• Sonuç bulunamadı

1.3. Dil ve Beyin

1.3.1. Beyin, Öğrenme ve Dilin Oluşumu

Araştırmacılar, öğrenmenin gerçekleşmesi ve yarımkürelerin algılama biçimlerini araştırmışlar, sağ ve sol beyne yönelik etkinlikler ve stratejiler geliştirmişlerdir.

Öğrenme beyin içinde her iki yarımkürenin etkileşimi sonucu ve dış dünya ile beyin arasında bir ilişki kurularak gerçekleşir. Öğrenme gerçekleşirken sinirler- sinirler arasında yine sinirler aracılığı ile kimyasal sinir iletişimi (sinirlerin birbiriyle etkileşimi sonucu oluşan iletişim-) neuro-chemical communication) kolaylaşmaktadır. Çok az bilgi bile bu ilişkinin oluşmasını sağlar. Böylece öğrenme sadece birbirine çok yakın–sinirler (adjacent neurons) arasında değil çok uzak olan nöronlor (distant neurons) arasında da bağlantılar kurmaktadır. Bu bağlantı basitten karmaşığa ve karmaşıktan basite doğru bir döngü (circuits) içindedir. Örneğin daha önce hiç duyulmamış bir ses duyulduğunda bu ses önce beyinde ayırt edilemeyen sinirlerın etkinliği olarak kaydedilmektedir. Bu etkinlik dağınık ve yaygın bir durumdadır. Çünkü beyin bu sesi henüz öğrenememiştir. Ses devam ettikçe beyin farklı seslerin içinden veya çok kısa bir sıklıkta bile bu sesi ayırt edebilmektedir. Sinirler arasındaki bu ilişki beynin sol yarımküresindeki geçici kortekste (temporal) gerçekleşir. Bu ses daha fazla işitildiğinde basit ve karmaşık döngü çok daha hızlı ve daha kolay gerçekleşmektedir. Yakın sinirler (adjacent neurons) arasındaki bağlantılar döngüyü oluşturmak için yine sinirler aracılığı ile beynin başka bölgelerindeki görsel, tensel ve kokuya ait bilgileri sözcüğün sesi (sound of the word) ile ilişkilendirmektedir. Bu bağlantı sözcüğün sesine anlam vermektedir. Beynin başka yerlerindeki sinirler, sözcüklerin ses bileşenleriyle (parça) (component) uyuşan bu sinirsel devinimden (döngü) (neural circuits) uzaktırlar. Bu nöral bağlantılar hem sağ hem de sol yarımkürede gerçekleşmektedir. Bir sözcük tarafından etkinleştirilen sinirler arasındaki bu iç bağlantıya nöral ağ (neural network) denir. Öğrenme yeni oluşurken bu nöral döngüler parça parça, eksik ve zayıf bir şekilde çalışmaktadır bilgi adeta bulanık bir fotoğraf gibidir. Bilgi kullanıldıkça netleşir ve kalıcı hale gelir. Beynin sol tarafı daha çok dil işlevlerinden sorumludur. Çünkü yetişkin insanlarda sol beyinde meydana gelen bir arıza dilde kalıcı zararlara yol açmaktadır. Bunun kanıtı, yetişkin insanlarda sol beyinde meydana gelen bi arıza dilde kalıcı zararlara yol açmasıdır. Sağ beynin erken yaştaki dil öğrenmeye etkisi var. Ancak sağ beyin, sonraki öğrenmede çok etkili değildir. Sağ beyinde özürleri bulunan küçük çocuklarda sözcük kavramada sembolik ve iletişimsel el-kol hareketleri yapmada

geç kaldıkları, aynı durumdaki yetişkinlerde benzer sorunun yaşanmadığı gözlenmiştir, Genesee (2000).

Ergenç (1994:38)’den alınmıştır

Beyin ve dil çalışmalarına ilişkin bulgular, sağ beynin kavram öğrenmede ve kompozisyon yazmada ve bir takım bilişsel becerilerin edinilmesinde önemli rol oynadığını kanıtlamaktadır (Rico 2000; Yalçın 1999; Ergenç 1994). “Yazma sürecinin üretici yönünün baskın oluşu nedeniyle beyin araştırmaları bulgularıyla bu sürecin ilişkilendirilmesi gereklidir” (Yalçın 1999:373).

