ve Üretim Deseni

Arazi tarımsal üretimin vazgeçilmez temel öğesidir. Arazinin kıt ve arttırılamaz olması, ona olan talebin nüfus artışı ile daha da yoğunlaşması, tarımsal üretimde arazi mülkiyetinin ve kullanma şeklinin önemini gittikçe arttırmaktadır. Araştırma bölgesinde incelenen işletmelerin işletme arazisi genişliği 114 dekar olup toplam arazinin %85.09’u mülk arazi, %14.91’i kira ile tutulan arazi olarak bulunmuştur (Çizelge 2). Niğde ilinde buğday yetiştiriciliğinin %58.05’i kuru arazide , %41.95’i sulu arazide olduğu belirlenmiş olup TUİK 2012 yılı verilerine göre bu oranlar

%57.39 kuru alanda, %42.61 sulu alanda şeklindedir (TUİK,2013).

Araştırma bölgesinde kuru alanda ekilen ürünlerin dağılımı incelendiğinde buğday %53.45’lik ekim alanı ile ilk sırada iken bunu arpa, çavdar, yulaf ve nohut takip etmektedir. Ayrıca, kuru alanda nadas alanı yaklaşık %25 oranındadır. Sulu alanlarda ise en fazla ekilen ürünler buğday, patates, fasulye, arpa, şekerpancarı, sılajlık mısır ve diğer ürünler şeklindedir (Çizelge 3, 4).

Çizelge 1. Araştırma Bölgesinde Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı (Kişi)

Çizelge 3. Araştırma Bölgesinde Kuru Alanlarda Üretim Deseninin Dağılımı (2012)

Çizelge 4. Araştırma Bölgesinde Sulu Alanlarda Üretim Deseninin Dağılımı (2012)

Çizelge 1. Araştırma Bölgesinde Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı (Kişi)

Çizelge 5. Araştırma Bölgesinde Kuru Alanda Ekilen Ekmeklik Buğday Çeşitlerinin Ekim Alanı ve Verim Dağılımı

İl Adı 0-6 7--14 15-49 50-+ TOPLAM Genel

Toplam

E K E K E K E K E K

Niğde 0,25 0,13 0,34 0,55 1,22 1,09 0,89 0,83 2,70 2,60 5,30

Toplam Nüfusa Oranı(%)

4.72 2.45 6.42 10.38 23.02 20.57 16.79 15.66 50.94 49.06 100.00

Öz Mülk Kira Ortak İşletme Başına

Toplam Arazi

(Da) (%) (Da) (%) (Da) (%) (Da) (%)

97 85.09 17 14.91 0 0.00 114 100.00

Ürün Adı Ekim Alanı Oranı (%) Verim (Kg/da)

Buğday 53.45 153

Nadas 24.64 0

Arpa 8.80 207

Çavdar 8.74 219

Yulaf 3.54 139

Nohut 0.83 74

TOPLAM 100.00

Ürün Adı Ekim Alanı Oranı (%) Verim (Kg/da)

Buğday 44.61 349

Patates 14.35 3183

Fasulye 12.64 279

Arpa 10.12 367

Ş.pancarı 8.96 5127

S. mısır 6.22 4385

Yonca 2.65 1463

Bağbahçe 0.44 1600

TOPLAM 100.00

ÇEŞİT ADI 2010 2011 2012

Ekim Alan Oranı

(%)

Verim

(Kg/da) Ekim Alan Oranı

(%)

Verim

(Kg/da) Ekm Alan Oranı

(%)

Verim (Kg/da)

