• Sonuç bulunamadı

5. MİMARLIKTA YAPI VE YAPIM TEKNOLOJİLERİ (MMYT) ALANI

5.1 Çağdaş Dilbilim Kuramları

5.1.1 Bir dilbilgisi geliştirme yaklaşımı olarak Noam Chomsky’nin Üretici

Noam Chomsky, dilbilimi alanında yirminci yüzyılın devrim yaratan, en önemli araştırmacılarından biri olup, dilbilimine üretici ve dönüşümsel bir dilbilgisi anlayışını getirmiştir. Chomsky, dil ile ilgili düşüncelerini ilk olarak 1955 yılında Pensilvanya Üniversitesinde tamamladığı The Logical Structure of Linguistic Theory adlı doktora tezi ile ortaya koymuş, daha sonra bu tez 1975 yılında kitap olarak basılmıştır. Dilbilimi üzerine çalışmalarının devamı olarak 1957 yılında Üretici Dönüşümsel Dilbilgisi kuramını ilk defa ortaya koyduğu Syntactic Structures kitabını çıkarmıştır. Bu kitap içerisinde Üretici Dönüşümsel Dilbilgisi (ÜDD) olarak adlandığı dilbilgisi kuramını, bu kurama göre bir tümcenin bileşenleri, tümcenin derin yapısı (deep structure) ve yüzeysel yapısı (surface structure) kavramları açıklanmıştır açıklamıştır. Noam Chomsky Üretici Dönüşümsel Dilbilgisi (ÜDD) ile ilgili çalışmalarındaki gelişmeleri ise ikinci kitabı olan ve 1965 yılında yayınlanan Aspects of the Theory of Syntax adlı kitapta toplamıştır. Bu kitapta ise tümcenin derin yapısından yüzeysel yapısına dönüşüm (transformation) kavramı detaylandırılmıştır.

Chomsky (2002) dili, sonlu sayıdaki elemanlardan oluşan, sonlu uzunluktaki tümcelerin oluşturduğu, sonlu veya sonsuz sayıdaki tümceler grubu olarak tanımlamıştır ve dilbilim analizinin temel amacının ise dilbilgisi kurallarına uygun olan dizileri, olmayanından ayrıştırmak ve uygun dizilerin yapısını araştırmak olduğunu vurgulamıştır. Chomsky’ye göre tüm doğal diller ortak ve tek bir sisteme dayanmaktadır ve temelde var olan yapılar, dönüşüm işlemleriyle sonsuz sayıda tümce üretebilmektedir (Karabulut, 2007). Bu bakış açısıyla geliştirilmiş olan Üretici Dilbilgisi kuramı, hem sunduğu yeni düşünce biçimi hem de araştırma yöntemleri açısından içinde bulunduğu yüzyılın en etkili kuramı olmuştur (Özsoy, 1997). Üretici Dönüşümsel Dilbilgisi kuramı, doğal dillerin sahip olduğu dilbilgisinin evrensel boyutlarını tanımlamayı ve betimlemeyi amaçlayan bir teoridir (Özsoy, 1997). Rifat (2013), XX. Yüzyılda Dilbilim ve Göstergebilim Kuramları adlı kitabında bu kuramı varsayımsal-tümdengelimli üretici-dönüşümsel olarak tanımlamıştır.

Üretici Dönüşümsel Dilbilgisi Kuramı, “evrensel dilbilgisi” arayışı içerisinde ilk ortaya atıldığı günden bu yana birçok değişime ve dönüşüme uğramıştır (Özsoy, 1997). Bu değişim ve dönüşümleri geçirdiği evreleri Şekil 5.1’de görülebileceği şekilde sıralamak mümkündür:

Şekil 5.1 : Üretici Dönüşümsel Dilbilgisinin Gelişimi. 5.1.1.1 Üretici dönüşümsel dilbilgisinin temel kavramları

Dilbilgisellik: Chomsky’nin, 1957 yılında yayımladığı Sözdizimsel Yapılar (Syntactic Structures) adlı kitabında vurguladığı en önemli kavramlardan biri dilbilgiselliktir (grammaticality). Bu kavrama göre her anadil konuşuru, kendi dilinin yapısına yönelik bir sezgiye sahiptir ve bu sezgi sayesinde dilbilgisel tümceler ile dilbilgisel olmayan tümceleri birbirinden ayırt edebilmektedir (Rifat, 2013).

