• Sonuç bulunamadı

Gül Ayten İNAN * Mevlüt PINARKARA **

* Dr., Uzman, KOP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, gul.inan@kop.gov.tr

hedefine (şu andaki üretimin yaklaşık 1,5-2 katına) ulaşacağı tahmin edilmektedir (Davenport et al., 2003). Bir insanın günlük ortalama protein ihtiyacı 65 gram olup, tarımsal üretimle elde edilen gıdanın bu ihtiyacı karşılayamaması durumunda su ürünleri yetiştiriciliği alternatif bir kaynak olarak kullanılacaktır.

Tüik’in, 2012 yılı su ürünleri üretimi ve avcılığı konusunda yaptığı araştırmalar sonunda üretimde bir önceki yıla göre %8,34 azalarak 644.852 ton olarak gerçekleştiğini ve üretimin %48,95’ini deniz balıkları, %12,51’ini diğer deniz ürünleri, %5,6’sını iç su ürünleri ve %32,94’ünü yetiştiricilik oluşturduğunu saptamışlardır. Su ürünleri avcılığı 2012 yılında %15,99 azalırken, yetiştiricilik üretimi ise %12,51 arttığı gözlemlenmiştir.

Avcılıkla yapılan üretim 432.442 ton olurken, yetiştiricilik üretimi ise 212 410 ton olarak gerçekleşmiştir. Yetiştiricilik üretiminin %52,52’si iç sularda, %47,48’i denizlerde gerçekleşmiştir. Yetiştirilen en önemli türler iç sularda %52,42 ile alabalık, denizlerde %30,84 ile levrek, %14,47 ile çipura oldu. Deniz ürünleri avcılığı bir önceki yıla göre %17,03 azaldı.

Tablo 3. Aksaray İli Jeotermal Kaynakları (MTA, 2012)

Tablo 2. Yıllar İtibarıyla Toplam Su Ürünleri Üretimi (ton/yıl) Kaynak: TÜİK

Üretim İhracat İthalat İç

Tüketim Balık Unu‐ Yağı Fabri‐

kalarında İşlenen

Değerlendi‐

rilemeyen Kişi Başına Tüketim

2002 627.847 26.860 22.532 466.289 156.000 1.230 6,697

2003 587.715 29.937 45.606 470.131 120.000 13.253 6,649

2004 644.492 32.804 57.694 555.859 105.000 8.523 7,812

2005 544.773 37.655 47.676 520.985 30.000 3.809 7,229

2006 661.991 41.973 53.563 597.738 60.000 15.843 8,191

2007 772.323 47.214 58.022 604.695 170.000 8.436 8,567

2008 646.310 54.526 63.222 555.275 95.742 3.989 7,812

2009 622.962 54.354 72.686 545.368 90.211 5.715 7,569

2010 653.080 55.109 80.726 505.059 168.073 5.565 6,918

2011 703.545 66.738 65.698 468.041 228.709 5.756 6,329

2012 644.852 74.006 65.384 532.346 94.200 9.682 7,100

Yıllar Avcılık Yetiştiricilik TOPLAM

Deniz % İçsu % Miktar %

2002 522.744 83,3 43.938 7,0 61.165 9,7 627.847

2003 463.074 78,8 44.698 7,6 79.943 13,6 587.715

2004 504.897 78,3 45.585 7,1 94.010 14,6 644.492

2005 380.381 69,8 46.115 8,5 118.277 21,7 544.773

2006 488.966 73,9 44.082 6,7 128.943 19,5 662.103

2007 589.129 76,3 43.321 5,6 139.873 18,1 772.323

2008 453.113 70,1 41.011 6,3 152.186 23,5 646.310

2009 425.275 68,2 39.187 6,3 158.729 25,5 623.191

2010 445.680 68,2 40.259 6,2 167.141 25,6 653.080

2011 477.658 67,9 37.097 5,3 188.790 26,8 703.545

2012 396.322 61,5 36.120 5,6 212.410 32,9 644.852

Bu makalede öncelikle Dünya ve Türkiye balıkçılığına genel bakış yapılmıştır.

