Sultan il. Abdülhamid Dönemi
58 BOA, ME MKT, 133156
32
bina değiştirmek zorunda kalmıştır.59
Dilsiz ve Ama Mektebi
yatısız (nehari) olarak kurulmuştur. Bu nedenle yatılı öğrenci kabul edemeyen mektep İstanbul dışından öğrenci ol
mak için yapılan birçok müracaatı geri çevirmek zorunda kalmıştır.60 İleride ele alınacağı üzere, yatılı bir
Dilsiz ve Ama Mektebi
binası için Sultan il. Abdülhamid ve il. Meşrutiyet dönemlerinde birçok planlama ve teşebbüs olmasına rağmen bir sonuca varılamamıştır.Dilsiz ve Ama Mektebi
müstakil bir müdürlükle, birçok bina gezdikten sonra, Zühtü Paşa'nın Maarif Nazırlığı sırasında ama öğrencinin kalmaması ve dilsiz öğrenci sayı
sının da azalması sebebiyle, bazı muallimlik kadroları kal
dırılarak Ayasofya Merkez Rüşdiyesi içerisinde bir sınıfa 59 Osman Nuri, a.g.e., s. 523.
60 İstanbul dışında ikamcl eden ve konuşma engelli çocuğu olan birçok kişi çocuklarını Dilsiz ve Ama Mektebine göndermek is
temiştir. Edime Hahambaşılığı aracılığı ile kimsesiz ve dilsiz olan Mişon veled-i Avram'ın Dilsiz ve Ama Mektebine kaydı is
tenmiş ve bu istek Edime vali vekili ve 2. ordu müşiri tarafın
dan Maarif Nezaretine iletilmiştir (26 Ağustos 1896 (14 Ağus
tos 1312) ) . Maarif Nezareti mektebin yatılı olmaması nedeniyle Mişon'un yatılı olarak kabul edilemeyeceğini ancak isterse gün
düzlü olarak kaydının yapılacağını bildirmiştir. BOA, MF MKT, 346168. Preşova (Kaza merkezi, Kosova-Priştine) sakinlerinden Receb bin Ömer'in onar yaşındaki konuşma engelli iki oğlunun Dilsiz ve Ama Mektebine kaydettirme müracaatı, mektebin yatılı olmaması nedeniyle, reddedilmiştir. [5 Haziran 1905 (23 Mayıs 1321)) BOA, MF MKT, 87016. Yine Kudüs-i Şeıif mutasamflığı Gazze ahalisinden Hacı Salim bin Mahmud, mutasamflık ara
cılığı ile önce 26 Haziran 1906 'da (13 Haziran 1322), sonra 30 Mayıs 1909'da (17 Mayıs 1325) dilsiz beş çocuğunu mektebe göndermek istemiştir. Bu müracaatlar da mektebin leyli (yatılı) olmaması nedeniyle reddedilmiş lir. BOA, DH. MKT, 1 1 04/44;
BOA, MF MKT, 1 130130.