Sonlu sayıdaki sözcüklerle sonsuz sayıda dilbilgisel tümce kombinasyonlarını ortaya koymaya çalışan Üretici Dönüşümsel Dilbilgisi Kuramı, dilin üç bileşeninden biri olan sözdizim alanından temellenmektedir. Fakat kuram içerisinde sözdizim kurallarına uygun şekilde üretilen bu kombinasyonların dilbilgisellik koşulunu sağlamalarına rağmen her zaman anlamlı olmayabileceği vurgulanmaktadır (Müldür, 2016). Chomsky (2002)’nin ünlü “Colorless green ideas sleep furiously (Renksiz yeşil fikirler öfkeli uyur)” tümcesi dilbilgisellik açısından doğru olmasına karşın bir anlam ifade etmez. Bu örnek dildeki sözdizimsel ve anlamsal bileşenlerinin ayrımını özetler niteliktedir.

Yaratıcılık: Yaratıcılık kavramı, Chomsky (2014)’nin Sözdizimi Teorisinin Farklı Yönleri (Aspects of the Theory of Syntax) kitabında vurgulanan önemli bir kavramdır. Bir anadil konuşucusunun sınırlı sayıdaki dil deneyimi ile sınırsız sayıda dilbilgisel tümce üretebilme potansiyeli bu yaratıcılığın sonucudur. Dilbilgisi ise söz konusu dile ait dilbilgisel tümceleri üretebilmekte bir model görevi görür.

Dilbilgisinin üç bileşeni: Chomsky (2014), Sözdizimi Teorisinin Farklı Yönleri (Aspects of the Theory of Syntax) adlı kitabında bir üretici dilbilgisinin, süresiz olarak çok sayıda yapı oluşturmak için yineleyebilen bir kurallar sistemi olması gerektiğini vurgulamıştır. Bu kurallar sisteminin ise sözdizimsel, anlamsal ve sesbilimsel olmak üzere dilbilgisinin üç temel bileşeni ile açıklanabileceğini savunmuştur.

Edinç (Competence) / Edim (Performance): Edinç kavramını, Noam Chomsky

Dönüşümsel Dilbilgisi -1957 (Syntactic Structures) Standart Kuram -1965 (Aspects of the Theory of Syntax) Genişletilmiş Standart Kuram -1970 ve sonrası İlkeler ve Parametreler (Yönetim ve Bağlama) Kuramı -1980 ve sonrası Minimalist Yaklaşım

kitabında, bir anadil konuşucusu ve dinleyicisinin kendi diline ait bilgisi olarak tanımlamıştır. Yine aynı kitap içerinde edim kavramı ise somut durumlar içerisinde dilin gerçek kullanımı olarak tasvir edilmiştir.

Derin yapı / Yüzeysel Yapı: Üretici Dönüşümsel Dilbilgisi Kuramına göre dil, “katmanlardan” oluşmaktadır. Kuram içerisinde bu katmanlaşma, Derin Yapı ve Yüzey yapı alarak adlandırılan, dilin sahip olduğu iki temsil düzlemi olarak tanımlanmıştır (Karabulut, 2007). Tümcenin soyut yapısını temsil eden (Rifat, 2013) derin yapı, tüm dillerde ortaktır. Yüzey yapılar ise yapısal farklılıkların gerçekleştiği, dilin kullanımdaki düzlemidir (Karabulut, 2007). Derin yapı, “yüzeysel yapının karşıt durumu olup bir tümcenin soyut olarak anlambilimsel boyutunu temsil eder. Bu yapı tümcenin biçimsel veya sentaktik görüntüsünün aksine, görünmeyen fakat algılanabilen seviyesidir. Tümcenin bu seviyesi, aynı yüzey yapıya sahip tümcelerin derinlerinde yatan farklı anlamların ayırt edilmesinde yardımcı olur” (Demirci, 2010).