Ardından KOP Bölgesi balıkçılığına, su kaynakları potansiyeline, KOP bölgesinde üretimi ve avcılığı yapılan su ürünlerinin mevcut durumuna, Beyşehir Gölünde tespit edilen tür çeşitliliğine, balıkçılık kompozisyonuna ve halkın su ürünleri yetiştiriciliğine bakışı ve insan kaynakları başlıkları altında incelenmiştir. Mevcut durum ortaya koyulurken bu alanlardaki gelişmelere ve yaşanan sorunlara ilişkin çözüm önerilerine de yer verilmiştir.

2. KOP BÖLGESİ SU KAYNAKLARI POTANSİYELİ

Türkiye’nin orta kısmında, oldukça stratejik bir konuma sahip olan KOP (Konya Ovası Projesi) Aksaray, Karaman, Konya ve Niğde illerini içine alan 65 bin km2’lik bölgede çevresel sürdürülebilirliği ve insanı geliştirmeyi hedefleyen kapsamlı bir kalkınma projesidir. KOP Bölgesi içme suyu temininde önemli bir sıkıntı bulunmamaktadır, ancak tarımsal su kullanımının kontrollü yapılması gerekmektedir. Bu bölgede su temini iklim şartlarına bağlı olarak büyük dalgalanmalar göstermekle birlikte bölgenin yaklaşık 8 milyar m3 yıllık su potansiyelinin önemli bir kısmı (%56) yeraltı kaynaklı olmak üzere bir kısmı Mavi Tünel Projesi ile kısa süre sonra sağlanacak yıllık 4.35 milyar m3 su sürdürülebilir kullanıma uygun durumda bulunacaktır. Fakat bölgede halen tarımsal sulamada yıllık yaklaşık 6 milyar m3 suyun kullanıldığı bilinmekte, her yıl kullanılabilir durumdaki sudan yaklaşık %50’den daha fazla su kullanılmaktadır. Özellikle kış yağışlarının az olduğu yıllarda bariz olmak üzere yeraltı suyu seviyesi hızla düşmektedir.

Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü, göller bölgesinde, Beyşehir İlçesinin kuzeyinde, Konya Ovası’nın güney batısında, Şarkikaraağaç İlçesinin ise güneyinde ve Sultan ile Anamas dağları arasındaki tektonik çukurda yer almaktadır. Beyşehir Gölü, yüzey alanı olarak da Türkiye’nin üçüncü en büyük gölü olma özelliğine sahiptir ve KOP bölgesinde bulunan en büyük sulak alan konumundadır (Hoşafcıoğlu, 2007; Babaoğlu ve diğ., 2007).

Gölün yaklaşık yüzey alanı 650 km2’dir (Geldiay ve Balık, 1996). Ortalama derinliği ise 8,5 m olan gölün havza alanı, 2 il (Konya ile Isparta), 8 ilçe, 34 belediye, 22 köy ile 2 milli parkı barındırmaktadır (Babaoğlu ve diğ., 2007).

Gölalanı, 1991 yılında Birinci Derece Doğal Sit Alanı ilan edilmiştir ve suyu birinci derece içme suyu kriterlerine uyduğundan İçme ve Kullanma Suyu Koruma Sahası

KOP BÖLGESİNDE BALIKÇILIĞIN ÖNEMİ

KOP BÖLGESİNDE BALIKÇILIĞIN ÖNEMİ

Tablo 3. KOP Bölgesi Su Kaynakları Potansiyeli.

Tablo 4. KOP Bölgesi Yer altı ve Yerüstü Kullanılabilir Su Kaynağı Potansiyeli (hm3/yıl)

KONYA NİĞDE AKSARAY KARAMAN

Doğal göl

yüzeyleri (ha) 167640 - 46878 3601

Baraj rezervuar

yüzeyleri (ha) 2830 156 4100 920

Seddelemeli rezervuar yüzeyleri (ha)

6797 - -

-Gölet rezervuar

yüzeyleri (ha) 774 75 68 10

Akarsu

yüzeyleri (ha) 71 23 36 103

KONYA NİĞDE AKSARAY KARAMAN KOP Bölgesi

Yerüstü suyu 99 146 1.640 45 1.930

Yer altı suyu 258 244 1.539 394 2.435

Toplam 357 390 3.179 439 4.365

statüsüne sahiptir. 1988’de yürürlüğe giren Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği’ne göre göl içme suyu rezervi statüsündedir ve Ramsar Sözleşmesi doğrultusunda Beyşehir Gölü uluslararası öneme sahip bir sulak alandır (Hoşafcıoğlu, 2007).