nakledilmiştir.61 Mektep, 1897 (R. 1313) yılında Ayasofya Merkez Rüşdiyesine taşınmasından sonra müstakil müdür
lük vasfını kaybetmiştir.62 Yine aynı yıl mekt�bin ama kısmı kapaulmıştır.63 Mektep, o tarihten sonra, yalnızca sağır öğ
rencilerle, Ayasofya Merkez Rüşdiyesi Müdürlüğü bünye
sinde eğitim öğretime devam etmiştir. Mektepte ama öğren
cinin kalmayıp sağır öğrenci sayısının azalmasında, birçok defa bina değiştirilmesi, bina probleminin halledilememesi ve buna bağlı olarak mektebin yatılıya dönüştürülememesi
nin etkisi vardır. Mektepte ama öğrencilere verilen musiki derslerinin kaldınlması da onların mektebi terk etmesinde önemli bir etken olmuştur.64
Dilsiz ve Ama Mektebinin
eski müdürü ve o tarihte muallimi olan Hüseyin Sabri Bey 1 0 Ağustos l 908'de (28 Temmuz 1324) Maarif Nezaretine gönderdiği dilekçe ile Yerebatan'daki Ayasofya Merkez Rüşdiyesi binasının alt katında bulunan
Dilsiz Mektebinin
kötü durumundan bahsetmiş ve mektebin Darülhayr-ı Ali binasına taşınmasını istemiştir. Mektebin bulunduğu, Ayasofya Merkez Rüşdiyesi binası bodrum katındaki sınıfı, zindana benzer, dar, rutubetli, havasız olarak tarif eden Sabri Bey, dilekçesinde, dilsiz öğrencilerin rüşdiye öğrenci
leri ile bir arada bulunmalarının sakıncalı olduğunu da ifade etmiştir.65 Hüseyin Sabri Bey, aynı tarihli,
Dilsiz Mektebinin
durumunu anlatan bir de rapor hazırlamıştır. Hüseyin Sabri Bey konuşma engelli çocukların özelliklerinden ve ihtiyaçlarından bahsettikten sonra aşağıdaki hususlara değinmiştir.
61 BOA, MF. MKT, 756124.
62 BOA, DH. SAİD., 1391367; Salname-i Nezdret-i Maaıif-i Umumiye, 13 16, s. 673; Salndme-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye, 1316, s. 325.
63 Osman Nuri, a.g.e., s. 523.
64 Ali Haydar, a.g.m, s. 1253.
65 BOA, MF. MKT, 1 1 1 1152.
34
Dilsizlere mahsus bir mektep yalnızca İstanbul'da bulunup taşrada (İstanbul dışında) bulunan dilsizler bu mektepten istifade edememektedirler. Dilsiz Mektebi, diğer mektepler
den farklı olup bu mektepteki tedrisat kendisine has yön
temlerle yürütülmektedir. Mektepteki dersler her muallim tarafından yürütülemez. Beş sınıftan müteşekkil olan mek
tepte verilen dersler bir program dahilinde yürütülmektedir.
Dilsiz Mektebi müdürü, konuşma engellilerin iletişim aracı olan genel işaretleri bilmelidir. Dilsiz Mektebi öğrencileriyle iletişim kuramayan birisinin mektebin müdürü olması mek
tebin yokluğuyla aynıdır. Dilsiz Mektebi öğrencilerinin, az
lığına veya çokluğuna bakılmaksızın, eğitim öğretimlerine devam edilmelidir.
Öğrencilere, her yıl, tek tip kırmızı elbise verilir. Bu elbiseler anlan bazı tehlikelerden korur. Yine öğrencilere, onlan teş
vik için ayda veya üç ayda bir, def ter, kalem resim takınılan verilir. Nehari olarak kurulan mektebin leyli olması gerektiği daha kuruluşunda kararlaştırılmışsa da mektep, faaliyetlerini halen nehari olarak sürdürmektedir.
Dilsiz Mektebinin müdür, muallim, hademe, mubassır ödeneği, kuruluşunda 7.000 kuruştu. Bu ödenek, o zaman, mekatib-i idadiye varidatına dahil olup Meclis-i Maarif idaresindeydi. Ti
caret Mekteb-i Alisi binası içerisinde kurulan mektep beş ayn sınıfa sahipti. Daha sonra birçok bina değiştiren mektep niha
yet Ayasofya Merkez Rüşdiyesi binasına nakledilmiştir. Dilsiz
ler, küçümsenmemeli ve hakir görülmemelidir. Onlar vatan evladı muhabbetiyle herkesin yardımına muhtaçtır.
7.000 kuruş olan ödenek şimdi 1 .700 kuruşa indirilmiştir.
