• Sonuç bulunamadı

BİLGİ YÖNETİMİ VE ENTELEKTÜEL SERMAYE

Entelektüel sermaye hızlı değişen bilgi-yoğun bir çevrede işletmelerin rekabetçilik anlayışındaki değişimi gösteren bir kavramdır. Fiziki kapasite, finansal

174 sermaye ya da parasal sermaye gibi eski sermaye kalemlerinin işletmelerin başarılarını açıklamada yetersiz kaldıkları açıktır. Bunun yerine günümüzde başarının kaynağı olarak bilgi, esneklik, yenilik gibi faktörler belirleyici olmaya başlamışlardır. Bu faktörlerde yerleşik olan bilgi içeriği işletmelerin entelektüel sermayelerini oluşturmaktadır (Stahle ve Hong, 2002). Bilginin hem somut (tangible) hem de soyut (intangible) bir varlık olduğu dikkate alındığında teknolojiden yönetsel süreçlere kadar birçok şey bu yeni sermaye tanımının unsuru olmaktadır (Darroch, 2005).

Entelektüel sermaye genel olarak entellektüel mülkiyet ve entelektüel varlıklar gibi değer yaratan süreç ve faaliyetlere dönüşen organize edilmiş bilgi portföyü olarak tanımlanır (Rory, 1997: 89). Başka bir tanıma göre işletmenin piyasa değeri ile defter değeri arasındaki farka entelektüel sermaye denilmektedir (Mouritsen vd., 2005). Sullivan (1999) ise entelektüel sermayeyi kara dönüştürülebilen bilgi olarak görür. Entelektüel sermaye kavramındaki bilgi içeriği entelektüel kavramı üzerinden hemen dikkat çekmektedir ancak entelektüel sermayenin neleri kapsadığı konusu tartışmalıdır. Sullivan (1999) entelektüel sermayeyi işletmedeki düşünce, icat, teknoloji, genel bilgi, bilgisayar programları, tasarım, beceri, süreç, yaratıcılık ve yayınların toplamı olarak görür. Bunları iki başlıkta toplar: insan sermayesi ve entelektüel varlıklar. OECD (1999) ise entelektüel varlıklar yerine örgütsel sermayeyi koyarak insan sermayesi ile birlikte iki kategoride ele alır. Ancak entelektüel sermaye daha çok üç kategori altında ele alınmaktadır: insan sermayesi, örgütsel sermaye ve müşteri sermayesi (Edvinsson ve Malone, 1997; Diakoulakis, 2004).

İnsan sermayesi işletmede her biri belirli düzeyde bilgi, beceri, yetenek taşıyan bireysel çalışanları içine alır. İnsan sermayesinin bilgi deposundan faydalanmak için işletmeler bireyde içselleşmiş olan örtük bilgiyi açık bilgiye dönüştürmeye çalışır. İkincisi, işletmenin politika ve prosedürleri, yetiştirme ve eğitim kursları, Ar-Ge programları, patentler gibi unsurlardan oluşan örgütsel sermayedir. Üçüncüsü ise müşterilerle, tedarikçilerle ve piyasa kanallarıyla ilişkileri içeren müşteri sermayesidir.

Sullivan’ın (1999) entelektüel varlık olarak sınıflandırdığı diğer bir grup, çalışanlar tarafından herhangi bir iletişim aracına dönüştürülmüş olan bilgiler için kullanılmaktadır. Plan, prosedür, tablo, bilgisayar programı gibi unsurların tamamı

175 entelektüel varlık olarak görülür ve bu mallar içinde yasal olarak koruma altına alınanlara ise entelektüel mülkiyet denir. Bunlar da patent, telif, ticari marka gibi unsurlardır. Sullivan (1999: 133) bunlara ek olarak bir de yapısal sermayeyi ekler. Yapısal sermaye işletmenin “fiziksel” varlıkları olarak tanımlanır. Finansal mallar, bina, makine bunlar arasındadır. Ayrıca yenilikçi bir fikri ürün ya da hizmete dönüştürmeyi sağlayan tamamlayıcı işletme varlıkları da yapısal entelektüel sermaye olarak kabul edilir.

Şekil 4.2 Entelektüel Sermaye Taksonomisi

Kaynak: Diakoulakis vd., 2004: 39

Şekil 4.2’de ise Diakoulakis’in entelektüel sermayeyle ilgili taksonomisi görülmektedir. Şekle göre entelektüel sermaye temelde insan sermeyesi ve yapısal sermayeden oluşmaktadır. Yapısal sermayenin altında yer alan ilişki sermayesi işletmenin tüketicilerle, tedarikçilerle ve piyasa aktörleriyle ilişkilerinin değerlerinden oluşur. Örgütsel sermaye ise süreç ve yenilik sermayesinin bir bütünüdür. Süreç sermayesi, örgütsel yapı, yönetim uygulamaları, bilişim altyapısı gibi işletmenin değer yaratan süreçlerinden oluşur. Yenilik sermayesi de yeni bilgi yaratma kapasitesini ve kültür gibi maddi olmayan varlıklarını işaret eder.

