• Sonuç bulunamadı

Berkes’te “Laiklik”-“Sekiilerizm” Farkliligi

Post-Modernism and Cultural Studies

II. Berkes’te “Laiklik”-“Sekiilerizm” Farkliligi

Berkes, kitabimn genel yakla§imim agikladigi, “G iri§” boliimune “Bit kitabin konusu,

T iirkiye’n in son ik i yiiz.ytl iq in d e kiyen ilen m e gabalarm in getirdigi a$amalari, din ve diinya iqlerini ayirm a d a va sm i m ih ver alarak, gabalartn dii^iin diizeyindeki goriinii§lerinin yardim i ile incelenm ektedir ". (sic.) diyerek ba§lar.

H em en ardindan da ilave eder:

Bu din ve diinya i§lerini ayirm a davasi (kitabin son bolum iinde gorulecegi gibi) C um huriyet donem inin layiklik ilkesi ile son goriinu$unu almifjtir ". (sic.) (s. 15).

Bu satirlardan, B erkes’in kitabim n aslinda, “T iirk iy e ’de laikligin ta rih i uzerin e b ir a ra § tirm a ” oldugunu anlariz.

Ama Berkes kendisinin “layiklik” bigim inde yazdigi, bugiin bizim “laiklik” b ig im in d e y a z d ig im iz ve te la ffu z e ttig im iz bu te rim in , F ra n siz c a la ic ism e kelim esinden gelen bir sozciik olarak, Islam, Osmanli, Tiirk din ve siyaset gelenegine yabanci oldugunu dii§iiniir.

1. Berkes’te Laiklik Kavrami

B erkes’e gore “laiklik” kavrami, “din-devlet ikilem i”ne dayanir. Bu ise esas olarak bir Hiristiyan kavramidir.

Islam ve O sm anli geleneginde din-devlet ikilem i anlayi§i yoktu, d in -d evlet

bile§imi dogal, olagan bir bigim olarak goriiliirdii. Ikisin in birbirinden ayrdm asi, ya da ikisinin birer k en d in e b u yru k yetk ili (authorite) olm asi gibi bir goriij ye r almami$ti. (s.15).

Berkes esas olarak, laiklik teriminin, H instiyanligin ilk mezhebi olan Katoliklik ifinde geli§tigini ve bu nedenle de Osmanli-Tiirk toplum una pek uygun dii§medigini belirtiyor.

B erkes'e gore “Laicism e sozciigii K atolik H in stiya n lig in yayildigi halklarm

dilinde, ozellikle F ransizca’da ku lla n ilir ve koken in e bakdirsa ‘halksalla§tirm a’ demektir. Qiinkii kaynagi olan eski ve H iristiyanlik oncesi G rekfed eki laos (halk), laikos (halksal) sozciikleri H iristiyanlik donem inde klericus, y a n i din adam lari (biz bunlara rahipler diyoruz) diqinda olan ki$iler igin ku lam ldi. M odern Fransizca ’da laicisme din adam larindan, rahiplerden ba$ka ki$ilere, kurullara, yetkililere, diinya ifjlerinde, hatta din i$lerinde iistiin bir y e r verme davasidir”. (.16).

Berkes, bu terimin kullam lm asim n iki farkli ve kar§it nedene dayali olarak biiytik bir kari§ikliga yol a^tigim soyliiyor:

B irin c i n e d e n , B e r k e s ’e g o re , in s a n la rin , la ik lik g e le n e g in in g e ld ig i H iristiy an lik ’taki din ve devlet ikilem inin, Islam geleneginde de bulundugu

konusundaki yanh§ samsidir. Ikinci neden daha da ilgin^tir:

Berkes, bu kez, Islam geleneginde, H instiyanliktaki gibi bir “din-devlet ikilem i”

olmadigi igin, laiklik davasmin Islam toplum lan i^in yersiz ve anlamsiz oldugunu sanm anin da yanli§ oldugunu soyler.

Yani, B erk e s’e gore, Islam dininin gelenegi, H in stiy an lik tak i “d in -d evlet

ikilem inden” farklidir, boyle bir ikileme sahip degildir; am a buna dayanarak laiklik

siireci M usluman toplum lar i?in yersiz ve gereksizdir denilemez.. (s. 15).