Kamçı 42.32 227 34.28 239 27.62 104

Altay-2000 12.43 256 28.31 200 25.56 195

Bayraktar-2000 0.00 0 3.03 160 14.08 189

Tosunbey 0.00 0 5.06 200 12.55 144

Kıraç-66 10.15 171 3.03 160 8.63 198

Gerek-79 23.56 229 23.26 283 5.18 282

Atay-85 0.00 0 0.00 0 3.32 160

Esperia 0.00 0 0.00 0 3.05 186

Bezostaja-1 11.53 262 3.03 188 0.00 0

TOPLAM/ORT 100.00 230 100.00 230 100.00 153

NİĞDE İLİNDE

BUĞDAY ÇEŞİTLERİNİN YAYGINLIĞININ

BELİRLENMESİ

NİĞDE İLİNDE BUĞDAY ÇEŞİTLERİNİN YAYGINLIĞININ BELİRLENMESİ

Niğde ilinde 2010, 2011 ve 2012 yıllarında sulu alana ekilen ekmeklik buğday çeşitleri oransal payları Çizelge 10. ‘da gösterilmiştir. Niğde ilinde sulu alana ekilen ekmeklik buğdayların ortalama verimi 2010 yılında 441 kg/da, 2011 yılında 430 kg/da ve 2012 yılında 349 kg/da olarak belirlenmiştir. Araştırma bölgesinde TUİK tarafından 2012 yılı için sulu alanda ekmeklik buğday verimi 350 kg/da olarak belirlenmiştir (TUİK, 2013). 2010 yılından 2012 yılına doğru Bezostaja-1 ve Gerek-79 buğday çeşidinin ekim alanında azalma olurken Tosunbey, Altay-2000, Bayraktar, Konya-2002 çeşidinde artma meydana gelmiştir (Çizelge7).

Araştırma bölgesinde sulu alanda ekilen Bezostaja-1 çeşidine göre sulu alanda ekilen diğer buğday çeşitlerinin kısmi bütçe analizi hesaplanmış ve Çizelge 8’ de gösterilmiştir. Araştırma bölgesinde 2010 yılında Bezostaja-1 çeşidine göre Kısmi bütçe analizi yapıldığında Gerek-79 ve Tosunbey çeşidinden elde edilen dekara net gelir daha az olarak belirlenmiştir. Bu durum 2011 yılı için incelendiğinde Altay-2000 daha fazla Tosunbey, Gerek-79 ve Bayraktar-2000 daha az olarak hesaplanmıştır. 2012 yılında ise Konya-2002 çeşidi Bezostaja-1 çeşidine göre dekara 91 TL daha fazla net gelir sağlamıştır.

3.5. Araştırma Bölgesinde İşletmelerde Bilinçli Girdi Kullanım Düzeyi Tarım topraklarının verimli olabilmesi ve verim güçlerinin korunabilmesi ancak çeşitli şekillerde kaybolan besin maddelerinin, gübre uygulamaları sonucunda toprağa geri kazandırılması ile mümkündür.

Tarımsal uğraşılarda amaç , birim alandan daha fazla ve nitelikli ürün almaktır.

Üretim potansiyelinden gereğince yararlanmak ve üretimi artırmak için teknolojik gelişmeleri yakından izlemek ve üretim girdilerini bilinçli bir biçimde uygulamak gerekmektedir. Tarımsal üretimin artırılmasında gübreleme en önemli faktörler arasında yer almaktadır. Gübrelemede verilecek gübre çeşidi ve miktarının yanında bitki yetiştirilecek topraklarda var olan bitki besin maddeleri miktarının bilinmesine gereksinim duyulmaktadır.

Tarım sektöründe azot, fosfor ve potasyumlu gübrelerin giderek artan miktarlarda kullanılması, diğer besin elementlerine olan ihtiyacı yükseltmiş ve magnezyum, kükürt gibi makro besin elementleriyle, birçok mikro besin elementlerinin noksanlıkları görülmeye başlanmıştır.

Bu besinlerin yeterli düzeyde bitkiye sağlanamadığı hallerde, ürün kaybı olmakta, kalite özellikleri bozulmakta ve ürünün pazar değeri de düşmektedir.

Sonuç da üretici azot, fosfor ve potasyumlu gübreleri kullanmasına rağmen karlı bir çiftçilik yapamamakta, zarar etmektedir. Bu nedenle bilinçli ve ekonomik bir gübreleme yapabilmek için tarla toprağının analiz edilerek verilecek gübre çeşit ve miktarının belirlenmesi önem kazanmaktadır (Anonim, 2006).

