• Sonuç bulunamadı

ASA 6. Organ alınmaya uygun, beyin ölümü geliĢmiĢ hastalar girmektedir.

2.2.1. Bilgiyi ĠĢleme Kuramı

Bilgiyi iĢleme kuramı, kendisinden önceki öğrenme modellerinin eksiklerini tamamlayarak öğrenmeyi en kapsamlı Ģekilde açıklayan öğrenme yaklaĢımı olarak kabul edilmektedir (Öztürk ve Kısaç, 2007). 1960'lı yılların sonlarında, belleğin bilgi iĢleme kuramı ortaya koyulmuĢtur (Huitt, 2003). Bilgiyi iĢleme kuramında öğrenme; yeni bilginin önceden öğrenilmiĢ bilgi ile iliĢki kurduğu bir süreç olarak varsayılmaktadır. Bilgi iĢleme kuramını etkili kılan, diğer kuram ve modellerden ayıran temellendiği varsayımlardır. Bu varsayımlar;

 Bireyler öğrenme sürecine aktif olarak katılırlar.

 Bilgi örgütlenmiĢ Ģekilde bulunur.

 Öğrenme, açıkça gözlenebilen davranıĢ değiĢimlerini her zaman göstermeyebilir, gözlenemeyen zihinsel öğrenme sürecini ve çağrıĢım biçimini de kapsar,

 Öğrenme yeni bilginin önceden öğrenilmiĢ bilgi ile iliĢki kurduğu ve bilginin yeniden yapılandırıldığı bir süreçtir.

Bilgiyi iĢleme kuramında insan zihninde öğrenmenin oluĢumunda üç ana öğe görev almaktadır.

1. Bilgi depoları 2. BiliĢsel süreçler

Bu üç öğe, çevreden alınan uyarılar zihinsel yapıda iĢlenirken birbirleriyle bağlantılı olarak fonksiyonlarını yerine getirirler (Öztürk ve Kısaç, 2007).

ġekil 10: Bilgiyi iĢleme modeline göre zihinsel yapıda öğrenmenin oluĢumu

(Kaynak: Öztürk B ve Kısaç İ. Bilgiyi işleme modeli. In: Yeşilyaprak B, editör. Eğitim psikolojisi gelişim- öğrenme- öğretim. 3. Baskı. Ankara, Pegem Yayıncılık, 2007; 278)

2.2.1.1. Bilgi Depoları

Bilgi depoları, bilginin tutulduğu ve bilgiyi iĢlemenin gerçekleĢtiği depolardır. DıĢ çevreden gelen uyarıcılar, bu depolarda bilgi formuna dönüĢtürülür, anlamlı yapılar halinde iĢlenir ve daha sonra kullanılmak üzere örgütlü bir yapıda depolanır. Üç ana bellek deposu vardır. Duyusal bellek (duyusal kayıt), kısa süreli bellek (çalıĢan bellek) ve uzun süreli bellektir. Bilgi duyusal bellekten kısa süreli belleğe aktarıldıktan sonra artık duyusal belleğe geri dönmez. Oysa kısa süreli bellekle uzun süreli bellek arasında sürekli bir bilgi akıĢı vardır (Öztürk ve Kısaç, 2007; Senemoğlu, 2004).

Duyusal Bellek Çevreden gelen uyarıcı Bozulma (kaybolma) Dikkat Algılama Tekrar Kodlama Geri Getirme Uzun Süreli Bellek Unutma (geri getirilebilir) Yürütücü BiliĢ Tekrar Tepki Kısa süreli Bellek Unutma (kaybolma)

2.2.1.1.1. Duyusal Bellek

Duyu organları sürekli olarak çevreden gelen birçok uyarıya maruz kalırlar. Bireyler sürekli olarak çevrelerinde görsel, iĢitsel, dokunma gibi uyarıları alır ve duyusal belleğe ulaĢtırır. Duyusal bellek aldığı bütün uyarıları kısa bir süre depolayabilir, ancak bilginin farkına varmaz, bilgi anlaĢılmaz ve yorumlanamaz. Alınan ve anlamlı hale getirilmek istenen bilgi; aktarma iĢlevini sağlayan „dikkat‟ mekanizma ile kısa süreli belleğe aktarılır. Kısa sürede uyarılar, kısa süreli belleğe aktarılmaz ise kaybolur ve tekrar geri getirilemez (Huitt, 2003; Öztürk ve Kısaç, 2007; Senemoğlu, 2004).

2.2.1.1.2. Kısa Süreli Bellek (ÇalıĢan bellek)

Duyusal bellekten kısa süreli belleğe aktarılan bilgiler birkaç saniye süreyle burada kalabilir. Kısa süreli bellek sınırlı miktarda bilgiyi alma kapasitesine sahiptir. Bu nedenle kısa süreli bellek kapasitesi bilgiler gruplandırılarak verildiğinde arttırılabilir.

Kısa süreli bellekte bilgiler çoğunlukla görsel ve iĢitsel olarak 15-20 saniye depolanır. Kısa süreli bellek, bilgiyi tekrarlayarak veya anlamlandırarak uzun süreli belleğe gönderir. Anlamlandırma uzun süreli bellekteki bilginin, yeni gelen bilgi ile kısa süreli bellekte iliĢkilendirmesi yoluyla yeni bilgiye anlam verilerek gerçekleĢir. Bu süre içersinde bilgi iĢlenerek uzun süreli belleğe gönderilmezse unutulur ve unutulan bilgi geri getirilemez (Huitt, 2003; Öztürk ve Kısaç, 2007; Senemoğlu, 2004; Ülgen, 1997).

