• Sonuç bulunamadı

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

4.2. MEGALİ İDEA VE ARDINDAN YUNANİSTAN

4.2.3 Ankara Sözleşmesi (10 Haziran 1930)

10 Haziran 1930 tarihinde Ankara Sözleşmesini imzalanır. 10 Haziran 1930 Ankara Sözleşmesi’yle244 Türkiye ile Yunanistan arasında nüfus mübadelesinden kaynaklanan siyasal ve ekonomik sorunlar çözüme bağlanmıştır.

Erdem, Sözleşmenin maddesine göre yerleşik sıfatı kaynaklarına şu şekilde dikkat çekmekteydi: “Sözleşmenin 10. maddesine göre, “Türkiye, İstanbul’a geldikleri tarih ve doğdukları yer ne olursa olsun değişimden ayrık tutulmuş olan İstanbul bölgesinde bugün hazır bulunan Türk uyruğundaki tüm Ortodoks Rumlara”, 14.

maddesine göreyse “Yunanistan, Batı Trakya’ya geldikleri tarih ve doğdukları yer ne olursa olsun değişimden ayrık tutulmuş olan Batı Trakya bölgesinde bugün hazır bulunan Yunan uyruğundaki tüm Müslümanlara” yerleşik sıfatını tanımıştır. ”245

Yunanistan’ın Ankara Büyükelçisi Spiridon Polihroniadis’le Türk Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras, 10 Haziran 1930 tarihinde Ankara Sözleşmesini imzalarlar.

243 Polihroniadis, a.g.e., s. 29.

244 Cumhuriyet, 11 Haziran 1930, s. 1.

245 Nilüfer Erdem, “Yunan Tarihçilerinin Gözüyle 1930-Türk Yunan Dostluk Antlaşması ve Venizelos’un Bu Sürece Katkıları, Muğla Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (İLKE), S.23, Güz 2009, s.

106.

84

Türkiye’yle Yunanistan arasında mübadele sonrası çıkan siyasal ve ekonomik sorunlar Ankara Sözleşmesiyle çözümlenir.246 Düstur, malların mülkiyeti konusu kaynaklarını şu sözlerle izah etmektedir: “Bu siyasal sorunun yanı sıra mübadeleden kaynaklanan ekonomik sorunlara da çözüm getirilmiştir. Buna göre, değişime tabi olan Müslümanların ve Rumların terk ettikleri ülkelerde bıraktıkları taşınır ve taşınmaz malların tam mülkiyeti terk edilen ülke hükümetine geçecektir. Bankalarda bulunan mevduatlar sahiplerine iade edilecektir. Ankara Sözleşmesi uyarınca Yunan Hükümeti 425.000 İngiliz Lirasını Karma Komisyon’un emrine verecektir; bu paranın 150.000’i yerleşik Rumların Türk Hükümetine geçen İstanbul dışındaki mallarını ve 150.000’i yerleşik Müslümanların Yunan Hükümetine geçen mallarını tazmin için kullanılacaktır.

Ayrıca, kalan 125.000 İngiliz Lirası da Karma Komisyon tarafından üç ayrı partide Türk Hükümetine verilecektir. ”247 “Ankara Sözleşmesi TBMM’de 11 Haziran günü görüşülmeye başlanmış248 ve sözleşmenin aynı zamanda Yunan Meclisine sevk edildiği tarih de olan249 17 Haziran 1930’da onaylanmıştır. ”250 “Svolopulos251 Ankara Sözlemesi’ni, “Sözleşme... mal varlıklarının birbirini karşıladığı ilkesine dayanmaktaydı. Buna paralel Yunan tarafı... 425.000 İngiliz Lirası ödemekle yükümlülendirilmekteydi... Sözleşme kesinlikle Türkiye’nin lehineydi. Ancak ekonomik anlaşmazlıkların temizlenmesi, siyasi anlaşmada aşama kaydedilmesinin ön koşullarını sağlamıştır sözleriyle değerlendirmektedir ki, Yunan tarihçiliğinin sözleşmeye bakış açısı bu yöndedir.”

Erdem, Venizelos’un muhalefete verdiği mesajının kaynaklarını şu cümlelerle izah etmektedir: “Türkiye ile Yunanistan arasındaki meselelerin halli için bu ekonomik

246 Demirözü, a.g.e, s.87.

247 Düstur, 3. Tertip, Cilt, 11, 1939-1966.

248 Cumhuriyet, 12 Haziran 1930, s. 1.

249 Cumhuriyet, 18 Haziran 1930, s. 3.

250 TBMM Zabıt Cerideleri, C.20, D.3, 17 Haziran 1930, s. 264-277.

251 Konstantin Svolopulos, İ Eliniki Ekswteriki Politiki 1900-1945 [Yunan Dış Politikası 1900-1945], Estias Yayınları, Atina 2008, s. 223-224.

85

fedakarlıklara değdiğini düşünen Venizelos muhalefete, “Bu fedakarlıklar hakkımız olanların (maddi) değeriyle değil, elde edilecek sonuçların boyutuyla değerlendirilmelidir” mesajını vermiştir.” 252 Venizelos’a göre, Mübadele Protokolü’nün öne sürdüğü mal varlıklarına kişisel olarak değer sunması prensibinin pratikte uygulanabilirliği yoktur ve bu nedenle bu konuda ısrar edenlerin olası birşey elde etmeleri mümkünlüğü de bulunmamaktadır. Bu durumda ısrar edildiğinde, iki toplum ilişkilerinin yok olduğu meydana çıkmıştır. Durum böyleyken bulunmuş olan çözüm, var olan nüfusun ayrıca özveri gerçekleştirmesini gerektirmeyen ve iki toplumun genel çıkarlarına cevap veren tek çözümdür.253

