• Sonuç bulunamadı

BALKAN SAVAŞLARI VE VENİZELOS

3.2. BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI VE VENİZELOS

Özsüer, Venizelos’un Birinci Dünya Savaşı sırasında izlediği politikanın kaynaklarını şu cümlelerle dile getirmektedir: “Venizelos’un Birinci Dünya Savaşı’nda Antant tarafında bir siyaset izleyeceğinin sinyalleri ilk kez başbakan seçildiği 1910 yılında Yunan ordusunun güçlendirilmesi ve yenilenmesi amacıyla Fransız ordusundan General Joseph Paul Eydoux ve İngiliz deniz kuvvetlerinden Amiral Lionel Grant Tufnell’i Yunanistan’a çağırmasında zaten verilmişti. Venizelos, İngiltere gibi deniz gücü olan ülkelerle Yunanistan’ın daimi birlikteliğini doğru bulan bir politik anlayış içindeydi. ”177

Veremis, Yunanistan’ın güçlü devletlerle birliktelik fikrinin nelere sebep olabileceği kaynaklarını şu sözlerle dile getirmektedir: “Bu birliktelik Yunanistan’a hem Balkan Savaşlarında kazandığı toprakları koruyabilme hem de Megali İdea hayali ile kurtarılmayı bekleyen Yunan kardeşlerini (alytrotoi adelfoi) özgürlüklerine kavuşturma olanağı sağlayacaktı. ”178 Söz konusu beraberlik Çanakkale Boğazı ve Süveyş Kanalı güzergahından ilerleyen ticaret yollarını kendi kontrolünde bırakmak isteyen İngiltere’nin de Doğu Akdeniz’de basit bir oluşum amacına yarar sağlayan bir çıkar Adaları’nın güvenliğini sağlayabilmek için Yunanistan’ın denizcilikte ilerlemiş, silah bakımından güçlü bir orduya ihtiyacı vardı. Venizelos böyle güçlü bir ordunun kurulabilmesi için Yunanistan’ın büyük deniz gücü olan Britanya ile yakınlaşması ve müttefik olması gerekliliğine inanıyordu. Thanos Veremis- Odisseas Dimitrakopoulos, Meletimata giro apo ton Venizelo kaı tin epohi tou, [Venizelos döneminde yapılan çalışmalar], Filippoti, Athina 1980, s. 89.

61

Yunanistan ve İngiltere’nin birlikteliği hiç kuşkusuz Yunanistan’a da büyük yarar sağlayacaktı. Diğer bir yandan Venizelos’a göre savaşın sonucu ne çıkarsa çıksın, Doğu Akdeniz her zaman İngiltere’nin gücünün egemen olduğu bölge olarak var olacağından Yunanistan her ne imkanla olursa olsun bu gücün yazgı ortağı olmak zorundaydı.179 Hant, Venizelos’un I. Dünya Savaşı sonunda kazanan tarafın kaynaklarına şu şekilde açıklık getirmektedir: “Venizelos’un I. Dünya Savaşı sonunda kazanan tarafın Antant olacağı yönündeki inancı tamdı. Öyle ki savaşın ilk ayında Almanların Batı cephesinde Belçika’yı işgali, Kuzey Fransa’ya kadar ilerlemesi, Doğu cephesinde Rusya’nın Tannenberg’de ağır yenilgiye uğraması ve Çanakkale Savaşı’nda prestij kaybeden İngilizlerin yenilgisi Venizelos’da hayal kırıklığı bile yaratmamış, sıkı sıkıya bağlı olduğu inancını olumsuz yönde etkilememişti. ”180