1. 3. 2. Beynin (Sağ ve Sol Yarımkürenin) İşlevleri

İnsanın beyin ve sinir sistemi, algı, hafıza ve öğrenme ile ilgili biyolojik etkenlerle ilgilenen sinir bilimin (neuroscience) bulgularına göre beynin, basit duyuları, duyguları, düşünmeyi, tanımayı, mantık kurmayı dil ve diğer üst düzey zekalarını kontrol eden üç boyutlu bir sistemden oluştuğu ve doğrusal olmadığı ortaya konmuştur (http//:ss.uno.edu.learning theories). Beyin bir bilgisayardaki ağlar gibi sinirlerden oluşmuştur ama bilgisayardan farklı olarak sürekli kendi kendini kontrol ve organize eden bir sistemdir. Bu ifadelerden beynin düz bir sistemde çalışmadığı anlaşılmaktadır. Evans (2002)’a göre beyin karmaşık aşamalardan geçerken öğrenme sürecinde çağrışım ve ilişkilendirme yoluyla çalışan bir işleyiş içindedir bu çağrışım yoluyla ‘anlamlama’ oluşmaktadır. Anlambilime göre (Guiraud, 1984) anlamlama,

bir nesneyi, bir varlığı, bir kavramı, bir olayı, anlığımızda canlandırabilecek bir göstergeye bağlayan bir oluştur. Örneğin bir bulut yağmur göstergesidir veya tavşan bir hayvanın göstergesidir bu nedenle her gösterge beyin için çağrışımsal bir uyarandır (Aksan agy.). Düşüncelerin beyinde oluşması ve bunun sözlü veya yazılı olarak ifade edilmesi, bireyin kelime ve kavramlarla olan ilişkisinin ve zihinsel sürecin ürünüdür. Bu süreç, beynin her iki yarım küresinin farklı kavrayış biçimleri ve farklı işlevler üstlenmesi ile fakat yarımkürelerin birlikte etkileşimi sonucu gerçekleşmektedir.

Son 20 yılda beynin ikili görevini ortaya koyan çalışmalar sağ ve sol beynin farklı öğrenme biçimi sergilediklerini ortaya çıkarmıştır. İki alın lobu aynı rolü oynamaz; sol lop: konuşma, matematik, eleştiri duygusu, mantıki düşünce geliştirme alanlarında rol alırken, sağ lop, mekanı algılama, imgeleme (düşleme), sanat ve yaratıcılık, sezgisel düşünce gibi alanlarda faaliyet gösterir. Ancak iki lop birbiriyle sıkı bir iletişim içerisindedir. Örneğin, okuma etkinliklerinde güçlük çeken bir çocuk için (sol lob), hayal gücü çalıştırıldığında (sağ lob), okuma etkinliklerinde çocuğun ilerleme kaydettiği gözlenmiştir (Arı ve diğerleri, 1999; Atkinson ve diğerleri, 1999; Devrim, 1991), (Aktaran Sarı 2002).

Farklı zihinsel işlevler beynin farklı yarımkürelerinde yer almaktadır. Örneğin sağ beyin, beynin sağ tarafında yer almakta, görsel düşünceyi (visual thinking), model ve örnekleri (pattern recognition) tanımayı kontrol etmektedir. “Beynin sol yarısı konuşma, lineer, analitik ve mantıksal düşünceden sorumlu olurken, sağ yarısının ise bütünlük, kavramsal, duygusal ve mekansal ilişkilerden sorumlu olduğu ortaya çıkmıştır” Yalçın, (1999: 374). Sol beyin ise sözel ve doğrusal düşünmeyi kontrol etmektedir. Sol beyin ciddi, planlı, daha uygulanabilir, yargıya dayalı düşüncelerden sorumlu iken sezgiye dayalı, duygusal, esnek, yargıya dayanmayan düşünceler sağ beyinde oluşmaktadır. Ağırlıklı olarak sol beynin egemen olduğu insanlar daha çok fen bilimleri, mühendislik ve hukuk alanlarında daha başarılı olurken sağ beyin baskınlığı olan insanların daha çok yazar, müzisyen ve sanatçı oldukları gözlemlenmiştir. (Volcano.unmd.nodak.edu/w…(2003). (Beynin işlevleri 1. Tablo’da ayrıntılı bir biçimde gösterilmiştir.)

Ülkemizde beyinle ilgili araştırmalarda oldukça önemli saptamalarda bulunan ve bu alandaki çalışmalarıyla tanınan İclal Ergenç, sol yarım küreler ve kompozisyon arasındaki ilgileşime dikkat çekmektedir

Son yıllarda kompozisyon yazma ve üreticilik konularındaki eksiklikten yola çıkan kimi araştırmacılar, okul döneminde genellikle sol yarım kürenin yeteneklerinin ödüllendirilmesi nedeniyle sağ yarım kürenin yeteneklerinin gözardı edildiğini, yalnızca sol yarım kürenin yönlendirdiği yazma türünün de sıkıcı, hareketsiz, cansız ve donuk olduğunu ileri sürmekteler. Oysa, doğal yazmada başarılı olabilmek için beynin her iki yarım küresinin de birlikte çalışması gerekmektedir. Çünkü, sol yarım küre çözümsel (analitik) düşünürken, sağ yarım küre bütünsel (holistic) düşünmektedir (Ergenç 1994: 39).

