• Sonuç bulunamadı

Bir İşte Çalışmıyor Olmaktan Kaynaklanan Sorunlar

BÖLÜM 3: ARAŞTIRMANIN BULGULARI

3.1. Ev Hanımlarının Ev Hanımlığına Yönelik Görüşleri ve Yaşadıkları Sorunlar

3.1.4. Bir İşte Çalışmıyor Olmaktan Kaynaklanan Sorunlar

Ev hanımlarının toplumda çalışmıyor olmalarından kaynaklı yaşadığı sorunların var olup olmadığı, varsa bu sorunların neler olduğu incelenmiştir. Ev hanımlarına, “Toplumda çalışmıyor olmanızdan kaynaklı sorunlar yaşıyor musunuz?” sorusu yöneltilmiş, görüşülen ev hanımlarının yarısı (8 kişi) toplumda çalışmıyor olmalarından kaynaklı sorun yaşadıklarını, diğer yarısı (8 kişi) ise sorun yaşamadıklarını belirtmişlerdir.

Toplumda çalışmıyor olmaktan kaynaklı sorun yaşayan kadınların sorunları incelendiğinde, ev hanımlarının bir kısmı (3 kişi) toplumda “Çalışıyor musunuz?” sorusuna maruz kalmaktan rahatsızlık duyduklarını dile getirmişlerdir.

“Mesela bir arkadaş ortamı olsun. Hemen sana eğitim durumun soruluyor dimi. Üniversite mezunuyum. Çalışıyorum. Çalışıyorsan para kazanıyorsan daha senin sözün bilgilisin daha ön planda oluyorsun. Üniversite mezunu olup evde oturuyorsan daha farklıdır.” (Sümeyra, 32, Daha önce çalışmış) “Ben çalışıyorum kendi paramı kazanıyorum, ben çalışmadan yapamam, benim kendi ekonomik özgürlüğüm olacak falan diyen biri karşısında her ne kadar belli etmesen de kendini kötü hissediyorsun. Sözlü olarak takılmasam da içsel olarak hani bunun sıkıntısı oluyor. Soruyorlar, çalışıyor musun? Çalışmıyor musun? Evde neden duruyorsun? Yaşınız genç çalışsanıza ya da ne bileyim ben çalışmıyorum şöyle iyiyim gibi söylemler oluyor. Bu beni tabii ki de rahatsız ediyor.” (Zeliha, 26, Daha önce çalışmış)

73

Saliha ve Sümeyra, toplumun ev hanımlarını yaftalamalarından ve ev hanımlarının yaptıkları işleri zor görmemelerinden rahatsızlık duyduklarını belirtmişlerdir. Sümeyra, toplumun ev hanımlarını yaftalamasını, manevi değerlerin eksikliğine bağladığını belirtmiştir.

“Kesinlikle insanların böyle bir şeye göre sınıflandırılmaması lazım, en büyük hata… İşte ev kadınısın, çalışıyorsun, eğitim düzeyin şu bu şeklinde etiketleniyor. O zaman insanı insan için sevmiyoruz. İnsanı fikirleri, bilgisi donanımı için sevmiyoruz, ahlak değerleri nasılmış ona bakmıyoruz. Bakış açımızı bunlara göre değerlendirecek yere etiketlemişiz, sen şusun sen busun. O kişiyle diyologa geçerken ondan alacağımız şey değişiyor. Belki eğitim düzeyi daha aşağılarda ama kendini ahlaki olarak çok güzel şahıs olarak çok iyi geliştirmiş yetiştirmiş kişi daha güzel şeyler verecek bana ama ben onu almıyorum, gidiyorum çalışıyor efendim işte toplumda belli bir yerde belli bir yeri var konumu var diye onun sözünü dinliyorum. Hâlbuki o bana yanlış bir öğreti veriyor.” (Sümeyra, 32, Daha önce çalışmış)

“…Biraz daha evine düşkün, oturdukları düşünülüyor ev hanımlarının. Ama bence öyle değil en zor olan evinde çocuklarınla ilgilenmen. Onların düşüncesi de yanlış. Onlar benim hayatımı zor olarak görmüyor ama ben onların hayatını zor olarak görüyorum.” (Saliha, 30, Daha önce çalışmamış)

Toplumda çalışmıyor olmaktan kaynaklı sorun yaşayan diğer kadınların sorunları incelendiğinde, Zeliha aynı zaman da sosyal hayattan men olduğunu, çalışırken aktif bir hayatı olduğunu, çalışan kadının daha faydalı ve psikolojik olarak iyi olduğunu, ancak ev hanımı olduğunda psikolojisinin olumsuz etkilendiğinden bahsetmiştir. Seda, eşinin kendisini çalışan arkadaşlarının ortamlarına dâhil etmediğini ve komşuları, arkadaşları tarafından her zaman müsait olarak algılandığını belirtmiştir. Hacer, çevresinden olumsuz tepkiler aldığını ancak bu durumu sorun haline getirmediğini, sorun haline getirse yaşamayacağını, bazı zamanlarda kendisiyle baş başa kaldığında “keşke okusaydım da ev hanımı olmasaydım” dediğini, kendisini geliştirmek adına İsmek kurslarına gideceğini belirtmiştir.