5.1.1.2 Üretici dönüşümsel dilbilgisinin temel varsayımları

Üretici Dönüşümsel Dilbilgisinin temellendiği varsayımları, Fatih Müldür (2016) Noam Chomsky’de Üretici Dilbilgisi: Derin Yapı ve Yüzey Yapı Ayrımı adlı makalesinde aşağıdaki gibi sıralamıştır:

 İnsan zihninde doğuştan gelen, içsel dilsel kurallar bulunmaktadır ve bu kurallar ile sınırlı sayıda sözcük ile sınırsız sayıda tümce üretip anlayabilirler.  İnsan zihnindeki örtük ve sezgisel dilsel yapılar, dönüşümler vasıtasıyla

kullanılırlar.

 Üretici dönüşümsel dilbilgisinin evrensel ve müşterek kurallar tarafından sınırlandırılmıştır.

 Her doğal dil, kendine özgü bir işleyişle, sahip olduğu üretici dilbilgisini kullanır.

5.1.1.3 Üretici dönüşümsel dilbilgisinin yapısı

Üretici Dönüşümsel Dilbilgisine göre dilin sahip olduğu sözdizimsel, anlamsal ve sesbilimsel bileşenlerin birbirleriyle olan ilişkisi aşağıdaki şema görselleştirmektedir (Şekil 5.2). Burada belirtilen sözdizimsel bileşen, bir dilde yer alabilecek dilbilgisel

tümcelerin oluşturulmasını sağlayan kurallar dizisidir ve bu kurallar, tabana yönelik kurallar ve dönüşüm kuralları olmak üzere ikiye ayrılır (Rifat, 2013).

Şekil 5.2 : Üretici Dönüşümsel Dilbilgisinin üç bileşeninin birbirleriyle ilişkisi (Rifat, 2013)

Taban, dildeki az sayıdaki, derin yapıları üretmektedir ve Şekil 5.3’te de görülebileceği üzere kendi içerisinde de ulamsal bileşen ve sözlük olmak üzere ikiye ayrılır. Ulamsal bileşen, dilbilgisel ulamları ve sözdizimsel yapılar ile ilgilidir ve dilbilgisine bir “simgeler alfabesi” ve “yeniden yazım kurallarını” sunar. Sözlük olarak adlandırılan bileşen ise ulamsal bileşen kuralları çerçevesinde üretilen yapılara, yine birtakım özel kurallarla katılan sözlüksel öğelerin ifadesidir. Dönüşümler ise, taban tarafından oluşturulan derin yapıların belirli kurallar ile yüzeysel yapılara geçişini sağlayan işlemlerdir (Rifat, 2013).

Şekil 5.3 : Sözdizimsel bileşen içerisindeki taban yapısı.

Kuramın temel kavramları bölümünde de bahsedildiği üzere, derin yapılar, tümcelerin soyut yapısını temsil eder ve taban kuralları ile üretilirler. Başka bir deyişle, dildeki ulamsal bileşenler ve sözlük yapılarının getirdiği taban kuralları, derin yapıları oluştururlar. Tabanın ürettiği derin yapılar ise ekleme, çıkarma, yer değiştirme ve kelime değiştirme gibi işlemlerle dönüşümlere uğrayarak, somut biçimi olan yüzeysel yapılara dönüştürülürler (Karabulut, 2007).

Üretici Dönüşümsel Dilbilgisini kavrayabilmek için kurama adını veren üreticilik ve dönüşümsellik kavramlarını tanımlamak faydalı olacaktır. Üreticilik kavramı, matematiksel bir perspektif ile anlatıldığında daha açıklayıcı olabilmektedir. Temel cebirde 3x + 2y şeklinde ifade edilen bir fonksiyon ele alındığında x ve y yerine koyulabilecek sayılar kapsamında sonsuz miktarda sonuca ulaşmak mümkündür, bu da söz konusu fonksiyonun üreticilik özelliğini tanımlamaktadır. Benzer bir şekilde formüle edilen bir dilbilgisi modeli, aynı şekilde üretici olarak tanımlanabilir (Yule, 2006).