Yazma becerisi beyindeki bilgi birikimleri ile doğrudan ilişkili olduğu için yazmanın beyinle olan ilişkisinin ortaya konması bu dersteki sorunların da çözümüne ışık tutması açısından önemlidir. Flower (1996 : 62) da yazma ve beyin arasındaki ilişkiye dikkat çekerek, yazmanın bilişsel bir etkinlik olduğunu ve geçici belleğe (short-term memory) sürekli yüklemeler yaptığını belirtmektedir.

Beynin üstlendiği işlevler ve iki farklı öğrenme biçimi bir sonraki konuda, detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Burada bu işlevleri kısaca hatırlamak yerinde olacaktır. Rico (1976), Ornstein (1973)’nın vurguladığına göre, sağ ve sol yarımküreler aşağıdaki işlevleri üstlenmektedir:

1.Tablo. sağ ve sol yarımkürelerin işlevleri

Sol Sağ

Dizisel (Ardışık) (Sequential) Rastlantısal (Random)

Ussal (Rational) Sezgisel (İntutive)

Analiz eder (çözümler) (Analyze) Sentezler Genel (Holistic) Nesnel (objective) Öznel (Subjective)

Parça (parts) Bütün (Wholes)

Mantıksal düşünme (Logical thinking ) Estetik (Aesthetic) Varolan bulgulardan hareket Yaratıcılık (creativity)

Doğrusal (Linear) Doğrusal olmayan (nonlinear or meandering)

Kelimeleri tanımlar Biçimleri belirler

Kuralları ve planları uygular Hayallerini ve isteklerini izler

Yorumlar Hayalcidir

Gerçekçi ve ayrıntılıdır Görsel ve fikirseldir Sembolleri ve duygusal fikirleri kullanır Duygulara değer verir

Düzenlidir Plansızdır

Eleştiricidir Hayalperesttir

Kaygılı, endişelidir Şüphecidir

Yöntemlidir Gelişigüzeldir

Bir işi basamak, basamak yapar Aynı anda bir şeyler yapar

Nesnelleştirir Canlandırır

Yukarıdaki saptamalar beyin ve dil öğrenme çalışmalarının ürünüdür. Elde edilen bu sonuçlara rağmen, araştırmalar, bu saptamaların eğitim sürecine aktarılmasında sorunlar olduğunu gösterilmektedir. Okullar genellikle sol beyni çalıştıran ona ağırlık veren ve sağ beyin modellerini bastıran bir eğitim vermektedir (http//:ss.uno.edu.learning theories). Durukafa (1992:5), okullarda tek yarımküreye yönelik etkinliklerin çocuklarda yaratıcı düşünmenin gelişmesine engel olduğunu ve geleneksel kompozisyon dersinin, beynin imgesel düşünmeyi sağlayan sağ bölümünün özel yeteneklerini kompozisyon yazmanın karmaşık sürecinde kullanmayı şimdiye kadar ihmal ettiğini belirtmektedir. Düşleme, anlamanın ve kavramanın temelidir bu nedenle eğretileme, analoji, rol alma ve görsel etkinlikler beynin her iki yarımküresini birbirine bağlamakta ve her iki yarımküreyi etkin bir şekilde çalıştırmaktadır.

Farklı zekalara ve beynin farklı işlevlerine yönelik yapılan çalışmalar son zamanlarda büyük bir ilgi toplamış ve eğitime adeta yeni bir yön vermiştir (Goleman 1995; Rico 1976, 1991, 2000; Liff 2003; Bogen 1975; Cohen 1968; Watkin 2000; Shaw 2003). Araştırmalar, her iki yarımkürenin birlikte işe koşulması durumunda beynin algılama kapasitesinin doruğa ulaşacağını göstermektedir. Bu yaratıcı kuramlar, bilişsel ve üstbilişsel öğrenme stratejileri yoluyla gerçekleşebilir. Bilim adamları iki farklı işleve sahip iki farklı türde zeka vardır bunlar sağ ve sol yarımkürelerde bulunmaktadır ve her yarımküre herhangi bir görevi yerine getirebilmek için farklı stratejiler uygulamaktadır diyerek iki farklı zekaya işaret

etmektedirler. Rico, bu durumu ‘iki farklı öğrenme’ veya ‘bilme’(Two Modes of Knowing) biçimi şeklinde tanımlamakta ve yazara göre eğitim de buna göre verilmelidir.