“Eşimin arkadaşı bankacı mıymış neymiş. Beraber fotoğraf paylaşmışlardı tatilde. Biz de gidelim dedim. Sen meslekli misin de gidelim senin neyine dedi. Al sana şiddet. Eziklik hissettim, hakaret yani. Bende meslekli birini alsaydın o zaman dedim.” (Seda, 24, Daha önce çalışmış)

Görüşülen ev hanımlarından Merve, maddi sorunlar yaşadığını ancak toplumda sorun yaşamanın ev hanımlığı ile ilgisi olmadığını şu sözlerle ifade etmiştir:

74

“…Ben bu zamana kadar hiçbir insanla yüksek sesle bile konuşmamışımdır. Her daim sevilip sayıldım. Kendimce bir hani çevrem, saygınlığım var yani. Bunun ev hanımlığıyla bir alakası yok. Sen kendi saygını kendin oluşturursun. Ayna misali düşün. Sen karşıdakine nasıl bakarsan o da sana o şekil bakar. Ama nedir ki senin fikrin onun fikri ayrı olur ona da saygı göstermek gerekir.” (Merve, 34, Daha önce çalışmış)

Toplumda çalışmıyor olmaktan kaynaklı sorun yaşamayan (8 kişi) kadınlardan 4’ü, sorun yaşamama nedenlerini maddiyata ve bir gelirlerinin olmasına bağlamışlardır. Şengül, 50 küsur yaşında olduğunu, çevresine karşı bu sebepten rahat olduğunu ve maddiyatının da çalışmasını gerektirmediğinden bahsetmiştir.

“Hayır yaşamıyorum. Hiç de yaşamadım. Belli bir gelirim var o yüzden heralde. Hiç çalışmamış olsam, emekli olmasam belki daha farklı olabilirdi. Eşin bile farklı bakabilirdi bilemiyorum.” (Zeynep, 51, Daha önce çalışmış) “Yooo. Mutluyum. Çok da iyiyim. Hiçbir sorun da yaşamıyorum. Hani yokluk görsem belki yaşarım da. Eşim de hiç yaşatmıyor bana bilmiyorum. Arkadaşlar geldi buraya işte biz sigortalıyız dediler. Kimi emekli oldu, kimi beşinci senesinde olurdun, niçin olmadın dediler… Kiraları alıyorum. Arkadaşlar soruyorlar diyorlar. Eşin sana sormuyor mu nereye harcadığını… Bana eşim hiç bir şey demez ki bu ay nereye harcadın sormaz. Onların eşleri nereye harcadın diye soruyorlar. Sonuçta emekli paraları yok ya onlara bir harçlık veriyorlar. Benim o sorunum yok.” (Neriman, 55, Daha önce çalışmamış)

Toplumda çalışmıyor olmaktan kaynaklı sorun yaşamayan kadınlardan Leyla ve Yelda ise çevrelerinde kendilerine saygı duyulduğundan, özenilen bir konumda olduklarından bahsetmişlerdir.

“…Kalabalık bir aileyiz. Daha önce oturduğum yerde kayınvalide, kayınpeder, büyük aileydik, birlikteydik çoğu zaman… İş konularında atıyorum misafirleri gelse ben yardımcı olurdum, hizmetlerini ben yapardım. Çok hareketli dönemlerdi o dönemler. Ben işyerine de yemek yapardım o sıralarda. Hem evde çocuk bakardım. Baya yoğundum. O yüzden bana yan gel yat evdesin diye bakılmadı. Genelde de yorulduğum düşünülür. Anneme gitsem 65 yaşında kadın nerdeyse beni hiç hareket ettirmeyecek, sen çok yoruluyorsun otur diyecek.” (Leyla, 41, Daha önce çalışmamış)

“Ben mesela arkadaşlarıma diyorum çalışıyorsunuz, ekonomik özgürlüğünüz var. Onlar da bana diyor ki, saçmalama en güzelini sen yapıyorsun. Evlendin, çoluk çocuğa karıştın bence en güzeli bu, biz seni kıskanıyoruz diyorlar.” (Yelda, 28, Daha önce çalışmamış)

75

Toplumda çalışmıyor olmaktan kaynaklı sorun yaşamadığını belirten kadınlardan Suzan ve Aynur ise çalışmıyor olmalarının toplumu ilgilendirmediğini belirtmişlerdir. Suzan, çevresiyle samimi olmadığını, komşuluk iletişimlerinin kuvvetli olmadığını, bu sebepten çalışmamasının kimseyi ilgilendirmediğini, Aynur ise, ev içerisinde elbise diktiğini, çevresi tarafından elbise dikmesinin bilinmesinden ötürü kendisine normal bir ev hanımı gibi bakılmadığını belirtmiştir. Toplumda çalışmıyor olmaktan kaynaklı sorunlar yaşamayan diğer ev hanımlarına baktığımızda; Derya, çevresinde çalışan arkadaşlarının çok mütevazı olduklarını, herhangi bir sorun yaşamadığını, Zeynep ise çevresinin hep ev hanımlarından oluştuğunu, çalışan kadınların içinde olmadığı için sorun yaşamadığını belirtmiştir.