Çizelge 6. Araştırma Bölgesinde Kuru Alanda Ekilen Ekmeklik Buğday Çeşitlerinin Ekonomik Analizi

Çizelge 8. Araştırma Bölgesinde Sulu Alanda Ekilen Ekmeklik Buğday Çeşitlerinin Ekonomik Analizi

Çizelge 7. Araştırma Bölgesinde Sulu Alanda Ekilen Ekmeklik Buğday Çeşitlerinin Ekim Alanı ve Verim Dağılımı

ÇEŞİT ADI 2010

Üretim Masrafları

(TL/da) Toplam Gelir

(TL/da) Kısmi Bütçe Analizi (TL/da)

Gerek-79 111 133 0

Altay-2000 126 163 15

Kıraç-66 112 107 -27

Kamçı 110 110 -22

Bezostaja-1 123 176 31

Çeşit adı 2011

Gerek-79 131 138 0

Altay-2000 143 166 16

Bayraktar-2000 137 132 -12

Kamçı 136 120 -23

Tosunbey 139 155 9

Kıraç-66 133 118 -22

Bezostaja-1 139 151 5

Çeşit adı 2012

Gerek-79 166 171 0

Altay-2000 171 211 35

Atay 133 86 -52

Bayraktar-2000 161 154 -12

Esperia 189 164 -30

Kamçı 165 85 -85

Tosunbey 166 163 -8

Kıraç-66 154 156 -3

ÇEŞİT ADI 2010 2011 2012

Ekim Alan

Oranı Verim Ekim Alan

Oranı Verim Ekim Alan

Oranı Verim

(%) (Kg/da) (%) (Kg/da) (%) (Kg/da)

Tosunbey 6.41 423 14.25 419 37.81 312

Bezostaja 72.57 497 56.92 473 30.85 384

Gerek-79 21.02 256 9.04 231 10.75 329

Altay-2000 0.00 0 2.83 477 5.52 387

Bayraktar-2000 0.00 0 8.76 350 4.80 350

Konya-2002 0.00 0 0.00 0 3.60 467

Odeskaya 0.00 0 0.00 0 2.88 400

Çetin 0.00 0 3.96 400 1.63 588

Ekiz 0.00 0 1.70 750 1.44 667

Esperia 0.00 0 0.00 0 0.72 300

Kamçı 0.00 0 2.54 300 0.00 0

TOPLAM/ORT 100.00 441 100.00 430 100.00 349

ÇEŞİT ADI 2010

Üretim Masrafları

(TL/da) Toplam Gelir

(TL/da) Kısmi Bütçe Analizi (TL/da)

Bezostaja-1 178 334 0

Tosunbey 180 301 -35

Gerek-79 175 202 -129

ÇEŞİT ADI 2011

Bezostaja 209 355 0

Tosunbey 218 328 -36

Gerek-79 200 225 -121

Altay-2000 205 370 19

Bayraktar-2000 208 255 -99

ÇEŞİT ADI 2012

Bezostaja 240 280 0

Tosunbey 237 273 -4

Gerek-79 215 247 -8

Altay-2000 228 315 47

Bayraktar-2000 197 282 45

Konya-2002 249 380 91

Odeskaya 249 290 1

NİĞDE İLİNDE

BUĞDAY ÇEŞİTLERİNİN YAYGINLIĞININ

BELİRLENMESİ

NİĞDE İLİNDE BUĞDAY ÇEŞİTLERİNİN YAYGINLIĞININ BELİRLENMESİ

Araştırma bölgesinde işletmelerin toprak analizi yaptırma durumları araştırılmış ve araştırma bölgesi işletmelerin %11.94’ü toprak analizi yaptırdıklarını belirlenmiştir. Toprak analizi yaptıran çiftçilerin %87.50’si analiz sonucu tavsiye edilenlere uygun hareket etmediklerini belirtmişlerdir.

Araştırma Bölgesinde işletmelerin % 6.90 ‘ı yörede kuru alanda ekilen ekmeklik buğday için dekara tavsiye edilen 20 Kg tohum ile ekim yapmaktadır. Yörede işletme başına ortalama 24,50 Kg/da tohum ile ekim yapılmaktadır. Araştırma bölgesinde sertifikalı buğday tohumu kullanım oranı %27.59’dur. Sertifikalı tohum vadeli alma oranı %37.50 olup vadeli olarak Tarımsal kooperatiflerden temin edilmektedir. Sertifikasız tohum kullananların %9.52’si dekara 20 kg tohum ile ekim yapmaktadır. Sertifikalı tohum kullananların hiçbiri dekara 20 kg tohum atmamaktadır. Çiftçilerin %31’i buğdayda tohum ihtiyacını kendi üretiminden ve

%14’ü akrabasından temin etmekte olup bu durum buğday verimine olumsuz etki etmektedir.