Gölden içme suyu temini (Beyşehir ilçesi ve 7 kasaba), tarımsal sulama (Konya Ovası, Şarkikaraağaç ve Kıreli pompaj sulaması) ve balıkçılık, saz kesimi, toprak ve kum alımı olmak üzere faydalanılmaktadır (Babaoğlu ve diğ., 2007).

Beyşehir Gölünde yürütülen araştırmalar sonucunda, gölün su seviyesinin azaldığı, gölden aşırı su çekildiği, göl çevresindeki köylerin evsel atıklarının göle verildiği belirlenmiştir. Bunun yanı sıra sazlıkların yakılması ve aşırı avcılık nedeniyle gölün hidrolojik ve ekolojik yapısında bozulmaların olduğu bildirilmiştir (Kazancı ve ark., 2003, Altındağ ve Yiğit 2004, Mercan ve Kabdaşlı, 2008).

Beyşehir Gölü çevresinde, göl ile doğrudan teması olan 26 yerleşim biriminden 23’ünde temel geçim kaynağı balıkçılıktır (Dinç ve Öztürk, 2013). Boyları 6 ile 8 m arasında değişen teknelerin büyük bir çoğunluğu ahşap üzeri fiberglas kaplamadır. Göldeki toplam balıkçı sayısı 1.159’dur. Bu balıkçıların 889’u Konya bölgesinde, 270’i de Isparta bölgesinde avcılık yapmaktadır. Beyşehir Gölü’nde en fazla balıkçı sayısı ve balıkçı teknesinin Konya bölgesinde Gölyaka, Isparta bölgesinde ise Gedikli yerleşim birimlerinde bulunduğu saptanmıştır (Çubuk ve diğ., 2006a). KOP Bölgesinde, Beyşehir Gölü balıkçılık açısından önem teşkil etmektedir. Bu nedenle Gölde bulunan ekonomik ve istilacı tür kompozisyonu UNİKOP birliği üniversiteleri ve KOP Bölge Kalkınma İdaresince değerlendirilip araştırılmalı gelecekte neler yapılması gerektiği ortaya çıkarılmalıdır.

3. KOP BÖLGESİNDE ÜRETİMİ VE AVCILIĞI YAPILAN SU ÜRÜNLERİNİN MEVCUT DURUMU

KOP Bölgesinde en büyük avlak alana sahip olan Konya’da; Beyşehir, Ilgın-Çavuşçugöl, Seydişehir-Suğla gölü, Çumra-Apa barajı ve Halkapınarı-İvriz barajıdır. Konya, İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünden edinilen verilere göre; Beyşehir gölü 2012 yılı avcılık miktarı şöyledir, sazan 122.504 ton, sudak 83.708 ton, diğer türler (Çin Sazanı, Kadife, Akbalık, Kerevit) 82.600 ton’dur.

Seydişehir, Suğla gölü 2012 yılı avcılık miktarı; sazan 1.150 ton, sudak 24.100 ton, diğer türler (Sudak, Çin Sazanı, Kadife, Akbalık (Tatlı su Kefali), Kerevit) 297,520 ton olarak belirlenmiştir.

Konya ilinde 31 aktif çiftlik bulunmaktadır. Bunlardan biri Halkapınarı ilçesinde bulunan İvriz Barajında bulunmaktadır. Diğerleri Seydişehir Suğla gölü ve Çumra Apa barajında da bulunmaktadır.

TÜİK’in 2011 yılı Konya Su Ürünleri Avcılık İstatistiklerine bakıldığında 16,8 ton alabalık, 1,5 ton akbalık, 8,5 ton çapak, 9,8 ton gümüş, 387,3 ton kadife balığı avcılığının yapıldığı tespit edilmiştir.

TÜİK’in 2011 Su Ürünleri Yetiştiricilik Üretimi İstatistiklerine bakıldığında ise Konya’da; 750 ton alabalık üretildiği bildirilmiştir (Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı).