Kotzias, Venizelos’un Osmanlı Devleti’nin dağılacağı yönündeki kaynaklarını şu sözlerle ifade etmektedir: “Venizelos’un emin olduğu bir başka önemli konu da Osmanlı Devleti’nin kesin olarak dağılacağıydı. Böyle bir durumda Yunanistan’ın Antant gibi bir gücün yanında savaşa girmesi Megali İdea’yı gerçekleştirebilecek en uygun ortamın hazır olduğunun da müjdecisiydi. Nitekim Venizelos için Megali İdea Bizans İmparatorluğu’nu yeniden canlandırma düşü değil, bütün Yunanları, adına Yunanistan denilen, tek bir devlet çatısı altında toplama hayaliydi. ”181 Stefanou, Venizelos’un Antant ile birliktelik içinde olma amaçlarının kaynaklarını şu şekilde izah etmektedir: “Venizelos için Antant ile birliktelik içinde olma amaçlarından bir diğer sebebi de Yunanistan’ı dönemin demokrasi simgeleri saydığı İngiltere ve Fransa gibi ülkelerin yanına yakıştırmasıydı. Böyle bir anlayış sonucunda da Yunanistan sınırlarını

179 Giannis Mourelos, “O Venizelos opos ton eıdan oı ksenoı, 1916-1917”, [Yabancıların Venizelos’u Gördükleri Gibi], Thessaloniki, İnstitute of Balkan Studies, 1971, s. 239.

180 Basil Liddell Hart, Birinci Dünya Savaşı Tarihi, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul 2014, s. 65-125.

181 Aleksandros Kotzias, O Ethinikos Dihasmos, [Milli Bölünme], Ta Nea-Ekdoseis Fitraki, Athina 2011, s. 57.

62

daha fazla büyütme hedefine sahip olacaktı. Ancak Venizelos gerekçesini yıllar sonra Fransız Akademisi’nde yaptığı konuşma metninde net olarak açıklamaktaydı:”

“I. Dünya Savaşı’nın ilk kasırgası başladığında ülkenin (Yunanistan) tarafsız kalabilme gibi bir şansının olmadığını hemen anladım. Yunanistan’ın bu savaşa karşı tarafsız olmamasını gerektirecek pek çok neden söz konusuydu. Bu gerekçelerin en önemlisi o dönemde Demokrasi ve Mutlakiyet rejimi arasında meydana gelen savaşa karşı Yunanistan'ın tarafsız ve ilgisiz kalamayacağıydı. Yunanistan’ın ulus geçmişi (Antik Yunan) ise böylesi bir durumda demokrasinin temsilcileri sayılan İngiltere ve Fransa yanında yer almasını gerekli kılıyordu.”182

Venizelos’un düşüncesi Yunanistan’ın iki’ye bölünmesine sebep olurken, İngilizlerin lider olacağını düşünen Başbakan Eleftherios Venizelos’un konumu, Yunanistan’ın çıkarını Balkan savaşlarından korumak ve sınırlarını genişletmek için Antant ile birliktelik kurması gerektiğini düşündü. Bu konum, Büyük Fikirden esinlenen halkın büyük bölümleri tarafından desteklendi. Yunanistan, 1914 yılında baş gösteren Birinci Dünya Savaşı’na tam üç yıl süre sonra yani 1917 yılında yer aldı. Yellice, Yunanistan’ın Birinci Dünya Savaşı’na gecikme nedeninin kaynaklarını şu cümlelerle dile getirmektedir: “Bu “gecikmenin” temel nedeni, Venizelos’un savaşta İtilaf Devletleri’nin yanında yer alma girişimlerine karşılık Konstantin’in tarafsızlık politikasını tercih etmesiydi. ”183 “Venizelos ve Kral arasındaki uzlaşmazlık, “iyi niyetli” bir siyasetin yok olmasına sebep olmuştu.”

Savaşın baş göstermesinden sonra Venizelos, Yunanistan’ı savaş’a ısrarla İtilaf Devletlerinin yanında yer alması için çaba göstermeye başladı. Savaşın zafer kazananı İtilaf Devletleri olacağına kesin bir gözle bakan Venizelos için bu sorun;

182 Stefanos I. Stefanou (der), Ta keimena tou Eleftheriou Venizelou, [Eleftherios Venizelos’un Metinleri], Cilt 2, Leshi Fileleftheron Mnimi Eleftheriou Venizelou, Athina 1982, s. 584.