I§te Berkes, biitiin bu agiklam alan dogrultusunda, gerek Islam da “din-devlet ikilem i” olmadigmdan, gerekse, bu ikilem olmadigi ve din devlet btitunliigii bulundugu i§in, din ve devletin birbirinden ayrilmasi gerekliligi ortaya ?iktigi zaman, bu siire9 Katolik H instiyanliktaki “laiklik” ile anlatilm ak istendiginde, tarihsel benzem ezliklerden dolayi pek 50k sorunun ortaya ciktigim dii§uniir ve “gagda§la§ma” siirecini anlatirken

34 Iz Birakmis Kibnsli Tiirkler I. Sempozyumu: Niyazi Berkes

2. Berkes’de Sekiilerizm Kavrami

“L a ik lik ” sozciigiinu O m an li-T iirk siy asal ve to p lu m sa l degi§m e siirecin in betimlenmesinde uygun bulmayan Berkes, onun yerine bir ba§ka terimi, “secularism ” kelimesini yegler.

Berkes igin, secularism bigiminde kullandigi sozciik, Osmanli-Tiirk degismesini, ya da gagda§la§masim anlatm akta “laiklik” terim inden daha da iglevseldir.

£ u n k ii B e rk e s ’e go re “s e c u la r ism ” sozciigii b ir y an d an tarn a n la m iy la

“gagda§la§ma” terim ine kar§ilik olurken, 5te yandan, dar anlamdaki din-devlet ya

da d e v le t-k ilis e ay rim i d a v a sin d a n gok d ah a geni§, “k u tsa lla § m i§ g e le n e k

boyundurugundan ku rtu lm a so ru n u ”nu ifade eder. (s. 16-17)

Berkes, “sekiilerizmi” neden “laiklik” yerine tercih ettigini agiklamaya, sozciigiin etim olojisinden ba§lar:

“K a to lik H iristiya n lig in diqindaki H iristiya n lig in ya yild ig i yerlerde o zellikle P ro testa n lig in etkisi a ltin d a olan In g ilizc e ve A lm a n c a d a k u lla m la n terim in ko ken i Grekgeden degil, Latinceden gelir. B u koken de zam anla degi§iklige ugrayarak §im diki a n la m im almi$tir. A slin d a ki sozciik, saeculum sozciigii, ‘g a g ’ a n la m m a g elir k i A rapgada bun tin kar§iligi olan asr sozciigii son zam anlara degin Tiirkgede asir olarak k u lla m lird i. L a y ik lik terim in d en once, asrtlik bigim inde bir sozciik kullam liyordu. B u sozciik, secularisme sozcugiinun kapsadigt anlam i ta$irsa da, C um huriyet donem inden on ceki donem de, ‘gaga u y m a k ’ ya da 'onun gereklerine uyacak bigimde degi$m ek’ anlam i, dincilerin elinde kotii bir kavram du ru m u n a getirildi. A srilikziippelik, koksiizluk, sathilik, dinsizlik anlam ina gelm eye bagladi. Ziya Gokalp (ki terim i muasirla§mak bigim inde kullanm ifjtir) belki de bu iiziintiilii anlam dan, a nlam i hig bilinm eyen bir sozciik bularak kurtulm aya galigti; Arapga sozluklerden o zam ana d ek kim sen in duym adigi, bilm edigi bir sozciik bulup gikardi. Z en tm b ig im in d e k i bu so zc iik , G o k a lp ’m k e n d i y a z ila r in d a b ile tutunm adi, ken d isi m uasirlasmak terim ini so n u n a degin kullandi. Asrilegm ek, ya da m uasirla$m ak gibi daha uygun olan terim in yerine (a n la m im n k d tiile $ tirilm e si y iiz u n d e n h a lk u i k u la g in d a o lu m s u z gagri^imlar yaptigindan) biiytik gogunlugun anlam im , ko kenini, yazili§ bigim ini bilm edigi layiklik gibi m elez bir terim bulm a iji de a ym kaygi ile yapilmi$ olmalidir. B u terim in kesin olarak hangi tarihte giktigi, ilk once kim in kullandigi, y a n i resm ileqm eden onceki kisa ta rih in i belirten bir incelem eye raslam adik. G erek d il gagda$la$masi, g erek dii$iin ve ideoloji agisindan boyle bir incelem e yararli olacaktir”.(sic.) (s.16).

A shnda dikkat edilirse, B er k es’in tam m ladigi kavram , dogrudan dogruya “modernlik”tir.

Ama nedense, Berkes, bu terim e iltifat etmemi§tir.