Mektebin şimdiki yeri, Yerebatan'da, rüşdiyenin alt katında, güngörmez, hava almaz, zindan benzeri yerde bulunan bir sı
nıftır. Bu durum ıslah edilmesi gereken mektebin imhası an
lamına gelmektedir. Dilsiz çocuklar sıkıntılı ve hiddetli bir mizaca sahip olduklarından bulundukları zindandan kurta
rılmalıdırlar.
Dilsiz çocuklar, geçimlerini temin için, bir sanat sahibi ol
maya muhtaçtırlar. Bu nedenle onlann yazma becerisini ka
zanmalan ikinci derecede önemlidir. Dilsiz Mektebinin varlığı devam ettirilmeli ve her taraf tan öğrenci alabilmek için gaze
telerde haber ve ilanlar yayınlanmalıdır.
Dilsiz Mektebi şimdiki haliyle çok kötü bir durumdadır.
Ancak hiç olmazsa Darülhayr-ı Ali binası içerisinde bir yer aynlabilirse mektep oraya nakledilebilir. Orada verilecek eğitim sayesinde, Dilsiz Mektebi öğrencileri çeşitli zanaat
lar öğrenecekler ve bu onlar için gelecekte bir geçim kay
nağı olacaktır.
Mektep Ayasofya Rüşdiyesi binasından bir an önce çıkanlrnalı ve diğer mektep öğı·encilerine benzemeyen Dilsiz Mektebi öğ
rencilerinin dar olan kalpleri rahatlatılrnalıdır.66
Raporunun sonunda kendisini dilsizlerin tercümanı, eski müdürü, şimdiki muallimi, gururlu, hakir ve aciz kul67 olarak niteleyen Hüseyin Sabri Bey, on dokuz yıldır
Dilsiz Mektebinde
çalışuğını ve maddi hiçbir birikime sahip olmadığını ifade ederek mektebe yeniden müdür olarak atanma
sını istemektedir.
Rapordan anlaşılacağı üzere,
Dilsiz ve Ama Mektebi,
Sultan il. Abdülhamid'in son yıllarında kötü bir durumdadır.
Mektepte ama öğrenci kalmamış, elverişsiz şartlardan dolayı sağır-dilsiz öğrencilerden birçoğu mektebi terk etmiştir. An
cak, Sultanın, bu durumun farkında olduğunu ve mektebin içinde bulunduğu bu durumdan kurtarılması için çeşitli gi
rişimlerde bulunduğunu ifade edebiliriz. 68 66 BOA, ME MKT, 1 1 1 1152.
67 Dilsizlerin tercümanı ve müdür-i sabıkı ve elyevm muallimin-i daimesi, mağrür ve mahkur abd-i aciz . . .
68 BOA. İ. ME, 1011332 Ca-2.
36
Hüseyin Sabri Bey'in dilekçe ve raporuna kayıtsız kalın
mamış ve mektep müfettişlerinden Mustafa Bey,
Dilsiz Mek
tebinde
incelemelerde bulunmak üzere görevlendirilmiştir.Mektebe giderek gerekli incelemeleri yapan Mustafa Bey göz
lemlerini, 24 Aralık 1908'de ( 1 1 Kanün-ı evvel 1324) Mer
kez Maarif Müdürlüğüne iletmiştir. Mustafa Bey raporunda, mektebin, Hüseyin Sabri Bey'in raporunda anlatıldığı gibi ol
duğunu belirtmiş ve mektebin leyli olarak Darülhayra veya daha münasip bir yere taşınması durumunda, bu konuda ol
dukça istekli olan öğrencilerin, çeşitli zanaatlan öğrenebile
ceklerini ifade etmiştir. 69
Merkez Maarif Müdürlüğünün, ilgili raporlara istina
den ele aldığı 19 Ocak 1909 (6 Kanün-ı sani 1324) tarihli mütalaası, daha önceden planlanmış ve çeşitli mali kaynak
lar belirlenmiş olan sağır-dilsiz ve amalar için yeni bir mek
tep binası inşası fikrini ve halihazırdaki durumunu tekrar et
mekten öteye gitmemiştir.70