183 Gürhan Yellice, “Birinci Dünya Savaşı ve Yunanistan”, Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, XVI/32, Bahar Dönemi, 2016, s. 205-242.

63

milletini Balkan Savaşlarının hemen sonrasında anlaşmazlık içinde bulunduğu iki devleti yani hem Osmanlı hem de Bulgaristan’ı ürkütmesine karşı desteklemekle durmayacak eşit zamanda Yunanistan, Kıbrıs ve Küçük Asya’yı ele geçirerek sınırlarını daha çok yükseltecek, Yüce fikri, Megali İdea’yı ortaya koyarak Devasa Yunanistan’ı gerçekleştirme fikrine ulaşacaktı. Bu amaçla Venizelos’la aynı görüşte bulunan Konstantin, muharebeyi Almanya’nın alacağını düşünüyor ve milli emniyet ve menfaati nedeniyle Yunanistan’ın mutlaka yansız kalmasına inanıyordu. Yellice, taraflar arasında fikir farklılığı kaynaklarını şu sözlerle belirtmektedir: “Her iki taraf arasındaki fikir farklılığı 1914 yılı sonlarında çokça netleşecek ve 1915 yılı başlarında İngiltere ve Fransa’nın Çanakkale’ye yapmayı hazırlandıkları savaş harekâtı öncesinde Yunanistan’ı savaşa katmak istedikleri anda üst seviyesine varacaktı. ”184 “Bu süre zarfında bütün uğraşılarına rağmen Venizelos Kral’ı savaşa girme meselesinde hem fikir etmeyi gerçekleştiremeyecek, dahası Yunan siyaseti ile halk arasında bölünmüşlük olacak ve Yunanistan’da “milli bölünme”nin temelleri atılacaktır. ”185

Smith, Savaş’a Yunanistan’ın katılmasını isteyen Venizelos, sırasında izlediği politikanın kaynaklarını şu tutumda açıklamaktadır: “Savaş’a Yunanistan’ın katılmasını özellikle isteyen Venizelos, 10 Ağustos 1914 yılında parlamento konuşmasında şunları söylemiştir:”

“Hâlihazırda Osmanlı Devleti ile adalar konusunda ertelenmiş bir savaş halindeyiz. Bu durumun devam ettirilmesinde güçlü müttefiklerimizin desteğinin yanımızda olması bizim çıkarlarımızadır. Eğer Osmanlı Devleti’nin dâhil olacağı bir savaşta yer almazsak ve Osmanlı Devleti savaştan galip çıkarsa bu durumun sonuçlarından birisi Küçük Asya’daki Helenizm’in tümüyle ortadan kalkması ve Asya kıyılarına yakın olan adaların kaybedilmesi olacaktır. Osmanlı Devleti’nin savaştan

184 Yellice, a.g.m, s. 205.

185 Yellice, a.g.m, s. 206.

64

mağlup ayrılması durumunda ise Küçük Asya’nın yeniden düzenlenmesinde Yunanistan çıkarları göze alınmayacaktır”.186

Fakat, Muharebe başlamadan önce Venizelos’un fikirleri Yunanistan’da tüm çevrelerin üzerinde aynı görüşte bulunduğu ortak karara egemen olmuş değildi.187

Savaş başlamadan önce Osmanlı ile savaşmak istemeyen ancak savaş başladıktan sonra Osmanlı’nın savaşta Almanya ile birlikte yan yana getirmek isteyen, Yunanistan’ın savaşta İtilaf Devletlerinin yanında yer almasını isteyen çünkü Megali idea fikrini tek başına gerçekleştiremeyeceğini bilen Venizelos’un Megali ideayı gerçeğe dönüştürme siyaseti korkunç bir başarısızlıkla sonuçlanmıştır.188

