• Sonuç bulunamadı

3. KAMUOYU OLU UM SÜREC NDE BASIN VE BU SÜREÇTE BASININ

3.3. Bilgi Aç /Gedi i Kuram

Geli en teknoloji ile birlikte bilgi, ya am n vazgeçilmezi haline gelmektedir. Bilgi bir kaynakt r, bir de eri vard r ve insanlar n ba ka ekilde yapamayacaklar eyleri yapabilmelerini sa lamaktad r (Severin ve Tankard, age:406). Art k bilginin güç olarak

47

kabul edildi i dünyada, bilgi insanlar n istedikleri eyleri yapabilmelerini ve f rsatlardan yararlanabilmelerini sa lamaktad r.

Bu alana ilk katk y Tichenor, Donohue, Oliven in 1970 y l nda yay nlanan makaleleri sa lamaktad r. Bilgi gedi i modeli, ba ka bir medya etkisi al n üzerine e ilmektedir. Bir toplumsal sistem perspektifinden yararlanan bu model, medya enformasyonunun çe itli toplumsal s n flar aras nda da t lmas baz nda medya etkisi ve toplumsal iktidar aras ndaki ili kileri incelemektedir (Fejes, 1999:321).

Kitle ileti im araçlar insanlara gereksinim duydu u bilgileri sa lamalar aç s ndan, toplum için önemli bir rol üstelenmektedir. Ancak kitle ileti iminin özelliklerinden dolay , kitle ileti im araçlar n n farkl toplumsal kesimler aras nda bilgi aç n artt r c etkileri olabilmektedir (Öksüz, 2001: 74). Çünkü kitle ileti im araçlar ndan yay lan enformasyon bir toplumsal sistem içinde yerle iklik kazand kça, bu enformasyonu nüfusun daha yüksek sosyo-ekonomik statüde bulunan dilimleri, daha dü ük sosyo-ekonomik statüde bulunanlardan daha fazla bir oranda edinme e ilimine girmektedir ve böylece toplumsal katmanlar aras ndaki bilgi gedi i küçülmekten ziyade büyümektedir (Fejes, age:321) Yüksek sosyo-ekonomik güce sahip gruplar do al olarak imkanlar nispetinde daha iyi e itim imkanlar na sahip olmaktad rlar. Söz konusu gruba mensup ki iler, yine ayn ekilde sosyo-ekonomik gücü az olan gruplardan daha fazla medya kaynaklar na ula abilmektedirler. Dolay s yla, zaten e itimli ve bilgi sahibi olan bu kesim, kitle ileti im kaynaklar ndan yay lan bilgilere daha fazla ula arak daha çok e itilmektedirler. Böylece toplumdaki kesimler aras nda e itim seviyesi azalaca yerde artmaktad r.

ekil 3: Bilgi Aç Hipotezi (Severin ve Tankard,1994:409)

48

ekil 3 te bilgi aç hipotezinin genel görünü ü verilmektedir. ekilde de görüldü ü gibi, yatay düzlemde verilen do ru, geçen zaman gösterirken, dü ey düzlemde verilen do ru verilen ek bilgiyi göstermektedir. Hipotez her iki sosyo ekonomik düzeyde bulunan insanlar n ek bilgi nedeniyle bilgi edinece ini fakat yüksek sosyo-ekonomik düzeyde bulunan insanlar n daha fazla bilgi edineceklerini öngörmektedir. Bu da; ekonomik ve kültürel aç dan toplumsal yap n n üst katmanlar nda yer alanlarla, ekonomik ve kültürel aç dan toplumsal yap n n alt katmanlar nda yer alanlar aras ndaki göreli bilgi aç n n artabilece i anlam na gelmektedir

ekil 4: Bilgi Aç n n Kapanmas

(McQuail ve Windahl, 1997:145)

Ço u zaman gediklerin artma e ilimi gösterdi i iddia edilmektedir. Bu, baz durumlarda do ru olabilmektedir. Fakat Thunberg ve di erleri ekil 4 te de görüldü ü gibi, gruplar aras ndaki bilgi aç n n ço u kez kapand n dü ünmektedirler. ekildeki kesik çizgiler toplumda ayr cal kl olarak tabir edilen (yüksek ileti im potansiyeli olan) gruplar n geli imini temsil ederken, düz çizgi daha az ayr cal kl gruplar n geli imini temsil etmektedir. Ba lang çta aral k artarken, daha sonraki ilerleyen zaman diliminde fark n kapand görülmektedir.