Cumhuriyet, 16 Haziran’da Meclis’te mübadil emlakin takasa tabi olmasının kaynaklarına şu kelimelerle yer vermektedir: “16 Haziran’da Meclis’te Hariciye Encümeni’nde yapılan tartışmalarda mübadil emlakin takasa tabi olmasının zaruri olduğunu söyleyen Venizelos, İsmet Paşa’dan kendisine gelen bir mektubu okudu ve anlaşmanın kabul edilmemesi durumunda, gerekirse Meclis’in feshedilebileceğini bile ifade etti. ”254

Cumhuriyet, Kafandaris ve General Kondilis ile birlikte Çaldaris’in, Venizelos’un nutkundan sonra lehte oy kullanacağını kaynaklarına şu ifadelerle yer vermektedir: “Kafandaris ve General Kondilis ile birlikte anlaşmaya muhalefeteden Çaldaris, Venizelos’un nutkundan sonra lehte oy kullanacağını beyan etti. Yunan meclisinde görüşmeler başlamadan evvel Atina’da Muhacir teşkilatı tarafından bir miting düzenlenerek, anlaşma ve özellikle de bitaraftarın, mübadil emlakın takasa tabi olması hakkındaki kararlar protesto edildi. Hükümetin açık yerde olmasına izin vermediği için Triyanon tiyatrosunda yapılan mitingde, Venizelos’a hakaret edildi ve

252 Erdem, a.g.m, s.107.

253 Svolopulos, a.g.e., s.224.

254 Cumhuriyet, 18 Haziran 1930, s. 3.

86

güvenlik güçleri ile çatışıldı. ”255 Cumhuriyet, Ankara Sözleşmesi’nin onaylanması aşamasında Venizelos kaynaklarını şu sözlerle açıklamaktadır: “Ankara Sözleşmesi’nin onaylanması aşamasında yapılan görüşmelerde Venizelos, Yunanistan’ın sadece iki konuda sorumluluk taşıdığı tezini savunmuştur. Venizelos’a göre Yunan hükümeti, Yunanistan’da bulunan Türk mübadillerin mal varlıklarını göçmen kitlelerin lehine kullanmak konusunda hukuki bir sorumluluk taşımaktadır. Diğer sorumluluğu ise, göçmenlerin yerleştirilmesi ve rehabilitasyonu çalışmalarının tamamlanmasıdır.

Venizelos bunları gerçekleştirebileceği konusunda göçmenlere söz de vermiştir.

Yunanistan Meclisi’nde ki görüşmeler çetin müzakerelere sahne oldu ve buna rağmen büyük bir çoğunlukla 26 Haziran’da 191’e karşı 19 red oyu ile Yunan Meclisi tarafından onaylanmıştır. ”256

Cumhuriyet, Venizelos sözleşmenin onaylanması enasında Liberal Parti kaynaklarına şu şekilde yer vermektedir: “Venizelos bu dönemde gazetelere, sözleşmenin onaylanması enasında Liberal Parti’den olup da mecliste bulunmayacaklarla aleyhte oy kullanacakları, partisinden kesin bir şekilde ayrılmış sayacağını beyan etmiştir ki, sonuç üzerinde bu tip beyanatların da etki yapmış olabileceği düşünülebilir. ”257

Anlaşmanın, Yunan meclisinde 60 göçmen milletvekilinin varlığına rağmen, sadece 19 aleyhte oyla kabul edilmiş olmasında Venizelos’un sözleşmeyi kararlı, inançlı ve gerçekçi bir şekilde savunmasının önemli bir rolü olmuştur.

Cumhuriyet, Türkiye’de anlaşma metninin kabul edilmesi kaynaklarını şu cümlelerle ifade etmektedir: “Yunanistan’daki bu duruma karşılık Türkiye’de ise anlaşma metni etkili bir itirazla karşılaşmadan 17 Haziran 1930’da TBMM’nde

255 Cumhuriyet, 29 Haziran 1930, s. 4.

256 Cumhuriyet, 27 Haziran 1930, s. 1.

257 Cumhuriyet, 25 Haziran 1930, s. 3.

87

görüşülerek 189 kabul, 15 red ve 2 çekimser oyla kabul edildi. TBMM’de ki tartışmalarda Samsun mebusu Avni Bey, Denizli mebusu Mazhar Müfit Bey ve İstanbul mebusu Hüseyin Bey, sözleşmeye Yunanistan’daki muhaliflerle aynı noktadan, göçmen mal varlıklarının karşılıklı olarak silinmesi noktasından karşı çıkmışlardır. ”258

TBMM Zabıt Cerideleri, Hükümeti mübadele konusunda uysal davranmakla suçlayan muhalifler kaynaklarını şu şekilde izah etmektedir: “Hükümeti mübadele konusunda da çok uysal davranmakla suçlayan muhalifler, Türkiye’nin Batı Trakya’daki göçmen mal varlığına ve Yunanlılar tarafından harabe hale gelen memlekete karşılık bir tazminat alınamamasını eleştirmekte ve savaş alanında kazanılan zaferin diplomasi alanında kaybedildiğini dile getirmekteydiler. ”259 Cumhuriyet, Türkiye’de anlaşmadan sonra yapılan teşekkür konuşmaları kaynaklarını şu sözlerle dile getirmektedir: “Türkiye’de anlaşmadan sonra yapılan teşekkür konuşmalarında iki ülke temsilcileri ve komisyon azalarından sonra en büyük pay Mussolini’ye verilmişti.

Anlaşmanın imzalanmasından sonra Roma sefiri Mussolini’yle görüşerek müzakere sürecindeki hüsni niyet ve yardımlarından dolayı teşekkürlerini iletmiştir. ”260