• Sonuç bulunamadı

2. MESLEK BĠRLĠKLERĠNĠN OLUġUMU

2.2. Baharat Ticaretiyle UğraĢan Tüccarlar

Ġpek yolu medeniyetler için çok önemli ürünlerin taĢınmasına katkıda bulunmuĢtur. Bu ürünlerden biri baharattır. Baharat ise karabiber ve tuzdur. Baharat ticareti iyi ve saygın bir ticaretti. O dönemde baharatçılık iyi gelir getirirdi. Baharat kelimesinin o dönem için çok önemli olmasının altında yatan sebep, bu kelimenin aynı

zamanda ilaç ürünleri anlamına gelmesiydi. Bu ürünler çok değiĢikti184

. Avrupa‟ya gelen baharat Çin‟den değil de Akdeniz‟den yani Doğu‟dan gelmekteydi. Akdeniz‟in Ġtalyan Ģehirlerinden Venedik ve Cenova bu ticareti ele geçirmeye çalıĢtılar. Kendi aralarında çatıĢtılar ve aynı zamanda Akdeniz‟deki Hıristiyanlarla bu ticareti ellerinde bulunduran Müslümanlar arasında çarpıĢmalar yaĢanmıĢtır. 13. ve 14. yüzyılda bu çarpıĢma sürekli bir hale gelmiĢtir ve Araplarla rakipleri arasında devam etmiĢtir. Bu yüzden bu dönemde baharatın peĢinden gidenler, dur durak bilmeyen çarpıĢmaları da göze alıyorlardı. Bu çarpıĢmanın bir Ģeklini de Haçlı seferleri oluĢturmaktadır. Din

180 Runcıman, Byzantine Trade, s. 157 181

Konstantinopolis, s. 101

182 Rice, s. 119 183 AktaĢ, 2010 184 Moroze, s. 9

uğruna yapılan haçlı seferleri olduğu gibi ticaret uğruna yapılanı da vardı ki, bu özellikle Venedik‟in yaptığı savaĢtı. Haçlılar bu yola çıkarken inanmayanlarla mücadele için çıktılar, ancak Konstantinopol‟den esen rüzgârlar onların yönünü çeviriyor ve böylece etrafta gasp yapmaya, binaları yakıp yıkmaya, baharat ve zenginlik adına her Ģeyi toplamaya ve Avrupa‟ya götürmeye baĢlıyorlardı. Buna benzer olaylar yüzyıllar boyu devam etmiĢtir. Ve 15. yüzyılda ticaret dünyasının kraliçesi unvanını alan ve neredeyse ticaretin tekelini eline alan Ģehir Venedik olmuĢtur. 2. yüzyılda küçük bir Latin sömürgesi olan Venedik, Hunlar tarafından kurulmuĢtur. Bunu yaptıran da Atilla

olmuĢtur185

. Atilla burada oturan ahaliyi o derece korkutmuĢtur ki, bunlar küçük adacıklarda inĢa ettikleri küçük Ģehirlere sığınmak zorunda kalmıĢlardır. Bu küçük adacıklar zamanla geliĢtiler ve 11. yüzyılda birbirleriyle birleĢtiler, kendilerinin ortak bir Ģefi olan duc‟ü seçtiler ve "dog" ismini aldı ve yavaĢ yavaĢ Venedik‟in gücü kendisini hissettirmeye baĢladı. Bu Ģehir artık armatörlerden oluĢan bir aristokrat Ģehriydi yani büyük ticaret yapan, zenginleĢen, Hz. Süleyman misali bir servete sahip olan, kendi oluĢturdukları bir kurul sayesinde Ģehri yönetimi altında tutan Ģehrin dog‟u kontrol altında tutan 15. yüzyılda polis kuvvetlerine sahip olan insanların oluĢturduğu bir Ģehir haline gelmiĢtir. Bu insanlar tüccarlardan, armatörlerden ve aristokratlardan mevcuttur.

Baharat bulmak için zengin insan önce gemi yapımını sağlar. Geminin planlarını bizzat kendisi veya meĢhur bir mühendise para karĢılığı yaptırır. Leonardo du Vinci pek çok gemi planı yapmıĢtır. Daha sonra tüccar gemiyi satın alır, denizcilik iĢinden anlayan mürettebatı bulur, kısacası yolculuk için gerekli olan her Ģey hazırlanır. Çünkü bu yolculuk aslında bir maceradır. Gemi hazır oldu mu tüccar ya da vekili baĢa geçer ve seyahat baĢlar.

