• Sonuç bulunamadı

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK)

2. Tarihsel Süreçte Mültecilik ve Örgütsel Gelişim

2.2 Yirminci Yüzyılda Mülteciler ve Mülteci Hukukunun Gelişim

2.2.4 Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK)

ise, 1948 yılında kurulan Birleşmiş Milletler Yakın Doğudaki Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Kuruluşudur (UNRWA). UNRWA, İsrail’in Filistin topraklarını işgalinden sonra yerlerinden edilen ve başka ülkelere sığınmak zorunda kalan Filistinli mültecilere yardım amacıyla kurulmuştur. Örgüt halen faaliyetlerine sürdürmekte ve günümüzde yaklaşık 3 milyon Filistinli mülteciye yardım sağlamaktadır. (HYD, Mülteci Destek El Kitabı)

2.2.4 Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK)

Kısa bir süre faaliyet göstermesine rağmen IRO, birçok mülteciye yardım eli uzatabilmiş, birçoğunu yeni ülkelere yerleştirdiği gibi birçoğunu da güvenle kendi ülkelerine geri döndürmeyi başarmıştır. Ancak Avrupa’da Soğuk Savaş’tan kaynaklanan gerginlikler ve Doğu Avrupa’da yaşanan politik değişimler nedeniyle konunun daha geniş kapsamlı olarak ele alınmasına gereksinim duyulmuştur. Böylece BM, yeni bir oluşum yoluna gitmeyi tercih etmiştir. (Odman, 1995: 30)

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 3 Aralık 1949 tarihli ve 319 (IV) sayılı kararı ile 1 Ocak 1951’den itibaren Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ni kurmaya karar vermiştir. (BMMYK, 1998: 60) Komiserlik, 14 Aralık 1950 tarihinde resmen kurulmuştur. (BMMYK Türkiye,

http://www.unhcr.org/pages/49c3646c2.html) Komiserlik görevine ise avukat Gerrit Jan van Heuven Goedhart atanmıştır. (Odman, 1995: 31) BMMYK, ilk yıllarında, 3 yıllık bir süre için Genel Kurul’un bir yan organı olarak düşünülmüştür. Ancak daha sonraları rutin olarak 5 yıllık dönemler şeklinde uzatılmaya başlanmıştır. Merkezi, İsviçre’nin Cenevre kentinde bulunan komiserliğin 100’ü aşkın ülkede temsilciliği bulunmaktadır. (BM İnsan Hakları Komiserliği, İnsan Hakları Bilgi Kitapçığı)

BMMYK’nın sınırlı bir faaliyet sorumluluğu bulunmaktadır. Bu sorumluluklarını hükümetlerin ve hükümet dışı örgütlerin aracılığıyla yapmaktadır. Yapılanması ve çalışmaları siyaset dışıdır ve sosyal bir karakter taşımaktadır. (Altuğ, 1967: 25) 1951 Cenevre Sözleşmesi’nin taraf devletler tarafından uygulanmasını izlemek, Sözleşme’nin 35. maddesine göre BMMYK’nın sorumluluğunda bulunmaktadır. (Çiçekli,2003: 139)

BMMYK’nın faaliyetleri, beş ana başlık altında toplanmıştır. Birincisi “hazırlıklı olma”dır. Beklenmedik bir anda yaşanan olağanüstü bir durum sonucu, insanların kitleler halinde ülkelerinden kaçarak başka ülkelere sığınmaları durumunda, acil olarak yardımda bulunmak gerektiğinde, nasıl davranılması gerektiği konusunda, örgütün tüm çalışanlarına eğitimler verilmektedir. Bu gibi durumlar için BMMYK, bir “acil durum ekibi” kurmuştur. İkinci başlık ise, “koruma”dır. İltica eden kişilerin sayılarının fazla olduğu durumlarda Avrupa ülkeleri, onlara koruma sağlamaktan kaçınmaktadır. BMMYK, böyle durumlarda, kaçış nedenleri zulüm ve şiddet olanlardan, kaçış nedenleri yoksulluk olanların ayırt edilmesi gerektiğini; şiddetten kaçan insanların durumlarında korumadan kaçınılamayacağı ve bu kişilerin iltica hakkına sahip olduklarını belirtmektedir. Üçüncü başlık olan “yardım” konusu, mültecilerin bu statüyü kazandıktan sonra en çok ihtiyaç duydukları, barınma, su, gıda, giyecek gibi konuları kapsamaktadır. BMMYK’ya göre bu yardımların yeterli miktarlarda ve düzenli olarak mültecilere ulaşabilmesinin, üye devletlerin örgüte yaptıkları bağışlarla mümkün olmaktadır. “Çözümler” başlığı, ülkelerine geri dönmüş mültecilerin yaşadıkları sorunlarla ilgilidir. BMMYK, ülkelerindeki tehlike sona ermiş olsa bile, geri dönen mültecilerin orada birçok zorlukla karşılaştıklarını, bunların giderilmesi için geniş kapsamlı sosyal ve ekonomik kalkınma programlarının yapılması gerektiğini düşünmektedir. Son başlık ise “önleme”dir. İnsanların ülkelerinden kaçmalarına neden olan sorunların iyi analiz edilmesi ile ileride bu gibi konuların ortaya çıkmasının önlenebileceği düşüncesi ile çalışmalar yapılması gerektiği düşünülmektedir.