Herbisit, süne ilacı ve gübre uygulamalarında da bilinçli kullanım düzeyi düşüktür. Özellikle süne ilacı hem yabancı ot ilacı ile birlikte hem de buğday dane olum döneminde uygun olmayan ekipmanlarla atılmaktadır.

Toprak Mahsülleri Ofisinin kalite kriterlerine göre buğday alımına başlamasından sonra bölgede buğday kalitesini artırma yöntemleri olarak bir bilgi kirliliği vardır ve bu durum dekara atılan gübre miktarını olumsuz etkilemektedir.

Araştırma Bölgesinde işletmelerin % 22.85 ‘i yörede sulu alanda ekilen ekmeklik buğday için dekara tavsiye edilen 20 Kg tohum ile ekim yapmaktadır.

Sertifikalı tohum kullananlar ortalama 25,5 kg/da, sertifikasız tohum kullananlar 28 kg/da tohum ile ekim yapmakta olup Yörede işletme başına ortalama 26,5 Kg/

da tohum ile ekim yapılmaktadır. Herbisit, süne ilacı ve gübre uygulamalarında da bilinçli kullanım düzeyi düşüktür (Çizelge 13).

SONUÇ

Bu çalışmada Niğde ilinde 2010, 2011 ve 2012 yıllarında basit tesadüfi örnekleme yöntemi ile belirlenen buğday yetiştiriciliği yapan 67 tarım işletmesi ile anket yapılmıştır. Anket çalışmaları her yıl aynı tarım işletmeleri ile yapılmıştır.

Anket sonucu elde edilen bulguların en önemlileri şunlardır:

Araştırma bölgesinde işletme başına toplam arazi varlığı 114 da’dır. Üretimi yapılan ürünler buğday, patates, arpa,, slajlık mısır, yonca, şekerpancarı olarak sıralanmaktadır.

Kuru ekmeklik buğday verimi 2010 ve 2011 yıllarında 230 kg/da ve 2012 yılında 153 kg/da olarak belirlenmiştir. Sulu ekmeklik buğday verimi 2010 yılında 441 kg/da, 2011 yılında 430 kg/da ve 2012 yılında 349 kg/da olarak belirlenmiştir.

Çizelge 12. Araştırma Bölgesinde Kuru Alanda Ekmeklik Buğdayda Bilinçli Girdi Kullanım Düzeyi

Çizelge 13. Araştırma Bölgesinde Sulu Alanda Ekmeklik Buğdayda Bilinçli Girdi Kullanım Düzeyi TEKNOLOJİLER Bilinçli Kullanım Düzeyi (%)

Tohum Miktarı (20 Kg/da) 6.90

Herbisit (100-150 mlt/da veya 1 g/da) 72.41

Gübre (6-7 Kg Saf N/da) 41.37

TEKNOLOJİLER Bilinçli Kullanım Düzeyi (%)

Tohum Miktarı (20 Kg/da) 22.85

Herbisit (100-150 mlt/da veya 1 g/da) 74.28

Gübre (12-14 Kg Saf N/da) 45.71

Bezostaja-1, Kıraç-66 ve Altay-2000’dir. 2011 yılında Kamçı, Altay-2000, Gerek-79, Bezostaja-1, Tosunbey, Bayraktar-2000 ve Kıraç-66’dır. 2012 yılında ise Kamçı, Altay-2000, Bayraktar-2000, Tosunbey, Kıraç-66, Gerek-79 ve Esperia’dır.

Sulu alana ekilen en fazla ekilen buğday çeşitleri 2010 yılında Bezostaja-1 ve Gerek-79 iken, 2011 yılında Bezostaja-1, Tosunbey, Gerek-79 ve Bayraktar-2000, 2012 yılında ise Tosunbey, Bezostaja-1, Gerek-79, Altay-2000, Bayraktar-2000 ve Konya-2002 olmuştur.

Araştırma bölgesinde kuru alana ekilen buğdaydan önce tarla nadasa bırakılırken, sulu alana ekilen buğdaydan önceki bitki %30’u patates, %23’ü fasulye, %20’si şekerpancarı, %10’u buğday, %8’i arpa ve %9 diğer ürünlerden oluşmaktadır.

Araştırmada bulunan önemli sonuçlardan biri çiftçilerin buğday yetiştirme teknikleri konusunda yanlış uygulamalarının fazla olmasıdır.