O ysa bu terim, giiniimuz toplumsal bilim lerinde, ozellikle de “modernle§me

kurami" ba§ligi altm da biiyiik bir yayginlik kazanmi§tir (Kongar, 1995: 227-248)

Protestan H instiyanhkta geli§mi§ olan sekularizmi, Katolik H iristiyanhkta ortaya

51 km is olan laiklik sozciigune tercih eden Berkes, bu tercihinin altmda yatan temel etken olarak sekulerizm teriminin, laiklik terim inden daha genis kapsamli oldugunu belirtiyor:

“C unkii bu terimde, laicism e terim inde olandan fark.li olarak, kilise ya da kilise adam i, k u r u l ve ku ra lla ri, y e tk ilile ri ile on la rin diin ya sa l kargitlarim n (klerikus ile laikus’un) kar.p kar§iya gelm esi, gok sayida olgiilere gore b irb irin d e n iyice a yird e d ilm e si d u r u m u n d a n ziyade geleneksel, katilat>mi§ k u r u l ve kurallar kargisinda zam anin gereklerine uyan k u ru l ve kurallari geli§tirme davasim n yiiz yu ze gelm esi d u ru m u vardir”. (s.17).

Protestanligin "zamana uymakta" Katoliklikten daha esnek oldugunu belirten Berkes,

"A silsorunun, ‘toplum ya^am uun hangiyanlari iizerindegelenekgereklerinin yerine zam anin gerekleri insan davram $larina y o l gosterecektir’ davasi oldugu burada daha iyi gd ru liir” diyerek. degi§me siirecini, bir “sekiilerle§me” olarak gordiigiinii,

bu nedenle de daha dar kapsamli buldugu “laiklik" terimini kullanm adigini belirtir.

3. Berkes’te (^agda§Ia§ma Kavrami

Biitiin bu a^iklam alari yapan Berkes, sekiilerle§m e ile ^agda§la§ma arasindaki ili§ikiyi kesin bir biyimde. “secularism sozciigii bu gagda§la§ma sozcugiine hem

anlam , hem koken agisindan daha yakindir, hatta on u n tam k a r p l i g i d i r diyerek

tanimlamijtir. (s. 16).

Berkes, din ve devlet aynmini vurgulayan laiklik kavramindan 50k daha kapsamli oldugunu dii§iindiigu ^agda§la§ma terimi ile ifade ettigi degi§me siirecini §oyle tam m lar:

“D eger olgiileri olm ayan hig bir toplum yoktur; ancak bazi degerler zam anin gereklerine gore degi^ecegine, zam anla katila$ma, kireglegme egilim i gosterirler. B u, bize tig §eyi anlatir: toplum un insanlari arasinda birbirine gok yapi^ik bir birlik vardir; ki$iler degi$mez kurallara uyarak ya§am ayi gok rahat ve kolay bulurlar; toplum lari, yasfanan kigilerin dam arlarim n sertle$m esi g ibi katila$mi$tir. Ki$iler boyle bir d u ru m u gok begenirler. A n c a k degiqme zoru n lu kla rim n sillesini yem eyen toplum da yoktur. Z a m a n in y u m ru k la ri a ltm da bazi ki§iler, aliqik olduklari olgiileri birakm aya, bazilarm i gizli ya da agikga gignem eye; bazilari da di^ardan yen i kurallar almaya, y a da ken d ileriyen i kurallar gelipirm eye

36 Iz Birakmis Kibnsli T urklerl. Sempozyumu: Niyazi Berkes

ba$larlar. B u n u yapanlarm ig hayatinda ise g a t m a l a r bailor, bun u n da s a y m z goruntuleri vardir.

“B ir toplum da en y iiksek sayilan degerler, dzellikle boyle zam anlarda, din sel degerler kiligina girm eye de egilimlidirler. D in, gelenegin en son siginagi, en son savunm a kalesidir. A slm d a toplum un eski ya§ayi§min kokeninden gelen bir gok ah§kanliklar, kolayhkla din geregi imi§ gibi bir nitelik kazanirlar. f y e b u n u n igindir ki, gagdaqla§ma sozcugunun ozii, ‘la y ik le $ m e ’sd zc iig iin iin so y le m e k iste d ig i g ib i to p lu m u , bu dinselle$m e h u m m a sm in yakasindan kurtarm a i§i imi§ g ibi goziikiiyor ve burada laicisme ile secularism terim lerinin anlam lari, ayri sozciik kokenlerinden geldigi halde, birbirlerine u yu yo r”. (s. 17).