Devletlerin üzerlerine düşen politik görevleri yerlerine getirmeleri sayesinde iltica olaylarının azalacağı düşünülmektedir. (Çakıroğlu, 1996: 32-33)

BMMYK, hükümetleri, mültecilerle ilgili antlaşmalara taraf olarak, bu antlaşmaların hükümlerini yerine getirerek; mültecilerin durumlarını iyileştirmek ve sayılarını azaltmak için komiserlikle özel antlaşmalar yaparak; mültecilere kendi topraklarına girme izni vererek; mültecilerin gönüllü geri dönüşlerini teşvik etmek amacıyla yüksek komiserin çabalarını destekleyerek; mültecilerin sığındıkları ülkenin vatandaşlığını almasını sağlayarak halk tarafından kabullenmelerini sağlayarak işbirliği yapmaya davet etmektedir. (BMMYK, 1998: 61)

BMMYK Tüzüğü genel hükümler başlığı altında yüksek komiserin görevinin kesinlikle siyasi olmayan nitelikte, insancıl, sosyal ve kural olarak mülteci grupları ve kategorileriyle ilgili olacağını düzenlemektedir. (BMMYK, 1998: 62) Yüksek Komiserlik Statüsü’nde Yüksek Komiserin yetkisinin kapsamı yer almaktadır. Buna göre,

“Savaş öncesi kabul edilen uluslararası düzenlemeler kapsamına giren kişilerle, IRO Anayasası uyarınca mülteci olarak kabul edilen kişileri, 1 Ocak 1951 tarihinden önce meydana gelen olaylar sonucunda ülkesi dışında kalan ve ırk, din, milliyet ve politik görüşleri nedeniyle tehlike korkusu içinde olan kişileri

kapsamaktadır.” (Odman, 1995: 32)

BMMYK’nın eski komiserlerinden Sadako Ogata, BMMYK’nın görevlerinden bahsederken, dünyanın içinde bulunduğu şartlar nedeniyle, örgütün görevlerinin sadece mülteciler olarak dar bir çerçevede sınırlandırılamayacağını belirtmektedir. Yüksek Komiser Ogata bunu şu sözlerle açıklamaktadır:

“Örgütüm mültecileri korumakla görevlendirilmiş olmasına rağmen, mülteci benzeri durumların sivil kurbanları olan daha farklı insan grupları ile de giderek daha çok ilgilenmek zorunda kalıyor. Eğer insani krizlere çözüm bulacaksak söz konusu grupların kaçış sorununa da eğilmemiz gerekir.”(BMMYK, 1997: 38)

BMMYK Türkiye’de ilk şubesini 1961 yılında açmıştır. Bu tarihten 1980’lerin sonlarına kadar faaliyetleri, Sovyetler Birliği ve Doğu Avrupa ülkelerinden gelenlerin başvurularıyla ilgilenmek ve bu kişilerin mülteci olarak üçüncü bir ülkeye yerleştirilmelerini sağlamak olarak devam etmiştir. Ancak 1980’li yılların sonuna doğru özellikle 1988, 1989 ve 1991 yıllarında Türkiye’ye, İran ve Irak’tan yaklaşık olarak 900,000 kişinin sığınması sonucu bu durum değişmeye başlamıştır. Bu tarihten itibaren Afrika ve Asya ülkelerinden de sığınmacılar gelmeye başlamıştır. Bu durum Türk makamlarının 1951 Cenevre Sözleşmesi çerçevesinde “coğrafi sınırlamalar” konusunu uygulamaya geçirmeye itmiştir. Böylelikle Türkiye, artık Avrupa dışından gelen kişilere koruma sağlamaktan kaçınmış, bu durumda da devreye BMMYK girmiştir. Türk makamlarıyla anlaşma sağlayarak Avrupa dışından gelen kişilere üçüncü bir ülkeye yerleştirilinceye kadar sığınmacı statüsünde koruma verilmesini sağlamış ve bu kişilerin durumlarıyla ilgilenmeyi üstlenmiştir. (Kirişçi, 2001: 154)

BMMYK, 60 yıldır mülteciler için çalışmakta, yerlerinden edilmiş kişileri güvenli bir şekilde ülkelerine geri göndermekte ya da yeni ülkelerine yerleştirilmelerini sağlamaktadır. Örgüt 50 milyondan fazla kişiye yardım sağlamış ve bu çalışmalarında dolayı iki kez Nobel Barış ödülünü kazanmıştır. (HYD, Mülteci Destek El Kitabı)

BMMYK’nın verilerine göre, 2010 yılında 44 ülkeye, BMMYK aracılığıyla 358.800 sığınma başvurusu yapılmıştır. Bu rakam 2009 yılı rakamları ile karşılaştırıldığında yaklaşık 20.000 kişilik bir düşüş gözlenmektedir. 55.500 sığınma başvurusu alması ile Amerika Birleşik Devletleri ilk sırada yer alırken, 47,800

başvuru ile Fransa ikinci sırada, 41.300 başvuru ile Almanya ise üçüncü sırada yer almaktadır. Göç veren ülkelere bakıldığında ise Kosova dâhil edilerek Sırbistan, 28.900 sığınma arayan kişi ile birinci sırada yer alırken, Afganistan, 24.800 kişi ile ikinci, 21.600 kişi ile Çin üçüncü sırada yer almaktadır. (BMMYK Resmin İnternet Sitesi, http://www.unhcr.org/4d8c5b109.html)