Dekara atılacak tohum miktarı olsun, gübre olsun , mücadele ilacı olsun tavsiyelere uymamaktadırlar. Tohum ve gübre miktarlarını çok fazla atmaktadırlar.

Araştırma bölgesinde çiftçilerin %56.72’si tohum ekiminde mibzer yerine gübre atma fırfırını kullanmaktadırlar. Bölgede çiftçiler tarımsal ilaç kullanımı sırasında alet ekipmanların kalibrasyonunu yapamadıklarını ve ilaçlama sırasında her bölgeye eşit dozda ilaç düşüremediklerini bildirmişlerdir. Ayrıca çiftçilerin %20 .90’ı buğday tarlalarında hiçbir yabancı ot mücadelesi yapmamaktadır.

Bölgede yapılan bir diğer yetiştirme tekniği yanlışlığı sulama konusunda yaşanmaktadır. Çiftçiler buğday bir sulamada verilen su miktarını ayarlayamamaktadır.

Çiftçi uygulamalarında yapılan bir diğer yanlış ise aynı tarlaya uzun süre art arda buğday ekmeleri ve aynı tohumu kullanmalarıdır. Bu durum hem verime hem de kaliteye etki etmektedir. Bir diğer yanlış uygulama ise sulu alanlar için tavsiye edilen buğdayı kuru alana , kuru alan için tavsiye edilen buğdayı sulu alanlara ekmeleridir.

KAYNAKLAR

Anonim 2006. http://www.cine-tarim.com.tr/dergi/arsiv54/sektorel06.htm Anonim İl Master Planı (Niğde.). www.tarim.gov.tr

Çiçek, A. Erkan, O. 1996. Tarım Ekonomisinde Araştırma ve Örnekleme Yöntemleri, Gaziosmanpasa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları No: 12, Ders Notları Serisi No:6, Tokat.

Küçükçongar, M., Cevher,C., Kan, M., Kan, A., Taner, S., Hekimhan, H., Arısoy, Z., Taner, A., Kaya, Y., Karabak, S., Atalay, A., Bolat, N., Çekiç, C., Atmaca, E., Avcıoğlu, R. 2006. Orta Anadolu Bölgesinde Buğday Üretiminde Kullanılan Teknolojilerin Belirlenmesi, TAGEM Proje No: TAGEM/TA/04/03/01/007.

Küçükçongar, M., Kan, M., Kan, A., Karabak, S., Özer, E., Akçacık A., Aydoğan S., Uludağ e., Özkan N, Bozdemir Ç. Taşçı R., Salantur A, Özdemir B, Özderen T., Karaca K, Bolat, N., Karaman Y, Ulucan O, Yüksel S, Dayıoğlu R, Özdemir S, Karaduman Y. 2013. Orta Anadolu ve Batı Geçit Bölgesinde Buğday Çeşitlerinin Yaygınlığının İzlenmesi, TAGEM Proje No: TAGEM/TA/04/10/01/004

TUİK,2013. 2012 yılı Bitkisel Ürün Denge Tabloları, http://www.tuik.gov.tr TUİK,2013. 2012 yılı Bitkisel Ürün Ekim Alanı Tabloları, http://www.tuik.gov.tr

KOP BÖLGESİ

Türkiye, Suni Tohumlama uygulamasına 1926’da Rusya’dan sonra ikinci başlayan ülke olmasına rağmen, bu metod ıslah çalışmalarında yeterince kullanılmadığından, diğer ülkelerin oldukça gerisinde kalınmıştır. Suni tohumlama, yüksek verimli bir inekten elde dilecek buzağı sayısını artırmaz ancak yüksek verim potansiyeline sahip boğanın sperması kullanılarak birçok yavruya aktarılmasını sağlar. Dünyada son 20 yılda yeni biyoteknolojik uygulamalar yüksek verimli hayvan üretiminde yaygın olarak kullanılmaktadır.

Türkiye de hayvansal üretimin artırılması yönünde geniş çaplı çalışmalara girilmiş, ancak üretim talebin gerisinde kalmıştır. Türkiye’de ıslah çalışmaları hep süt yönünde olmakla birlikte, et veriminin de artırılması, birim hayvandan kısa sürede yüksek verimin elde edilmesi zorunluluk haline gelmiştir. Bugün gelinen noktada eldeki genetik materyalden daha iyi yararlanabilmek için embriyo transferi teknolojisinin de uygulamaya konulması ve geliştirilmesi gerekmektedir.

