• Sonuç bulunamadı

Bizans Loncaları ile Ahi Birlikleri Arasındaki Farklar

2. MESLEK BĠRLĠKLERĠNĠN OLUġUMU

1.2. Esnaf Birliklerinin Bağlı Olduğu Dernekler ve KuruluĢlar

1.2.1. Bizans Loncaları ile Ahi Birlikleri Arasındaki Farklar

Loncalar, devlet tarafından bazı kamu görevlerini yerine getirmek üzere kurulmuĢ mesleki teĢkilatlardır. ĠĢverenler ve patronlar tarafından çalıĢanların çalıĢma hayatına dair bir takım fonksiyonlarını sağlamaya yönelik olarak kurulmuĢtur. Ahi Birlikleri ise, devlet otoritesi dıĢında tamamen ustalar arasındaki bir iĢbirliği olarak ancak çalıĢanların ve tüketicinin hatta toplumun ve tabiatın hakkını koruyacak bir sosyal güvenlik mekanizması seklinde örgütlenmiĢtir. Gerçi bu teĢkilat bugün kamu görevi olarak kabul ettiğimiz birçok görevi yapıyordu. Ama bunları yapmak zorunda oldukları için değil, kendi toplum anlayıĢlarına uygun olduğu için yapıyorlardı.

Loncalar, Bizans devletinin sıkı denetim ve gözetimi altında çalıĢırdı. Herhangi bir loncaya üye olabilmek için imparator ya da imparatorun görevlendirmiĢ olduğu kiĢilerden birinin onayını almak gerekirdi. Loncalara giren bir daha ayrılmamaktaydı. Ahi Birliklerinde ise, doğrudan bir devlet denetimi yoktur. KuruluĢ yıllarında devlet Ahi birliklerinin yönetimine karıĢmamıĢtır. Daha sonraki dönemlerde ise, birlik yönetimine seçilen bazı görevlilerin görevlerine hükümet yetkililerinin onayından sonra baĢlaması prensibi getirilerek dolaylı bir denetim sağlanmıĢtır. Ahi birliklerine üyelik serbesttir. Üyeliğe kabul iĢlemleri, teĢkilat yetkililerince yapılır ve devlet buna müdahale etmezdi. Bizans loncaları tarafından üyelerin uyması için konulacak kaideler, siyasi otorite tarafından tespit edilirdi. Ahi Birliklerinde ise, bu kaideler Ahilik kaidelerinden çıkartılarak teşkilat yöneticilerince konurdu.

Bizans loncalarının kast yapısı taĢımalarına ve kan grupları haline dönüĢmelerinin en önemli sebebi farklı loncalar arasındaki evlilik yasağının olmasındandır. Ahi Birlikleri hiçbir zaman kan grupları haline dönüĢmemiĢ ve böylesi birlikler içinde genellikle karĢılaĢılan kastlaşma eğilimine karĢı çıkmıĢtır.

124

Bedesten: Farsçadan gelen ve aslında bedesten olan bu kelime değerli, kıymetli kumaĢlar, mücevherler ve buna benzer eĢyanın satımına mahsus üstü kapalı, mahfuz çarĢıların bütününe verilen addır.

125 Halil ĠNALCIK, "Ġstanbul: Bir Ġslam ġehri", İslam Tetkikleri Dergisi (kurucu: Z. V. TOGAN), çev.

Loncalar sınıflı bir toplum yapısını meydana getirecek Ģekilde teĢkil edilmiĢken, Ahi Birlikleri, sınıflı bir toplum yapısına karĢı çıkmıĢ ve buna göre teĢkilatlanmıĢtır. Ahi birliklerinde çıraklar, bugünkü tabiriyle tam bir öğrenci muamelesi görürlerdi. Usta- çırak arasındaki münasebet, hoca talebe arasındaki münasebet gibiydi. Usta bütün gücüyle mesleğini çırağına öğretmek ve aynı zamanda onu iyi bir insan ve iyi bir vatandaĢ olarak yetiĢtirmek gayreti içindeydi. Çırağın mesleğini iyi öğrenememesinden

veya kusurlu davranıĢlarından dolayı usta sorumluydu126.