Karaman, İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünden edinilen verilere göre; Karaman’da 14 adet alabalık işletmesi bulunmaktadır. Bu işletmelerden 2012 yılında 1,571 ton alabalık üretimi yapılmıştır. Karaman ilinde profesyonel avcılık yapan balıkçıların bulunmadığı sadece sportif amaçla balıkçılık yapanların mevcut olduğu saptanmıştır.

TÜİK Su Ürünleri Avcılık İstatistikleri, 2011 de bildirdiğine göre; Karaman 94,5 ton toplam avcılığın yapıldığını tespit edilmiştir.

TÜİK Su Ürünleri Yetiştiricilik Üretimi İstatistikleri, 2011 de bildirdiğine göre Karaman; 1,217 ton alabalık üretiminin yapıldığı bildirilmiştir.

Niğde, İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünden edinilen verilere göre;

2012 yılında yetiştiricilik yapan 8 çiftlikten (5 tane Çamardı, 1 tane Özyurt, 2 tane

Alihoca Köyü) elde edilen balık miktarı 177 ton alabalık olduğu ve 2 ton da sazan yetiştiriciliğinin yapıldığı bildirilmiştir.

TÜİK Su Ürünleri Avcılık İstatistikleri, 2011 de bildirdiğine göre; Niğde 28 ton toplam avcılığın yapıldığı bildirilmiştir. Bunlar 5,5 ton gümüş, 2,3 ton kadife balığının olduğu tespit edilmiştir.

TÜİK Su Ürünleri Yetiştiricilik Üretimi İstatistikleri, 2011 de bildirdiğine göre Niğde 77 ton alabalık yetiştiriciliğinin yapıldığı tespit edilmiştir.

Aksaray ilinde yetiştiricilik yapılmamaktadır. Hirfanlı barajında yapılan ticari avcılıktan 600 ton gümüş ve 4 ton sazan avcılığının yapıldığı bildirilmiştir (Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı).

TÜİK Su Ürünleri Avcılık İstatistikleri, 2011 de bildirdiğine göre; Aksaray’da toplam 144,9 ton balık avlandığı bunun 48,7 ton gümüş balığı olduğu bildirilmiştir.

4. BEYŞEHİR GÖLÜNDE TESBİT EDİLEN TÜR ÇEŞİTLİLİĞİ

Beyşehir gölü balıkçılığı üzerine ilk çalışma 1950’li yılların ortalarında Numann, (1958) tarafından yapılmıştır. Yapılan bu çalışmada gölde 6 balık türünün (Cyprinus carpio, Chondrostoma regium, Alburnus akili, Acanthorutilus anatolicus, Leuciscus lepidus ve Varicorhinus pestal) bulunduğu, bu türler içerisinde predatör bir türün bulunmadığı ve en önemli balık türünün sazan olduğu belirlenmiştir.

Bu çalışmadan yaklaşık 22 yıl sonra gölde 7 tür ve 1 alt tür bulunduğu bu türlerin Cyprinidae ve Cobitidiae familyalarına ait olduğu bildirilmiştir (Erdemli, 1982). Beyşehir gölüne 1978 yılında predatör bir tür olan sudak (Sander lucioperca) balığı aşılanmıştır. Sudak balığının aşılanmasından yaklaşık 5 yıl sonra (1983-1984) TOKB Isparta İl Müdürlüğü (1985), tarafından yapılan çalışmada, Beyşehir Gölünde 9 balık türünün yaşadığı tespit edilmiştir. Bu balık türleri (Cyprinus carpio, Sander lucioperca, Leuciscus lepidus,Capoeta pestai, Chondrostoma regium, Gobio gobio, Alburnus akili, Acanthorutilus anatolicus ve Cobitis bilseli)’dir. Sonradan aşılanan sudak balığı dışında bu dönemdeki balık faunası’nın 1950’li yılların ortalarında tespit edilen balık türleri ile benzer olduğu anlaşılmıştır. Ancak gölde sudak balığı popülasyonunun hızla artması ve 1980’li yılların sonlarında baskın tür haline gelmesi ile bazı balık türlerinin nesli tükenmiş, bazılarının da populasyonu oldukça düşmüştür. Beyşehir Gölü balıkçılığı üzerine Balık ve ark., (1997) yılında yaptığı çalışmada gölde sudak balığı dışında ekonomik balık türlerinden sadece sazan, tatlısu kefali ve karaburun balıklarının nesillerini devam ettirebildikleri, siraz (Capoeta pestai) ve Beyşehir gölünde endemik tür olarak bulunan gövce (Alburnus akili)’nin ise neslinin tükendiği bildirilmiştir. Son yıllarda yapılan araştırmalarda gövce’nin göl içinde görülmediği ancak türün kendine daha rahat yaşam ortamı bulduğu dere yataklarında yaşamlarını devam ettirdikleri tespit edilmiştir.

