• Sonuç bulunamadı

Bilişsel Beceriler: Kendi kendisiyle konuşmak, bir konu ya da zorlanmayla baş etme yolu olarak ya da kendi davranışını pekiştirmek için, bir “iç diyalog”

sürdürebilmek, sosyal işaretleri okuyabilmek ve yorumlayabilmek, örneğin davranış üzerindeki sosyal etkileri fark edip kendine geniş toplumun açısından bakabilmek, sorun çözme ve karar verme aşamalarını kullanabilmek, örneğin dürtü kontrolü, hedef belirleme, hareket seçeneklerini tanımlama, sonuçları sezinleyebilme, diğer bakış açılarını anlayabilme, davranış normlarını anlayabilme (kabul edilebilir ve edilemez davranışlar),hayata karşı olumlu bir tavır, öz bilinç, örneğin kendi hakkında gerçekçi beklentiler geliştirebilmek.

3- Davranışsal Beceriler: Sözsüz, göz teması, yüz ifadesi, ses tonu, el kol hareketleri ve benzeri yollarda iletişim kurabilmek, sözel, açıkça anlaşılır taleplerde bulunmak, eleştiriye etkili bir şekilde tepki vermek, olumsuz etkilere direnebilmek, başkalarını dinleyebilmek, başkalarına yardımcı olabilmek, olumlu akran grupları içinde yer alabilmek (Goleman 1995, 373-374).

2.3.8. Doğacı Zekâ

Gardner tarafından açıklanan ve doğal çevreyi anlama, tanıma ile ilgili olan bu zekâ, etrafımızdaki dünyayı fark etmemizle ilgilidir.

Doğa zekâsı bireylerin, doğal çevreyi değerlendirebilme ile ilgili (varlıkları birbirinden ayırt etme, sınıflandırma gibi) tüm becerileri kapsar. Gardner, bu yeteneğin insanlığın evrimsel geçmişi ile ilgili olduğuna inanmaktadır. Ona göre, insanlığın avcı-toplayıcılık dönemi ve tarım yapmaya başladığı dönemlerde doğa zekâsı toplumlara yarar sağlamaktaydı. Günümüzde ise bu yönleri güçlü olan

insanların çoğunlukla doğa bilimcisi ya da benzeri alanlarda gelişme ve ilerleme gösterdiğini düşünmektedir (Demirel ve başk., 2006:124).

Doğacı-varoluşçu zekâ; doğadaki tüm canlıları tanıma, araştırma ve canlıların yaratılışları üzerine düşünme becerisidir (Vural, 2005:259).

Gardner, doğa zekâsına sahip bireyleri, bir bölgedeki bitki ve hayvan yapısını tanıyabilen, doğal dünyada önemli farklılıklar ortaya koyabilen ve yeteneğini örneğin avcılık, çiftçilik, biyoloji gibi alanlarda üretici bir şekilde kullanabilen birey olarak tanımlar (Meyer, 1997: 32).

Bu zekâ aslında hem yapay hem de doğal çevreyi kapsamakta olup özündeki yeterlilikler şöyle sıralanabilir: (Bümen, 2002:18)

Doğa ile bütünleşme: Doğal ortamı ev olarak hissetme, farklı doğal yapı, renk, ses, koku, şekil ve tatlarla özel bilgilere sahip olma davranışlarını içerir.

Doğal bitki örtüsüne duyarlılık: Bu yeterlilik bitki örtüsü ile ilgilenme, onları tanıma ve anlamayı işaret eder.

Canlılar ile etkileşim kurma, koruma: Doğadaki canlılarla ilgilenme, onları anlama ve besleme davranışlarına işaret eder.

Doğanın tepkilerine karşı duyarlılık ve farkındalık: Doğayı hissetme ve etkilerine karşı hassasiyet göstermeyi ifade eder. Sadece doğanın insanlara etkileri ile ilgilenmeyi değil insanların doğaya etkilerini fark etmeyi de kapsar.

Doğadaki bitki ve hayvanları tanıma ve sınıflama: Doğadaki canlıları tanıma, sınıflama, özelliklerini belirleme ve benzerlik ile farklılıkları ayırt etmeyi ifade eder.

Bitki yetiştirme: Bitkileri ekip biçme, olgunlaştırma, hastalıklarıyla mücadele etmek gibi davranışları içerir.