Türkiye’de genetik kapasitesi yüksek hayvanlardan elde edilmiş spermaya olan ihtiyaç gün geçtikçe artmaktadır. Yetiştiricilerin sperma ihtiyacı, verim seviyesi tam olarak bilinmeyen boğalardan veya yurtdışından ithal edilerek karşılanmaktadır.

Konya Ovası Projesi (KOP) bölgesinde sığırlarda genetik ilerlemenin sağlanabilmesi için boğa seçiminde uygulanması gereken en hızlı yöntemlerin başında baba bir üvey kızkardeş (half-sib testing) verimlerinin karşılaştırılması gelmektedir. Son yıllarda, özellikle verim kayıtlarının yeterli şekilde tutulamadığı ülkelerde baba bir üvey kızkardeş sürüler oluşturabilmek amacıyla Multiple Ovulasyon ve Embriyo Transferi (MOET) yöntemi uygulanmaktadır. sunulan çalışma ile bu Metod literatürlerle özetlenmeye çalışılacaktır.

Anahtar Kelimeler: Suni Tohumlama, Boğa, Sperma, Embriyo transferi, MOET

1. GİRİŞ

Bu çalışmanın temel amacı; Türkiye’de son yıllarda; kaliteli, adaptasyon kabiliyeti yüksek ve daha az su tüketen damızlık hayvana olan ihtiyaç hızla artmaktadır. Türkiye’nin iklim ve coğrafi yapısına adaptasyon kabiliyeti en iyi olan ırkların sayısı arttırılmalı yada geliştirilmelidir. Bu ırkın sayısının artırılması için biyoteknolojik yöntemlerin kullanılması ve bu teknolojiin yetiştirici şartlarında uygulanmasının yaygınlaştırılması gerekmektedir. Sahada bu teknolojiyi kullanacak kamu/özel sektör uygulayıcılarının eğitimlerinin sağlanabilmesi için uygun altyapının oluşturulması kaçınılmaz bir geçektir. Bu teknoloji ve MOET yönteminin kullanılması Türkiye’nin ihtiyacı olan kaliteli sperma sağımlarının yapılacağı boğaların elde edileme sürecini de kısaltabilmektedir.

2. HAYVAN ISLAHINDA SUNİ TOHUMLAMANIN YERİ

Türkiye, Dünya’da Suni Tohumlama uygulamasına Rusya’dan sonra 1926 yılında ikinci olarak başlayan ülkedir. Ancak başlangıçtaki bu hız, ıslah çalışmalarına yeterince yansıtılamadığından, suni tohumlama yapılan ülkelerin oldukça gerisinde kalınmıştır (Gökçen 2010). Suni tohumlama da bir biyoteknolojik uygulamadır fakat yüksek verimli bir inekten elde dilecek buzağı sayısını artırmaz. Ancak yüksek verim potansiyeline sahip boğanın sperması kullanılarak birçok yavruya aktarılmasını sağlar (Alpan 1989). Dünyada son 20 yılda yeni biyoteknolojik uygulamalar yüksek verimli hayvan üretiminde yaygın olarak kullanılmaktadır. Türkiye’de ise biyoteknolojik uygulamalar suni tohumlamanın ilerisine geçememiştir (Gökçen 2010, Alpan 1989). Ayrıca Türkiye’de suni

Şükrü DURSUN

*

Fatih ÖZDEMİR

**

Oktay OKUR

***

N. Kürşat AKBULUT

****

* Dr.,Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, sukrudursun70@hotmail.com

** Zir. Yük. Müh.Bahri Dağdaş Uluslararası Tar. Arş. Enstitüsü Müdürlüğü fatihozde@hotmail.com

*** Zir. Yük. Müh.Bahri Dağdaş Uluslararası Tar. Arş. Enstitüsü Müdürlüğü, oktayİokur@hotmail.com

**** Veteriner. Hekim.Bahri Dağdaş Uluslararası Tar. Arş. Enstitüsü Müdürlüğü, nkakbulut@hotmail.com

tohumlamada kullanılmak üzere üretilen spermalar test edilmemiş boğalardan elde edilmektedir. Yüceer ve Özbeyaz (2007) yapmış oldukları çalışmada Hayvancılıkta ileri ülkelerin kendi sığır ırklarının ıslahını sağladıkları ve ülkelerinin ihtiyacı olan et, süt ve spermayı ürettikleri gibi ihtiyaç fazlasını hayvansal ürünleri ihraç ederek Ülke ekonomisine önemli katkı sağladıklarını bildirmektedirler.