2.2.1.1.3. Uzun Süreli Bellek

Kısa süreli bellekte iĢlenmiĢ olan bilgi sürekli bellek deposu olarak kabul edilen uzun süreli belleğe gönderilerek depolanır. Uzun süreli bellekte bilgi açıklayıcı bilgi ve iĢlemsel bilgi olarak depolanır. Açıklayıcı bilgi, kavramlar, olgular, tanımlar ve kurallarla ilgili olan bilgidir. ĠĢlemsel bilgi, bir iĢin nasıl yapılacağını gösteren, her iĢlemin yerine getirilmesinde ve takip edilmesindeki izlenmesi gereken sıralamayı içeren bilgidir. Bir bilginin öğrenilmiĢ kabul edilmesi için mutlaka uzun süreli bellekte depolanmıĢ olması gerekir. Uzun süreli bellekteki depolamada bir kodlama sistemi kullanılır. Bilgi, iliĢkili Ģemalar içersinde depolanır. Bir bilgi depolanırken, içinde bulunduğu ana Ģema ve iliĢkili diğer bilgilerle ne kadar iyi bağlantılar kurularak depolanırsa, hatırlama o kadar kolay ve etkili olur.

Bilgiler; sözel kodlar, imgelem, anlam ve önermeler Ģeklinde depolanır. Sözel kodlar, kelime olarak depolanır. Bir hikaye anlatımı, atasözleri hep sözel formlarda düzenlenmiĢtir. Ġmgelem bir yapı ve olayı depolarken zihinsel resmin oluĢturulmasıdır. Görsel bir imgelemi oluĢturmak daha kolay ve etkin olur. Bundan dolayı öğretimi görselleĢtirme bireyin öğrenmesini daha etkin kılar (Ģekil11) (Huitt, 2003; Öztürk ve Kısaç, 2007; Senemoğlu, 2004; Ülgen, 1997).

2.2.1.2. BiliĢsel Süreçler

BiliĢsel süreçler, bir bilgi deposundan diğerine bilgi akıĢını sağlayan „zihinsel eylemler‟dir. Her bir bilgi deposu arasındaki bilgi akıĢını düzenleyen biliĢsel süreçler vardır. Bu süreçler; dikkat, algılama, tekrar, kodlama ve geri getirme olarak sınıflandırılmaktadır (Öztürk ve Kısaç, 2007; Senemoğlu, 2004).

Bireyin öğrenmesinde bir bilgiden önce veya sonra öğrenilen benzer bilgiler birbiriyle karıĢabilir ve geri getirmede zorluk yaĢanabilir. Aynı zamanda öğrenilen bilgi iliĢkili Ģema ve birimlerle bağlantılar kurulmadığı için unutulabilir. KarıĢtırmayı önlemek için fikirler arasındaki iliĢki, benzerlik ve farklılıkları ortaya koyarak güçlü bir kazanım sağlanıncaya kadar alıĢtırma yapılması sağlanmalıdır. Unutmanın en aza indirilmesi için, bilginin iliĢkili Ģema ve birimlerle bağlantılar kurularak depolanması gerekmektedir (Öztürk ve Kısaç, 2007; Senemoğlu, 2004).

2.2.1.3. Yürütücü BiliĢ

Yürütücü biliĢ, genel olarak bireyin kendi biliĢ sistemi, yapısı, çalıĢması hakkındaki bilgisidir. Diğer bir deyiĢle, yürütücü biliĢ, bireyin kendi biliĢ yapısı ve öğrenme özelliklerinin farkında olmasıdır. BiliĢ ve yürütücü biliĢ arasındaki fark ise Ģöyle açıklanmaktadır. BiliĢ, herhangi bir Ģeyin farkında olma, onu anlama iken yürütücü biliĢ, herhangi bir Ģeyi öğrenmeye, anlamaya ek olarak onu nasıl öğrendiğinin de farkında olma, nasıl öğrendiğini bilmedir. Yürütücü biliĢ için, öğrenci bu konuyu öğrenmedeki amacım nedir?, nasıl bir sonuca ulaĢmam beklenmektedir?, bu konuyu öğrenmek için ne kadar zamana ihtiyaç duyarım?, bu konu hakkında ne biliyorum (kendi öğrenme düzeyini test etme) gibi sorular sorar (Öztürk ve Kısaç, 2007; Senemoğlu, 2004). Bu kurama göre bilgisayar destekli simülasyonda ameliyat öncesi ve sonrası hasta bakım yönetimi yapılandırılmıĢtır.

Kelimeler Resimler Multimedya Sunumu Kulaklar Gözler Seçilen kelimeler Seçilen resimler Sesler Resimler Düzenlenen kelimeler Düzenlenen resimler Sözel model Resimsel model Önceki Bilgi Uzun süreli Bellek Kısa süreli Bellek BirleĢtirmek Duyusal Bellek

ġekil 11: Multimedya (çoklu ortam)‟dan öğrenmede biliĢsel teorinin yapısı

2.3. Öğrenmede Kullanılan Materyallar