Bu dönemde bir armatör Ģu özelliklere sahipti. Armatör adı altında verilen gemi inĢaatçısı: sermaye sahibi, bir mühendis ya da bir savaĢ komutanıdır. Tüccarlar seyehatleri sırasında korsanlara karĢı yanlarında küçük bir ordu bulundururdu. Gemi

Levant‟ (Doğu)ın limanlarına yanaĢır baharat186

yükünü alır ve geri döner. Geri dönmek gitmekten daha zordur. Çünkü Mısırlıların, Tunusluların, Cezayirlilerin iĢtahını kabartırsınız; hele Ceneviz ve Venedikli iseniz bu durumda her türlü risk söz

185

Charles MOROZE, Hıstoıre E‟conomique et Sociole, Paris 1956-57, s. 11; Gyula MORAVCSIK- Romılly J. H. JENKINS, Constantıne Porphyrogenıtus De Admınıstrando Imperıo, Washington, District of Columbia 1967, s. 119

konusudur. Ancak Venedik‟e bir geldiniz mi herkes baĢınıza üĢüĢür. Çünkü kadınları son derece güzelleĢtiren Ģeylerle, ecza ürünleriyle, lüks eĢyalarla, cam tabaklarla, vanilya ile dolu gemi gelmiĢtir. Armatör satın aldığı ürünleri on kat pahalıya satar, büyük servet elde eder. Bu durum, bir kısım Ġtalyan bankacının gücünü ve ilginç kaderini anlatmaya değer.

Venedik‟in bu ticareti insanların iĢtahını kabartmıĢ, Doğu‟ya ilgi duyma ve akın böylece baĢlamıĢtır. Nitekim Marco Polo, Venedik‟ten atlarla, katırlarla ve bulduğu her Ģeyle yola çıkmıĢ, Çin‟e kadar gitmiĢtir. Bu yolculuk 15 yıl sürmüĢtür. Geri dönerken de bir gemiyle gelmiĢ ve gördüğü her Ģeyi anlatmıĢ ancak kimse ona inanmamıĢtır. Ona bay milyon adını vermiĢlerdi. Çünkü anlattığı her Ģey milyonlarla ifade ediliyordu. Onun anlattıklarında milyonlarca liman, Pekin‟de milyonlarca insan, milyonlarca kiraz ağacı, milyonlarca bitki vardı. Bunun sonucu birçok insan kendilerinde uyanan merakla bu macera dolu yolculuğa çıkmıĢ ve ticari geliĢimin önü açılmıĢtır. Venedik‟teki ticaret pek çok insanın Venedikliler gibi zengin olma heveslerini artırmıĢtır. Ancak Venedikliler Akdeniz‟in yolunu elinde tutuklarından ve onları buradan atmak zor olduğundan baĢka bir yol bulmak gereği ortaya çıkmıĢtır. Pek çok insan Afrika‟dan geçmeye çalıĢtı ancak çölde telef oldular, cesetleri yıllar sonra bulundu. Herkes zengin olmak ve baharat ticaretine sahip olmak istiyordu, bunu yaparken de Venedik‟e vergi vermek istemiyordu. 15. yüzyılda insanların yaptığı Ģey, Çin‟e nasıl gideceklerini

tartıĢmaktı187. Cenovalılar Avrupa‟da pusulayı ilk kullanan millet olarak övünürler.

Onun ticaret yapma ihtirasları 15. yüzyılda yapılacak büyük keĢiflerin alt yapısını oluĢturmuĢtur. Kristof Kolomb‟da Cenovalıların bu ekolü istikametinde kendini geliĢtirmiĢtir. Yeryüzünde yaptıkları ticaretle bu hizmete (sektöre) çabukluk ve düzenlilik ilkelerini yerleĢtirmiĢlerdir. Öyle ki Paris‟ten Cenova‟ya yaptıkları yolculuk

35 günde tamamlanıyordu188

.

187 Moroze, s. 9-12; Legaret, s. 72 188 Legaret, s. 72