İngiliz düşkünü Eleftherios ve Alman destekçisi Kral Konstantin ortasındaki çatışma ikincisinin yenmesi ile son buldu. Oysa ulusal bir siyaset yaratmak için çok çaba sarfeden Venizelos ortaya çıkardığı bu fikirle herkesi inandırmıştı. Yellice, Rallis’in Kraliyet Konseyinde gerçekleştirilen toplantı sırasında yaptığı konuşmanın kaynaklarına şu sözlerle yer vermektedir: “Kraliyet Konseyinde gerçekleştirilen toplantıda Rallis’in Majestelerinin çok iyi bildiği üzere Venizelos’un muhalifiyim ve hiçbir zaman onunla aynı fikirde olmadım. Ancak bu olayda onunla tümüyle aynı fikirdeyim ve ülkenin takip etmesini istediği siyaseti yürekten kutluyorum” ve Teotokis’in “daha önceden Alman yanlısı bir politikadan yana olduğumu kabul ediyorum, ancak şimdi bu siyasetin metruk olduğu ve kamuoyunun görüşlerine aykırı olduğunu itiraf ediyorum” sözleri, Venizelos’un ortaya koymuş olduğu hedefi Yunanistan’da önemli ölçüde “ortak milli bir politikaya” dönüştürmeyi başardığını gösteriyor. Dahası Venizelos bu süreçte inişli çıkışlı bir tutum sergileyen ve harekâta

65

sonunda ikna etmeyi başarmıştı. “İstanbul ve İzmir’e giren Yunan birliklerinin komutanı olarak tarihe geçmek fırsatı” Kral’ı harekâta onay vermeye çok yaklaştırmıştı.

189

Fakat Kral’ın aniden yansızlıktan taraf olduğunu söylemesi ile Eleftherios hedefine varamadı. Kralın bu şekilde düşünmesinin nedeni yüksek ihtimalle Venizelos’un izlediği politikanın “çabuk, fırsatçı ve hayalci” olduğunu düşünen ve savaşı Almanya’nın kazanacağına inanan Kral’ın aniden düşüncesinden vazgeçmesi önemli nedenlerdendi. İlla ki Kral Büyük fikrin gerçekleşmesini, Venizelos kadar arzuluyordu. Ancak, Çanakkale ile Osmanlı’nın dağılmak ve İstanbul’un kaybedilmek durumunda olduğunun en büyük kanıtıydı ve Venizelos Megali idea’yı kazanmak için bunun çok değerli bir zaman olduğuna kendini inandırmıştı.190

İngiliz ve Fransız ordularının 18 Mart günü yenilmesi Kral’ın Venizelos ile ayni düşüncede yer almamasının kanıtını belirleyecekti. Unsurların yetersizliği, Yunanistan’ın Çanakkale de bulunmaması veya Venizelos açısından değerlendirildiğinde yenilginin İtilaf Devletleri ordularının muharebedeki başarısızlığına her ne derece ciddi bir öğe olduğunu ifade etmemize fırsat tanımıyor. Bu çerçevede sadece savaşın kısa zaman öncesinde Ege Adalarında meydana gelen tedirginlik haliyle Yunan ordusu Osmanlı ile savaşacak tek ortama varmış bulunduğu düşüncesi ile ilerleyerek Yunanistan’ın Çanakkale Savaşı’na karışması vaziyetinde İtilaf Devletleri’nin henüz pek bir hamle niteliğini başarmak konumunda olmasını ortaya koyabiliriz.191

Yellice, Yunanistan’ın Çanakkale savaşına katılmayışı, sırasında izlediği siyasetin kaynaklarını şu şekilde vurgulamaktadır: “Fakat iç politika tarafından

189 Yellice, a.g.m, s.235.

190 Yellice, a.g.m, s.236.

191 Yellice, a.g.m, s.236-237.

66

düşünüldüğünde Yunanistan’ın Çanakkale savaşına katılmayışı, Yunanistan tarihinin çok önemli bir sürecine neden oldu ve politik ve halk tarafında çok önemli izleri oldu.