Öğrenmenin büyük bir bölümünün sınıf dışında doğal ortamda gerçekleşmesi veya doğal dünyanın sınıfa ve okul binasına daha çok taşınması yaklaşımları üzerine inşa edilmiş öğretim stratejileri şunlardır:

1.Doğa yürüyüşleri 2.Alan gezileri

3.Sınıftaki öğrenme penceresi 4.Sınıftaki bitkiler ve hayvanlar

5.Ekolojik çalışmalar (Saban, 2005:136-139).

Bu zekâya sahip öğrencilere, doğa gezisi, kamp yaptırılabilir, doğayla ilgili videolar seyrettirilebilir, bir doğa olayında değişimler izlenebilir, bazı özelliklere (renk, boyut, form vb.) göre sınıflandırmalar yapılabilir, sınıflandırma sistemi oluşturulabilir, bir bahçe düzenlenebilir, işlenen konu doğayla ilişkilendirilebilir, büyüteçlerle incelemeler yapılabilir, bir hayvan veya bitki hakkında rapor yazılabilir, doğa gözlemleri yapılabilir (Selçuk ve diğerleri, 2004: 70).

2.4. Çoklu Zekâ Kuramı ve Ders Kitapları

Okullarda öğretim programlarına dayalı olarak hazırlanmış ders kitapları en çok kullanılan öğretim materyalidir (Kılıç ve Seven, 2002:17). Kitaplar, eğitim hizmetlerinin vazgeçilmez araçları olarak, insan kaynaklarının niteliğinin geliştirilmesinde, öğretmenler, fizikî olanaklar ve eğitim programları kadar önemli bir yere sahiptirler. Bu nedenle bir derste temel alınacak kitapların bilinçli bir şekilde seçilmesi ve kullanılması gelecek kuşakların istenilen şekilde yetiştirilmesi açısından büyük önem taşımaktadır (Ceyhan ve Yiğit, 2003:25).

Eğitim sistemimizde en sık kullanılan öğretim materyali şüphesiz ders kitaplarıdır. Ders kitaplarının kullanılmasının birinci sebebi organizasyondur. Ders kitapları eğitim programına uygun olarak hazırlanmaktadır. Eğitim programındaki amaçlar, içerik, faaliyetler ve değerlendirme özelliklerine uygun bilgiler sırayla yer almaktadır. İkinci sebep, bir öğretim aracı olarak kullanılmasıdır. Pek çok öğretmenin bir ders kitabı seçmesinin ve kullanmasının üçüncü sebebi rahatlığıdır. Takip etmesi, ödevlendirmesi vs. kolaydır. Başka bir sebeple öğrenci

değerlendirmesinin amaçlanmasıdır. Çünkü, bir ders kitabı, bilginin özünü ve kolay ulaşılabilecek derli toplu bilgiyi sağlar (Halis, 2002:50).

Eğitim programlarında programın başarısını etkileyen önemli unsurlardan biri “ders kitapları”dır. Ders kitapları programla öğrenci arasında köprü kuran temel materyaldir. İyi bir ders kitabı programdan etkilenen herkese programın diğer boyutları hakkında fikir veren temel materyallerdir. Örneğin bir öğrenci kitap aracılığıyla programın amacından, kendisinin öğrenmesi gereken muhtevadan haberdar olur. Kitabın içindeki değerlendirme soruları onun öğrendiklerini ölçme fırsatı bulmasına imkan sağladığı kadar ilgililere de “ne kadar öğrettik?” sorusunun cevabını bulma fırsatı verir (Küçükahmet, 2004:13-14).

DK’nın hakim olduğu eski eğitim anlayışımızda ders kitapları da eğitim programlarına hizmet ettiğinden, öğrencilerde davranış değişikliği meydana getirmeye yönelik bir misyona sahipti. Ancak YY’de ve onu destekleyen ÇZK’da bireylerin öğrenme-öğretme süreçlerindeki kazanımlarını günlük yaşamlarına aktarabilmeleri önem kazanmıştır. Bu yaklaşıma uygun olarak hazırlanan ders kitaplarında, zekâ alanlarının tümüne hitap eden ve öğrenme ortamını sınıfın dışına da çıkaran etkinliklere yer verilmelidir.

ÇZK’ya göre öğretimin ve bir öğretim materyali olan ders kitabının düzenlenmesinde dikkate alınması gereken dört aşama bulunmaktadır. Bu aşamalar Küçükahmet (2005)’e göre sırasıyla şunlardır:

1. Zekânın Ayaklandırılması: Hangi zekâ ile öğretime başlanacaksa, bu zekâya

Outline

Benzer Belgeler