• Sonuç bulunamadı

Bileşik Suçu Oluşturan Bütün Suçların Kurucu

1.9 Suçlar İle Kabahatler Arasında İçtima

2.1.3 Birden Çok Suçun,Ya Hepsinin Kurucu Unsur veya Bazılarının

2.1.3.1 Bileşik Suçu Oluşturan Bütün Suçların Kurucu

Bileşik suçun düzenleme alanı bulduğu kanun metni incelendiğinde bileşik suçun, bağımsız suçların bir araya gelerek yeni bir suçun kurucu unsuru olmaları ya da ağırlaştırıcı nedeni sayılarak tek bir suç olarak öngörüldüğü görülmektedir210.

Birbirinden bağımsız suçların tamamı, yeni bir suçta kurucu unsur olarak düzenlenebileceği gibi bazı suçlar kurucu unsur bazı suçlar da ağırlaştırıcı neden olarak karşımıza çıkabilir. Her bir suçun kurucu unsur niteliğini taşıyarak bağımsız yeni oluşturduğu en tipik suç örneği yağma suçudur. Burada kanun tarafından düzenlenen bir suç çatısı altında toplanan ve kurucu unsur niteliğini taşıyan suçlar cezai sorumluluk açısından bağımsızlıklarını kaybetmektedir. Başka bir deyişle

206 Özen, s.62. 207 Özen, s.92.

208 Merki , s. 113, Özen, s.94, Hakeri, s.439. 209 Özen, s.92.

46

kurucu unsur niteliğini taşıyan suçların kanunda öngörülen ceza miktarları ayrı ayrı değerlendirilemez. Zira kanun koyucu, kurucu unsur niteliği taşıyan suçların oluşturduğu yeni ve bağımsız bir suç için bir ceza miktarı belirlemiş olmaktadır. Bileşik suç için en tipik örnek olarak gösterilen yağma suçunu ele alacak olursak; yağma suçunu oluşturan tehdit suçu için kanunumuz 6 aydan 2 yıla kadar, cebir suçu için 1.5 yıldan 4.5 yıla kadar , hırsızlık suçu için 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasını gerektirdiğini öngörmüş olmasına rağmen şartların varlığı halinde söz konusu suçlar yağma suçu olarak kabul edildiğinde 6 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasının öngörüldüğü, tek suç olarak kabul gördüğü takdirde ceza miktarının daha fazla olduğu görülecektir211.

Yine suçların bir diğer suçu oluşturan unsurları olarak karşımıza çıkan örneklerden biri de TCK’nın 103. maddesinin 1. fıkrasının b bendinde düzenlenen cinsel istismar suçudur. Söz konusu düzenlemeye göre, on beş yaşından büyük çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilmesi halinde çocukların cinsel istismarı suçu oluşacağı belirtilmiştir. Zira cebir ve tehdit olmaksızın on beş yaşını tamamlamış olan çocukla cinsel ilişki suçu TCK’nın 104. maddesinde düzenlenmiştir. Ancak TCK’nın 104. maddesinde düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçu ile 108. maddede düzenlenen cebir suçu 103. maddede kurucu unsur olarak bir araya gelerek yeni bağımsız bir suçu oluşmuştur.

Yargıtay 15. Ceza Dairesinin E. 2012/12113, K. 2013/563,T. 17.1.2013 sayılı kararında ‘’ uyuşmazlık konusu ‘’ Taşımacılık işi yapan sanığın, müşterisi olan firmaya ait taşıma işini yapmalarına kızıp katılanların işyerine giderek katılan Mürsel'e müşterime bir daha nakliye gönderirsen sonucuna katlanırsın diyerek tehdit edip, katılan Bülent'i yumrukla yaralayıp, dükkan camını kırdığı ‘’ olarak belirlenen somut olaya ilişkin, tehdit ve yaralama suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde; ‘’ Müştekilerle aynı işi yapan sanığın müştekilerin işyerine gelerek, iş yerinde bulunan müşteki Mürsel'i müşterime nakliye gönderirsen sonucuna katlanırsın diyerek tehdit ettiği ve darp ettiğinin anlaşılması karşısında, eylemlerinin özel kast açısından biri diğerinin unsurunu oluşturması nedeniyle tek fiil sayılan ve içtima hükümlerinin uygulanamayacağını öngören TCK'nın 42/1 maddesinde düzenlenen