3. TÜRKİYE VE KOP BÖLGESİNDE HAYVANCILIK İŞLETMELERİ

Türkiye de 3.075.650 tarım işletmesinin 2.147.068’i (%69,8) aynı zamanda hayvancılıkta yapmaktadır. Türkiye’de 2011 yılında 12.386.337 baş sığır varlığı bulunmaktadır (TÜİK , GTHB Nisan 2013). Türkiye Büyükbaş hayvan varlığının %9’unu oluşturan KOP bölgesinde bulunan hayvancılık işletmelerinin üretimlerinin ve gelirlerinin arttırılması gerekir. Konya Ovası Projesinin kapsadığı dört ildeki hayvancılık işletmeleri ve hayvan sayıları Tablo 1’de özetlenmiştir.

Türkiye de hayvansal üretimin artırılması yönünde zaman zaman bazı geniş çaplı çalışmalara girilmiş ve önemli başarılar da elde edilmiştir. Ancak üretim, daha hızlı yükselen talebin gerisinde kalmıştır (Gökçen 2010). Ayrıca Türkiye’de ıslah çalışmaları hep süt yönünde olmuştur oysa et veriminin de artırılması ve artan ihtiyacı karşılamaya yönelik çalışmalarda yapılmadır (Aydoğan ve ark. 1997). Bu talebi karşılamak hayvan ıslahı ile mümkündür. Böylece birim hayvandan sağlıklı olarak en yüksek verimin elde edilmesi ve kısa sürede ulaşılması bir zorunluluk haline gelmiştir (Aydoğan ve ark. 1997, Gökçen 2010). Hayvancılığın geliştirilmesi amacıyla yapılan çalışmalardan birisi de geniş çaplı gebe düve ithalatıdır. Kültür ırkı hayvanların sayı ve oranının artması, hayvansal üretim konusunda olumlu gelişmelere neden olmuşsa da bazı adaptasyon sorunlarından dolayı istenen sonuç alınamamıştır (Kumlu ve Akman 1999). Adaptasyon kabiliyeti yüksek, iklim değişikliği ve kuraklık nedeniyle su tüketimi diğer ırklara göre daha düşük olan ırklarla çalışılması gerekliğini ortaya koymaktadır (Aydoğan ve ark. 1997). Bugün gelinen noktada eldeki genetik materyalden daha iyi yararlanabilmek ve süreci hızlandırmak için embriyo transferi teknolojisinin de uygulamaya konulması ve geliştirilmesi gerekmektedir (Kumlu ve Akman 1999).

Türkiye’de yapılan çalışmalar süt ihtiyacının karşılandığını ancak et açığının hala devam ettiğini ortaya koymaktadır. Türkiye nüfusunun et ihtiyacının karşılanması için etçi ve daha az su tüketen sığır ırklarının yetiştirilmesine Doğu Anadolu ve İç Anadolu Bölgeleri uygundur (Aydoğan ve ark. 1997).

Türkiye’de genetik kapasitesi yüksek hayvanlardan elde edilmiş spermaya olan ihtiyaç gün geçtikçe artmaktadır. Halen ülkemizde uygulanan suni tohumlama sayısı boğa altı inek ve düvelerin %50’sinin de altındadır (Gökçen 2010). Örgütlü yetiştiricilerin test edilmiş boğalardan elde edilen spermaya olan ihtiyaçları sürekli artış göstermektedir. Yetiştiricilerin ihtiyacı olan spermalar, verim seviyesi tam olarak bilinmeyen boğalardan veya yurtdışından ithal edilerek karşılanmaktadır.

Sperma ithalatı kısa vade de çözüm olabilir ancak hayvancılığı gelişmekte ve birçok ülke için model olan Türkiye gelecekte kullanacağı test edilmiş spermaların büyük bir kısmını hatta tamamını yurt içinden karşılaması ilerleyen yıllarda da ihraç edebilmesi gerekmektedir.

14 16 2013 KONYA

KASIM

Hayvancılık İşletme Sayısı (Ad.) Hayvan Sayısı (Baş)