Venizelos’un görevinden ayrılmasından sonra iki taraf arasındaki fikir uyuşmazlığı daha da belirginleşti. “Milli çıkarlar” uğruna iki taraftaki anlaşmazlık sonunda “milli bir trajediye” ve sonrasında “milli bölünme” olarak isimlendirilecek bir dönemin oluşmasına zemin açarken halk Venizelosçular ve Kralcılar olarak ikiye bölündü.

Unsurları Çanakkale harekâtı anında gerçekleşen milli bölünme, Yunanistan’ın İzmir’i işgali ardındaki etkisi giderek artarak devam edecekti. Bütün kazanımlarına göre

‘beklenmedik’ bir zamanda Venizelos 1920 yılında gerçekleşen seçimlerinde başarısız olacak, Küçük Asyadaki Türk-Yunan savaşı Kral’ın faaliyette olduğu zamanda gerçekleşecekti ve bu bölünme 1922 yılında oluşan “milli felaketin” en temel olaylarından birini oluşturacaktı. Venizelos’un 1929 yılında meclis konuşmasında süreçle ilgili tüm sorumluluğun kendisine ait olduğuna yönelik açıklamaları ve ölümünden kısa bir süre önce Metaksas’ın “Allah hepimizi affetsin, yaşananlar herkesin suçuydu” yönündeki itirafı her iki tarafın da önemli hatalar yaptığını bizlere gösteriyor.

192

3.3 MİLLİ BÖLÜNME

Çanakkale savaşı başlamadan önce Yunan Kralı Konstantin, farklı bir unsuru desteklerken, Venizelos’da Kral’a karşılık farklı bir unsuru desteklemiştir. Bu destek Kral tarafından Almanya taraflısı olurken, Başbakan Venizelos ise İngiltere taraflısı bir siyaseti öngörmüştü. Kral tarafından istediğini alamayan Venizelos yaşanan olaylar karşısında görevini terk etti. Bunun üzerine Yunanistan’da 1936 senesine dek devam

192 Yellice, a.g.m, s.237.

67

edecek olan hem Kral yandaşları hem de Eleftherios yandaşlarının, politik meselede Yunanistan’ın paylaşılmasına neden olacak Ulus paylaşımının başlama anıydı.193

Venizelos görevini terk etmekle beraber bilhassa medyayı kullanarak Yunan Toplumunu savaşa İngilizlerin tarafında yer almaya inandırmaya ve 1915 Ağustos’unda yapılacak halk oylamasında kendisinin yeniden başbakanlığa gelmesi için halkın desteğini kazanmaya çalışıyordu.194 Venizelos’a göre, Çanakkale’ye orduyu yollamamak, Yunan tarihinin kaybedilmiş en önemli vesilesiydi. Eğer bu gerçekleşmiş olsaydı, Batı Anadolu’nun işgali çok kolay olacak, müttefiklerin oluşturduğu kesinlik nedeniyle de Makedonya ve Batı Trakya’yı Bulgaristan’a karşı korumak için Yunanistan’ın ordusunu kullanmasına lüzum olmayacaktı.195

Üstelik Eleftherios’a göre, Çanakkale’de müttefiklerin Yunan ordusu takviyesi ile kazanmaları olasılığında Yunanistan’ın Çanakkale Boğazı’nı işgalinin önü açılacak, böylelikle Karadeniz’de yaşamını sürdüren Yunanlıların, Osmanlı Devleti’ne karşı saldırması ve onlara takviye sunması ihtimalini meydana getirecekti.196

Venizelos’un istifası müttefiklerde memnuniyetsizlik göstermişti. İngiltere ve Fransa, 18 Mart 1915 yılında gerçekleşen başarısızlık sonrası, Yunanistan’ın Çanakkale’de bulunması için daha fazla uğraşmaya başladılar. Venizelos’un müttefiklerin desteğini üzerinde hissetmesi ile 1915 senesi Ağustos’unda tekrardan başbakanlık makamına ulaştı.197

193 Panos Kriki, O Rolos Tu Stratu Stin Ekseliksi Tis İstorias Eladas [Yunanistan Tarihinde Ordunun Rolü], Kultura Yayını, Atina 2008, s. 79.