Sudak balığından sonra Beyşehir gölüne aşılanan ikinci balık türü de Kadife (Tinca tinca) balığıdır. Bu türün, 1990’lı yılların başlarında balıkçılar tarafından Beyşehir gölüne aşılandığı bilinmektedir (Balık ve ark., 1997). Bu balık türü çok kısa sürede hızla çoğalarak gölün dominant türü olmuştur. Bölgesel olarak ticari değere sahip olan kadife balığının eti kılçıklı olmasına rağmen, lezzetlidir. Yurdumuzda önemli bir pazarı olmamasına rağmen pek çok Avrupa ülkesinde rağbet görmekte ve alabalıktan pahalı olması nedeniyle, çiftliklerde de yetiştiriciliği yapılmaktadır.

2001 yılı üretimi 778 ton (Anonim, 2003), olan kadife balığı Göller bölgesinde ve çoğu Beyşehir civarındaki işleme tesislerinde filetoları çıkarılıp satılmaktadır. Hem ihraç ürünü olarak ekonomik öneme sahip olması hem de sevilerek tüketilmesi nedeniyle, kadife balığının et verimi üzerine Beyşehir de bir araştırma yapılmış, çalışma sonucunda ham protein oranı eşey gruplarına göre değerlendirilmiş ve Ağustos-Aralık 2002 döneminde değerlendirilen erkek kadife balıklarının proteince dişilere göre daha düşük olduğu istatistiki farkla bulunmuştur (Zencir ve Korkmaz, 2004).

KOP BÖLGESİNDE BALIKÇILIĞIN ÖNEMİ

KOP BÖLGESİNDE BALIKÇILIĞIN ÖNEMİ

Kadife balığından sonra 1990’lı yılların sonlarında göle gümüşi havuz balığı (Carassius gibelio) ve 2002 yılında da gümüş balığı (Atherina boyeri) aşılanmıştır.

Bu balık türlerinden üçü de ortama uyum sağlayarak hızla çoğalmışlardır. Ocak 2005-Aralık 2005 tarihleri arasında yapılan bir çalışmada Beyşehir Gölünden yakalanan 251 dişi ve 231 erkek birey üzerinde yaş dağılımı dişilerde 0+-V yaş, erkeklerde ise 0+-IV yaş arasında dağılım gösterdiği bulunmuştur. Popülasyonun yaş kompozisyonu incelendiğinde her iki eşeyde de genç bireylerin oranının oldukça yüksek olduğu gözlenmiştir. Sonuç olarak, Beyşehir Gölüne 1990’lı yılların sonunda aşılanan gümişi havuz balığı, göldeki adaptasyonunu tamamlayarak, gelişme göstermiş ve gölden ticari avcılığı yapılmaya başlanmıştır. Ancak, bu tür ile aynı beslenme özelliğini gösteren türler arasında besin rekabeti oluşacağından bu türün göldeki geleceği önümüzdeki yıllarda daha belirgin olarak netleşecektir.

Fakat daha önce yurdumuzda aşılanan diğer tüm göl ve baraj göllerinde zaman içinde ortamın dominant balık haline geldiğinden, bu türün de zamanla Beyşehir Gölü’nün dominant balık türleri arasında yer alacağı düşünülmektedir.

2000’li yılların ilk yarısında Yeğen ve ark., (2006) ve Çubuk ve ark., (2006) tarafından yapılan çalışmalarda Beyşehir gölünde 6 familyaya ait 11 türün (Cyprinus carpio, Sander lucioperca, Carassius gibelio, Tinca tinca, Chondrostoma regium, Leuciscus lepidus, Aphanius anatoliae anatoliae, Atherina boyeri, Gambussia affinis, Knipowitschia caucasica ve Pseudophoxinus anatolicus anatolicus’un ve yaşadığı tespit edilmiştir. Bu türlerden sudak, kadife, gümüş ve gümüşi havuz balıklarının göle sonradan aşılanan balıklar olduğu belirlenmiştir.