Piyasa Değeri

Entelektüel Sermaye Finansal

Sermaye

İnsan Sermayesi Yapısal Sermaye

Örgütsel Sermaye İlişki Sermayesi Yenilik sermayesi Süreç sermayesi

176 Entelektüel sermaye kapsamına giren kaynaklar içindeki en önemli kaynağın insan kaynağını olduğunu belirtmek gerek. Tablo 4.5’de görüldüğü değer yaratma sürecinde yaptıkları bilgi işleri ile bilgi işçilerinin katkıları entelektüel sermayenin en temel fonksiyonuna ilişkin faaliyetleri işaret eder.

Tablo.4.5. Geleneksel ve Bilgi İşinin İdeal Tipleri

Geleneksel iş bilgi işi

Eğitim belirli düzeyde formal eğitim ve yoğun formal eğitim ve devamlı Çalışarak öğrenme çalışarak öğrenme

Beceriler tanımlanmış beceriler dönüştürülebilir beceriler İşin doğası yüksek düzeyde standartlaşma düşük düzey standartlaşma Örgüt bürokrasiden takımlara kadar profesyonel bürokrasilerden kendi Sabit rol ve pozisyonların olduğu kendini yöneten takımlara kadar iş ve

bilginin ikinci üretim faktörü olduğu bilginin birinci üretim faktörü olduğu

örgütler iş ve görev akışına dayalı

örgütler

İşin aracı fiziksel materyaller ve/veya insanlar semboller ve/veya insanlar

Kaynak: Pyorie, 2005: s.124.

Entelllektüel sermayenin iki temel fonksiyonunun olduğu belirtilir (Suvillan, 1999: 134). Biri, değer yaratmadır (value creation) diğeri ise değeri ortaya çıkarmadır (value extraction). Değer yaratma, daha çok işletmedeki insan sermayesini içeren bir faaliyettir. Öğrenme ya da bilgi edinme gibi süreçler sonucunda yeni bilgiyi yaratan faaliyetlerdir. Diğer taraftan işletmenin bilgi yaratan süreçlerini kurumsallaştıran ya da sistematize eden faaliyetler de değer yaratma olarak kabul edilir. Yukarda da belirtildiği gibi değer yaratma insan sermayesinin merkezde bulunduğu faaliyetlerdir.

Entelektüel sermayenin ikinci fonksiyonu aslında varolan değeri ortaya çıkarmaktır. Dolayısıyla değeri ortaya çıkarma, stratejik vizyonu gerçekleştirmek ve uzun vadeli hedeflere ulaşmak için gerekli olan değer düzey ve derecesini faydalanılan hale dönüştürmektir. Değeri ortaya çıkarma fonksiyonunun üç yönetim modelinden biri ile gerçekleştirileceği belirtilir: entelektüel mülkiyet yönetimi, entelektüel varlık

177 yönetimi ve entelektüel sermaye yönetimi. Entelektüel mülkiyet yönetimi daha çok entelektüel mülkiyet yönetmeye ve piyasaya sürerek kabul ettirmeye yönelir. Entelektüel varlık yönetiminin asıl hedefi ise yenilikleri artırmaktır. Daha fazla entelektüel varlık içerdiğinden entelektüel mülkiyet yönetimine göre daha komplikedir. Entelektüel sermaye yönetimi, işletmeyi geleceğe taşıyan “gizli değerleri” besleyen yetenekleri tanımlar.

Bu bağlamda bilgi yönetimi ve entelektüel sermaye yönetimi bir paranın iki yüzü olarak görülür. Bilgi yönetimi işletme içinde bilginin üretilmesi, paylaşılması ve kullanılmasının nasıl mümkün olacağı sorusuna yanıt ararken; entelektüel sermaye yönetimi değer yaratan bilginin nasıl ölçüleceği sorsuna odaklanır (Stahle ve Hong, 2002: 178). Bu bağlamda bilgi yönetimi bilgiyi değere dönüştürecek liderlik ve yönetimin pratik araçlarıyla ilgilenir. Entellektüel sermaye yönetimi ise entellektüel sermayenin işletmenin bilanço ve piyasa değeri üzerindeki etkisini anlamak için göstergeler ve hesap araçlarını kullanarak günlük pratik faaliyetleri ifade etmeye çalışır.