Baz ara t rmac lar iki e rinin yakla p birle mesi olgusunu, tavan etkileri olarak adland rmaktad rlar. Böylesi tavanlara, ele al nan konu hakk nda potansiyel enformasyonun s n rl oldu u durumlarda ula labilmektedir. Enformasyonu emme kapasitesi fazla olanlar n, bir süre sonra belli bir konu hakk nda enformasyon ak ndan toplayacaklar bir ey kalmayacakt r. Bu gerçek, az ayr cal kl lar n öndekilere yeti melerini sa lamaktad r Ayr cal kl grup belli bir durumda daha fazla enformasyon

49

arama için art k bir dürtü hissetmezken, az ayr cal kl grup hala dürtü sahibiyse, bu grup uzun dönemde e it derecede enforme edilmekte ve böylece tavana eri ilmektedir (McQuail ve Windahl, 1997:145).

ekil 5 Kapanmayan Bilgi Aç (McQuail ve Windahl, 1997:146)

Dinamik bir toplumda, türlü konular n ba l k olma ve ilgi çekme güçleri art p azald kça ekil 5 te görüldü ü gibi yeni enformasyon gedikleri devaml olarak ortaya ç kmaktad r. Her gedi e uygun olan veya olmayan durumlar, konunun içeri ine veya karma kl na ba l olarak de i mektedir.

Tichoner, Donohue ve Olien bilgi aç n n olas nedenlerini öyle s ralamaktad r (Severin ve Tankard, 1994:410-411):

1) Sosyo-ekonomik statüsü yüksek ve alçak olanlar aras nda bir ileti im becerisi farkl l bulunmaktad r. Genel olarak e itim fark bulunmakta ve e itim ki iyi okuma, kavrama ve an msama gibi temel bilgi i leme görevlerine haz rlamaktad r. 2) Depolanm bilgi miktar nda ya da daha önceden haz rlanm temel bilgide fark bulunmaktad r. Yüksek sosyo-ekonomik statüde olanlar, e itim yoluyla bir konuyu önceden biliyor olabilmekte ya da konu hakk nda geçmi te medyayla olan etkile imleri nedeniyle daha fazla bilgi sahibi olabilmektedirler.

3) Yüksek sosyo-ekonomik s n f n insanlar daha uygun sosyal ili kilere sahip olabilmektedir. Yani kamusal i lere ve bilime ait haberlere maruz kalm insanlarla arkada l k edebilmekte ve onlarla böyle konular n tart malar na girebilmektedirler. 4) Seçici maruz kalma, kabul ve al koyma mekanizmalar i liyor olabilmektedir. Dü ük sosyo-ekonomik statüdeki insanlar, kamusal i lerle ve bilimsel haberlerle ilgili bilgiyi kendi de er ve tutumlar yla uyumlu bulamayabilmekteler ya da k saca böyle bir bilgiyle ilgilenmeyebilmektedirler.

5) Kitlesel medya sisteminin do as yüksek sosyo-ekonomik s n f n ki ilerine yöneliktir. Bas l medyada ç kan kamusal i ler ve bilimsel haberlerin ço unlu u yüksek statü ki ilerinin zevkine, ilgilerine uyarlanmaktad r.

Bilgi aç hipotezine birçok ele tiri yöneltilmektedir. Ele tirilerden biri uçuruma neden olan bilginin mahiyetine dayand r lmaktad r. Bu yakla mda belli gruplar ya da insan kategorileri için onlar ilgilendiren ve kendilerine yararl bilgiyi

50

tan mlamak yerine salt bilgi uçurumlar konusunu dert etmenin anlaml olup olmad sorulmaktad r. nsanlar için kendilerini do rudan ilgilendirmeyen konularda bilgi sahibi olmamalar önemli görülmemektedir. (Mutlu, 1998:63) Ele tirilerden bir di eri ise, modelin al c yönelimli olmas d r. Standart olarak mutlak ve nesnel bir bilgi kavram na dayanan bu model insanlar n kendi anlamlar n ve bilgilerini yaratmas n göz ard etmektedir.

Bilgi aç hipotezi, ortaya ç k ndan günümüze kadar geni letilerek ekillendirilmi tir. lk olarak, bilginin bazen aç yaratt , bazen de kapatt saptanmaktad r. Bu a amadaki önemli de i kenlerden birisi, çe itli çal malarda belirtildi i gibi, ilgi ya da güdülenmedir. E er ortada yeterli bir ilgi varsa ve özellikle bu ilgi toplum için e it olarak da l yorsa, bilgi bu aç kapatmaya hizmet etmektedir. kinci olarak, aç klar ileti imin bilgiyle s n rl olmamas nedeniyle olu abilmektedir. Aç klar tutum ve davran larla da ilgili olabilmektedir. Bu nedenle bir ara t rmac olan Rogers, olgunun bir bilgi aç ndan daha öte bir ileti im etkileri aç olarak yeniden kavramla t r lmas n önermektedir. Sonuç olarak bilgi aç yaln zca yüksek ve dü ük sosyo-ekonomik statüdeki insanlarla (genellikle e itime göre ölçülmektedir) s n rl olmamakta; önemli ç karlar, politikayla az ya da çok ilgili olanlarla, genç ve ya l olanlar aras nda da olu maktad r (Severin ve Tankard, 1994:428). Medya belirli durumlarda aç kapat yor diye medyan n aç k yaratt durumlar görmezden gelinmemelidir. Bilgi aç n azaltmaya yönelik çe itli çal malar, güdülenmenin önemli bir de i ken oldu unu göstermektedir. Fakat bu bilgiyi aramak için güdülenmek yeterli olmamaktad r. Bilginin mutlaka ula labilir olmas gerekmektedir.