Bunlara ilave olarak Türk kereviti adı ile yabancı literatürde anılan Astacus leptodactylus Eschscholtz (1823) türü, Beyşehir’de de bulunmaktadır ancak yetiştiriciliği yapılmamaktadır (Sarıhan ve Erdemli, 1982; Çevik ve Tekelioğlu, 1997). Kerevitler tatlı su alanlarında organik materyalin işlenmesinde önemli rolleri vardır ve ekosistemde enerji dengeleri üzerinde etkilidirler. Kerevitlerin ortamdaki döküntü bitkisel materyali tüketim düzeyinin incelendiği bir çalışmada, 30 günlük bir süre sonunda, kerevitlerin bulunduğu kanaletlerde, kerevitlerin bulunmadığı kanaletlere oranla, kuru ağırlık yönünden bu materyallerin 8 kat daha fazla kayba uğradığı saptanmıştır (Zhang ve ark., 2004). Kerevit, 1970-1985 yılları arasında Türkiye’nin ticari açıdan en önemli iç su ürünü iken, 1860’lı yıllarda Amerika’dan önce İtalya’ya oradan da diğer Avrupa ülkelerine ve Rusya’ya sıçrayarak kerevit vebası hastalığının, ülkemizde ilk kez 1984 yılında Çivril gölündeki kerevitlerde gözlenmesi ve hastalığın hızla diğer su kaynaklarındaki kerevitlere bulaşması sonucunda, popülasyonlarda yüksek ölümler meydana gelmiş, bu nedenle de 1986’nın sonlarına doğru popülasyonlarda büyük düşüş olmuştur. Devlet İstatistik Verilerine göre 1984 yılında 7936 ton olan kerevit üretimimiz, 2003 yılında 2,183 ton olarak kayıtlara geçmiştir. 2000’li yıllarda bilinçsiz avlanma ve kerevit vebası yüzünden bitme noktasına gelmiştir. İşlenen kerevitin tamamı yurt dışına satılmaktadır ve kg fiyatı yaklaşık 20 TL’dir. Kerevitte en büyük pazar İsveç ve diğer Avrupa ülkeleridir. Kerevit talebe göre haşlanmış dondurulmuş ya da

Şekil 1. Nisan 2013-Haziran 2013 Örneklemeler Sonucunda Türlerin Av Kompozisyonu

5. BEYŞEHİR GÖLÜNDE BALIKÇILIK KOMPOZİSYONU

Avcılık ile ilgili olarak yapılan çalışmalarda, Beyşehir Belediyesi İç Su Araçları Ruhsatlandırma Birimi’ne resmi olarak kayıt yaptıran 571 adet tekne olduğu tespit edilmiştir. Bunların 13 tanesinin özel gezinti teknesi olduğu, 558 tanesinin ise balıkçı teknesi olarak kullanıldığı bilinmektedir. Ayrıca Beyşehir Gölü’nde 3 adet de yat bulunmaktadır. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı SUBİS (Su Ürünleri Bilgi Sistemi) Konya İli avlak sahasına kayıtlı olarak ise bu sayı 563 ruhsatlı tekne ve 539 ruhsatlı avcı olarak bildirilmiştir. Özel teknelerin boyları 5 m’den az olmakla birlikte 2 adet özel teknenin boyunun 8 m’ye yakın olduğu, balıkçı teknelerinin ise boylarının 7,4 ile 8,0 m arasında değiştiği belirlenmiştir. Balıkçı teknelerinde kullanılan motorlar 10-13 beygir gücüne sahip Lombardine tipi motordur (Beyşehir Gölü Değerlendirme Raporu, 2013).