Daha sonra Berkes, “gagda§la§ma” ile “dinselle§me” arasm daki diyalektik ili§kiye i§aret ed e r e k , “d in selle§ m e” siir e c in i esa s o la ra k d eg i§ m en in z o r la d ig i “gagda§la§ma”nin ba§lattigini belirtir:

"... bir toplumda degi^me z.orunluklari ortaya gikinca, bilerek bilmeyerek

ya da isteyerek istemeyerek, gagda§la$maya dogru birydnelm e bcqlayinca, o zam ana dek agikga din $em siyesinin altina girm em i$ birgok iqler, degi§me yagmuru karpsm da, bu gemsiyenin altinda toplanmaya ba$lar. Ornegin, ilerde gorecegimiz gibi, sir f devlet i^lerinde suglu goriilen bir Sadrazam , 'dine ihanet etmi§ b ir k i p o la r a k ’ olduriilur. D em ek ki, ‘gagda§la$ma ’ ile ‘dinselle§me ’ birbirleriyle a$agi y u ka n gagda$tirlar. Dinsellelegme, gagda^la^maya kar§i, kaplumbaganin kabuguna cekilmesi g ib i b ir ko ru n m a gabasidir. Bu eserd e de g o re c e g im iz g ibi, her gagdaglapna doneminin arkasindan bir dinselle§me hummasi bailor". (ss. 17-18).

Berkes igin gagda§la§ma, ozet olarak “kutsal kurallarm ” sarsilm asi sorunudur. Bu ise, laiklik ile ifade edilen, din i§leri ile devlet i§lerinin aynlm asindan gok daha kapsam li bir siiregtir:

“§u halde, gagda^lapna konusunda asil sorun, kutsal sayilan alam n ekonomik, teknolojik, siyasal, egitsel, cinsel, bilgisel ya§am alanlannda daralmasi, etkisiz.lepnesi sorunudur. Bu alam n (hig degilse bazi kiplerin ya§ammda) hemen hemen hige inmesi egilimi oldugu igin, buna ka rp olanlar ‘gerici ’ adini hak ederler. Bu nitelikle b a p m kaldirdigi ya da ‘dur, olam az’diye kolunu kaldirdigi zaman ba^ka geptten birsava§ bailor. Bu sava$ artik din-devlet sa va p degil, ileri-geri savap olur. tlerlem e ve geli^me ile tutma ve denge gibi iki amaci gergeklepirm e gabasi bigimin alir. H atta kim i zaman halk-devlet arasi gati§ma, aydin-yobaz arasi gekipne, ya da dengelepne, m illet-devleti, m illet-toplum u olma bigimine de g ire r”.(s.20).

III. Degerlendirme

Hi? ku§kusuz B erkes’in, Osmanli-Tiirk degi§me siirecini, sadece bir “din-devlet

ayrim i” olarak gorm eyip, “ gelenekselden m odernlige dogru bir degi§me olayi”

olarak algilam asi ve incelem esi dogru bir yakla§imdir.

B ence, bu siirecin adm i “ sekiilerizasyon” kar§ihgi olarak “ §agda§la$ma” bi^iminde koym asi da kabul edilebilir bir tutumdur.

K am m ca B e r k e s’in asil k a tk isi, O sm a n li-T iirk degi§m e ^ izgisin d ek i

“ dinselle§me” n in , ashnda “9agda§la§ma” ya kar§i bir tepki oldugu yolundaki

diyalektik te§hisidir ki bu biituniiyle dogru bir yakla§imdir.

N itek im b en de aym yak la§im i 21. Y iizyilda T iirkiye ad li k ita b im d a benim sedim ve kullandim . (Kongar, 1999: 229-263).

Biitiin bu olum lu yakla§imlarina kar§ilik, Berkes’in, “laiklik” yerine yeni bir terim bulm ak it;in sarfettigi ?aba, hem i§in term inolojisini biraz daha karma§ik hale getirmi§, hem de “m odernle§me” gibi bir terim i di§arda biraktigi i^in eksik kalnn§tir.

A ynca son bir nokta, giiniim iizdeki olu§umlara da atif yapilarak, “ ‘laiklik’ esas olarak, zaten ‘<jagda§la§manm’ altm da yatan ve dem okrasinin de olmazsa olm az kojjulu niteligi ile ?agda§la§maya dam gasim vurmu§ bir kavram degil m idir?” diye sorularak, belirtilebilir.

Kaynakca

1. Berkes, Niyazi, 1973, Tiirkiye’de £agda§la§ma, Ankara, Bilgi Yaymevi.

2. Kongar Emre, 1995, Toplumsal Degi§me Kuramlari ve Tiirkiye Ger£egi,

Istanbul, Remzi Kitabevi.

Kibris Gunleri Uzerine Bazi Deginmeler