Ahilik, Anadolu Türküne, alın teri ile geçinme, baĢı dik, kendine güvençli ve minnetsiz yaĢama yeteneği kazandırmıĢ, bu ruhu onlara aĢılamıĢtır. Atölyede, tezgâhta sanat eğitimi, ahi zaviyelerinde kültür ve genel bilgi alarak çifte bir eğitim gören Türk esnafı ve sanatkârı, hem aralarında güçlü bir dayanıĢma ve yardımlaĢma kurmuĢ, hem de yerli Bizans sanatkârlarıyla yarıĢabilecek bir sanat ve meslek yeteneğine kavuĢmuĢ

oluyorlardı127

. Aynı dönemlerde batı toplumlarındaki usta-çırak münasebetleri tamamen

katı bir bencilliğe ve çırağın insafsızca istismarsına dayanıyordu128

.

Selçuklu esnaf birliği, Ahilik ilkeleriyle donatılmıĢ olmasının yanı sıra Bizans ve Roma örnekleriyle de ortak özellikler taĢır, ancak bu organizasyonlara göre çok daha bağımsızdır. Selçuklularda üretimi üstlenen esnaf organizasyonu, özerk yapıda yarı resmidir ve merkezi otoritenin bu yapı üstünde kumanda ettiğine iliĢkin bir kanıtta yoktur. Din bu organizasyonu etkileyemez. Her meslek kümesi iç iĢleyiĢiyle diğerine benzer ve bu özelliğiyle yeknesaktır. Esnaf denetimini kendisi yapar ve bunda özdenetim ilkeleri hâkimdir. Üstelik Selçuklu dönemi Ahileri, otorite boĢluğunun yaĢandığı dönemlerde kentleri bir bağımsız kent devleti Ģeklinde yönetir. Tüketicinin korunması yine de devletin görevidir ve devlet bunu ihtisap kurumuyla yapar ki bunu bazı küçük eklemelerle Osmanlı‟da benimser. Selçuklularda esnaf birliğinde özgün yan, kadınların kurduğu Bacılar ya da Bacıyan-ı Rum silahlı kadın birliğidir. Selçuklu esnaf organizasyon modeline, Ortaçağda, Avrupa‟daki korporasyonlarında da görülmesinde,

haçlı seferlerinin etkisini aramak gerekir129

.(dipnota bakınız)130.

Yani diyebiliriz ki, teorik de benzerlikler taĢımasına karĢın Bizans Loncaları ve Ahi Birlikleri arasında belirgin farklar da vardı. Ġsimleri farklı olsa da gerek

126 Yusuf EKĠNCĠ, Ahilik ve Meslek Eğitimi, M.E. B. Yayınları, Ġstanbul 1990, s. 23 127

http://ayakkabicilarodasi.org/anasayfa_T.asp?sayfa=ahilik

128 Ekinci, Ahilik, s. 11-12

129 http://www.kapalicarsitarihi.com 130

Ortadoğu‟da gerekse Avrupa‟da kurulan lonca örgütlenmeleri ekonomi alanında olduğu gibi sosyal hayatta da önemli rol oynamıĢlardır. Bu birlikler o dönem içinde organizeli, dayanıĢmalı ve geniĢ boyutlu ticaretin yapılmasına imkân sağlamıĢlardır.

Bizans devletlerinde borçlarından üyeleri değil, dernek sorumluydu. Bu

sorumluluk, derneğin mal varlığı ile sınırlıydı131

. Derneğin mal varlığı üyelerden alınan aidatlarla fideicommissum yoluyla geçirilen bağıĢlar ve taĢınmazlardan oluĢurdu. Kendisine özel bir imtiyaz sağlamadıkça, hiçbir dernek miras iktisap edemezdi. Justinionus‟un çıkardığı bir emirname ile yasaklı olmamaları kaydı ile dernekler, miras iktisap edebileceklerdir. Emirnamenin tam olarak tarihi belli olmamakla birlikte yaklaĢık tarih M.S. 528‟dir.

Dernekler bazı durumlarda kapatılırdı. Dernekler yasaklamalara aykırı faaliyetlerde bulunurlarsa ya da amaçları kamu düzenine aykırı duruma gelirse, collegium ilicitum duruma düĢer ve magistralarca kapatılırdı. Dernek üye sayısı 3‟ün

altına düĢerse de dernek sona ermiĢ olurdu. Dernek tüzel kiĢiliğinin sona ermesinin

hüküm ve sonuçları hakkında, kaynaklarda fazla bilgi yoktur. Böyle bir durumda, üyeler

koydukları malları geri alabiliyor ya da aralarında paylaĢabiliyorlardı132

. Bizdeki ahilikle tam benzeĢmese de Bizans‟taki dini dernekler hemen hemen aynı görevleri yerine getirmiĢtir. Burada bunlara değineceğiz.