6. KOP BÖLGESİ SU ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜNÜN GELECEĞE DÖNÜK PLANLARI

Sürdürülebilir su ürünleri üretimin unsurlarından birisi de ürün çeşitliliği oluşturabilmektir. Yoğun üretimi yapılan türlerin pazarda doygunluk oluşturması durumunda çözüm alternatif ürünlerle piyasaya girmektir. Son yıllarda bir görüş olarak karşımıza çıkan ancak daha sonra belli yaptırımlar gerektirecek yetiştiricilikte refah olgusu da sürdürülebilirliğin unsurları arasında yerini almaktadır. Halk, su ürünleri yetiştiriciliği olgusunu tam olarak kabullenmedikçe ve su ürünleri tüketimi konusunda yeterince bilinçlenmedikçe diğer “sürdürülebilirlik” temaları hiçbir anlam taşımamaktadır. Ne yazık ki su ürünleri üretimi zaman zaman negatif medya baskısına maruz kalmaktadır. Burada hedefin yanlış olduğu açıktır.

Balık yetiştiriciliğinde yaşanan hızlı artış, sektörde ilk olarak çalışmaya başlayan Ziraat Mühendislerinin ve devamında Balıkçılık Teknolojisi ile Su Ürünleri Mühendislerinin gösterdiği çabaların göstergesidir.

Su ürünleri sektöründe yetiştiriciliği yapılan alabalık ve sazan türleriyle sınırlı kalmayıp bu balık türleri dışında ekonomik öneme sahip alternatif balık türlerinin üretim tekniklerini oluşturup KOP bölgesindeki su ürünleri üreticilerine sunmak ve ürün çeşitliliğini arttırmak amacındayız. Yapılacak Etüt çalışmalar ile yeni ürünlerin araştırması yapılacak ve araştırmalar sonunda bulunacak olan yeni ürünler ile sürdürülebilir bir piyasa hareketliliği sağlanarak; KOP Bölgesinin sürdürülebilir kalkınmasına ve diğer tarım sektörlerine örnek olacak bir çalışmayı başlatmış olacağız. Böylece, alternatif balık türlerinin üretimi için gerekli teknik bilgilerin ortaya konulması, üretim tekniklerinin belirlenmesi ve elde edilen bilgilerin resmi kurumlar ve özel sektörle paylaşılmasını amaçlamaktayız.

KAYNAKLAR

Altındağ, A., Yiğit, S., 2004. Beyşehir Gölü Zooplankton Faunası ve Mevsimsel Değişimi. G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi 24(3):217-225.

Anonim, (2003). Devlet Su İşleri (DSİ) Tarafından Sulak Alanlarda Yürütülen Projeler. Su Dünyası, Ankara.

Babaoğlu, M. 2007. Beyşehir Gölü’nün Sorunları ve Alınması Gereken Önlemler, Konya İl Genel Meclisi Beyşehir Gölü Araştırma Komisyonu.

Balık, İ., 1997. Beyşehir Gölü Su Ürünleri Geliştirme Projesi, Balık Populasyonlarının Araştırılması ve Sudak Populasyonunun Göl Balıkçılığı Üzerine Etkileri, Sonuç raporu Tarım ve Köyişleri Bak. Eğirdir Su Ürünleri Araştırma Ensti.Müd., 93 s.

Çevik, C., Tekelioğlu, N., 1997. Seyhan Baraj Gölünde Yaşayan Tatlı su İstakozu Astacus leptodactylus Eschscholtz (1823)’nun Bazı Biyo-Ekolojik, Morfometrik Özellikleri ile Hastalık Durumunun Saptanması.

IX. Su Ürünleri Sempozyumu, Eğirdir/Isparta, 1:270-279.

Çubuk, H., Çınar, Ş., Uysal, R., Çetinkaya, S., Özkök, R., Tümgelir, L.,Yağcı, M., Erol, K., Ceylan, M.

2006a. Beyşehir ve Eğirdir Göllerindeki Ekonomik Balık Stoklarının Tespiti veSürdürülebilirliklerinin Araştırılması Projesi, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü.

Çubuk, H., Balık, İ., Yağcı, M., Çınar, Ş., 2006b. Beyşehir Gölü’ne Sonradan Aşılanan Yeni Balık Türlerinin Göl Ekosistemi Üzerine Etkileri, I. Uluslararası Beyşehir ve Yöresi Sempozyumu, 11- 13Mayıs 2006.

KOP BÖLGESİNDE BALIKÇILIĞIN ÖNEMİ

KOP BÖLGESİNDE BALIKÇILIĞIN ÖNEMİ

Davenport, J., Black, K., Burnell, G., Cross, T., Culloty, S., Ekaratne, S.,Furness, B., Mulcahy, M. and Thetmeyer, H. 2003. Aquaculture:The Ecological Issues. Blackwell Publ., USA, 89 p.