194 Venizelos’un ilk istifasından sonra yürüttüğü faaliyetler hakkında ayrıntılı bir inceleme için bkz., Kostas Barbis, Ethnikos Dihasmos [Milli Bölünme], Erodios Yayınları, Selanik 2007, s. 28.

195 Dionisos, Çirigotis, Prosfati Istoria Tis Singhronis Elladas, [Yakın Dönem Modern Yunanistan Tarihi], Ekdosis Piotita, Atina 2013, s.307.

196 Nikos Hacopulos, Emis Elines: Polemiki İstoria Tis Singhronis Eladas [Biz Yunanlılar: Modern Yunanistan’ın Savaş Tarihi], Skai Yayınları, Atina 2008, s.134-136.

197 Konstantin Svolopulos, İ Eliniki Ekswteriki Politiki 1900-1945 [Yunan Dış Politikası 1900-1945], Estias Yayınları, Atina 1992, s.116-118.

68

Eleftherios başbakanlığa geldikten sonra müttefiklerin arzularına elverişli bir durumda Sırbistan’a yardım etmek için ordunun çalışmalarını artırdı.198 Fakat söz konusu çalışma faaliyetleri Venizelos ile aynı öngörü de bulunmayan Kral’la ortasının daha fazla bozulmasına sebep olma haline gelmişti.199

16 Ağustos 1916 yılında Venizelos müttefiklerden egemen olduğu destekle Selanik’te kısa süreli bir ulusal savunma hükümeti kurduğunu bildirdi. Böylelikle hem Yunanistan ve Atina’da Kral’a bağlı ve Almanya’yı savunan bir hükümetle, Selanik’te Venizelos’a bağlı ve müttefiklerin tarafını tutan iki hükümet aynı zaman da görev ifa ediyordu.200

Venizelos’un yanında olmak ve Yunanistan’ı savaşa katmak için, Venizelos’un isteğiyle, aralarında Gelibolu’dan ayrılan orduların yer aldığı, İngiliz ve Fransız orduları ile Selanik işgal edildi.201 Müttefik askerlerin takviyesini tedarik eden Venizelos’un oluşturduğu Selanik’teki hükümet 24 Kasım 1916 yılında Almanya ve müttefiklerine savaş açtı.202

Embros Gazetesi, Yunan askerlerden oluşan birliklerin kaynaklarını şu sözlerle ifade etmektedir: “Müttefiklerden ve Venizelos’a sadık Yunan askerlerden oluşan birlikler, Alman yanlısı Kral Hükümeti’ni devirmek için, Atina üzerine yürümeye başladı. 14 Haziran 1917 tarihinde Venizelos, Atina’da Yunanistan’ın tek yasal hükümetinin başbakanı olarak yemin etti. ”203

Başak, Milli bölünmenin kaynaklarını şu cümlelerle açıklamaktadır: “15 Haziran 1917 tarihinde, Kral Konstantin’in tahttan oğlu lehine feragat etmesiyle, tüm güç

198 Konstantin Bakalopulos, İstoria Tis Eladas [Yunanistan’ın Tarihi], Stamuli Yayınları, Atina 2005, s.

402.

199 Ta Krisima Hronia Tu Ethniki Dihasmu 1915-1917[Milli Bülünmenin Kritik Yılları 1915-1917], Mizon Elinismu Kurumu Yayınları, Atina, 1996, s.45.

200 Embros Gazetesi, 16 Ağustos 1916.

201 Nikos Zaharopulos, O Venizelos Sti Tessaloniki [Selanik’te Venizelos], Selanik, 1997, s.88-91.

202 Svolopulos, a.g.e., s. 124.

203 Embros Gazetesi, 14 Haziran 1917.

69

Venizelos’un eline geçti. Ne var ki Venizelos’la Kral taraftarları arasındaki milli bölünme son bulmayacak, Yunanistan’ın Anadolu macerasında aldığı yenilgide bu milli bölünmenin etkileri görülecekti. ”204