47

"bileşik suç" hükümlerine göre, aynı kanunun 117. maddesinde düzenlenen ve şikayete bağlı olan iş ve çalışma özgürlüğünü engelleme suçunu oluşturup oluşturmayacağının karar yerinde tartışılması gerektiği, ‘’ gerekçesi ile kararın bozulmasına karar vermiştir212. Karar özelinde 5237 sayılı Kanunun 117. maddesini incelediğimizde,

cebir veya tehdit suçlarının, söz konusu suçun unsuru olarak yer aldığı görülmektedir. Dolayısıyla Yerel Mahkemece bu tespitin gerçekleştirilmesi ile devam eden yargılamada tehdit ve yaralama suçlarına ilişkin gerçek içtima hükümlerini uygulanmayacak; cebir ve tehdit suçlarının kanunda düzenleme alanı bulmuş bir normun unsurları olduklarından dolayı yalnızca 117. madde ihlalinden yargılanmasının gerçekleştirilmesi mümkün olabilecektir213.

Cebir veya tehdit suçları birçok suçun unsur niteliğini taşıyarak o suçun bileşik suç kapsamında değerlendirilmesine olanak vermektedir214. TCK’nın 112. maddesinde

düzenlenen eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi, 113. maddesinde düzenlenen kamu hizmetlerinden yararlanma hakkının engellenmesi, 114. maddede düzenlenen siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi, bu bileşik suçlara örnek olarak gösterilebilir.

Yine kurucu unsur niteliği taşıyan suçların oluşturduğu yeni ve bağımsız bir suç örneğine ilişkin olarak Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 2006/9344 E., 2007/7575 K. 12.11.2017 tarih sayılı kararında sanığın 238 ve 240 numaralı sandıklarda oy kullanması şeklinde gerçekleşen eylemin 5237 sayılı TCK’nın 42. maddesi uyarınca mükerrer oy kullanma suçunu oluşturduğu ve yalnızca 298 sayılı Yasa’nın 160/3. madde ve fıkrası yollamasıyla 160/2. maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmeden anılan Yasa’nın 144/1. madde ve fıkrası uyarınca da mahkumiyet hükmü kurulması suretiyle fazla ceza tayini gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir215.

298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun söz konusu ilgili maddelerine bakılacak olursa;

212http://www.kazanci.com/kho2/ibb/files/dsp.php?fn=15cd-2012-2113.htm&kw=`2012/12113`#fm

( son erişim tarihi 09.04.2019)

213http://www.kazanci.com/kho2/ibb/files/dsp.php?fn=15cd-2012-2113.htm&kw=`2012/12113`#fm

( son erişim tarihi 09.04.2019)

214 İçel, s.554.

215http://www.kazanci.com/kho2/ibb/files/dsp.php?fn=8cd-2006-9344.htm&kw=`2006/9344`+#fm

48

Madde 144/1 ‘’ (Değişik: 5728 - 23.1.2008 /m.294 ) Seçmen kütüğüne kendisini veya bir başka seçmeni bilerek birden fazla kayıt ettirenler veya bu sonucu veren fiilleri bilerek yapanlar altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. ‘’

Madde 160 ‘’ (Değişik: 5728 - 23.1.2008 /m.306 ) Her kim oy verme sırasında seçme yeterliği olmadığını bildiği halde oy vermeye teşebbüs eder veya verirse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Başkasının adını taşıyarak oy vermeye teşebbüs eden veya veren üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’’

(Değişik 3. fıkra: 5749 - 13.3.2008 /m.12 ) Mükerrer oy vermeye teşebbüs eden veya

veren kimse hakkında da ikinci fıkra hükmü uygulanır ‘’ şeklinde düzenlemeler mevcuttur. Buna göre Yargıtay 8. Ceza Dairesi tarafından, işlenen suçun diğer suçun kurucu unsur suçu niteliği taşıdığından ve ilgili kanunda açıkça düzenlendiğinden sanığın yalnızca 160. maddenin 2.fıkra hükümlerine göre cezalandırılabileceğine karar vermiştir216.