Dinç, A., Öztürk, R. 2013. Beyşehir Gölü Milli Parkı’nın Ekoloji veTurizm Bakımından Araştırılması.

Türk Bilimsel Derlemeler Dergisi 6 (1): 118-123.

Erdemli, A.Ü., 1982. Beyşehir Gölü Balıkları. Selçuk Üniv. Fen Fak. Dergisi, 2:131-142.

Hoşafcıoğlu, S., 2007. Beyşehir Gölü Havzası’nda Noktasal ve Noktasal Olmayan Kirletici Kaynakların Değerlendirilmesi. Çevre Müh. A.B.D. Yüksek Lisans Tezi, Konya, 2007.

Geldiay, R., Balık, S. 1996. Türkiye Tatlısu Balıkları. E.Ü. Fen Fak. Kitaplar Serisi No: 97. İzmir, 519s.

Kazancı, N., Oğuzkurt, D., Dügel, M., (2003). Beyşehir Gölü’nün Limnolojisi, çevre kalitesi, biyolojik çeşitliliği ve korunması.Türkiye İç Suları Araştırmaları Dizisi, Ankara.

Mercan, D.E., Kabdaşlı, S. (2008). 1998 Su yılı için Beyşehir GölününHidrodinamik Modellemesi.

İstanbul Teknik Üniversitesi/d-Mühendislik Serisi 7:75-82.

Sarıhan, E., Erdemli, Ü., 1982. Beyşehir, Eğirdir, Akşehir, Eber Gölleri ile Apa Baraj Gölünde Tatlı Su İstakozu Astacus leptodactylus Eschscholtz (1823) populasyonlarının Bazı Biyolojik ve Morfolojik Özellikleri Üzerinde Karşılaştırmalı Bir Araştırma. TÜBİTAK Veteriner Hayvancılık Araştırma Gurubu.

Proje No: VHAG-490.

T.C. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi ve T.C. Orman ve Su İşleri 8. Bölge Müdürlüğü Konya Şube Müdürlüğü, Değerlendirme Raporu, 2013.

Yeğen, V., Balık, S., Bostan, H., Uysal, R., Bilçen, E., 2006. Göller Bölgesindeki Bazı Göl ve Baraj Göllerinin Balık Faunalarının Son Durumu. I. Balıklandırma ve Rezervuar Yönetimi Sempozyumu 7-9 Şubat, 129-140.

Zencir, Ö., Korkmaz, A.Ş., 2004. Beyşehir Gölü Kadife Balıklarının (Tinca tinca L., 1758) Et verimi ve Vücut Kompozisyonu. Tarım Bilimleri Dergisi, 2004. 10(4):474-480.

Zhang, Y.,Rihardson, J.S., Negihi, J.N., 2004. Detritus processing, ecosystem engineering and benthic diversity:a test of predator-omnivore interference. Ecology Journal of Animal, 73:756-766.

www.tuik.gov.tr

ÖZET

KOP Bölgesini oluşturan ve ülkemizin üçüncü büyük yağış havzası olan Konya Kapalı Havzası (5.426.980 ha) Türkiye yüzölçümünün %7’sini teşkil etmekte ve Konya, Karaman, Niğde ve Aksaray illerini kapsamaktadır. Söz konusu havzanın güney batısında yer alan Konya İli’nin yüzölçümü göller hariç 3.825.700 ha’dır.

Tarım arazisi varlığı 2.659.890 ha olup bunun her yıl ortalama 1.653.000 hektarı ekilmekte, 1.008.306 hektarı ise nadasa bırakılmaktadır. Karaman İli’nin toplam yüzölçümü 885.100 ha olup bunun 346.848 ha’ı tarım arazisidir. Niğde İli’nin arazi

Tarım arazisi varlığı 2.659.890 ha olup bunun her yıl ortalama 1.653.000 hektarı ekilmekte, 1.008.306 hektarı ise nadasa bırakılmaktadır. Karaman İli’nin toplam yüzölçümü 885.100 ha olup bunun 346.848 ha’ı tarım arazisidir. Niğde İli’nin arazi